"“Kitaplar harika kaçış yollarıdır, ta ki okul ödevleri gelene kadar.” – Mark Twain"

Yûşa Irmak

Hayat Akıyor Bay X Bakıyor!

Sıcaklar birdenbire bastırınca gökyüzüne yükselen buharlar İstanbulun üzerine tekrar yağmur olup düşüverdi Ancak buna yaz yağmuru diyorlar. Hani bölgesel yağan yağmurlardan

Portrait Of May Sartoris Tablosu'nun Düşündürdükleri

İngiliz halkının çok sevdiği, dikkate değer bulduğu ve en çok ziyaret ettiği tablolardan biridir Portrait of May Sartoris
Tabloyu ilk kez bir kardeşim paylaştığında ilgimi çekmişti. 1830-1896 yılları arasında yaşamış olan ve Sir Frederic Leighton olarak adını öğrendiğim İngiliz ressam ve heykeltıraşın yaptığı bu tablo ile

Dil

Güzel Düşünce Güzel Sözün Etkisi

Bir insanın her olaya güzel bakması, güzel düşünmesi, kafasında şirinlik için dahi olsa mı acaba kalmaması için her hal ve kal de hayırlı ve güzel olanın peşinden gitmesi o kişinin akıbetini hayırlı kılar. Temiz niyet, güzel düşünce ve güzel söz. Bu üçlü herkesin zirveye de yerin altına girmesine

Şiir Üzerine Lakırdılar

Şiir için gerek eski, gerek yeni şairler öyle tanımlamalar kullanmışlar ki inanın hepsi birbirinden şirin ve güzel ifadelerle bezeli
Şiirin her insanın kendi dünyasında bir tanımı madem var o halde bizce şiir; müşahhası muhayyilenin potasında eriterek tecridin imbiğinden geçirme ve idrak üstü bir incelikle zekaya ürperti

Yedi Emirler Sokağı, Fatih

Fatihin merkezinde bir sokaktayım. Saati söylemeli miyim? Evet söylemeliyim. Saat gece: 03:15 günlerden 7 Ağustos Cuma. Buraya Yedi Emirler Sokağı diyorlar. Bu sokak, Anadolunun merkezine açılan bir kapı! Öyle Akmerkez ya da onun militanı Mayadrom gibi Avrupanın merkezine açılan kapılardan değil

Ehram Yokuşu, Beşiktaş

Yıl; 1997
Ay: Haziran
Henüz 17,5 yaşındaydım.
İstanbul, Esenler otogarından çıkıp abimin kaldığı eve gelmiştim. Evin konumu tepedeydi. Eve ulaşmak için Bebek karakolunun yanından 44 adet sık basamak, 65 geniş basamağı tırmanarak sola sapılır ve ayak bilekleri sızlayarak 16 geniş basamak daha

Kökleri Olmayan Bir Ağacım Pürtelaş Sokağında

Saat 03:46 2020 yılının Ağustos ayının 18nci sabahı Öykü mü yoksa hikâye mi yazmalıyım diye düşünüyorum Bunu düşünürken öykü ile hikâye arasında ince ama önemli bir ayrımın olduğunu anımsıyorum. Hangi kitaptan okudum tam olarak hatırıma gelmiyor olsa da hikâyede daha çok insanın içine doğulan şahsi yaşantısından kesitlerin veya

Sükût Suikasti

Bazen kar bazen yağmur yağan aynı buluttan,
Sükût kötü sözden hoş, güzel söz de sükuttan
diye iki satırı karalıyordum rüyamda
Sonra çığlıklar yükseldi bu satırları yazarken
Her zamanki sıradan çığlıklardan biriydi bu!

Gel - Git Zaman

Uzaklaştıkça uzaklaştı herşey. Aslında uzaklaştırılmıştı. Olmaması gerekiyor muydu? Bundan tam olarak emin değilim. Şimdi aracımı İstanbulun en berbat mahallesinde derme çatma bir sahil evinin en karanlık tarafına park ediyorum Saati söylemeliyim. Saat: 03:15 ve günlerden 28 Ağustos 2020 sabahı Sahile yürüyerek iyice yanaşıyorum. Cebimden bir dal sigara çıkarıyorum.

Isınmak İçin

Şeyma Hanımın tıp fakültesinden arkadaşı Dr. Boğaç Beyin Çatalcadaki köy evine 40 dakikalık bir yolculuktan sonra nihayet geldik.
Şeyma:
-Sen de gel otur bizimle- dedi.
-Ben seni arabada beklerim abla sen işini hal et gel ama beni de burada çok bekletme!- dedim.

Başa Dön