"İnsanların bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
İki gündür, sosyal paylaşım sitelerinde, şu saptamalar dolaşıyor: “Türkiye 2 gündür şehit haberleriyle sarsılırken neler oldu biliyor musunuz? 1.Deniz feneri tüm tutukluları serbest bırakıldı. 2.Tüm hizbullah tutukluları artık serbest. 3.Kredi faizleri son 5 yılın en üst seviyesine çekildi. 4.Memura yapılan fazla mesai zammı 10 kuruşa çekildi. 5.Öğrenci harçlarına yapılan zam son 10 yılın en üst seviyesiyle yasalaştı. 6.Tam 7 kalem eşyaya%14-17 arasında zam yapıldı. 7.Kaddafinin yakalanmasından dolayı Libyalı muhaliflere daha önce 300 milyon doların yanında 80 milyon dolar daha yardım gönderildi. 8. Deniz feneri eski savcılarına(tutuklamaları yapan) soruşturma açılması netleşti.” Evet... Yürekler kan ağlarken kaç alanda güncelleme... Bu nasıl bir rastlantıdır sevgili okur?... ..................................... Dün de 7.2Lik, Kandilli’nin zamanında doğru ölçemediği Van depremi geldi çattı. Şimdiden ölü sayısı yüzü aştı, enkaz altındakilerin sayısı belli değil. Acaba, bu ikinci felakette, bizi hangi yeni denk gelişler, rastlantılar bekliyor?... Marmara depremini yaşamış biri olarak, yitirdiğimiz canlarımızın yanısıra, yağmalanan mallar, yağmalamak için uzak illerden otobüslere, kamyonlara doluşup gelenler, sonraları orada burda satılan yardım çadırları, çeşitli yardım malzemeleri, bunlardan hiç nasiplenemeyen gerçek gereksinim sahipleri, o onurlu insanlar geliyor usuma... Sonra, ya çar çur edilmiş, ya da yeni zenginler yaratan deprem yardım paraları ve toplanan vergiler... ....................................... İsviçre Teknoloji Enstitüsü'nün araştırmasında incelenen 37 milyon şirketten 43'060 uluslararası şirketin hissedarlık ilişkiler ağı içinden seçilmiş 147 şirket dünyayı yönetiyormuş. Bunların çoğu finansal kurumlarmış. Ben yabancı dil bilmiyorum. Bilenler, buyursun aşağıdaki linkleri incelesin, efendilerimizi tanısın, bizim gibi cahillere de daha yakından tanıtsınlar. Irak’tan başlayarak, “Bahar” yelleri esen bütün ülkelerde, bunların neler yaptığına, yapacağına baksınlar, görsünler, bunları izlemeye alsınlar, bize de anlatsınlar. (http://www.newscientist.com/article/mg21228354.500-revealed--the-capitalist-network-that-runs-the-world.html........Revealed – the capitalist network that runs the world - physics-math - 19 October 2011 - New Scienti www.newscientist.com) İmdi... Bu 147 efendinin, Suriye’de, İran’da, Türkiye’de açtırmayı hedeflediği, dün Libya’da açtırdığı çiçekleri görelim, buyrunuz: Libya 'nın "kurtuluşu" resmen ilan edildi. Libya'da Ulusal Geçiş Konseyi (UGK) Başkanı Mustafa Abdülcelil, ülkede Şeriat kurallarının uygulanacağını söyledi. (http://www.cnnturk.com/2011/dunya/10/23/libyayi.kurtardilar.seriati.getirdiler/634175.0/index.html Bu çiçekler arasında, elbette iklime, yere göre biraz farklılıklar olacaktır ama inanın hepsi aynı aileden bitkilerdir. ............................................... Bu üç olgunun birbiriyle bağlantısı nedir?... Yoksa aralarında ilişki aramak, kuruntu mudur?... Sevgili okur, aylardır dilimizde tüy bitti. Bahar yelleri estirilen Arap ülkelerinin, içinde bulundukları kültürel gelişmişlik düzeyi, ne bahar getirir ne çiçek açtırır; ne de devrim yaptırır, dedik. Olsa olsa yeni yıkımlar, yoksulluklar getirir, dünya egemenlerine ve yeni işbirlikçilere kâr kapısıdır, dedik. Dediler ki: "Diktatörlükleri savunuyorsunuz..." Bize dediler bunu. Barış ve özgürlüğe adanmış yaşamlara... Bunları neye dayanarak söyledik? Elbette dünya görüşümüze, boşa ağartmadığımız saçlarımıza, büyük medyada yer bulamayan saygın düşünür, yazar çizer kesiminin, internette yazdıklarından öğrendiklerimize dayanarak söyledik, yırtındık, çığlıklar attık. Arap baharları, Kürt sorunsalı, savaşlar... Ölen çocuklarımız... Hepsi... Her şey... Ne için?... 147 uluslar ötesi/üstü şirketin ve işbirlikçilerinin bitmek tükenmez aç gözlülükleri ve kârları için... Para... Paranın gücü... Para, karşı devrimciyi devrimci, şeriatçıyı ileri demokrat; diktatörlüğü demokrasi, kullanılıp atılmış ya da yeterince kullanamadıkları diktatörleri de hain gösterebiliyor, kullanıldıkları sürece ne diktatördür onlar, ne de hain... Para, insan topluluklarını nasıl da sürüleştirebiliyor... Adım gibi eminim. Libya’da, Kaddafi’yi canlı canlı parçalayanlar, onun “Yakınının yakının yakının yakınına” sokulmak için, yaltaklanmak için, dün, bin bir takla atmışlardır. Biz iyi tanırız öylelerini, sayıları artık iyice ve hızla artmakta... Onlar, bir kıymık pay almak için güce tapanlardır ve onları tanımlamak için “İlkel” sözcüğünü kullansam yanlış olur, kirlenir o sözcük. Onlar, dün, ak dediklerine, bugün kara deyiverirler utanmazca. En büyük zevkleri, düşene bir tekme daha atmak, linçlerle beslenmektir. Ne yazık ki, her ülkede, her yerde, her mevkide, her sınıf ve katmanda kakalaklar gibi çoğalmaktalar... Ey para!... Sen nelere kadirsin!... Ey insan!... Metayı, metalaşmayı, sürüyü ve sürüleşmeyi ne çok sever ve özlermişsin meğer!... Ey düşünürler!...İnsan tanımı, XXI.yüzyılda, yine sizi çağırıyor... “Tanımla beni, tanımla, ben neyim?...” diye haykırıyor... Nazım’a öykünerek, tam “Dilim varmıyor ama.....” Bakın, varmadı benim dilim işte... Ey insan!... Var, sen koyuver yeni adını ve sıfatını!... 24.10.2011 Vildan Sevil
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |