..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Çağdaş Sanat > Hakan Yozcu




16 Haziran 2012
12. Direklerarası Titaro Ödüllerinin Ardından  
Hakan Yozcu
Daha oyuna başlarken hedefimiz bu yönde olmuştu. Ciddi bir çalışmanın ürünüydü bu ödüller. Tam bir ekip çalışması içine girdik. Herkes yüreğini koydu oyuna. Kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın, bildiğimiz yoldan sapmayacaktık. Doğru dediğimiz şeylerin peşinden koşacaktık. Öyle de yaptık.


:AEBD:

     Direklerarası Tiyatro Ödülleri’nin Ardından
Tatlı bir rüyadan bir kez daha uyanmak üzereyim. Çünkü rüya gibi yaşadığım dört günlük iznim bitiyor.
Dört gündür İstanbul'dayım. İstanbul Direklerarası Seyircilerinin verdiği Tiyatro Ödüllerini almak için buradayım.
Direklerarası Seyircileri 12 yıldır Türkiye'de izlediği tüm tiyatro oyunları değerlendiriyor ve uygun bulduğu oyun ve oyunculara ödüller veriyor. Üç yıldır Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde de oynanan oyunları bu kategori içerisine almaya başladılar. Bu, Kuzey Kıbrıs için aslında çok iyi bir olay. Çünkü Kıbrıs’ta böyle bir ödül, bunun dışında henüz hiç verilmedi. Böyle bir organize de olmadı.
Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları olarak bu sene sahnelediğimiz iki oyunumuz ödül almaya layık görüldü. Çocuk Oyunları kategorisinde Cevahir Caşgir'in yönettiği "Koşkoş Hazine Peşinde" adlı oyunumuz iki ödül alırken, benim yönettiğim "Karanlık İşler" adlı oyunumuz beş ödül birden aldı. Toplamda yedi ödül. Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları için bir onur kaynağı...
Bilirsiniz, ödüller hep kamçılayıcı olur. Sizleri daha iyi işler yapmaya yönlendirir. Bir sonraki yapacağınız işin bu senekinden daha iyi olması için çaba göstermenizi ve sonsuz bir istekle uğraşmanızı sağlar.
Çocuk oyunumuzda Cevahir Caşgir ve Ertaç Hazer kendi dallarında en iyileri olarak seçildiler.
Yetişkin oyun dallarında ise en iyi Yönetmen Ödülü “Karanlık İşler”le bana verildi. Profesyonel anlamda Tiyatro alanında aldığım ilk ödül idi bu. Geçmiş yıllarımda da sayısız ödüllerim vardı; ama en anlamlısı bu oldu doğrusu. Çünkü böyle büyük bir kurumun başında oyun yönetmek ve İstanbul gibi dev bir şehirden ödül çıkarabilmek hem de yedi dalda yedi ödül birden alabilmek az şey olmasa gerek.
“Karanlık İşler” de Hüseyin Çakırlı, Nergül Tuncay, Zehra Evliya, Ertaç Hazer diğer ödül alan arkadaşlarımdı. Bunlar da en iyi kadın ve erkek oyuncu ödüllerini aldılar. Azimle, zevkle çalışmalarının sonucunu görmüş oldular. Tabii ödül alamayan diğer arkadaşlarımız da görevlerini en iyi şekilde yaptılar. Onlar, ödüllerini tüm sezon boyunca kendilerini ayakta alkışlayan seyircilerden aldılar. Basında günlerce, haftalarca yer aldılar. Sezon boyunca kapalı gişe oynamanın mutluğunu ve onurunu yaşadılar. Bundan güzel ve büyük ödül olamaz zaten…
Daha oyuna başlarken hedefimiz bu yönde olmuştu. Ciddi bir çalışmanın ürünüydü bu ödüller. Tam bir ekip çalışması içine girdik. Herkes yüreğini koydu oyuna. Kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın, bildiğimiz yoldan sapmayacaktık. Doğru dediğimiz şeylerin peşinden koşacaktık. Öyle de yaptık. Oyunla ilgili her şey masaya yatırıldı. Konuşuldu, tartışıldı, hatta kavgalar dahi yapıldı. Ama hiç kimse alınmadı bu kavgalardan. Çünkü doğru yolu bulmak için yapılan kardeş kavgalarıydı bunlar.
Salonsuzluğu, kadrosuzluğu, bütçesizliği bahane edip parmağımızın arkasına sığınmadık. Ciddi çalıştık. İsteyerek çalıştık. Severek uğraştık.
Kadromuza Hüseyin Çakırlı ve Tuygun Töre gibi iki taze kan ekledik. Bunlar performanslarıyla ayrı bir renk kattılar oyunumuza. Ciddi çalıştılar. Araştırmacı ruhu ile uğraştılar.
Sonra tecrübesinden son derece faydalandığımız ababey dediğimiz İbrahim Andaş'ı hizmet alımı yaparak oyunumuzun kadrosuna dâhil ettik.
İbrahim Ağabeyimiz, gerçekten ağabeylik yaptı bizlere. Bazı önemli noktalarda düşüncelerini bizimle paylaşıyor, bizleri yanlışa düşürmemek için doğru olduğuna inandığı düşüncelerini açıkça söylüyordu çalışmalarda. Doğrusu onunla çalışmak benim için büyük bir keyif oldu.
Girne Amerikan Üniversitesi'nden Ümit Akkan ise sempatikliği ve ciddi çalışması ile herkes tarafından sevildi.
Genç bir oyuncuya ihtiyaç var dediğimde Ertaç Hazer, Girne Amerikan Üniversitesi Tiyatro Kolunda oyuncu olan Ömür Akkan’ı önerdi. Çağırdık konuştuk. Bir sorun olmadı. Ve çalışmalar başladı. Geleceği parlak olan bir oyuncu olarak tanıdım Ömür’ü. Bu işte çok ciddi başarılara imza atacağına inanıyorum.
     Teknik ekibinden kostüm tasarımcısına kadar her şey düşünüldü. Işıkta Mustafa Kral, dekor uygulamada Yalçın Arıcı, Mehmet Isırgan, Hayali Okuyucu, Ertaç Zurnacılar, Efektte Türkey Öztigin ve Kostümde Gülsen Dünki harikalar yarattılar doğrusu. Her şey güzeldi bana göre. Kusursuzdu.
Artık iş seyirciye kalıyordu. Daha ilk oyunda salon tamamen doluydu. Ara basamaklarda dahi oturanlar vardı. Yani insanlar yerde oturuyordu. Arkada ayakta izleyenler vardı. Biraz sonra giderler dememize rağmen oyun sonuna kadar sabırla beklediler ve kahkahalarla izlediler oyunu.
     Ve oyun bitti. “Tepki ne olacak?” diye hepimiz merak içindeydik. Aman Allah’ım o da neydi öyle? Lefkoşa’da deprem oluyordu sanki… Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi yıkılıyordu. Herkes ayaktaydı. Herkes gülüyor ve büyük bir coşku ile alkışlıyordu oyuncuları.
     Oldukça olumlu bir tepki idi aldığımız. Dakikalarca ayakta alkışladı seyirci bizi. Ve gitmek nedir bilmiyordu. Salon boşalmadı bir türlü. Birçok kimse kulise koşmuş ve oyuncuları tebrik ediyordu. Bir gurur tablosu yaşıyorduk.
     Hafta içinde köşe yazarlarından eleştiriler gelmeye başlamıştı. Herkesten büyük övgüler vardı doğrusu. Yıl sonunda bu oyunun bütün ödülleri toplayacağını söyleyenler dahi vardı.
     Ve gerçekten de öyle oldu. Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları belki de tarihinde ilk defa bu kadar çok seyirciye ulaştı. İlk defa aynı anda bu kadar ödülü birden aldı. Büyük bir mutluluktu, gurur kaynağı idi bu, benim için.
     Ve İstanbul’dayım. Cuma akşamı Kozyatağı Kültür Merkezi’nde ödüllerimizi aldık. İskele Kültür Derneği Tiyatro Oyuncusu Ceren Boyacı ile Erenköy Belediyesi Karpas Esprin Tiyatrosu oyuncusu Nazım Bayraktaroğlu da ödüllerini almak üzere İstanbul’a geldiler. Hep beraber oturduk. Beraber hareket ettik.
     Birçok ünlü sanatçılar vardı. Tiyatro adamları vardı. Farklı kişilerle tanıştık. Onlara Kıbrıs Türk Tiyatrosunu anlattık. Onlardan bilgiler aldık.
     Direklerarası Seyircileri Derneği Başkanı Ömer Şahinbaş tam bir Kıbrıs sevdalısı birisiydi. Bize karşı ayrı bir özen gösterdi. Bizi daha kapıda karşılayıp en içten samimi duygularıyla hitap etti. Ve ödül töreninde Kıbrıs Ödüllerini ilk sırada verdi. Ödül sonunda ise bana “Gelin anlaşalım. Seneye Kıbrıs Ödüllerini Kıbrıs’ta verelim. Tek hayalim, tek düşüncem bu” diyordu.
     İnşallah seneye onu da gerçekleştiririz. Bir rüya daha hakikate döner. İnsan yeter ki istesin. Zaten her şey önce hayallerle başlamıyor mu?
     Ödül günü çok güzel de bir sürpriz yaşadım. Önce yeğenim Serhat aradı sabah. Kadıköy’de buluştuk. Balon Cafe’de oturup çay ve kahve içtik. Yemeğimizi yedik. Derin sohbetler ettik. Geçmişte yaşadığımız olaylar tek tek canlandı gözümüzde. Mutlu olduk ikimiz de. Sonra o, arkadaşlarıyla buluşmak üzere ayrıldı. Ben otele döndüm.
     İkinci sürprizi burada yaşadım aynı gün. Üniversiteden sınıf arkadaşım Sevil Orhan ile Müzeyyen Özcan geldiler. Önce bir yere oturup bir şeyler içtik. Ödül töreni boyunca da beni hiç yalnız bırakmadılar. Sevincimi, mutluluğumu benimle birlikte paylaştılar.
     Tören sonrası Bostancı sahiline gidip geç vakitlere kadar hasret giderdik. Ne kadar çay kahve içtik bilmiyorum ama neredeyse sabaha karşı kalkıp ayrıldık. Sohbetin tadı o kadar başka idi ki vaktin nasıl geçtiğini anlayamadık.
     Güzel duygularla, sevinçle, gururla ayrılıyorum İstanbul’dan.
     İçimdeki tek burukluk Boğaz’a inip mai denizi görmek istemiştim. Maalesef deniz kaçtı benden…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın çağdaş sanat kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnciraltı Şairleri
Bir Bahar Bekliyorum Üzerine
Her Şey Gülüşünde Saklı
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Boyacı’ya Büyük İlgi
Nkl Sanat Gecesi Büyük İlgi Gördü
İlk Yerli Operamız: Arap Ali Destanı
Nkl’de Edebiyat Sokağı
Erdinç Akgür İle Devlet Tiyatroları’nı Konuştuk

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sessizliğin Hikayesi Üzrine
Denizli Türk Dünyası Şairleri Buluşmasının Ardından
Cevahir Caşgir’den "100süz Şiirlerim"
Orhan Pamk'un "Kar" Romanı
ve İlk Bölüm Yayınlandı
ve İlk Bölüm Yayınlandı
"Bitemeyen Proje" Üzerine
Beşik Gibi Sallandık
"Kırmızı Pazartesi" Romanının Düşündürdükleri
Olcay Kıraç İle Kıbrıs Sorunu

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vakit Gelince [Şiir]
Kara Güzel [Şiir]
Hayallerim [Şiir]
Gönlümün Tacısın Yar [Şiir]
Kurban Olurum [Şiir]
Acı Ektim [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]
Yüreğimde İhtilal Var [Şiir]
Hayat Seni Çözemedim [Şiir]
Helallik İstiyorum [Şiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Müşavirim.

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.