..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kürtaj sadece kendileri bir zamanlar doğmuş insanlar tarafından savunuluyor. -Ronald Reagen
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




20 Şubat 2013
Canlılığın ve Hayatın Kavranması1  
Bayram Kaya
Doğa yaşamı destekler mi? Desteklemezse neden? Hayat, enerjinin kendi üzerine bir reaksiyonla, kendi üzerine fren etkisi diyeceğimiz aksamalı süreçlerin, dirençleşmesi ile oluşan bir yola koyuluşudur. Bu dirençleşme doğanın kaostuk düzensizliğine karşı hayatın düzenli enerji kullanma alanı olmasıdır. Hayat ben denen öznelliğini ortaya koymuştur. Bu öznellik doğanın yansıması oluşla, seçme ayıklamanın düşünce ve bilinç oluşmasıdır.


:ADDF:
Organizmalar (insan) hayatın kendisi değildiler. Organizmalar (insan da) hayatın temsilcisiydiler. Yani insan (organizmaların formu) önemli değildi. İlla bir organizma türü ve illa bir hayat biçimi olmadığı için organizma formları hayatı en az rekabeti kılıcı boşluk alanlarını doldurmanın inşalaşmasıyla hayatı o tür taşımanın ve köklenmenin aracıydılar. Hayatın çeşitli biçimler altında taşınıyor olup, geleceğe aktarılıyor olması doğru ve önemliydi.

İnsandaki hayata değil, doğada taşınan ve taşınacak olan tüm hayata bakacaktık. İnsanın önemi de bu bakıştaki muktedir oluşta ortaya konacaktı. İnsanın, insan formunda olması değil; insanın, çevre hayat temsilcilerine olan bu bakışıyla, bu farkındalığı yaratır olması önemliydi.

Hayat, bir bütün olarak beliriş ve fark edilişse de; bu bütünlüğü biz tam anlamıyla da kavrayabilmiş değiliz. Yaşama göre çevre, olumsuzluklarla doludur. Çevre hayatı destekler biçimde değildir. Çevre hayata zorluklar gösterişle yaşamı, ancak olağan üstü bulunabilir yaşamlar şekline parçalamıştır.

Neredeyse doğanın her bir zorluk yanına göre, hayat adeta; her bir zorluğu, her bir canlı türüne pay ederek, her bir zorluk direncini yaşantı şekli kılmanın tutumu içindedir. Hayat doğanın toplam zorluğuna gösterilen dirence göre parçalanan bir tutumlaşma ilkesi olmuştur. Doğa düzenli akan enerjiyi sevmiyordu. Hayat ta, tam bu noktada konumlanmıştı. Düzensizliğin karşısına düzen getiriyordu.

Bu parçalanışın her bir yaşam biçimi, diğerine; olağan üstü yaşam olmanın zehabını (sanısını kanısını, sanmasını) verir. Aslında hayat bu olağan üstü lüklerle olası ve sürdürülebilirdir. Size olağanüstü gibi gelen şey; hayatın, hayata tutunma zorunluluğu ve yaşamın çevredeki nişleri kullanım özellikleridirler.

Bu nedenle belki de yaşam bir bütün olarak akmak yerine, parçalar halinde akıp bu zorluklara parçalar üzerinde seyreden akış nispetlerine göre dirençleşeceklerdi. Hayat zorluklar derecesindeki çeşitlilikle akışlar yapıp, bu zorluklarla baş etmiştir. Çevrenin toplam zorlukları; hayatın parçalanması oranında çevre basıncı daha bir baş edilir, daha bir az zorluk şeklinde hayat çeşitliliğinin olağan üstülüğüne dönüşmüştür.

Parçalar üzerinde akma eğilimli olan hayat; çevrenin zorlularını parçaları üzerine dağıtmıştı. Her bir parça, kimi zorluğu dışta bırakma yeğlemesini seçerken; kimi zorluğu da üstesinden gelmesi gereken bir bağıntı oluşla ele almıştır.

Hayat üzerinde parçalara ayrılan çevrenin hayata karşı oluş zorluğu (direnci); her bir hayat üzerinde daha az zorluklara bürünmüştü. Hayat bu zorluklara karşı kendisini büyütmüştür. Doğanın o parça (insan, balık sürüsü gibi) hayatlar üzerine olan basıncı nedeniyle ; o hayatın kendi seçme ayıklama bağıntısı; bu zorluklar karşısında; o canlıları bu zorluğa cevaben büyümüştürler.

Hayatın kendisi ; o tür dediğimiz canlıyı, tür oluşların bir arada olmasıyla; canlının kendisini koloniyel, grupsal, sürüsel, sosyal yaşam ve toplumsal yaşam gibi dış direnç oluşumlarıyla, hayli büyütmüştür. Büyümek, parçalanmak; parçadaki yeni oluşumla, yeniden büyümek; doğanın süren dinamiğiydi.

O canlı dıştan da büyüyerek, o zorlukların üstesinden gelmiştir. Dıştan büyüme, insan gibi karınca gibi vs. oluşumlarla, dıştaki grup, sürü gibi sosyal yaşamlar bağıntısıyla büyümelerdi. Bu sosyal yaşamlar içinde tekil insan ya da karınca bencil formları, bu sosyal yaşamların temel olan ana çekirdeğidirler.

Hayat her bir forma göre, her bir formun biyolojik bireylerindeki tekil bencil oluşlarla özel, kutsaldır. Böylece benzer biyolojik bireyler çoklaşması üzerindeki hayatlar, kendisini garantiye alışta; hayat için bölünme, çoğalma; hayatın kendisine ikinci bir güvenceli akış yoluydu.

Çevrenin parçalı olan basıncı; parça yapıların, tür denen dıştan oluş formlarının bir araya getirdiği grup, sürü gibi sosyal yapılarla; daha bir üstesinden gelinir olmuştur. Çevrenin yaşama gösterdiği toplam zorluk; farklı formlar üzerinde, doğanın toplam zorluğuna karşı; sanki bir formlar arası işbirliği gibi oluşla, toplam zorluklar; küçülen zorluk şeklinde, her bir yaşama yansımış ve bağıntılınmıştır.

Her bir yaşamın kendi öznelliklerinden bağımsız bir işbirliği içinde oluşla baş ettikleri sonuç sal yansımalar, çevreye; ya ürün oluşla, ya da atıklar şeklinde; diğer yaşamların yeğlemesi olmuştur. Örneğin; bitkilerin üzerindeki yaşamsal işleyişin oksijen atığı, çoğu diğer yaşamların oksijen kaynağı olurken; çok yaşamların da karbondioksit atığı, bitkilerin yaşam kaynağı olmuştur.

Hayat enerji düzenlemesini bitkiler üzerinde inorganik dönüşümlerden sağlarken, hayvanlar kendileri üzerindeki enerji düzenleme girdilerini; ya bitkisel organik yapılarda sağlalarlar; ya da hayvan kaynaklı organik yapılarda sağlamaları şeklinde, kendi iç düzenliliğini sürdürme biçimine dönüşmüştürler.

Doğadaki enerji akışını ve enerji dönüşmesini düzenleme, bitkiler üzerinde farklı akmakta, hayvanlar üzerinde farklı akmaktadır.

Hayat, tam da bu enerji düzenlemeleri ve bu enerji düzenlemeleri içindeki, yeni enerji düzenleme mekanizmalarını, çevreden yalıtmakla işe başlıyor. Bu enerji düzenleme formu, doğanın enerji akıtış biçimine karşı oluştur. Hayat enerjiyi dolaştırarak, biraz geciktirerek entropi şekline sokar. Doğanın birden düzensiz enerjiye dönme akışı, hayata karşı olan bu tutumdur.

İşte doğanın hayata karşı olan bu tutumu, doğanın yaşama olan toplam olumsuz direnci olmakla, bu direnç olağan üstü yaşamların da bir başlangıcı olmaktadır. Bu enerjinin bir başka şekilde, düzenleşir olmak isteyişli öznellik (ben)bilincidir.

Sürecek



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.