Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Vakitle boş olduk ta Çayır çimene yayvanlar Yarışma düzenlediler En zekilerini seçmek için hayvanlar Herkes ben zekiyim diye Tutuşup yanıyor Âlemi tas Kendisini has Kılmakla anıyordular… Zekâ çokların Olurlaydı battalı Ama hiç kimse Konduramazdı Kendi kendisine aptalı Yine de biliyorlardı ki Bu yarışmanın ilki Gelirdi Ya sansar, ya tilki... Ahvali bekada Kurnazlıkta zekâda Eğer olunacaksa dürüstüne Olmazdı kimse Sansarla tilkinin üstüne Sansar ile tilkinin Kafaları şişti birbirine fesattan Yaklaştıkça vakit Oldular bozuktan nakit Gayrı ifsattan şişmanıyla Kendi kendilerine olmuşun pişmanıyla Gıyaben rakiplendiler Birbirini kolayışla takiplendiler Kazanmasın ne o, ne ben demenin düşmanlığıyla Oldular kendi kendilerine güman Ne sondu ne sonaydı akıbet Başladı tilki ile sansarın Aralarında ki rekabet Duacıydılar bu yarış Ne sansarın, ne tilkinin Zaferi olmasındı hiç birinin Böyleydi düşünmelerin ifrazı Tek o kazanmasındı da Kendisi de kazanmayaydı Demekleydiler ikrazı Öküze oldular yok yere razı Bu ifsadın telaşı düştü sansara -Tek kazanmasın da tilki Varsın gelsindi öküz En akıllı oluşla yarışmacıların ilki... Tilki de; -Aklıma çöken bir hazansın Tek sansar kazanmasın da Kim kazanırsa kazansın Diyordu … Ne açlıktandı Ne iştahlaydı Önlerindeki kaz eti Rutin görünüşle düşünceden Başladılar aranmaya namzedi Öyle ki aradıkları aday Aptallığıyla hiç doyup bıkmasın Zekâ konusunda Kendileriyle yarışa çıkmasın Derken hazretler Oldular mı böylesi küşümle Akılca akılarına nezaretler* Bir sabahla Sansarın ilk işi Sağa bakınıp Sola takınıp Kirişi kıra kıra kişi Gelir yanına Girer kanına Gazel okur öküzün canına Alttan vurdu Üst perdeden dövdü Öküzün zekâsını övdü Yanına çöktü Zekâyı öküze öktü Bir hayli dil döktü Öküz şaşkın söze başlar: -Şaka mı dersin Sansar kardeş? Açıktan olur mu lades? Sıfatım yetmez gibi Yüzüme vuran cemali kalay Eder misin benimle alay? Der… Öküz; Akılla öküzlük arasında dalıştı Önce yadırgarken bu rehavete alıştı Sansar diğerlerini de Öküzün zekiliğine inandırmaya çalıştı Sansardan sonra tilki Seğirtip öküze doğru, tutar yön Öküz gelen tilkiye baktı bön bön -Ah öküz kardeş der tilki Zekâ kıvılcımların gözlerinde Şimşek şimşek Ne güzel böğürürsün Orman halkına Şiir gibi sözlerinde, der Öküz: -Her ne kadar öküzsem de Sandığın kadar öküz değilim Dediyse de öküz Tükenmişlik sendromuyla direnden bıktı Tilki öküzün Ağzından girip burnundan çıktı Zekilik oturmasa da öküzün üstüne Kırıntısı olmaz etseniz de tırtık tırtık Öküz ökeliği yadırgamıyordu artık Tilki başlamıştı sözünü İnişe yokuşa vurmağa Söylenenle ne söyleyeceği tartmağa Sansarla arasındaki rekabeti karartmağa Öküz ne ki, şimdi Sıra gelmişti hayvanları ayartmağa Biliyorlardı ki diğer hayvanatlar Öküzün aptal oluşuna hep bir kanaatlar İnanıyorlardı ki seçilmekle naibin Mayıs ve idrarının azalamayacağını Yarışmayı öküzün kazanamayacağını Çayır çimen ehli Tilkiyle sansara inanmadıkları halde -Tamam dediler İnanmış gibi görünüşlü bir ahvalde Mahkûmdu inanmağa mahlûkatın elleri İğfal olmak işlerine gelir hayvanatın da Baskın gelme korkusuydu kendilerine Tilki ve sansardaki olanla görünürken kelleri Ne olurdu en zeki seçilirse o? Hiç değilse kendilerinden aşağıydı öküz Bu düşünceyi kahırla, kırılırken belleri Başladı diğer hayvanatlar Öküzün zekâsını demle söylemeye Laflarını hallandıra sallandıra Anlatırlar birbirine ballandıra ballandıra -Bre koyun kardeş Bizim öküz var ya Onun gibi zekisi var mı içimizde? -Hiç bilmez olur muyum? Eşek kardeş Öküz benden de akıllıdır. Sen bu işe ne dersin? Karga kardeş... -Öküz hayvanların en akıllısı Valla oyumu tereddütsüz ona vereceğim … -Hayvanların en zekisi öküüüz -Öküzden daha zekisi yoktuuur -Bizim en akıllımız öküzdüüür Diye dağ taş dere tepe inildemiş Gün açtı, gün yattı Seçmenliğin vakti geldi çattı Kıskanıldığından her güç, her başarı Bundan geliyordu akla her türden haşarı Ya o, ya bendi! Minvali dem Bu yol üzerineyken hem Ne o, ne ben! Demeyle başladı Böylece: En zeki En çiftesi pek En hızlı koşan En yakışıklı En yırtıcı En düşünürü ve En süt vereni olmuştu öküz Bu ne candan, ne vuslatı yardandı Tüm hayvanatlar Kendilerine en az zararı verişle Hiç rakipten saymadıkları hal ile Öküzün başkanlığı seçenlerine kârdandı Artık öküz de başkan gibi davrandı Diğerlerce başkanlık öküzle kavrandı Bu ne mehildir, ne tehir Gün gelir diş bilenir Güçlüler birbirine ilenir Arada da öküzler başkan olur O, başkandı hünerden sayıla sayıla Mayıs dökerdi etrafa, yayıla yayıla 26.07.2013
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |