..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanın en iyi tarafı ürperebilmesidir. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




6 Aralık 2013
Art Alanda Br Çığlık 1  
Bayram Kaya
Tarihi her bir anlatım düzeyi ile hepten mit görmek, bizleri yanıltan ve mantıki bakışlarımızı köreltişle büyüyen bir sürece dönüşmektedir. Mezopotamya ilahilerini ya da destan dediğimiz eserlerini çok çok iyi okumak gerekmektedir. Ayrı ayrı düeyin ayrı zaman zemin düzlemi içinin gelişmişliği ve anlayışlık mantığı içinde yazılmış olmakla, aynı yazı içinin anlatım nüanslarını çok iyi okumalıyız. Aktarım ve anlatımların asıl anlamlarını ilişkileyen sosyo toplucu politik bağıntıların değişmiş olmakla ileri süreçlerce anlaşılamaz bir inisiye yöntemine dönüşeceği hiç unutulmamalıdır.


:AACG:
...
Ve hayat suda
Tarih Sümer'de başladı... Samuel Noah Kramer

“Adı yokken daha yerin
Göğün daha adı yokken
Ne düzenlenmişti otlar
Ne demet edilmişti kamışlar
Ad verilmemişti hiçbir şeye...” Yaratılış destanı (Sümer)

**
Uygarlıklar getirilip
Uygarlıklar taşırılan berdevam...
Kıybele'nin gözlerindeki
Bereket taşması, şad yolu

**

Coğrafya ikliminde
Yazları görsem Anadolu
Seni bir özlerim ki
Dirimin hasat zamanıdır
Sefa dilerim gönlümce
Lakin tam olmaya eremem
Kışların donar
Tamda buz gibidir derim
Pır pır ederken yüreğim...

Sonbaharını görsem
Rengim solar
Ne kalır utkulardan
Heycanını da, duyamam sevincin
Lakin bilirim dirimi
Baharların coşar
Heves olur da yetemem
Parelenir, sürüklenirim
Duygular karışık koşar.

Ekşimem kokmam
Bir gıdım yaşam için
Tuzundan tutarım senin
Basra ile Eridu'da taşar
Sodom ve Gomora da
Diyet tutarsın tuzdan sütun
Ölçüsü kaçmış
Korsan arzulara
Tuzunu eksik etmeden

Sakarya'nı ayağa kaldırsam
Fırat'ın, Dicle'n tasadan asi akar
Dört bir yan hayran olurda
Mucizeler yaratır

Dilmun'a... Eden'e...İrem'e
Firdevs bahçelerine bakar
Rayihalar içinde Enlil
Göz kor, Ninlil'e tutuşur
İnanna'dan kaçsam
İştar gelir üzerime
Kybele meme uzatır
Marduk'un gözlerine takılırım
Dumuzi'den bolluk alsam
Sonu gelir cennetin...

Lakin, yapıyı kuran şimdiyi bulurum...

Her gelişim, dönüşüm
Toplumsal ittifaklarla
Tufan koparır minnetin
Hafızalar tazelenir travmadan
Tuz buz edersin anı
Meme tuttuğun ananda
Art alanda
Ansı mahfiller neşettir inanda

**
Ey okur!
Her nebzede, Anadolu'yu arama
Bir seyirin, başka bir seyirinde
Başlangıcın bir ılıman koşul
Gelişmesi de var ama...

**

İnsan, sürer iken demini
Toplum olanıyla, halksalıyla
Alışmalarda iken sürprizlerin *1
Kıyas tutuşturur çelişkilerin
Bir duruma yatkınlaşırken daha
Tamda gün tutarken
Bir sürpriziyle cuk oturan.

Kimi avcı grup
Kimi çoban grup
Kimi çiftçi grup
Kimi de çapulcu
Süreçle alınmış yol evrilirken
Akıllar çelişkiden çelişkiye
Olgunlaşarak uygarlaşarak devrilirken

Tam bir gidiş oluşla
Özü girişmeden ilişkileri sürürken
Ortada yok topluma yürürken

Baharı koklasam
Düş çiçeklerim patlayacak
Bir tomurcuk, bir tomurcuk daha
Yemliha, Mekselmine hele Kıtmir
Uyanacak uykusundan haçan
Ne baharlar devrilmiş olacak
Ben kucak açan

Geştinna'nın yer altı gezmeleriydi
Düşümün patlayan kısmı
Gılgamış'tı yanına yakışanı
Anlayamadınız Enkindum'la kavgayı
Mitolojik takıldınız

İyiyi kötüyü bilmişti ittifak
En yüce değer erdemdi
Erdemliydi İnanna fahişesi
Dağ duvarlarına aks eden ruh neşesi
Kutsallıktandı iniltiler
Renk renk cümbüşle tapınağın çehresi
Aidileşieken ittifakı behresi
Bir türlü sevemediniz kutsal orospuyu
Bilmediğinize saymayıp cehlinizi
Bilebilseydiniz eğer, anlayabilseydiniz
Görürdünüz günceye idi Vehbi'nin kerrakesi

Sarah kısırdı veremezdi meyveyi
Ne yerindi ne göğün evlat aiti
Tapınağındı Sargon, Horus'lar şahidi
Kutsal kadın idi naditum, entum***
Bakireydi İnanna, Aksi küfür
Kutsal dağın ruhu İnanna'ya üfürür

Düşümün patlamaları geçişiyordu
Birindeyken daha, biri seçişiyordu
Yer yürüyor gök sürüklüyordu *2
Göğün suret nefesiydi tapınak yerli
Bir totem soy aitti oluşaydı çaba terli

Okuyabilseydik eğer
Tevrat yorumlar gibi yorumlasaydık
İştar'lar; Dumuzi'ler nekadar biz
Bizler de ne kadar sizlerdik meğer
Olmazdık firari soyunuşlarda
Toplumsal yola koyuluşlarda

Bir varmış bir yokmuş
Bundan sekizbin sene önce
Yaşlı bir anne, yaşlı bir baba yokmuş
Gel zaman git zaman
Dağın ruhu ve ruhun üfürmesi varmış
Kimi pek çok doğuranları bakire
Tanrıya ait doğururmuş
Kutsal nurdan
Bu ilişkileniş toplumun habercisi
Kimi hâlâ toteme doğurur tabirle
Analar ana, babalar baba değilken
Babalar kutsal, analar bakire olmuş
Ana yerden hasıl, baba gökten Enkindum
Baba yer dahlinde anne Anu'ysa gök
İttifak ilişkileri cinler periler
Yavaş yavaş eski totem adetler
Yeni semboller üzerinden geriler
...

Gökten üç elma düştü,
Biri başımıza, biri aşımıza, biri yaşımıza
Yinede çıkalım kerevetine
Masal benim düş çiçeklerim
Suyum, aşım, gıda içeceklerim
Ben masalı çok severim.

.....

Dünüme tükürdünüz, igigi'ler
Yüzümüze tükürür gibi
Sizdendi, kurban edilen
Birinizindi etiyle kanıyla
Balçık kılıpta, şekil verilirken kile
Tiksinme iğrenme var ediyordunuz
Aittenizde olanı
Yememeyeydi tüm çile

İğrençlikle tükürüyordunuz
Siz olan kurbanın üzüntüsüyle
Bir gün, üç gün, yedi gün taamsız
Aç olmanın zafiyet süzüntüsüyle
Yas tutuştandı oruç
ittifakı selamet içindi huruç

Düş çiçeklerim bir kez Eridu'da patladı
Bir gün uyanırsınız ki gün dün değil
Dışınızdaki yıkıntı ve zanlamalar
İçteki sıkıntı ve anlamalar olur
Kendilerindendi ejderlere devlere
Verilirle tutulmalık
Etnik çatışmalarından kurtulmalık

İlişkilenme ve düşünmelerle
Hâle yola girişte darma dağın
Kandı candı, geçişen akraba bağın
Verilmeliydi armağan canından
Sevdiğinden harcayıp heyecanından
Olacaktı ahitçe aitti
İgigi'ler ağlarken, Anunnaki'ler şahitti.
Boşuna mı istenmişti İsmail'in canı
Değil miydi ekmek yenirken bedeni?
Boşuna mı şaraptı içilirken İsa'nın kanı!

Heyhat her edimi, zılgıtla isyan
Olmuyordu olup biten akıllarda nisyan
İnsandı, insanı kurban ederken
Aitti eşini düşünmesi ile bungun
Yerinize geçecekle emek ürünleri sungun
Canınıza denk edilişiyle ongun
Sosyal töresi soydan gelişle
Toplum yöresi can, ter emek
Eşit kılınmakla aittiniz demek
İnsan kanı dökme yerine konuşla minneti
Duyulmalıyd saygı zimmeti
Kutsal muktedirliğine kefareti.

Bir ön oluşlaydın ey insan
İttifakı ata soy ile insan
Totem çeşitliliği idi aiden
Yeni ittifaklamalarla
Zemin sel tutkalaydı zaman kaiden

Bir adım atmana
Eski alışmalarındı tartı
Sembolik, totemik
Ayinle kılınırken artı
Kesikli sürekli
Zaman geçişiyle yürümesi
Kırılır yeni baharla
Geçişlerin uykulu ayık sürümesi
Bayram geçişleridir
İnancın andaki ritüeli çürümesi

Razıma geldin felek
Olmuş bir kavun gibi
Tevekten sürüldük
Hevenk olduk büründük
Kazanlar kaynadı yüründük
Birin ağladı dün sen ağlarken bugün
Yedi soy totemden her biri yedi gün
Tufanlar koptu
Akla soyun denirken eski urban
Edilirken insanlar kurban

Gök tutamadı suyunu
Göz yaşlarından
Tasasından unuttu yer
Kurağından yutma huyunu
Ea, İştar, İnanna, Enlil, Enki...
Anu'ya kaçışırken en gücelere
Yer sarardı gök karardı
Mekânla ziftleşen
Tanrılardı u heyecanı korkuyu
Titreşerek çiftleşen
Sarılışlarıylan birbirlerine
Yok oluyordu yarattıkları
Bin bir emkle heba oluş
Zor geliyordu bu son yücelere
Sözleştiler bir daha tufan etmemeyi
Yer gök ehlinden olan cücelere

Beş yerde beşi bir, beş şehir
Ne tufandı yaşanan, ne öncesini tehir
Devamca yağış katılışınca akan nehir
Bu kabil yaşanılama birikişiyleydi mehir

Bir çok sosyal aidiyeti değerler
Solmuştu güzde
Aynı ittifakı totemle soy oluş
Hakkına razı gelirken cima
Olmuştu mülkiyetçilikle şimdi,
Hem de ilk dikkatinde
Ele alışı yasaktan bir ima

Sofra yiyecek ayrılığı
Cinsel seçimli kayrılığı
ittifakı totem düzenleşimiydi
İlanen kardeş olunurdu
İçerken karşı aitti kurbanın kanını
Evlendiği klanın her bir canını
İkinci yasağa konu kan içilimi ahitle zemlendi
Bağ dikti, düzenleten zamanı
Kan yerine şarap içişle demlendi
Eski, kanla kardeşleşme rit şanını

Var oluşla varlık
Zıtlandı, birlendi, tekillendi
Tatlı, tuzlu sularda
Kişar ve Anşarla şekillendi

Öncel bilinirli davranımla değil
Mülkiyeti ilişki içinde
Oluşlasın cani, rızkına kani
Feveranıyla hırlı hırsızsın yani
Sembolizmdeydin sen ki
Yasak meyveyi yerken
İyiye kötüye uyanışın belki

Gök ilahı Anu'ylan oğulları
El alışla evlattı Enlil, Enki
Eski yok olup düzenleşir ilkeyle yeniydi
Kurtarışa konu tufani boğulları

Enki toplum sal dönüşümle tekleşecek
Marduk'un babası
Eski bağdı sosyolojileri kırışla
Eski aideti alışmaların
Her bir şaşmasını düzenleme, çabası

**
Tufandan sonra Eridu
Beş yerleşimden her biri
Ur, Uruk, Lağaş, Nippur
Yeni isim
Ve yeni ittifakı yaşamla dipdiri

Gökten (Asur'dan) gelen tatlı sular
Dilmunda akardı, Eridu'da kasra
Yerin (aşağının) tuzlu sularıyla
Buluştuğu yerdeydi Eridu, Basra

Tuhafsın Enki
Fırat'ın sularını gözlerin süpürürken
Tufanlar kabartacak taşmalarla
Tiamat kucak açsada bir ittifaka
Fazlaydı yerin ve göğün totemi
Karışmalı, sarışan kucakla
Gök ve yer yerleşimli idi, önemin
Tiamat, tuzlu su kıyısında savaşır
Çapayla, bağrını yırtarken sen, yerin
Sosyolojiklik takılır senin erken dönemin.

Toplum sal bağıntı olanaydı
Bilmeden kucak açan girişen yürümen
Etnik ata totemi, peşte sürümen
Yetemedi, anlayamadı yerin ehli
Yaban bulurdu gök, birin birine
Totem aidiyeti
Tek gerçek bilip aitti oluşlarına
Tutku kılmalarıydı cehli
İnsan soyuna düşecekti gök, titanla *3
Karışacaktı yerde;
Neşet edişti Nefilim soy, hitamla.

İttifaklar donuklaşırken
Enki'nin gök gözlerinde
Okunuyordu Tiamat'la, sözlerinde
İlişkisel değer katıyordular yaşama
İtifak düzenlerini
Sembolize edebilmek
İnisiye oluşla Rehabiliter
Şimdiye kerameti bir aşama

Bir yüzü gökten
Bir yüzü yerden
İki kol sararken
iki kolla açık İzimud

Yerdendi tırmıktan pençe
Gökten kanattı
Çapadan gaga
İki başlı kartala
Şimdiki totem ata

İlk olan aidiyete felektendi buyurma
Şimdi, girişimle gerektendi, duyurma

Koca Sümer yapıyı kurdu:
Ur'du Uruk'tu, Lağaştı, Eridu, Nippur
Şehirler ittifakıyla toplumlar devlet durdu.
Sözleşmeyle, oldular deniz
Olup bitenle renk renk her bir beniz
Yeniye, her aitti totem katkısı
Damla damla düşüp dalgalandıkça
Farklı faz kırılması ile kavranıyordu
Damlalar deniz gibi davranıyordu

Arandıkta durumu icaptan
Yoksa yerde karşılığı
Yaratılacaktı
Toplumla toplumlar arası
İnsan-insan
insan-toplum darası ittifakla
Buyuracaktı hakim sesle
Tek kutsal Tanrı
Örece nesnel gerçek
Görece sanrı

Suda yıkanıp, ateşte pişen
Kanı akıtılıp ya da boğazlanıp şişen ins.

İç ve dış yamyamlık dönemine
Oluşla eşleşir şeçenek cins
Her oluşum eşleşiğiyle anlama bürünü
Tanrı'nındı her şeyin ilki olan, ürünü
Evlat, hayvan, bitki oluşuyla, turfanda

İlk oğul İshak (İsmail) ile
İlk ürün olma hakkının kurbanı
Kabil, öldürünce Habil'i
Öldürüleceğini Rab'bine diyordu
Öldürülmemesi için Tanrının
Köle aitlik işaretini anlına yiyordu

İnsan sunu ritüeliyle olurdu şanda
Toplumsal belleğini silimdi tufanda

Bu icap
İlk yürüme gibi, ilk büyük kırılma
Toplumlar gelişmesinin
Girişme ittifakıydı Uruffan'da / Uruffak'ta

Antlaşır olan her bir girişmesi
Unutamayacağıyla unutmanın bilişmesi
Bayram olur, kötü gün olur her saplantısı
Toplumlar arası anlaşma ittifaklaşması
Emeğin ürünüyle kutsalı ve kurbanı
Totem mesleğinden inek, koyun, deve
Fasulye, buğday; konduğunda her eve

Çoban ve çitçi geçimle sunuyordu ürünü
Kendi yerine sunağı olan yemezi türünü

Diyet karşılığı, saygılanma idi totem
Toplumların da anılacak namıydı totem
Ongunlaydı, toplumun da adı
Öküz toplumu, it toplumu diye kapınmak
Can kurtaran bitki, hayvana tapınmak

Yeni aidiyetti ittifakın
Bilinç silimidir eskinin unutması
Günlük hayatla girişir yer tutması
Yeni anltla totemini öv durma!
Unutulan bağıntıdan
Halası idi, insanların hurma
Kendisi ins, karşısı cins donunda
Domuz topluluğu, domuz görünme tonunda
Ataların ilişki biçiminden gelirdi
Bu anlatım ve kavranışlar sonunda
Sunusu ileydi görünen soy sopluluğu

Farklı güç ve görünüşle insandı
Kendi yerine eşiti, kurbana konu
Bitki ve hayvandı görünüş donu
Kurbağa prensti, ejderhaydı ili
Bileceği elbet, bunların dili!

Kendilerini geleceğe
Anlatırken bileceğe
Allamadılar pullamadılar sözü
Üst üste Arapsaçı etmediler özü

Hep bir ilişki ve düzenlenişin
Akabi olacaktı halkla tüzenleniş
Kiminle evleneceği
Mirastı konu girişmelerine
Belli olacakken soyu sopu
Eşiğine adım attırıyordu
Sembol kılarken bunu, İnanna orospu

1.Bölümün Sonu

Dünüme tükürdünüz İğğiler: Bir anlatımda ittifakın insanı İggi'lerin canı ve kanı ile yoğrularak yaratılmıştı. İttifakı insan kendi canı kanı olan insan totemdeşini yemeyecekti. Bu yüzden söz verirken yere tükürmüş, bu antla totem eşini yemenin iğrençliğini belirtmiştiler.

Enki: Sami ilahı Ea'nın Sümer asıllı olan su ve toprak ilahıdır. İnsanlara sanatı bilimi öğreten, insan Ziusudra'ya seslenerek tufanda insanları kurtaran ittifakı yaratıcı ilahtır. İlk sümer ittifakı içindeki Anu, Enlil, Ki (ninhursah) ve Enki, 4 ayrı totem kültü temsil eden çatı totemden biri gibidir. Kutsal Me'lerin (mesleklerin) koruyucusudur.

Enki ve Ninhursah girişme bağıntısı, başlardaki erken dönemden taşınan ortaklaşa yaşam (cennet) kültünü, ittifak içinde giriştirebilmenin uzlaşmaları olucu kaoslu süreçtirler.

Enki ve Ninmah dönemi ilk ittifakın içine taşınan erken dönemin cennet algılı yaşamıyla ittifakın etnik kültür aitli ayrılıkçı ve çatışmacı yaşamını; ittifakın kültür insanını yaratmakla çalkantılı ortamı reğüle eden süreçler girişimini başlatan süreçlinimlerdir.

Enki ve İnanna girişme bağıntısı, karşı totem gruplar evliliği ile melez doğum olan kültür insanını konu edinen, ona meme vererek, ona süt emzirerek; ittifakın ahti (ant içimli) uyruğu kılmaların yeniden ve yeniden kurumlaşmaları sürecidir.

Enki ve İnanna girişmeli kült; tufandan sonra yani eski hafızaların unutturulup, silindiği törenlerden sonra yeni düzenleşim kararları alınan ant sal ittifaktan sonra, eski yönetim merkezi ve Enki şehri olan Eridu'dan, yönetimi alıp; yönetim merkezini İnanna şehri olan Uruk'a taşıma. Merkezi yönetimi ortaya koyan site bileşimli devletler süreçlerini düzenleme bağıntısıdır.


*1 Alışmalarla sürprizlerin: Alışmaların güven veren rahatlığı sürüp giderken, bu rahatlığın şaşması. Yani değişen ilişkiler, bilineni, kolaylıkla yapılan alışmaların farklı olanına zorlayan, yeni bir karar aldırıp, yeni alışkanlığı dayatmasıdır (süriprizidir.) .

*2 Yer yürüyor gök sürüklüyordu: Yaşam zorunlu ilişkileniyordu, girişmelerle.yukarı aşağı toplulukları girişerek yeni aidiyet ideolojisi geliştiriyorlardı.

*3 Titan (Yunan'da) , Nefilim (İsrai'lde) : Yerin kızları ile göğün (yukarı memleket Akad-Babil) erkeklerinin evlenmesi sonucu oluşan, yeni soy oluşların, girişme sonucu, döl jenarasyonları. Yani farklı iki atasoy totem aidiyetin, toplumsal zorunluluklarla girişen ittifaklarını söz konusu eden, farklı kültürlere ait, benzer anlatımlarıdır.

Mezopotamya'nın doğusundaki yerleşiklerin, M.Ö 2000'e doğru o günkü totem soyların, çevreyi algılama ve çevre ile ilişkilenmelerini yansıtmaları esastı. Bu tür ilişkilenmelerin sosyal ve nesnel şartları; bugünlerde olmadığından, bizde olay ve olgulara, bu günkü mantalite ve ahlak anlayışları ilişkilenme biçimleri bağlamından bakmaktayız. Bu nedenle anlayamadığımız ilişkilerin bizlere mitolojik gibi gelen anlatımları.

Toprak ve çamurdan yaratılan aşağı yerli Sümerler'le, ateşin temiz kılıcılığı, vaftizi üzerine, ateşten yaratılışı anlatan, ateşten yaratılan, ışık totem soylu, sayılan gök yerli yukarı kültlerin; kendilerine göre aşağı cihette olan etnik kültürlerle; kız alıp kız verme evlilikleri.

***Naditum, entum, Nubar'lar kutsal statülü tapınak kadınları olup, kocasına çocuk vermeyen bakireler! Bakınız Hamurabi yasaları madde 137 138 139 140... 144 145.. Kutsal dağ (tapınak) ruhundan gebe kalır manastır kadınlarıydılar.


137 -Eger bir adam, ona çocuk doguran bir sugitum'u veya ona çocuk temin eden bir naditum'u boşamaya karar verirse, o kadına çeyizi geri verilecek ve tarlanın, bahçenin, mal ve mülkün yarısı ona verilecek, evlatlarini büyütecektir. Çocuklarını büyüttükten sonra, çocuklarına verilen maldan varısıymis gibi, bir hisse kendisine verilip, gönlünün istediği bir kocaya varacaktır.

144 -Eger bir adam bir naditum ile evlenirse ve o naditum kocasına bir kadın köle verirse ve o kölenin doğurmasına sebep olursa bu adam bir sugitum ile evlenmege karar verirse o adama müsaade etmiyeceklerdir, sugitum'u alamıyacaktır.

145 -Eğer bir adam bir naditum ile evlenirse ve ona çocuk temin etmezse ve sugitum ile evlenmeyi kafasına korsa, o adam sugitum'u alacaktır. Onu evine sokacaktır o sugitum, naditum ile yarısmayacaktır. (burdan İbrahim'in kısır karısı Sara ve köle Hacer bağıntısını bulabilirsiniz)

05.05.2009

Bayram Kaya


Bu şiirin hikayesi:

Art Alanda Bir Çığlık Anadolu isimli çalışmam üç uzun, ana bölümlerden oluşur.

Önce, uzun çalışmamın ikinci bölümü oluştu. Aslında bir plânlama gözetilmeden, Mezopotamya Kültüne çağdaş ve bilimsel olmayacak her bir ham bakışlara karşın, bir yergi immişçesine oluşturuldu.

İnsanlık tarihi özelindeki Mezopotamya merkezli kültün geçmişine sırf mitolojik tarzda bakışların ironisi işlendi. Asıl Sümer metinlerine;'bu eskilerin bir masalı' denmelere yergici bir göndermedir.

Sümer metinleri toplumlaşma ittifaklarının sembolizmi iken, metinlere masal ve cahillik ürünü dendi! Bu nedenle bu çalışma sosyolojik, antropolojik ve dahi tarihsel olmayan bu tür bakışların küçümseyici göndermelerine karşılık yapılan bir ironidir.

Yine bana göre kült ironisini oldukça anlamlı bulduğumdan çalışmam tarihi sürece saygılı ve gerçekliğin, derinliklerini hisseden bir çalışmadır. Çalışmamın 3. kısmın daysa, bu uygarlıkların nasıl bir biri içine geçişerek bir biriyle olanca girişmelerini yaparak bu günlere değin nasıl geldiğinin vurgulamalarını temel alarak, çalıştım.

Tarihselliğin böylesi bir difüze anlama ve anlatım olaraktan geçişmelerini, gözler önüne sermeğe çalıştım. Çalışmamın 1. Bölüm konuları içinde toplum ittifaklarının en temel yaşamsallarına zemin olan zorunlu konuların kurumlaşmaları işlendi. Bu açıdan bakıldığında uygarlık tarihi bir ittifaklaşmalar ve kurumlaşmalar tarihidirler.

İlk ittifakı oluşumların yazıdan önceki aktarıcıları din ve inançtırlar. Yani bizim şimdilerde masal, mit dediğimiz ya da bize öyle gelen devasa bir edebiyattırlar.

Mücadeleler tarihi içinde savaşlar sonunda nereler alınmışsa alınmış. Nereler verilmişse verilmiş. Ne kadar süreçleşecek vahşet, kin, garez, düşmanlıklar ortaya çıkmışsa çıkmış. Ne kadar ülkelere baş eğdirilip, ülkeler vergilere bağlanmışsa bağlanmış; sonuçta tabi olunan iyi ya da kötü İTTİFAKLAŞMA SÜREÇLERİ orta ya konmuştur.

İttifakı sürecin içinde; ne kadar sömürü, ırki öznellikler, olursa olsun; bunlar hep aşıla aşıla evrimleşmiştir. İttifakı sistemlerin geri beslenmeli kontrolleri aşamalaşarak ortaya sürecin gelişmeleri çıkmıştır. Ve bu gelişmeler hep ileri doğru oluşla çıkacaktır da. İttifakın belirdiği her yerde bu zorunluluklar bağıntılı gelişmeler çeşitli bahane ve sebeplerin öznel kavgalarıyla da oluşturulmuşturlar.

Bu sudan sebepler, kimi kez din, bazen çapul, bazen elçimi öldürdün, bazen üzümün sapı var, armudun çöpü var denişle, bazen özgürlük ve namus savaşlarının ayrıntıları içinde boğuluşlarla ittifaklar hep güme gitmiştir.

Tüm bunlara getirilmek istenen kimi açıklamalarda, kimi kez sosyolojik, kimi kez tarihi nesnelcilik ve dahi antropolojik süreç olgu ve olaylarına değinmelerle, uygarlığın temelindeki ittifakı kanatların zeminlerine birer kanaat oluşturulmaya çalışıldı.

Panaromik olaraktan verilen argümanlarla, okur bilincindeki olası ortalama birikimlerin çağrışımları, hedef alınarak seslenildi. Tabi bu sesleniş okurun ilgi ve bilgi sel olan birikimlerine karşın, okurun sübjektif oluşuna da izafelendi. Yine bu seslenme bağlamında sesleniş bir okur uyarıcı olacaktır. Bekli de konu okurun ilgi alanına girişle, okurun araştırma yapmasına da neden olmaya yöneliktir. Ama 2. bölüme göre de daha nesnelci bir bakışın ürünü olunmasına gayret edildi.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Anlamak Gerek 26
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15
Anlamak Gerek 38

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]
Değmeyin İşte [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Bayram Kaya, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.