..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




29 Ocak 2014
Yaşanılaşan Entropi=ittifak=kültür+uygarlık= Akan Enerji 1  
Bayram Kaya
Kültür ve uygarlık neydi? İnsanlık kültürle mi yola çıkmıştı, yoksa uygarlıkla mı? Sümer kültürüyle, Sümer uygarlığı aynı şey midir? Kültür ve uygarlıklar ekstradan bir entropi salınımı mıdır? Doğayla bağıntı, bir kültürse; doğayla bağıntılı olan fareler de kültürlü müydü? Neden bir fare uygarlığıdan bahsedemeyiz? Falan şarkıcı sanatçının çocukluğunu ve hayatını kutsal sure gibi ezbere biliriz de neden insanı ve onun ittifaklığının kırıntısını bile bilemeyiz?


:AABD:

Siz kendinizi nasıl tanımlarsanız tanımlayın! Keyfiniz nasıl istiyorsa öyle düşünün! Ama uymak zorunda olduğunuz sosyo-toplumsa yasaların, bir osilasyon rezonans odağı vardır. Tüm herkes gibi siz de bu odağa göre eksenin çekimlisi olursunuz. Sizler, bu ekseni durumlar içinde nasıl isterseniz isteyin türü bir keyfi oluşun niyeti içinde olmazsınız.

Keyfilikler, merkezi osilasyon kaynağına tabii değildirler. Keyfi oluşunuzun üzerinde, yasalar vardır. Bu kabil yasalardan birisi de sosyo toplumsa osilasyon kaynağının içerikleridirler. Bu nedenlerledir ki sizin ekseni çekenle davranmak zorunda olduğunuz ortak bir sosyo toplumsa yapıya dek aidiyetlikleriniz vardırlar.

Sümer'i bir kültür olarak bilmezseniz; kültürü de ittifaklar girişmesi olan başka uylaşılar girişmesinden demle etkiyen karmaşıklaşan süreçlinler olduğunu bilmezseniz, elbette bu gününüzü de bilemezsiniz! Kültür orijininin temelinde, totemi mana anlayışlı öznelliklerinizle; totem mesleklerin ittifaklıları vardırlar.

Böylece ittifakı başlangıçlı tarihten itibaren her iki kültür de bir ittifakın değil, yüzlerce kez ayrı ayrı her bir ittifakların ürünüdürler. Kültürü büyüten, kültüre geniş salınımlar yaptıran ittifaklardır. Yalın totem kültürden sonraki, sosyo toplumsa kültürlerin temelinde; sentezi kültürlü ittifaklar vardır.

Bir kültürü belirtebilmeniz için onun ittifaklarını (en azında son ittifakını) belirtmelisiniz. Söz gelimi Türk dediğimiz kültür; özde Anadolu’ya gelen Türkmen güçler kültürüyle, MS. 1070'li yıllar Anadolu yerleşik kültürünün uzun süreçli sentezidirler. Orta Asya Türkmen boy soy kültürleri olan değerler, Anadolu sentezini içeremezler.

Türkmen kültür, daha baskın oluşla yöneten göçerlik, bir etki kültürün seyredişidir. Göçerli kültürlerin temel dinamiği, sanki yerleşik kültürleri sentezleyen bir tarihi misyon almış gibidir. Bu nedenle göçerli kültürler, göçme temel nedeni yanına ikinci bir gölge nedenli yansımasını almıştırlar. Göçerliğin gölge yansımalı nedeni, hızlı bir sentezleyen süreç etkinliklerine sahip olan kültür olmalarıdır.

Göçerliğin, yerleşik düzenlileri örgütleyen savunmacı gücü; hem sentezlendi, hem sentezledi. Bu nedenle 1920'den sonraki ittifak olan günümüz Anadolu Türk kültürünün, söz gelimi; ana ekseninde Türkler; Fransız kültürüyle evlenirdi. Paris modasıyla giyinir. Yine bu Türk kültürü, batıda efe oynar. Kuzeyde Horon teper. Doğuda Lorke seker. İç Anadolu’da harmandalı figür ederdi. Bununla kalmaz doğunun, batının, kuzeyin bilim ve teknolojisiyle de zorunlu bir behemehâl durumu vardır. İtalya ve İsviçre hukukuyla yargılanır. AB müktesebatıyla kendisini geliştirilir. İslam (Arap) kültürüyle mezara gömülür.

Siz istediğiniz kadar alt tepken ittifakı kültürüm diye demokrasi ve insan hakları yaratmanın zavallılığı içinde olun. Tek gerçek üreten toplumun emek ekseninde üretim tüketim paylaşanı oluşuyla birlikte davranmanın kimlikti hukuki davranışıyla yaşamınızı rahat hale getirirsiniz. Alt tepken saçılışın uyanışı, uyutulmanın ve sömürülmenin başka bir versiyon oyunudurlar.

Mazisi hangi kültürden olursanız olun. Yaşamak üretmek zorundasınız. Ürettiğiniz kadar, sürece renk verirsiniz. Üretemez olduğunuz kadar, genel ve özel bağıntılı süreçten renk alırsınız. Emek eksene dek aidiyeti sınıf bilinciniz olmadan, her bir alt tepken ayrışma; zilletten gayrı kimseye rahat ve mutluluk getirmezler.

Dünyadaki her kültür gibi Türk kültürü de böylesi bir sentezi kültürle oluşmanın, oluşturulmanın sürecidir. Oluşma anınızda belli bir geçmiş kültür üzerine ayak basışla sıçrama yaparsınız. Yeniyi yaşar ve süreçlin kılarken, eskiyi demlenirsiniz. Bakarsınız ki sonraki yaşanılanlarınız, demlenen olmuşturlar.

Geçmişten günümüze doğru gelişte ilk ittifaklar kurban sunusu, hediyeleşme ve takas gibi nedenlerle ortaya konmuşsa da; sonraki ittifaklar oluşmasında baş eğdirme; ilhak etme; propaganda yapma; bir tehdidinizi araç olarak kullanarak boyun eğdirme yollarıyla da birçok ittifaklar, sonraki süreç içindeki ittifakların da ittifaklıklarıyla karmaşık oluşmalar gerçekleştirilmiştirler.

İttifakı dönemden itibaren baskınca olan sosyo-toplumsa kültür vardır. Sosyo toplumsa kültür her durumda bir sentez ve ittifaklın bir durumdurlar. Değişen yapı üzerinde topluma göre geride kalan kültür ve ayaklarımızın üzerine bastığı nostalji, sosyal kültürdür.

Kültür, insan-insan gibi dıştan birbirine bağıntı olan durumların girişen süreçleriyle ortaya konduysa da, asıl özgünlüğünü ve özgürlüğünü, üreten ilişkilerin girişmelerinden alırlar. Bu nedenle kültür iki eksenli bir ortaklığımdırlar.

İnsan ya da ittifaklar doğayla girişir, aletle girişir, başka kültürlerle girişir. Devamlı girişip gebe kalırlar. Aksi halde hiç doğum yapamazlardı. Bu nedenle kültür bir madde ve mana üretmeli bir sanat unsuru oluşuyla da yansır. Kültürün entegrasyonları bilim, sanat, teknik ve bunların düşüncesi oluşla sentez edilirler. Böylece öznelce olan kültürünüz de hem nesnelleşir, hem yeniden öznelleşir.

ABD nedir? Hiç kuşkusuz ki bir ittifaklar koalisyonudur. Hem de MS. 1492'ye dek eski dünya diye söz edilen ana karalar üzerinde oluşmuş, çeşitli coğrafya bölgelerine özgü kültürlerin bir harmanıdır. Girişmelere özgü her biri ayrı ayrı ittifaklar ürünü olan sosyo toplumsa insanların ilk başta çatışmacı, sonra da çatışmanın giderek sentezce uylaşımlarıdırlar. Bu ittifakı koalisyon sentezinin nedeni nedir?

Keşifler sonrasında kimileri, yeni yerler görmek için maceraya atılmakla Amerika'ya gelip temas etmeye başlamıştır. Kimi sürgün için, buralara gönderilip zoraki ikametin teması içinde olmuştur. Kimi imparatorlarına hazine taşımak için buralara gelip temaslarını ve diplomasisini yapmıştır, vs. Nedeni ne olursa olsun yüzde doksandan daha fazla oranındaki kişiler ekonomik yaşamı düzeltmek, mal mülk edinip yeni bir hayata başlamak için fırsatlar ülkesine göçmüş ve her şeyi göğüslemiştirler. İnsanlar iyi bir yaşam ve mal mülk edinmek için neleri feda etmemişlerdi ki...

Sonunda ABD kültürü ve bu kültürün disiplini olan ABD uygarlığı ortaya çıkmıştı. Bu sentez kültür 1918'de tüm Dünya'ya damgasını vuracak olan Wilson ilkelerini Dünya’ya yayınlayacaktı.* Bu ilkenin her bir maddelerinin bizi ilgileyen oluşu kadar bir maddesi doğrudan bizi açık açık ilgilendiriyordu.

Hiçbir kültür ihracı yalın değildir. Altında hegemonyalar vardır. Ama tüm bunların yanı sıra bunlarla oluşan hegemonyayı da güden oluşmalar sürece yön verir. Ne var ki konumuz genel bağlamlı kültürün seyredişi oluşla alegori yapılmasına sapmayacağım.

Yeryüzündeki, Sümer, Akad, Babil, Asur, Roma, Helen, Sasani, Hun, Göktürkler, Emeviler-Abbasiler, Selçuklu, Osmanlı vs. gibi tüm sentezi kültür ittifaklarında da görülen etki süreç gibi oluşmalar; ABD eksen sentezli ittifakı kültürün insanlığa armağanı da genel bağlamla göle yeni ve taze su gelmesi gibi zoraki ve iştiyakı bir etki ve armağandı.

İngiliz kültürü ve İngiliz uygarlığı da Fransız Kültürü ve uygarlığı da, Türk kültürü ve uygarlığı da İTTİFAKI SENTEZLİ KÜLTÜRDÜR. Öyle ki Türk kültürü ve Türk uygarlığı sembolik oluşla 1071 Malazgirt zaferiyle başlayan bin yıllık bir süreç ve girişmenin sentezci ittifak ürünüdürler. Bu sentez, madde ve mana sentezidirler.

“Feth eden feth edilir”. Bu tarihin yasasıdır. Bu şu demektir. Siz bir Ülkeye "Anibal" oluşla da girseniz; kılıç üşürüp o ülkeyi sindirirsiniz. Orayı vergiye bağlayıp yönetseniz de, Sezar’a bir renk yansıtmadan edemezdiniz. Roma Nil’in damarına girdi mi, Nil’in rengini yansıtacaktı. Nil de Roma’yı aksedecekti.

Yani artık siz o ülkeye girişten önceki "Anibal" değilsiniz. Asya'da bir kasırga kopmuş bu Kasırga, boy soyadıyla önüne ve gücü etkisine aldığı oluşmaları; dinlene, demlene; Anadolu içine dek getirmiştir. Kasırga estiği yerlerin tozunu dumanını kaldırıp kendi bünyesine almadan kasırga olamazdı. Kasırga esmesini sürdürdü ise de Anadolu ve payitaht asıl osilasyon merkezidir. Uzak çevresine gönderdiği salınım eşleyeni, giderekten azalan bir etkisiyle osilasyon merkez üssü hep Anadolu kaynaklı olmuştu.

İmparatorluklar kendi içinde birçok kültür ve uygarlık birleştiricisi oluşla, dev devasa yapılar olduğu unutulmamalıdır. Söz gelimi Bizans İmparatorluğu, Roma İmparatorluğundan ayrılmıştı. Roma imparatorluğu, Hun, Vizigotlar, Kartaca, Mısır, Helen, Ön Asya, Pers, İyonya, Gordiyon gibi birçok kültürlerin bir ana osilasyon odaklı birleştiriciliği olan bir girişme ve uylaşımdırlar (ittifaktırlar).

Anadolu MS. 1000'li dönemlerde de bir Bizans kültürüdür. Anadolu'daki Bizans kültürü ve Bizans egemenlikçi uygarlığı biraz açarsak; her biri bir, birçok başka alt tepken ittifakı sentezlerin ürünü oluşla girişmedirler. Daha yakın bir büyüteç tutarsak ortaya çıkan Rum, Kürt, Laz, Arap, Ermeni vs. gibi birçok daha ön prototiplerin kendleri de yalın olmayan ittifaklınlar, sentezidirler.

Tarihin asıl sentezci yapıları,imparatorluklardır. İmparatorlukların inşacısı olan yöneten hâkim güç bile bir süre sonrasında egemence olan kendi osilasyon yapısının, kendisi değildirler. Osilasyon referansı sentezin içinde, kendileri gibi kalamazlar. Osilasyon merkezinin süreç ve zamanı, bileşke olan sentezin salınımına doğru, ayar noktalarını kaydırırlar.

İmparatorlukların son dönüşme süreçleri içindeki özellikle şu iki süreci vurgulamak isterim. Birincisi haldeki süren biçimiyle varolan köleliği lanetlemekti. Böylece tarım köleliğini şunu bunu azade edip, köleliği bir başka kılıf ve biçime sokmuştu. Bu da sanayi köleliğiydi.

Sanayi köleliği apayrı bir bilinç şekliydi. Bu bilinç şekli emek ekseninde ve üretimden gelen güç ekseninde örgütlenmeyi ve yöneten sürece gücünüz oranında katılmayı ön görüyordu. Bu ikinci bir özellikti. Şimdiki süreç bu sürecin oluşulması ve aşılması süreciydi. Ulusal süreçler bu ve bu gibi bir yığın dönüşen süreçler üzerine kurulmuştu.

Ulusal süreçler imparatorluk gibi büyük bir tekilliğin, dönüşen çoklaşan kesikli sürekliliği olmakla, yeni sentezlerin de önprototipiydiler. Söz gelimi AB, Birleşmiş milletler gibi ulusal süreç sentezleri, önceki imparatorluklar döneminde süreçleşip kurulamazdılar.

Bugünkü Türk kültürü ve uygarlığı sentezci yapı değildir. İmparatorluk bakiyesi sentezin kendisidir. İttifakı olan özel müessesliği vardır. Bu nedenle Arı bir Rum, Kürt, Arap kültürü de yoktu. Bunlar da şimdiki gibi geçmişte başka alt tepken sentezlerin, bir önceki kültürlerin ürünüdürler. Sümer, uzun süreli bir ittifakı totem kültürler koalisyonunun sosyo toplumsa evrimli ortaklığın uygarlığıdırlar.

Şimdi de “Türk ittifaklı sentezin” içindeki değerler manzumesi bir zaman zemin boyutu oluşla kültürel uygarlıklar ve sosyo ekonomik birlikler girişmesinin mecmuasıdırlar. “Benim” dediğimiz, hiçbir şey süreç içinde bizim değildi. Hem de, her şey bizimdi.

Tıpkı Sümer’in birçok totem (etnik) kültürlü ittifakların ürünü olmalarıyla, üreten tarihin açılımını yapmaları gibi. Özde Anadolu Türk kültürü yapısı bir koluyla, Sümer kültür ve ittifakına, diğer yanıyla Orta Asya kültürlü totem ittifaklarına dayanır. Buna İndüs ve Gök ırmak uygarlığının karışmadığını söylemekse, bir başka abesle iştigaldir.

Unutmayın ki bizler yüzde yüz, geçmiş olsak ta; geçmişten biraz fazlayız. Bizde öyle bir şey var ki bu geçmişimizde yoktur. İşte bizi geçmişten ayıran frekansın güncel bağlaçlı aidiyeti salınımı, budur.

Sürecek



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.