"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Su, hava, toprak ve ateş... Eskilerin deyimiyle Anasır-ı Erba. Anasır-ı Erba dört unsur demektir. Eski inanç ve felsefeler, insan ve kâinatın, toprak, su, hava ve ateş gibi dört temel maddeden hasıl olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu dört temel unsurdan; kuruluk, rutubet, sıcaklık ve soğukluğun da ortaya çıktığı söylenmiştir . Bu görüş bazı İslâm filozoflarına da tesir etmiştir. Fârâbî'ye göre bu alem, göklerdeki feleklerin yardımı ile ilk dört unsurun varlığının illetidir. Dolayısıyla bu dört unsur hayatın da temel taşları olarak kabul görür. Toprak, bu gün dünyamızı kaplayan bir etmendir. Onun üzerinde yaşıyoruz. Onun bağrında barınıyoruz. Toprak, bize her türlü imkanını sunuyor. Yediriyor, besliyor bizi. Üstelik binbir çeşit ürün sunuyor bize. Ateş, ışık veriyor, ısıtıyor bizi. Soğuktan koruyor.Yemeklerimizi ateşte pişiriyoruz. Dolayısıyla olmazsa olmazlarımızdan bir unsur ateş... Hava, insan için şart olan bir unsur. 30 saniyeden fazla hangi birimiz dayanabilir havasızlığa... İçimizi dolduran, beynimizi açan unsur... Ve su... Hayatın şartlarından biri... Eskiler hep “Su hayattır” demiş. Gerçekten de doğru demiş. Suyun olmadığı bir hayat düşünülemez. Susuzluk demek, mikrop demek, kirlenmek demek, kokmak demek, ölmek demek... İnsan en fazla 3 gün dayanabiliyor susuzluğa... Çünkü vücudumuzun dörtte üçü su... İşe bakın ki dünyamızın da dörtte üçü su... Suyun olduğu yerlerde bolluk vardır. Bereket vardır. Mutluluk, huzur ve sağlık vardır. O nedenledir ki insanlar yerlerini, yurtlarını hep suyun olduğu yerlere yaparlar. Yeşillik bezer her tarafı. Tüm canlılar oraya toplanır. Çünkü su hayattır. Susuz bir adadayız. Su adına imkanlarımız oldukça kıt. Yeraltı kaynaklarımız çok zengin değil. Irmaklarımız, derelerimiz neredeyse hiç yok... Her yıl Tanrıya duacı oluyoruz. Şarkılarımızda dahi yakarıyoruz: “Yağdır Mevlam su” Kurak geçiyor genelde adamız. Sıkıntılar artıyor sonrası...Çözümler bulunamıyor bir türlü... Cana tak etmiş olmalı ki çareyi taşımada bulduk... Asrın projesi dedik... Türkiye’den borularla su getirmeye çalıştık... Çalışıyoruz... Zor da olsa umut dolu bir proje... Ülkeye sevgiyi, huzuru getirecek bir proje... Kimbilir, belki barışı da getirecek bu proje... Komşularımızda da su sıkıntısı baş gösteriyor. Onlar da su derdine düşmüşler. Çünkü susuz olmaz... Su, her insanın, her canlının en büyük derdi... Sadece komuşlarımız mı? Diğer taraftan İsrail gibi adamıza yakın olan ülkeler de su sıkıntısı içindeler. İstenirse onlara dahi su temin edilebilir. Böyle ülkemize bir ek gelir de sağlanmış olunur. Umuyoruz ki “Asrın Projesi” diye adlandırdığımız Türkiye’den Borularla Su Getirme Düşüncesi amacı doğrultusunda yapılır, kullanılır... Umuyoruz ki bu proje, birilerine farklı kazançlar sağlamaz, halkın, devletin yararına olacak şekilde değerlendirilir... Umuyoruz ki bu prje hedeflenen zamanda tamamlanır... Umuyoruz ki bu Proje sadece Kıbrıs Türkü’ne değil, komşularımıza da bir katkı sağlar. Onların da yaralarına bir merhem olur. Umuyoruz ki bu proje bir Barış Projesi olur. Barışa da o kadar susamışız ki...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |