..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Paul'un Peter hakkında söyledikleri, Peter'den çok Paul'u tanımamızı sağlar -Spinoza
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




14 Mart 2014
Toplum Birey İçin mi Birey Toplum İçin mi?  
Bayram Kaya
Bu soru bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın en güzel örneğidir. Maşallah her konuya düşünmeden bir cevabımız olmaktadır. Bu anlatımım da doğru olmayabilir. Ancak somut, nesnel, bağıntıl, tarihsel ve tartışılabilir bir bağıntılı girişme ve tarihselliktir. toplum birey için ya da birey toplum için dediğinizde başlangıç koşulları girişmeli inşaadan iz olmamakla süreç absürt olmaktadır.


:AAIB:
Birey ve toplum, bağıntılı bütündür. Ancak tarihin belli bir döneminden önce toplum yoktur. Yani totem sosyal birlikler döneminde toplum yoktur. Fakat toplumu inşa edecek olan etkin varlıklar vardı. Etkin varlık toplumla birey olmuştur. Toplum, bireyle gelişmiş etkileşmedir. Biri diğerinden ayrılmaz. Siz deniz için olmadığınız gibi deniz de sizin için değildir. Üstelik deniz, sizden bağımsız şatların ürünüdür.

Totem meslekler, meslekler ürünü olan şeylerle girişip, insanların emek ürünleri ve kendileri; karşı grup totem insanlarla temas etmeye başladılar. İnsan olmasa toplum belki ortaya konamayacaktı. Toplum olmasa insanlık gelişemeyecekti. İkisi arasında böyle bir bağıntı ve diyalektik vardır. Ama toplum her durumda üreten ilişkiler bağıntısıdır.

Temas edilmeyi sağlayan totem meslek ürünleri, bir arada üretmenin ve ürünlerin takasını da ortaya koyuşla toplumsal süreçler başlamıştı. Toplumsal süreçler ittifaka, ittifakın dışında bir bağıntı oluşla ittifakın eksen sarmalı olmaya başlamıştı.

Toplumlar, ittifak önüne de, olası birçok yolları; yol başlanışı yapmanın olanağına kovuşturmuştu. Adeta insanların bir yola girmesiyle diğer yolları da tıkanmıştı.

İnsanın grup totem eylemi, yine insanın üzerine; insanın dışında bir neden etki oluşuyla yansımaya başlamıştı. Toplumlar da, totem grup eylemleri tutumuyla ve totem meslekli ürünler takası zorunluluklarının eylemli insana dıştan bir etkisi oluşuyla; kendi kural ve düzenletişiyle; bilinç olup yansımaya ve insanı davrandırmaya başlamıştı.

Toplumlar, insan üretimine ilişkin, müsebbiptendi. Ama toplumlar da insana, insanın dışında müsebbib oluyordu. Toplum gizil potansiyel güç olaraktan doğada vardır. Toplumun şartları belirmeden, toplumun alan etkili girişme olması olanaksızdır.

Gizil potansiyeller, tıpkı varlığını hiç bilemediğimiz diğer potansiyeller gibidirler. Örneğin, TV'ler gizil güç durumlu bağıntılarının var kılınışıyla bulunmuştu.

TV’lerin varlığı da ancak şartların belirmesiyle günümüze yakın süreçler içinde ortaya konabilmesi, ancak potansiyel olarak var olan, ama asla bilinemeyen bir alan süreçler bağıntını belirmesi gibidir. Toplumların da, totem mesleği olan grup insanları topluma dek bağıntıyı üreten ilişkileriyle ancak ortaya koyabilmiş olmalarının bir durum sallığıdır.

Toplum böyle ortaya konuşla, bu kes de toplumun alan etkisi bizleri kontrol edişe başlamıştı. Su olan göl, deniz, ırmak (toplum) alan etkisi olan potansiyel bir durumdurlar. Siz bir kez suyun (toplumun) içine daldığınız zaman; artık sizin kontrol süreçleriniz suyun etki alan ve düzenletimiyle belirlenip girişecektir.

Sizler bir kezine toplumun içine girişince, dizginler; yönlendirmesi ve lan etkisi çok çok büyük olan toplumun elinde olacaktır. Ne var ki siz suyun etki alanı içinde oluşla; kafanızı suda çıkarabilecek, sırt üstü, kurbağalama, kulaç vs. yüzeceksiniz. Sırt üstü olup, dinleneceksiniz.

Size etki olan girişmeleri siz, öğrenip; öznel etkinliğinizi ortaya koyarak sudan değişik yararlanma oluş eylemlerinin, teknik teknolojik şartlarını ortaya koyup; söz gelimi trans atlantikleri yapacaktınız. Bu girişme insan için diyalektikidir.

İçincilik, sizin dışınızdan size etki ve bağıntı olan şeyi anlamağa, anlatım konusu yapmağa yönelik doğru bir söylem ve doğru düşünce değildir. Dıştan size alan ve bağıntı olan, özel bağıntılı şeyler; bir gerektirmeler ürünüdürler. Deprem sizin için olmaz. Ağaç siz yakasınız diye büyümez. Oysa içincilik, insanın egosuna göre olan şeydir.

Evrendeki hiç bir şey insan egosuna göre değildir. Aksine insanın egosu; dıştaki etki ve bağıntıları kendi seçip ayıklamasına göredir. Toplum gibi, su gibi alanın belirlediği şartlar içi, insanların; insaniçinciliklerini ortaya koyuşla bu bağıntı içinde etkin varlık olurlar.

Şu halde ne toplum insan içindir. Ne insan toplum içindir. İnsan toplum içine doğuşla toplumsal davranır. Balık su içine doğuşla su içine göre davranır. İnsanlar koloniyel, sürü tipi yaşamlardan geçip sosyal birlikti totem dönem sonrasında topluma kavuşmuştur.

Eğer insan toplum için olsaydı. İnsan sürü yaşamını, totem yaşamını bilmeden doğrudan toplum içinde olurdu. Ya da siz toplum şartlarını (üreten ilişkiler bağıntılı girişmelerini) ortaya koymasaydınız; toplumun esamisi olmadığı gibi insan için olması da faso fiso olurdu. Bu nedenle bu soru absürt ve tersten bilinçsizlikle ortaya konmuş bir sorudur.

Siz TV'yi bilmezseniz, TV görüntü için mi, görüntü televizyon için mi gibi aptalca bir soruyu sormanıza aynı benzer. TV bambaşka fiziki, kimyasal ekipmanlar ve süreçlerin; elektrik, elektronik olayları, manyetizma ve yükler etkileşimli alan bağıntıları oluşuyla; metrik, geometrik bir yığın fonksiyonel dağılımları içine, sizin öznel anlamalı modüle edici kodları bindirmenizdirler.

Özel düzenlenmiş alan içine sizin kodları bindiriş süreciniz, sizin içindir. Ama sayılan onca girişme ve bağıntıların hiç biri sizin için olmayan bir özellikler bağıntılı yansıma oluşlarıyla bambaşka şeylerin kullanımına olanak tanırlar.

Sizin dışınızdaki bir şey, siz ona katkı vermedikçe; siz onu, onun yasallığına göre değiştirip dönüşmedikçe; şeye dek yasallığı geciktirip, çabuklaştırmadıkça; sizin için olmuyordular. Toplumdan önce birey yoktu. Birey (üreten nitelik emekli insan) toplumla var. Toplumu da bireyiyle vardır. Birey toplumun gölge yansıması değil, bağıntısıdır.

13.03.2014

Not; bu konu görsel ve yazılı basında yer yer aslanlar gibi (!) tartışılmakta. Konu tek yanlı, bağıntısız öznel abartılarıyla ele alınmaktadır. Tartışmada hiç tarihsellik ve bilimsellikler yoktur. Ve konunun bu bağıntılarıyla ele alınmasını bırakınız, anlattığım konuya dek bağ emareleri bile yoktur.

Genel hüküm birey için toplum vardıra dönüşerek, bilgisayar insan için vardır gibi ilgisiz bir boyuta indirgenmektedir. Böylece absürt soruyla absürt bir söylem ortaya konmaktadır. Sanki toplumun sizin dışınızda yağmur gibi, rüzgar gibi, deprem gibi hükmü oluşması varmış gibi konuşulmakta. Bu da bağıntıyı ve ipin ucunu kaçırmak olmaktadır.
Halbuki bilgisayar da bir toplum ürünüdür. İnsanlar toplumu bilgisayar için bağıntıl kılmamışlardır!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.