..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




19 Temmuz 2014
Sosyo Toplumsa Çekimin Merkezinde Ne Var?  
Bayram Kaya
İlk kez sosyo toplumu birbirinden akedemik bir kategorize edişin ayırışıyla, yeniden bağıntılayan ve kesikli süreklilerin özel bağıtısı olması mantığıyla bakan çalışmalarımdan bir yenisini de aynı duyarlılıkla heyecan verici bulunacağından eminim.


:AAIC:
Sosyal birlikçi totem yapılar; totem anlayışı ortak senkronlayımlı merkez kılıp; ona tüzel etki kazandırmıştılar.

Pekiyi de, sosyal totem merkezinin kendisinde ne vardı? İki oluşma vardı. Kimi kez üst üste iki çakışma vardı. Bunlardan biri sosyal grubun ağırlık noktasıdır. Diğeri de sosyal özneli bencillik odak noktasıdır. İnsan hayatının merkezinde benlik dediğimiz bencilliğimizi sürdüren oluşma varsa; sosyal ağırlık merkezinin içinde de çakılı oluşla ya da gömülü oluşla yine şahıstı bencillik (ego) vardır.

Hayat alanını oluşmak olan, içteki dirimsel atılımımız; dışta dolaşışla bir çevrim oluşturur. Nasıl dıştaki bir dolaşım; sıcağın etkisiyle bunalır, genleşirse; boyu uzar, buharlaşırsa; dolaşım olan soğuğun etkisiyle üşür, boydan kısalırsa; suyun etkisiyle ıslanır, taşınır, suya batarsa vs. Bencilliğimiz de dıştan dolaşırken türlü hal karşılaşmalarında etkilenişle bu etkileri taşır.

Bu dıştan dolaşım olan izlek alanların özneye etkisi, erken dönemde animizdi mana anlamasının kendisiydi. Bakınız animizm ve büyücülük yazı dizim.

Bencilliğin dıştan etkilenmeyle taşıdığı bu somut gölge yansımalara totem düşünce demiştik. Bkz. Sosyal birlikler. Bencillik, güden etkidir. Sosyal insan kendi bencilliğini dıştaki hemcinslerinin bencilliği ile birleştirdi (tevhit etti). Tevhidi olan bencilliği sosyal bencillik oluşla sosyal grup alanının merkezine gömdü.

Artık bu merkez, tevhidi grup bencilliğinden ve dolaylı çevrimle, kendi benciliğinden ötürü bir çekim alanıydı. Bu merkez salt sizin bencilliğiniz değildi. Ama sizin bencilliğinize de denk düşen bir hitap ediş ile sizi de çek imliyordu.

Aslında sosyo toplumsa olanın ortaklayım merkezine konan sosyo toplumsa bencillik; kişi dünyasına yansıyan bir manyetik ışımalı imitasyonlardır ya da imajlardır. Görsel yansımalı, etki ile etkilenme yansımalı kuplaj yüklenme olur. Sizdeki aracılı aracısız imaj yüklenimler, sosyo toplumun kişileriyle, sosyo toplumsa tutum ve davranışlarla eşleşir. Eşleşir eşleşmez duygu ve devinimler, gerçekleşir.

Demek ki sosyal merkezin odak alanında; şahıs bencillikleri toplamı olan bir girişme vardı. Bu girişme sosyal bencillikti. Ol nedenle osilasyon salınımı yapması sizi senkronluyordu. Bu nedenle sizi kendisine çekiyordu. Bu nedenle sosyal birlikler, doğada sağlasan (sağlama yapan) bir grup gücü, olmuştular.

Toplumsal odağın alanın da; hiç kuşkusuz ki yine bencillik vardı. Bencilliğin yanında sağlasan oluşla bir üreten ilişkiler ağı oluşa dönüşmek vardı. Üreten alan ilişkileri ve bunun paylaşımı olan düzenletilmesi vardı. Sosyal bencillik toplumsal bencilliğe doğru kaymıştı. Bunun yanında toplumsal bencillik; üretim ilişkisi ve üreten ilişkilerin dağılımı olan, merkezin düzenlemeleri de vardı.

Toplumsal alan bunlarla çek imleyici olup; bunların bileşke osilasyon salınımlarıyla bizler senkronize oluyorduk. Bunlar, toplumsal alanın salt ağırlık noktası oluşla da; odak merkeziydi. Sosyal alan, odak noktası da sosyal alan ağırlık noktası oluşla, ağırlık merkeziydi.

İşte sosyal alan; bu ağırlık ya da odak noktası yansıması veya sosyal ortak alan odak noktası bilinciyle bizlerin vicdanınızdı. Vicdan; merkez ağırlık noktasıyla, sosyal alan odak noktasının toplamsa sıkletini taşıyordu. Vicdanınız bu odak noktası sağlatmasına göre size yansıyıp; size kuple olup; sızlıyordu.

Totem dönem vicdanı sosyal birlikti totem alan ölçülerine göre sızlıyordu. İttifakı dönemde vicdan şimdiye kadar olmadığından daha fazla sızlamaya başlamıştı. Bu sızlayış totem sosyal birlikler tevhidi olan kesim noktasına göre çoklu mantık bağıntısına göre sızlıyordu.

Totemi ve ittifakı grup dönemi vicdanı temelinde, genelde grup üyeleri bağdaşıklığı üzerine sızlayan bir yürek vardır. Bu yürek birimiz hepimiz, hepimiz birimiz diyen yüreğin iz düşüm okunuşudur. Laf olarak söylenen bir akıl verme değil, gerçek bir uygulama olanın sonradan dile getirilişidir.

Birine ne oluyorsa genelde hepisine o olanın sızlaşıldığı bir vicdandı. Oysa köleci dönemle kişinin yüreği tam bir gemisini kurtaran kaptan olurluğun yürek sızlaması içinde hemcinsine burkularak acıyan bir vicdanla, karşı karşıya kalınacaktı.

Köleci sistem vicdanı elbette ne totem dönem gibi ne de ittifakı dönem vicdanı gibi sızlamayacaktı. Köleci dönem vicdanı günümüze dek bunlardan belli belirsiz tonlar yansıtışla; mülkiyet paylaşımının sosyo topluma yüklediği bin bir ağır çelişkiler yumağı oluşuna göre, çok acayip şekilde; çok acayip vicdanlar oluşla, sızlayacaktı.

Kimi merhametle vicdanını sızlatırken, kimisi merhametsizlikle vicdanını inşa edecekti. Kimi sadakacı yardımı vicdan sorunu yaparken; kimi muhtaç kalsın ki hizmete koşsun diye bir vicdan frekansını kendisine vicdan yapacaktı, vs.

Toplumsal merkez ya da toplumsal odak noktasının üreten ilişkiler ağına göre paylaşılan, düzenletilen yansıma kuplajı da, sizin; toplumsal vicdanınız oluşla sızlıyordu. Odak noktası, merkez alanın üzerinde değişken bir yerde olabilir. Yani kimi süreçlerde ağırlık noktasıyla odak noktası çakışmaya bilir. Ama her halükarda odak noktası, merkez alanın içindedir.

Bu nedenle sosyal alan merkezi ile toplumsal alan merkezi giriştiğinde; her iki alanın merkezindeki odak noktaları birbirine doğru biraz yaklaşırlar.

Böylece odak noktası ile ağırlık noktasının üst üste düşen eşzaman senkronluğu biraz bozulur. Yani odak noktası ağırlık noktasında biraz kaymakla, artık odak noktası ağırlık noktasında değil ama yine odak noktası ağırlık merkezinin alanı içindedir. Biraz kayma, sosyal alan ağırlık merkezine doğru olur.

Odak noktalarının her ikisi de kendi ağırlık noktalarında çakışma oluştan beriye kayarlar. Sosyal alan odak noktası, toplumsal alan odak noktasından biraz daha fazla kayar.

Bu nedenle toplumsal alanın nesnelliği bozulmaması için toplumsal odak alan daha fazla negatifliğe kaydırılamaz. Toplumsal alan pozitif esaslarla çalışması esastır zaman zaman kısa sürelerle negatif zamanları olabilir. Ama sosyal alanın odak kaydırma negatifliği artırılabilir. Bu nedenle sosyal alan daha çok negatif kaymayla çalışabildiği gibi pozitiflikle de çalışır. Toplumsal alan belli bir eşikten sonra negatif odak alan kayması içinde çalışamaz.

Ağırlık merkezinde biraz çekilen odak noktası, ağırlık merkez noktası üzerinde; sanal bir odak noktası gibi devinmeler oluşturur. Odak alan çekilmesinin (kaymasının), ağırlık noktası üzerinde terk ettiği iz düşüm alanında, boşluk devinmeli bir “izlek, odak noktası alanı”; bırakır.

Bu hal, sizin kara düşüp; düşülen noktadan ayrılmanızla karda iz bırakmanız gibi bir kuplajdır. Veya bu iz yapan kuplajlar suya bir noktayla teğeti dediğimiz değinim yapıp giden kuşun, suyla ıslanması gibi bir kuplajlar, kesikli süreklinin izlekler akışı olmasıdır.

Aynı şekilde “sosyal odak merkezi” ile “toplum sal odak merkezinin” girişmesi nedeniyle, oluşan bir kesim noktası dediğimiz kamu vardır. Kamu bir etkidir ve bir kamu etkisi oluşur. Kesim noktası etkisi sosyal odak noktasına da etki eder. Sosyal odak noktası kesim alan etkisiyle, (kamu alan etkisiyle) toplumsal ağırlık alanına doğru çekilirler.

Çekilme demek: sosyal alan ağırlık merkeziyle, sosyal odak merkezinin, üst üste olan çakışmalarının, bozulması demektir. Sosyal ağırlık noktasından biraz uzayan, odak noktası; çakışmayı biraz kaydırır. Sosyal odak noktası kayması toplumsal ağırlık merkezine doğru olur.

Bu tür girişmeler nedenle ağırlık merkezi noktası üzerinde, odak noktası çakışması olmamakla; ağırlık noktasında odak noktası gibi davranan sanal alan belirir. Uzun çimen üzerine oturup kalktığınız zaman çimenin hala siz oturuyor gibi izleğiyle davranan boşluk devinmesi oluşturması gibi bir şeydir bu. Bu sanal alan, daha önce çimen üzerinde oturup kalkmakla oluşan şekil gibi kuplajı oluşmuş bir kesikli sürekliliktir.

Şu halde hem sosyal alan ağırlık noktasında, hem toplumsa alan ağırlık merkezinde; odak noktalarının biraz kayması, biraz çekilmesi ya da biraz uzamasıyla; ağırlık noktasının çakışma (oturma) yaptığı yerler üzerinde, odak noktası gibi davranan iki sanal alan belirmiştir.

Buranın bir kuplaj izlekilik olduğu unutulmasın. Bu sanal oluşma; kaymanın bıraktığı boşluk devinmesi şahısların ve sosyo toplumların görüntüler oluşturduğu, hayal dünyalarıdırlar. Groteski olan fantezi yansıtmaların, dünyasıdırlar.

sürecek

16.07.2014



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.