Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna |
|
||||||||||
|
Kıbrıs Türk Futbolu, aylardır bir krizle çalkalanıyor. KKTC’de yetişen futbolcuların, hiçbir bedel ödenmeden Türkiye BAL liglerine transfer olması ve adayı terk etmesi KKTC Futbolunu olumsuz etkiledi. İster istemez bu da futbolumuzda bir krize yol açtı. Dünyada kural belli: “Herhangi bir takıma transfer olan bir futbolcu transfer ücreti alır. Bu ücretin belirli bir kısmı da ayrıldığı kulübe verilir. Daha da ötesi bu futbolcuyu ilk yetiştiren kulüp de yetiştirme bedeli alır.” Ama gelin görün ki KKTC’nin FİFA ve UEFA tarafından tanınmamış olması bütün bunları engelliyor. Futbolcular, yasadaki boşluktan yararlanarak Türkiye’de bir umut kapısı olarak istedikleri bir takıma gidebiliyor. BAL ligi de olsa şanslarını Türkiye’de tanımak istiyor. Çünkü Türkiye Futbolu, tüm Dünya tarafından tanınıyor ve de futbol Türkiye’de hayli ilerlemiş durumda. Futbol, KKTC’de de çok seviliyor. Her ne kadar tanınmamışsa da, her ne kadar amatör olarak oynansa da amatörün çok ötesinde bir uygulama var KKTC’de. Her şeyden önce kendine has süper ligi ve alt ligleri var. Profesyonelliğin bütün şartları uygulanıyor burada. Son dönemde Türkiye’ye elini kolunu sallayarak giden futbolcu sayısında bir artış var. Bu da ülkemizdeki futbolu bitirme noktasına getiriyor. Öyle ki futbolumuz şu an, tıkanma aşamasına geldi. Futbolcuların bedelsiz olarak Türkiye BAL Takımlarına gitmesi, gerek maddi bakımdan, gerekse sporcu bakımından KKTC futbolunu sıkıntıya sokuyor. Bu duruma son vermek amacıyla kulüpler, Kıbrıs Futbol Federasyonu nezdinde toplantılar yaparak çözüm aramaya başladılar. Türkiye ile yapılan görüşmeler sonuç vermeyince, Federasyon çareyi Rum Kesimine bağlı Futbol Federasyonu olan KOP’a müracaat etmekte buldu. Yani çözümü Rum Liglerine katılmakta buldu. Bu karar ne kadar doğru? Her şeyden önce sizi tanımayan, sizi hep işgalci olarak gören, “Kıbrıs Elendir” diyen bir zihniyete üye olmak, üye olmaktan da öte, onlara yama olmak ne kadar doğru? Çözüm sadece KOP mu? Futbol Federasyonu, Türkiye liglerine giden futbolcuların engellenmesine bir çözüm için 45 gün süre verdi. Bu süre içinde “Bir çözüm bulunmazsa KOP’a üye olacağız” denildi. Yani bir nevi tehdit unsuru kullanıldı. Peki, kime karşı ve neye karşı bu tehdit? Tehdit çözüm mü? Korku vererek, yapılmayacak şeyleri yaparım diyerek bir şeyler yapmaya çalışmak ne kadar doğru? Kıbrıs Futbol Federasyonunun böyle bir yetkisi var mı? Bu tür kararlar tüm devleti, tüm halkı bağlar. O nedenle, Futbol Federasyonu’nun bu kararı ne kadar yasal olur? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı var. Başbakanı var. Bakanları ve milletvekilleri var. Spor Bakanı var. Daha da önemlisi halk var. Siz, kendinizi bunların üzerinde mi görüyorsunuz? Mücadelenizi, haksızlığa karşı çıkmanızı saygıyla karşılıyorum. Ama bunun mücadelesini verirken toparlayıcı, birleştirici ve çözüm üretici olmak zorundasınız. “KOP’a üye olurum ha!... “ demekle bir çözüm üretilemez… KKTC Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Hasan Sertoğlu, ,ülke geleceğine sahip çıkma adına bugüne kadar her şeyi yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini belirtti. Mevcut şartlar altında görüşmeler tamamlanmadan KOP'a üyeliği düşünmediğini, ancak sorunların çözümsüzlük noktasına geldiği yerde düşünmeye başladığını belirtti ve üyelerine “Sizin yerinize ben vatan haini olmaya hazırım" dedi. Bu tavrıyla Sayın Başkan tamamıyla meydan okuyan ve tehdit eden bir yaklaşım içinde bulundu bana göre. Oysa bu tür yaklaşımlar çözümden öte durumu daha da zora sokacak yaklaşımlardan başka bir şey değildir diye düşünüyorum. Uzlaşıcı, çözümcü bir anlayış sergilemek gerek. Bu konuyla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımız TC Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’i KKTC’ye davet etti. Sayın Cumhurbaşkanı olayın vehameti görünce olaya el atmak zorunda kaldı. Peki, bu daveti KKTC Futbol Federasyonu yapamaz mıydı? Veya yaptı da gelmediler mi? Sayın Cumhurbaşkanı, Futbolla ilgili tüm kurum ve kuruluşların temsilcilerini Cumhurbaşkanlığına davet etti. En iyi niyetlerle burada görüşmeler yapıldı. Görüşmelerden sonra Sayın Demirören’in söyledikleriyle ilgili “Bildiğimiz şeyleri tekrar edip gitti” şeklinde yorumlar yapıldı. Oysa Sayın Demirören “Fifa kuralları doğrultusunda bu sorunu çözeceğiz. Buranın sorunlarını kendi sorunumuz gibi görüyoruz. Sorun çözülecek ama ne şekilde çözülürse çözülsün FIFA’nın kuralları çerçevesinde çözülecek” dedi. Diğer taraftan iki gün için adaya gelen Sayın Demirören’in KKTC Futbol Federasyonu’na nezaket ziyareti yapmadığı eleştirdi. Sayın Demirören’in KKTC futbol Federasyonu davet etmedi ki… İnsan davet edilmediği yere gider mi? Bana göre gitmemekte haklı. Ha davet edildiyse de gitmediyse o zaman ayıp etmiştir. Havanda su dövmeye hiç gerek yok. Burada üzerinde durmak istediğim nokta Futbol Federasyonumuzun ısrarla “KOP’a üye olmak istemesi…” Bu karar kabul edilecek bir karar değil. Bu kararı verenler on kere, hatta yüz kere, bin kere düşünmeleri gerek… Zor şartlar altında kurulan ve yoktan var olan KKTC’nin varlığına kimse zarar veremez. Zarar verenlere de halkımız günü geldiği an gereğini yapar… Akıllı olmak gerek… Kebap yaparken, eti yakmamak gerek…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |