Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal |
|
||||||||||
|
Sayın Gültekin Bilge, ülkemiz sanatçılarından biri. Kendisini Facebook’ta görüp tanıdım. İncelediğimde çok başarılı, üretken, çalışkan biri olduğunu gördüm. Sanat alanında yaptığı çalışmalar yurt dışında büyük itibar görüyor. Kıbrıs Türkü’nü ve KKTC’yi dışarıda çok iyi tanıtıyor. Ben, sanatın çok iyi bir tanıtım aracı olduğuna inananlardan biriyim. Ülkenizi tanıtmak için milyarlarca döktüğünüz paranın yerine bir sanatçı meydana getirdiği bir eseriyle kat be kat daha fazla tanıtım yapabiliyor. İşte Sayın Gültekin Bilge de böyle birisi. Yıllarca yurt dışında kalmış ve yaşamış. Yaptığı çalışmalarla gittiği her yerde KKTC’nin bir sanat elçisi olmuş. Birçok ödüller almış. Birçok sergilere, seminerlere, konferanslara katılmış. Bu günlerde de Amerika’da bir galeri anlaşması yapmış. Amerika’da bir galeride resim sergisi açacak ve şu an bunun için çalışmalarını yoğunlaştırmış. Sonra da Paris ve Floransa’ya gidip çalışmalar yapacağını belirtti bir sohbetimizde. Peki, kimdir bu sanatçımız? KKTC olarak kendisini ne kadar biliyoruz veya tanıyoruz? Bu nedenle onu tanıtmak ve çalışmaları hakkında okuyucuya bilgi vermek amacıyla bu yazıyı kaleme aldım. Sanatçı, 1945 Kıbrıs doğumlu. İstanbul, güzel Sanatlar Akademisinde okumuş ve buradan mezun olmuş 2011 yılında İngiltere’ye hareket etmiş. Avrupa’da, ABD, Kanada, Avustralya, Japonya gibi ülkelerde eserleri sergilenmiş. Sanatçımızın uluslar arası arenada birçok ödülü var. Eserleri Türkiye, Avrupa ve Japonya'da özel koleksiyonlarda yer almaktadır. Sanatçımız, 1974 yılında Kıbrıs’ta çıkan savaşta vurulmuş. Sağ elinin kullanımını kaybettikten sonra yıllarca boya çalışması yapamamış. Yine de çalışmalarından vazgeçmemiş. Sanat eserlerine yaşadığı bu olaylar da yansımış: Öfke, acı, hayal kırıklığı, güçsüzlük, izolasyon ve kimlik kaybı dolu hayatında karanlık bir dönem, yaralanma... Bu duygular, onun soyut yapıtlarında tam olarak ifadesini bulmuş. Elinin iyileşme sırasında çağdaş sanat olaylarını takip etmiş. Bu arada sanat öğretmenliği yapmış. Sanatçı, modern bir tarz yakalamak için uğraştı. Bosch, goya, Rembrant, Picasso, Kandinsky ve Chagall gibi sanatçıların etkisinde kaldı. Ama daha ziyade doğanın güzelliklerini eserlerinde yansıttı. Sanatçımız, sık sık kendini başkalarının yerine koyar ve dünyaya adeta başkalarının gözüyle bakar. Benzersiz bir görüntüleme yöntemi vardır. İmkânsız, onun sanatında hiç yok gibidir. Zoru sever ve onu başarmak için çabalar. Sanatçının bu farklılığı küçük yaşlarda fark edilir. Onun eserleri yaşam ve insan ilişkileri onun yoğun sübjektif bir görünüm ortaya koymaktadır. Sürekli yeni ve farklı modlar yaratma peşindedir. Sürekli yeni teknikler geliştirme ve yeni farklar geliştirmek ister. Bunun için bütün çalışma yollarını deneyerek sınırları zorlar. 1950 ve 60 yıllarda çocukluğu Kıbrıs’ta geçer. Güney Kıbrıs’ta Ceyhan köyünde basit ve huzurlu bir yaşamı olur. Köye yakın yerde kalker kayalar vardır. Sanatçı küçük yaşlarda bu kayaların üzerine oyma yöntemiyle insan ve hayvan figürleri çizer. Fakat 1963-1974 yılları arasında çıkan olaylar nedeniyle bu eserlerin tamamı kaybolur. Sanatçı, yeteneğini daha okul yıllarında gösterir. O, bir sanatçı olmayı düşünüyordu. Ama şartlar düşünüldüğünde sanatsal yeteneklerini geliştirmek için, geniş imkânlar yoktu ve her şey sınırlıydı. Kıbrıs’ta çıkan olaylar nedeniyle o dönemdeki her genç gibi 18 yaşında askere gitti. 3 yıl tepelerde nöbet tuttu. 1966 yılında 21 yaşında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdi. Devrim Erbil, Ali Çelebi ve Dinçer Erimez atölyelerinde çalıştı. 1972 yılında buradan mezun oldu. Akademi boyunca, sanatsal yetenekleri çok farklı şekillerde fark edildi. Asıl yetenekleri olan çizim, resim ve heykel yanında müzikal ve dramatik yeteneklerini de sergiledi. O geleneksel Türk enstrüman (Saz) oynayan bir halk şarkıcısı oldu. İki yıl boyunca Akademi'nin pandomim tiyatro grubunun başkanı oldu. İlk özel sergi için 1972 yılında Norveç ve Almanya’ya davet edildi. 1973 yılında kişisel nedenlerle Kıbrıs'a döndü . 1975 yılından 2005 yılına kadar sanat öğretmeni olarak görev yaptı. Fotoğraf, pandomim, tiyatro ve halk müziği eğitmenliği yaptı. Bu dönemde evlendi. 2 çocuk babası oldu. Sanatçı, eserlerinde sürekli canlı renkler kullandı. Kaybedilen yılları telafi etmek için çok çalıştı. Araştırmalar yaptı ve yeni teknikler geliştirdi. Çeşitli karma sergilere katıldı. Lefkoşa’da Büyük Han’da kendi atölyesinde çalışmaya başladı. 2011 yılında İngiltere’ye gitti. Orada yaptığı çalışmalar Dünyanın birçok ülkesinde sergilendi. Birçok ödüller aldı. Eserleri Türkiye, Avrupa ve Japonya'da özel koleksiyonlarda yer almaktadır. Sanatçımız en son ödülünü de geçtiğimiz günlerde aldı. “Afetto Art İnternatıonal Magazini” sanatçımızın yaptığı “3 Lutuf” adındaki eserini yayınlamış ve bu eserleri “Bottiçelli Ödülü”ne layık görmüştür. Ayrıca Magazin, Dünyadan seçtiği 25 yıldız sanatçı arasına Sayın Gültekin Bilge’yi de arasına almıştır. Sanatçımızı kutluyor ve çalışmalarında kendisine başarılar diliyorum. Böyle bir sanatçıyı köşeme alıp siz sevgili okurlarıma tanıttığım için de ayrı bir mutluluk duyuyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |