Her gün yeniden doðmalý. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Beyarmudu Belediyesi tarafýndan ilk defa düzenlenen 1. Mesarya Tiyatro Festivali’nde yavaþ yavaþ sona geliniyor. Ve bu ana kadar her biri diðerinden çok daha güzel olan oyunlar sahnelendi. Bu festival kapsamýnda son izlediðim oyun Bursa Þehir Tiyatrolarý’nýn büyük bir baþarý ve üstün bir performansla sahnelediði “Gulyabani” Oyunu oldu. Gerçekten mükemmel denecek tarzda tasarlanmýþ, izleyeni kahkahalara salan ve onlarý mýh gibi oturduðu koltuða çakan bir oyun “Gulyabani”. Þunu samimiyetimle diyebilirim ki son yýllarda izlediðim en güzel oyunlardan biri oldu. Dekor, kostüm, ýþýk-efekt, müzik ve danslarýyla uzun süre belleklerde yer edecek ve unutulmayacak bir oyundu desem hiç de yalan olmaz. Hele de oyunda canlý müzik kullanýlmasý, darbuka, keman, klarnet, kanun gibi müzik aletlerinin yer almasý oyuna bambaþka bir çeþni kattý. Ýzleyenleri adeta büyüledi… Oyun, tüm oyuncularýn katýldýðý dansla baþlýyor. Hep beraber þarký eþliðinde yapýlan bu dans seyircileri oyuna hazýrlarken de çok güzel bir oyun izleyeceðimizin habercisi oluyor. “Gulyabani” Oyunu, Türk Edebiyatý’nýn usta yazarlarýndan olan ve Türk Klasikleri arasýnda yerini alan Reþat Nuri Güntekin’in ayný adlý romanýndan tiyatroya uyarlanmýþ bir eser. Roman olarak da çok beðenilen bu eser, tiyatro oyunu olarak da çok güzel bir biçimde tasarlanmýþ. Eseri, Lale Oraloðlu oyunlaþtýrmýþ. Yönetmen; Volkan Özgömeç. Yönetmen Yardýmcýlarý; Altuð Görgü ve Sinem Þahin. Dekor; Tayfun Çebi tarafýndan hazýrlanýrken, Kostümleri; Funda Çebi hazýrlamýþ. Iþýkta; Zeynel Iþýk görev alýyor. Müzik; Murat Gedikli ve Ahmet Baran tarafýndan yapýlmýþ. Danslarý Ferdi Yýldýz hazýrlamýþ. Reji Asistaný; Ýpek Zeylan, Yapým Asistaný; Akýn Tezer Tunalý olmuþ. Iþýk kumandada; Haluk Sayýlýr, Ramazan Subaþý, A Baran Bozkurt görev alýrken, Ses kumandada; Özcan Tütüncü, Cem Dolmacý, Ýbrahim Duman görev yapýyor. Sahne Amirliðini; Gürkan Sargýn ile Uður Çakmak üstlenmiþ. Oyuncular: Altuð Görgü, Ebru Serener Ergüç, Didem Hun Liman, Müge Açýkdüþünenler, Nihal Türksever Erten, Güney Y. Güney, Uður Serener, Uður Çamak, Nihat Çetinkaya, Mehmet Ali Açýl, Hakan Demir, Musa Can Pekcan, Metehan Kaya’dan oluþuyor. Müzisyenler: Ömer Göktepeliler, Esra Gürkan, Iþýk Karlýtepe, Ali Çalanlý, Mustafa Öztaþkýn Oyunda, iþe ihtiyacý olan dul bir kadýnýn, yakýndan tanýdýðý bir kadýn tarafýndan isteksizce bir köþke hizmetçi olarak götürülmesi ve orada yaþadýðý olaylar anlatýlýyor. Öyle ki kadýnýn gittiði bu köþk, herkes tarafýndan perili ve cinli olarak biliniyor ve bu nedenle býrakýn köþkü, çevresine dahi kimse gitmek istemiyor. Daha oyunun baþýnda arabacýnýn köþke varmadan arabayý durdurup “Bundan sonra artýk ben gidemem. Perili, cinli olan o eve hayatta gitmem” demesi kadýnýn köþkte kalacaðý süre içinde yaþayacak korkulu anlarýn habercisi oluyor. Kadýn cinleri, perileri duyunca köþke gitmek istemese de zor durumda olduðundan ve yakýný olan kadýnýn da kendini ikna etmesinden dolayý kaderine razý olmuþtur. Köþke varýnca orada çalýþanlardan da cinleri duyunca korkuya kapýlýr; ama yine de dönemez. Çünkü buraya gelen bir daha geriye dönememektedir. Oyunda, cinler ve periler daha ziyade ýþýk gölge oyunlarýyla verilmiþ. Oyuncular, kafalarýna tül örterek ve çeþit çeþit çabutlar baðlayarak cin imajý yaratmýþlar. Bununla birlikte, daha ziyade siyah renkli kýyafetler giyinerek cin-peri düþüncesini pekiþtirmiþler. Müzikle ve ýþýk-gölge ile de süslenince ortaya çok güzel görüntüler çýkmýþ. Ýzleyenler bu görüntüler karþýsýnda etkileniyor… Oyunun asýl metni olan romanda yazar, cin ve peri gibi boþ inançlarýn nasýl kötüye kullanýlarak saf ve namuslu insanlarýn kandýrýldýðýný anlatmýþ. Daha ziyade cahil insanlarý, cin ve peri gibi hurafelerle kandýrýp, onlara istediklerini yaptýrmak amacý güdülüyor. Kýsaca oyunda cahilliðin kötü yaný, batýl düþüncelere inanýlmamasý gerektiði, bilimsel, akýlcý ve mantýklý düþüncelere önem verilmesi gerektiði düþüncesi veriliyor. Aksi taktirde insanýn baþýnýn beladan kurtulmayacaðý veriliyor. Hüseyin Rahmi Gürpýnar’ýn 1912 yýlýnda yazdýðý ayný adý taþýyan eseri, aradan bunca yýl geçmesine raðmen insanlarýn hala hurafelere, büyüye ve batýl inançlara nasýl inandýklarýný ve bunlara nasýl aldandýklarýný ortaya koyuyor. Oysa zamanýmýzda teknoloji, bilim bunlara inanýlamayacak kadar ilerlemiþtir. Ve bu tür hurafelere inanmamak gerekir… Oyun yazarý Hüseyin Rahmi Gürpýnar, eserlerinde gerçekçiliði ve doðalcýlýðý savunan bir yazardýr. Dil estetiðine önem vermez. Romanlarýnda çok baþarýlýdýr. Öyle ki bu baþarýsý, romandan tiyatroya uyarlanan bu oyunda da kendini gösteriyor. Gulyabani romaný, Türk Edebiyatýnýn ayný zamanda ilk korku romaný olma özelliðini taþýyor. Oyunda da seyirci, yapýlan ýþýk ve gölge oyunlarýnda ürpermiyor deðil… Oyunculardan özellikle Muhsine rolünde Didem Hun Liman büyük bir performansla izleyenlerin dikkatini çekiyor. Çok hareketli ve canlý performansýyla oyun boyunca keyifle izleniyor. Hanýmefendi rolünde Nihal Türksever Erten de çok baþarýlý bir kompozisyon çiziyor. En çok beðenilen oyunculardan biri oluyor. Özellikle yatak üzerinde oynayarak sýçramasý ve ardý ardýna seri bir þekilde tekerlemeleri sýralamasý izleyenleri kahkahalara boðuyor. Doðrusu ben çok beðendim. Oyunda en çok dikkati çeken tip ise bana göre Arap kadýn rolündeki Ruþen Kalfa. Öyle bir kostüm hazýrlanmýþ ki sanki dev bir yaratýk olarak karþýmýza çýkýyor. Yaptýðý hareketler ve sözleriyle izleyenleri kendine baðlýyor. Oyuna apayrý bir renk katýyor. Seyirci belki de bu yönüyle en çok onu beðeniyor… Çeþmifelek Kalfa da baþarýlý oyunculardan biri. Oyun boyunca sahnede en fazla görünen karakterlerden biri. Oyun sonunda, gerçekte cinlerin ne olduðu ve nasýl bir oyun oynandýðý ortaya çýkýyor. Amacýn bambaþka olduðu bir sahtekarlýk olayý ile karþýlaþýyor izleyici. Artýk bunun da ne olduðunu merak edenlerin oyunu izlemesi gerekiyor… Kýsaca Bursa Þehir Tiyatrolarý izleyenleri büyüleyerek ayakta alkýþlanmayý bilen bir ekip oldu. Oyun sonrasý, Sanat Yönetmenlerinin, adeta Bursa ile özdeþleþen Gölge Oyununun burada da tohumlarýnýn atýldýðýný duyunca, beraberinde getirdikleri Gölge Oyunu Perde takýmýný Beyarmudu Belediyesi Halk Tiyatrosu Ekibine armaðan etmesi herkesi coþturdu. Alkýþlar dakikalarca sürdü… Beyarmudu Sosyal Tesisleri’nde unutulmaz bir sanat ve kültür gecesi yaþadýk. Vesile olanlara sonsuz teþekkürlerimi sunuyorum… Tiyatrosuz kalmayýn…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |