Bir dost nedir? Öteki ben. -Zenon |
|
||||||||||
|
Kısaca kişi ve kişilerin totemi alan içindeki özel bağıntılı olması, sosyal bilinçti. Sosyal bilinç olan da totem alanın ikinci bir taşıyıcı dalga oluşla inşa edilebilmesiydi. Kişilerin dışında oluşan bir ortak sosyal anlama düzeyleri vardı. Bu tür kalıptı anlama mana inançtı. Mana inancın referansları, totemi etnik yapının üzerinde bir inşa oluştu. Ama siz bunu bu etnik aitlikle anlıyordunuz. Manadır inanç etnik yapıya göre oluşun, özne inanç anlamasıydı. Manadır inançlar ana inşanın kalıptı kod anlamlarını çözmenin bilinciydiler. Etnik oluşun aitlik bilinci, totem bilinciydi. Sosyal anlayışın kodlarını taşıyan sosyal taşıyıcı dalga kişiye ve etnik aitliğe bir alan etkisiydi. Bir tesirdi. Bir telkindi. Osilasyon kaynağı, sosyal alanın alan etkili ağırlık noktası olan yeri olmakla; totemi mana olması aynı şeydi. Bu nedenle tesir veya telkin ya da alan etkisi totemden çıkıyor demenin eşleşmesiyle üst üste çakışıyordu. Asıl, somut olanla; sanal (gerçek olmayıp zihinde var bulunur) olanın, mana çakışmasından ötürü mesajlar totemde modüle edilmektedir. Totemde modüle edilen zihinlerde olana neden sel mana akışı yaptırıyordu. Totemi senkronlayıcı, mana anlamalı sanal nokta kaynağı olur. Deneysel sosyal sentezin bilinci olan etki telkin; totem alanda yoğunlaşma olmanın söyleşileriyle totem alan sanal bir neden seli durum kılınır. Totem alanda özülen (yoğunlaşan) anlam ilişkisi, yine totemle kristalize edilip; gerisin geriye (kolektife olan sosyal grup üzerine) doğru yansıtılıyordu. Sosyal alanın dışı doğal alandı. Sosyal alan mesajlarını doğal alan içinde yansıtamazdınız. Sosyal alan mesajlarını, totem gibi her hangi bir mana anlaması üzerinde yansıtırdınız. Bu sosyal alanın kuralıdır. Sürü yaşamına göre bilinmezi olandır. Bu yansıtma işini söyleyen grup bilgesi ya da grup büyücüsüydü. Bu aşamada sağaltıcı söyleyişi yapan grubun yaşça akıllısı olandı. Gruba aktarılan teamülleri bilendi. Kişi bu ilhamı grup ortak aklı olan grup bilincini, totemden almış oluyordu. Grup büyücüsü olan bilge; aktarımsa bilgiyi bilmekle geçmiş atalar ile olan sosyal geri beslenmeli bağıntıyı bilir oluşuyla, bilmenin büyüsünü taşıyan kişiydi. Geçmişle olan bağları (referansı) bu aktarma bilgiyle kontrol ediyorlardı. Kişinin referansı bilmesi ve şimdiki olup bitenin referansa uygunluğunu denetlemesi olan gizli öğretiyi şahsında yansıtmasıydı. Gizli öğreti olan büyü yansıyandı. Yansıyanla, yansıtan bilge kişi, yansıttığıyla (geçmişle) aynılaşıyordu. Geçmişle şimdinin özneli bağını taşıyan kişi algılanması, geçmiş atalar meşruiyetliğini bilip haber veren kişiydi. Yani yansıtır olan bilge kişi, yansıttığıyla eşleşir misyonunu da kendilikten grup üzerinde yansıtıyordu. Grup bilgesi olan büyücülerin geçmişle olan bağlaş ilişkisinin olduğu sanı ve algılaması; bu nedenle etki hükümdü. Büyücülerin (bilge kişilerin) geçmiş içindeki atalardan demle, ataların güçlük zorluk ve kolaylıkları ifade ediyordu. Bu misyon büyücünün söylemlerini, şimdiyle geri beslenmeli bağ etmekle şimdinin grup alanı süreci içindeki, ikinci bir meşruiyetleşme bağını da büyücüler ortaya koyuyordu. Ana meşruiyetlik bencillikti. Sosyal alan içindeki birinci meşruiyetlik sosyal alanı oluşan kesim noktası ile yapılanların kesim noktasıyla olan denkleşmeleriydi. Sosyal alandaki ikinci meşruiyetlik teamül olan geri beslenme yapan ve bu geri beslenmeyi bize söyleyenlerin, bu söylemde bulunmalarıydı. Özne, içte zorunlulukla belirimle bir kişiydi. Kişi, zorunluluğunu yani kendisini bilen; eylemli özneydi. Kişi kendisi olan özne bir inşa olmakla beraber; dıştan da kendisinden ve kendi bilincinden bağımsız bir doğayla ve kişi-kişi ilişkileriyle alan etkisinin altındaydı. Kişinin; kendisiyle ve kişilerle olan girişmesinden kaynaklı etki olan, alan etkisi sosyal alan etkisiydi. Kişi sosyal alanın sosyal zorunluluğuyla; tarihseldi. Kişi tarihseli olan zorunlu bir manadı ilişkiyle ikinci bir “sosyal özneli inşaydı”. Açıkçası toplumsal olmayan bu aşamada kişi iki inşanın ürünüydü. Kişiydi özne inşacı ve sosyal özne inşasıydı. Kişidi özne doğal ortamdan parça ve izole edilmekle o doğal ortam içinde kişilerde ortaktı. Sosyal özne de, sosyal alanda parça edilip; izole edilmekle; o sosyal alan içinde ortaktı. Manadı sosyal özne, totemi sosyal alan içinde bilimsel olanı da üretmekle somut davranışları bilimsel düşünceli manaya ve bilimsel düşünceli teknolojilere dönüştürmüştü. Sosyo öznel alan, totemi mana ilişkisi olmakla, diğer organizmaların sosyal yaşamından benzerlikleriyle farklılaşır. Özne, soyut düşünmeyle pratikleştikçe (deneysel uygulama oldukça) somut oluyor; somut oldukça sürecin ileri geri mana ilişkileriyle yeniden soyut oluyordu. Ne soyutluğu ne somutluğu aynı yerde kalmıyordu. Soyutluk, somutluk; özel bağıntılı girişme ve yansıma olmanın, bir süreç diyalektiğiydi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |