Bir deliyle başederken, yapılacak en mantıklı şey normal rolü yapmak. -Herman Hesse |
|
||||||||||
|
Picasso, Dünyanın en büyük ressamlarından biri olarak kabul edilir. 1881’de İspanya’nın Malaga Şehrinde doğmuştur. Babası bir resim öğretmeniydi. İlk etkilerini babasından alan Picasso daha küçük yaşlarda babası tarafından resim yapmaya teşvik edildi. 1895 yılında Barcelona Güzel Sanatlar Okulu’na girdi. 1901 yılından itibaren de anne soyadı olan Picasso’yu kullanmaya başladı. Eserleri, İspanya’da Juventut Dergisi’nde yayınlandı. Paris’e ilk kez 1900’da gitti. Burada sıradan insanların, sirk palyaçolarının, akrobatlarının resimlerini yaptı. Büyük kentlerdeki gibi sirk yaşamı da ilgisini çekiyordu. Eserlerine bu yaşamın hüzünlü yanını yaşattı. Sanatçının bu dönemi 'Mavi Dönem' olarak tanımlanır. O’nun belki de Dünyada en çok tanınan, bilinen en ünlü eseri “Guernica” adlı eseridir. Bu eser, 1937 yılında yapıldı. İspanya İç Savaşı sırasında, Guernica şehrinin bombalanmasını anlatan bu tablo, sadece siyah ve beyaz yağlı boyalarla yapılmıştır. 7,76 m eninde ve 3,49 m yüksekliğinde anıtsal tablodur. İspanya’daki iç savaşta 1654 kişi ölmüş, 889 kişi de yaralanmıştı. Picasso’ya göre, “Sanatçı, insanlığın ve uygarlığın en temel değerlerinin yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı bir savaşta kayıtsız kalamazdı.” İspanya Hükümeti, 1937 yılında Paris’te gerçekleşecek olan Dünya Fuarında sergilenmesi için Picasso’ya bir tablo yapmasını önerir. Sanatçı da büyük bir tuval üzerine GUERNİCA’yı yapar. Bu tablo, günümüzde en büyük savaş karşıtı eser olarak kabul edilir. Ayrıca en politik resim olarak tarihe geçer. Resmin merkezinde acı içinde yıkılmak üzere olan mızrakla vurulmuş bir at vardır. Acı çeken atın üzerinde, göz şeklindeki çıplak bir ampul parlamaktadır. Atın altında bir askerin parçalanmış cesedi vardır. Asker, üzerinde çiçeklerin büyüdüğü kırılmış bir kılıç tutmaktadır. Sol tarafta yer alan büyük gözlü boğa, kucağındaki ölü çocuğa ağlayan bir kadının üzerinde durur. Atın sağ tarafında, bu vahşi sahnelere tanıklık ederek camdan içeri girmekte olan, korku dolu bir kadın figürü vardır. Kadın, elinde yanan bir gaz lambası taşır. Korku içindeki bir başka kadın sağdan yalpalayarak merkeze doğru ilerlemektedir. Kadın, parlayan ampule boş gözlerle bakmaktadır. Sağ uçta, dehşet içinde kollarını kaldırmış bir adam, yukarıdan ve aşağıdan ateşlerle sarılmıştır. Bir gün Picasso, katıldığı bir sergide Alman bir Generalin “Bu tabloyu siz mi yaptınız?” sorusuna, soğukkanlılıkla “Hayır, siz yaptınız” cevabını verir. Bu da, sanatçının savaşa ne kadar karşı biri olduğunu ortaya koyar. İspanya’ya gittiğimde Madrid’de bulunan “Reina Sofia Müzesi”ni gezmeye gitmiştim. Alabildiğince büyük bir müze olan Reina Sofia, sanatseverler için mutlaka, ama mutlaka görülmesi gereken bir müze. Saatlerce gezmekle bitiremiyorsunuz. Hatta en az 2 gününüzü buraya vermeniz gerekiyor. Yüzlerce resim, binlerce sanat eseri, alabildiğince farklı ürünler size hitap ederek, sizleri büyülüyor. Müzede hayran hayran gezerken, ansızın bu tablonun önüne geliyorsunuz. Birdenbire kalabalığın arttığını, korumaların fazlalaştığını görüyorsunuz. Öyle ha deyince yaklaşamıyorsunuz tabloya… Onlarca koruma var tablonun etrafında. Ancak belli bir mesafeye kadar yaklaşabiliyorsunuz, bırakın dokunmayı, fotoğraf dahi çekemiyorsunuz. Buna izin vermiyorlar. Onlarca, yüzlerce sanatsever tablonun önünde ağızları açık vaziyette hayranlıkla izliyorlar. Ben, ilk gördüğümde ne olduğunu anlamamıştım. Resim sanatıyla derinden ilgim olmadığı için, bu tablonun bu kadar önemli olduğunu, bu kadar çok tanındığını bilmiyordum. Ama bir tablo, bu kadar büyük bir itina ile korunuyorsa; üstelik birkaç saat içinde yüzlerce insan gelip ziyaret ediyorsa, vardır bunda bir hikmet diyordum. Picasso’nun büyüklüğünü de böylece gözlerimin önüne getirebiliyordum. Madrid’deydim. Reina Sofia Müzesi’ndeydim. En önemlisi de Guernica’nın tam önündeydim. Bütün ihtişamı ile bana bakıyordu. Ben de ona bakıyordum. Siyah beyaz boyaları inceliyordum. Bu kalabalığı, bu ilgiyi görünce sanatın büyüklüğünü bir kez daha takdir ettim. Ve büyük bir sanatçının, tek bir eseriyle ülkesinin adını tüm Dünyaya nasıl duyurduğuna şahit oldum… Guernica’yı bambaşka duygularla, anlatılamayacak, dile getirilemeyecek, tasvir edilemeyecek düşüncelerle izledim… Picasso’nun eserleri keşke yurdumuzda da sergilense ve tüm sanatseverler de büyük bir keyif alarak ziyarete gitse demekten kendimi alamadım…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |