..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




2 Şubat 2016
Manadı Sahiplik 1  
Bayram Kaya
Mana anlaması sosyal evrimle kılıktan kılığa girmişti. Dört mana anlaması saptamak olası. İlki totemi mana anlamsı. İkincisi İlk ve ön ittifaakı mana anlaması. Üçüncü olarak köleci mana anlaması ve anamalcı mana anlamasıdır. İlk kararlı mana anlaması totem yapılarla ortaya konacaktı.


:HEF:
Totemin düzenlenebilir bir düzenletim yasası olması pek çokta, atalar eliyle yapılan bir anlama ve anlatmaydı. Bir grup aitliği olmakla grup kişilerindeki bu tutum o totem ilkeye inanmayı ve imanı etmeyi gerektirmeden kendilik bir sosyal tutum içinde olmasının belirmesiydi.

Totem yapı dediğinizde artık sürü olan sosyal yapı, ittifakı sosyal yapı ve köleci sosyal yapı, anamalcı sosyal yapılar aklınıza gelmez. Her birinin mana oluşumu, mana düzenlenesi ve mana anlayışı farklıdır. Farklı mana anlayışlı sahiplik tutumu, farklı sosyal düzenlemeleri ortaya koyar.

Sürü yaşamı arada bir kararlı, arada bir tedirgin oluşun sık sık birbirine dönüşlü olduğu heterojenlikti. Çevrimi çok fazlıydı. İşbirliği koymak dışında değişmez bir sahipliği ve refleks olma dışında bilinçli bir rotası yoktu.

Sürü yaşam değişken merkezliydi. Sürü sıklaşıklığı ürkme ve korku gibi reflekslerden; bencil duyguları elde edene kadar yardımlaşmayı işbirliğine çevirip, sonradan da paylaşımları kapanın elinde kalması süreciyle birlikte; tehdide karşı büyük olmanın yararcı çekimiyle basınçlanan sıkışmaları sürü çevrimine dönüşmüştü.

Totem yapının sosyal kararlılığı vardı. Ve dış tehdidin baskısını belli karalılık düzeyine getirmişti. Sabit olan totem merkezin içi; sözcüklere dökülüp yinelenen mana anlayışıyla herkes için aynı olan kuralı söyleme ya da kural koymaydı. Ortaklaşmayı işbirliğindeki paylaşım yapmaya götürmenin sahipliğiydi.

Totem merkez tam bir "ilkin söz vardı" demenin kural oluşuyla söze bağlılığın bileştiği yerdi. Büyük oranda sabit olan totem merkezin çevresi, totem alandı. Bu atılım sürü yaşama göre totem yapının salınımını birden yükseltecekti.

Yükselme alan içini geliştirecekti. Kültür ve gelenek aktarımıyla yapılan öğrenmeler nedeniyle totemi zaman ve mekân sürü yaşama göre hızlanacaktı. Hızlanma, sürü yaşama göre totemi alanın zamanını ve mekânını kısaltacaktı. Totem yapı bu düzenlilik içinde totemi kültürü ortaya çıkarmıştı.

Totem alan sahipliği; mana anlayışlıydı. Ve herkes için aynı olma kuralı bu alanın sahipliğiydi. Edinilen kültür; yine bu alanın, bu alana özgü sahipliğiydi. Ve totem alan aitliği, bu alan içinde kural olan kaidelerin sahipliğine bağlı kalan tutuma sahip çıkmakla süreci çevrimlemişti. Bu sahiplik kolektif bir yararlanmaydı. Ve bu sahiplikle; bu sahiplikler içinde, süreci ortaya koyma hakkına totem aitlik denir.

Bu kabil sahiplik; kuralları belli olan, pusulası belli olan bir rota tutuştu. Yerleşmiş bir kültürü ortaya koyup, bir gelişme kaydetmek için; sahip olunanlara sahip çıkmanın referans olması, bir sistem inşası için istikrar dediğimiz kararlılık içinde şarttı.

Bu kolektif sahiplik referansıyla kararlı olan totemi alan içi, homojen olmuştu. Homojenlik dışa kapalı oluşla diğer sürü ve totemi sosyal yapılara karşı yalıtılmıştı. Bu homojenlik biyolojik yapı seçilimini de az çok etkileyecekti. Yalıtılan yapı, avcı toplayıcı dönem için ideal olmuştu.

Burada totem yapıyı gelişmenin dinamiği açısından düzenli yapının ortaya çıkma önemini övdüğümüz kadar yine gelişmenin dinamiği içinde kritiğini de yapacağız. Totem yapıların bir ucu totem mesleğine giden gelişme olurken; diğer yandan da içyapısını göle akarsu gelmemesi bağlamında homojen yaptı.

Homojenlik dediğimiz şey, sistem içindeki biyo kültürel oluşmaların; aşağı yukarı sistemin her yerinde aynı fazda olmalarıydı. Sistemin bir örnek yapı oluşturmasıydı. Sistem, kendi benzerlerini çoğaltmakla sistemin türdeş olmasıydı. Benzerler, sistem içindeki bir gelişme salınımına; giderek yavaşlatma olur demekti. Salınımı yavaşlatma gelişmeyi de yavaşlatmak demekti.

Bu bir örneklik, uzun vadede benzerleri içinde çürümektir. Bu nedenle totem yapı gelişmesi çok uzun sürecekti. Totem alan, ilk kes kararlı sistem oluşun ivmesi ile uzun erimde süreci, totem meslekleri gelişmesi içine getirdi.

Totem meslekleri üretim hareketi olmakla büyük adımdı. Ama benzerler içinde bir örnek kültür ve davranış oluşuyla da çok fazla bir teknik, teknolojik gelişmeye dönüşemiyordu. Bu gelişme hep kısır totem mana anlayışı içinde dönüp duruyordu. Ne zaman ki totem yapılar arası kutsal buluşmalı sürece gelindi. İşte gelişmenin asıl meyve vermesi burada patlama yapacaktı.

Kutsal buluşma süreci ittifakı süreçti. Bu süreç totemi mana anlayışından kurtulup, ilahi mana anlayışına geçişti. İttifak, yapıyı heterojen yapıp; ittifakı yapıyı bir örnek yapı olmaktan çıkarmıştı. İttifakı yapı çok fazlı bir derişim bağıntısı olmakla, “benzemezlerin” birliği olmuştu.

Bu benzeşmezlik içinde iki ayrı totem yapının totem kültürü vardı. İki ayrı totem yapının totem mesleği olmakla; farklı totem mesleklerine dek bilgi beceri ve düşünme donanımı vardı. Ve yine iki ayrı totem grup aitlerinin baskın, çekinik karakter oluşunun biyo genetik malzeme zenginliklerinin karşılaşması vardı

İttifak içindeki bu çok fazlı ve benzemezlerin birliği, gelişmeyi; teknik, teknolojik dönüşmeyi; mallar arası mübadele hareketini patlatmasıyla süreci adam akılı parçalı bölüklü zaman bağıntılarının ilişki biçimine çevirmişti.

Totem yapı sık sık öyle çok karar almayı gerektirmiyordu. Bu yüzden totemi söz çok kutsal ve gizemliydi. Ve totem yasa anonim olma hüviyeti taşımıştı. Kutsal söz oluşun bir gizemi de buradaydı. Sözler kurallar totem yapı boyunca hemen hemen hiç eskimiyordu.

Oysa ittifakı yapı, totem yapıda olmayan söz ve kararlar oluşla hem yeniydi hem de sözün telaffuzcuları canlı kanlı oluşuyla ittifak edenlerin ve melezlerin içlerindeydiler.

İttifak içindeki sözler hızlı gelişen süreç karşısında hemen eskiyordu. Sık sık ve yeni sözler ilahlar tarafından söyleniyordu. Kült merkezi ortaya çıkmıştı. İttifakı birleşme ve onun getirdiği gelişmelerin yapı içinde teşkilat ve kurumlara dönüştü.

Teşkilat ve kurumlara dönüşme zaman ve mekân olarak yapıyı büyüttü. Büyüyen yapının kendi kuralı olan yeni anlamın açılımlarının kült merkezinde bulunan ilahlar tarafından duyuruları yapılıyordu.

Anlaşma ve anlaşmanın yeni kuralı, kült merkezinde söz olarak okunurdu. Sözleşmeyi söz olarak okuyan ilahın sözünün sonunda bu sözlere tanık olan melezler; inandık, onu öyle kabul ettik, buna bağlı olacağımıza, bu antlaşmanın sahibi olacağımıza, yemin ederiz anlamına; âmin diyorlardı.

Bu âminle melezler ittifakı deklarasyonun tanığı olup, bildirge kurallarının hece hece uyucuları olmaktaydılar. Havaya giden sözler karşısında, söz kalıcı olsun; unutulmasın diye sanki kayda geçirilen söz gibi içselleştirildi. İşte iman; sözü kayda geçirmeydi. Yazıya geçirilen kayıt gibi işlem görüyordu. Sözler kişilerin öğrenme ve yaşamlarıyla kalıcı olup imanla depo ediliyordu.

Kült merkezi çevresinde imanın (ittifakı kuralın) şartları günün belli vaktinde ilahlarca okunup melezlerdeki iman kayıtları karşılıklı mukabele ediliyordu. Böylece hem imandan (ittifakı söz ve ahitten) sapılmamış oluyordu. Hem hatalar düzeltiliyordu. Hem de bu seremoni ile melezlerin ittifaka inancı pekişiyordu. İttifakın iman edenleri de melezler oluyordular.

İşte ilahi mana anlayışı; böylesi ortam şartlarında, kolektif totemi kültür sahipliğini sentezledi. İttifakı uygarlık sahibi yaptı. Uygarlığı ittifaka referans etti. İlahi mana anlayışı sistemi dış dünyaya açtı. İlahi mana anlayışı bu minval üzerine açık açık bin bir tür ilahi mana anlayışına dönüşüyordu.

Söylenen sözler yeni yeni ve başka başka ittifakın antlarına dönüyordu. Melezler bu durumlara açık açık, canlı kanlı şahit oluyorlardı. İlahı mana anlayışlı takdirin üzerine melezler de; sadakat yemini ediyordu. İlahi sözler açık açık olmakla, kutsal söz anonim olmaktan çıkmıştı. Söz, ilahlar sözü olan mana anlayışına dönüşmüştü.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.