İnsan özgür doğar, ama her yanı zincire vurulmuştur. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Bunun nedeni totem gruplar izole bir yaşam içinde doğada sağlama yaparlarken dıştaki gruplara benzememe nedeniyle onlarla temas etmeme ve onlara dokunmama tabu yasağı içindeydiler. Temas etmeme dokunmama yasağının tamamen kendileri dışında olmakla, somut nesnel yasaları vardı. Totem gruplar bu nesnel yasaları mana oluşla söylüyorlardı. Totem gruplar, atalardan gelen deneyimleriyle kendi yaşantı aşmalarını totem olan anlam üzerinde yansıtıp; kural ya da mana ediyorlardı. Totemi düzey ve düzlemine ait kural ve kaideler totem kalıplı anlama üzerinde çevrim ve yansıtılma yapılmakla mana anlaması oluyordu. Oysa köleci dönemle beraber bir olupbitti vardı. Yaşanmamış, evvelden beri kural kaide olmamış; eski yasalarla (totemi ve ön ittifakı yasalarla) desteklenmeyen bir süreci Mamon denen bir mana anlatması olup biteni doğrudan size söylüyordu. Mamon totem ya da ilah tezahürlü kalıp olmakla, içindeki anlamı, Mamon’un kendi iradesi oluşuyla söyleyen bir manadır. Bu söyleniş içinde köleci ittifaklı taraflarının iradesi yoktu. Oysa totemi ve ilahi kalıp içine grubun, ittifakın ortak iradesi sokulmakla; ortak irade bu kalıp üzerinde totem alana ve ön ittifakı alanla olumlanır, meşruiyet bulur geri yansımalı yanıt olurla; döndürülüyordu. Ön ittifaklar da, kendi ittifakı yaşantı aşmalarını ilahi mana olanın hükmü şahsiyeti üzerine gönderip; ilahi yansıtma üzerinde çevrim etmekle düzenleyip; kural, kaide ediyorlardı. Bu ön ittifaklı zaman ve zemin düzlemine ait kurallar, kaideler; ilah kalıbı üzerinde mana anlaması oluşla anlaşılıyordu. Totemi mana yansıtması nasıl olmaktadır? Bir ayna düşünün. Ayna kaynaktan mesajı ya da verileri (ışığı) alır. Ayna aldığı mesajı aşağı yukarı 180 derece çevrim yapmakla geri mesajı aldığı doğrultuya doğru gönderir. Aynadan dönen mesajın (yansır olanın) geri iletime olabilmesi veya görünür hala gelmesi için mesaj duvar gibi engel yüzey üzerinde ya da perdede üzerinde yeniden yansıtılmalıdır. Burada ışık kaynağı oluşla mesajını yansıyan somutluk totem alan ve totem alanın içidir. Yani totem alanın içi sosyal ilişkili olmasıyla da totem alan da, totem gruptur. Mesaj oluşla yansıyan kişi ve kişiler arası “sosyal bağ dokulu girişen enerjiden” oluşan yansımalardır. Yansımayı üzerinde geri döndürecek olansa; kişisi öznel algıları oluşla, beyin aktiviteleridir. Kişi algılı beyin aktiviteleri kişinin dışında; grup özekle bir noktada kişiler öznel algılı beyin aktiviteleri olmakla senkronlanır Totem alan içindeki bir noktada senkronlatan (kıyaslanıp ölçme değerlendirmesini yapan) nokta, her yönde yansımaları alıp; yine her yöne yansımaları dağıtır bir küre yüzey yansıtıcısı gibidir. Küre yüzeyli sanal nokta, sosyal tepki oluşuyla; totem alanın içinde her bir yer olmaktadır. Totem alan da, bu küre yüzeyin dört bir çevresidirler. Teorik oluşla küre yüzey totem alanın özeğinde ağırlık merkezidir. Kişilerde birden bire oluşan bu süreç sel, sanal algı manyetik kuplajlarla olup bitenlerin karşılığı olan algı; totemi manadır. Totem alan içinde yansıma olup, totem alanın ortak bilinci olan küre yüzeyde yanıt tepki ya da cevap oluşmazsa; sosyal alanlı iletime devresi oluşamaz. Mana oluşumlu temel biçimleniş ana karakteristiği budur. Küre yüzeyle yansımalı ortaklaşan sosyo toplumsa bilinç; baz istasyonu gibi görev yapar. Baz istasyonu olmasa iki telefon yan yana, alt alta, üst üste de olsa iletime yapamazlar. Sosyo toplumsa bilinç ortak kodları da olmasa kişiler de iletime olamaz. Kişiler sosyo toplumun bir hücresi gibi değerlendirildiğinde; bu iletimeler hücresel bir iletime gibi olan bir mana anlaması polarize edilir. Ön ittifaklar da, köleci dönemde de, bu mana anlamalı ana karakteristik korunur. Sadece içerikler değişir. Sanal olan sosyo toplumsa bilinçli küre yüzey köleci sistemle iradi nokta yapılır. Bu nokta sistem içinde sistemin ortak bellekle ortak mantığı iken, sistem dışında bir irade oluşla vaaz edilir. Totem dönemin başlangıcından totem dönemin sonuna doğru olan zamanlar içinde hiç bir grubun, kendi totem mesleği olmadığından, totem yiyecekleri de ve hiç bir totem yiyecek yasakları da yoktu. Sadece dokunma yasağı kapsamında karşı grubun elindeki av ve toplanmış yiyecekleri yememe yasağı vardır. Totem mesleklerinin (üreten emeğin) oluştuğu dönem içinde garip bir durum ortaya çıktı. Gruplar uhdesinde üretilen totem meslekli ürün olur yiyecekler de “karşı gruplar tarafından dokunulanlara dokunma yasağı” içine girdiğinden; ortaya bir “totem yiyecek yasağı” çıkmıştı. Totemi kişimiz, doğadaki elmayı yerken; karşı grubun ürettiği bağ bahçedeki elmaları totem yiyeceği dokunum yasağı kapsamı içinde oluş nedeniyle yemiyordu. İşte temas eden gruplar ön ittifakın içine bu tür bir “yiyecek yasağı içinde oluşla” geldiler. Gruplar teması içinde, bir grup elindeki hazırda üretilmiş yiyeceklerin hediyeleşme yoluyla takasını yapmakla; bu değişim her bir gruba çekici gelmeye başlamıştı. Başka grubun elinde, totem mesleği oluşla üretilen yiyeceği; doğada her zaman içinde kolayca bulup, bulamama sorunsalı vardı. Bulunsa da, bunu sağlama yapmanın pek çok hayati riskleri vardı. Karşı gruplar elinde her an bol bulunan, üretilmiş olan yiyeceklerin hediye yoluyla değişilmesi nedenle hayati olana karşın; hazırını bulmakla değişilen bu olanak; her bir grubun önünde vaz geçilmez gibi duruyordu. Gruplar eliyle üretim sel olma, artık sosyal ilişkili temasın temel nedeni olacaktı. İlerde de ekonomik süreçlerin temeli olacaktı. Artık doğada sağlamanın sosyal oluşu yerine gruptu emekle üretilen nesne üzerinde karşılıklı sağlatmanın sosyo toplumsa oluşu vardı. Bu olguyla gruplar teması başlayacaktı. Temas etme nedenle şimdinin, yarının ve geleceğin inşası için yiyecek yasağı olan bu tabu, aşılması gereken bir "tabu sal yiyecek yasağıydı". Kısaca ilk yiyecek yasağı, tecridi totem gruplar arası yiyecek yasağıdır. Ki bir totem grup, diğer grup bünyesinde olan totem meslekli ürünü, o grubun patentinde olmakla ve o grubun elinde bir dokunum olmakla yenmiyordu. Bu tür dönemleri hikâye eden ilk anlatımlar hep vardır. Neden? Alışma olan bir süreç yeni değişmesi içinde kişilerdeki mana olmakla şaşma yapar. Bu şaşma öznel dünyada kaygıyı tetikleyen travmalar olmaktadır. Bu travma olan süreç şu evrimsel kaideyle örtüşen bir öznel süreçtir. Canlılar çevreye tam bir uyum yapmakla çok iyi bir yaşam senkronlanması elde ederler. Çevreye uyum çok iyi bir akıllı mekanizma gibi çalışır. Bu uyum epey bir süre içinde doğru ve gereklidir de. Fakat çevrenin sürekli değişme yapmasıyla canlıların çevreye akıllıca uyum yapma süreçleri, tam bir uyumsuzluk oluşla başarısızlık olur. Hayata tutunma mekanizması hayata tutunamama mekanizması olmakla bir fiyaskoya dönüşür. Türler yok olur. İşte bu kuralın öznel dünyadaki karşılığı da travmadır. İşte bu değişim dönemlerine ait hikayeler totem döneme göre ön ittifakı dönem içindeki şaşmalar olan travmalara denk gelir karşılıkların travmalarıdır. Söz gelimi totem döneme ait “totem yiyecek yasağı” olmaktan kaynaklı duygusal travmaları anlatan birçok hikâyeler; köleci dönemde Âdem ile Hava’nın yasak meyve yiyeceği anlatımına döner. Hikâyenin kökeninde travma ve yeni düzene uyum süreçleri vardır. Bu uyum süreci içinde eski tutumlar yeni semboller üzerinde sosyo toplum dışına atılmakla günün anlam ve önemine uygun bir inşaca hikâye olmaya dönüşmektedir. Totem gruplar tecrit olmuş gruplardı. Bir grup başka grubun totem mesleği olur ürünleri yemiyorlardı. Bu totem grubun, totem yiyecek yasağıydı. Totem gruplarda yiyecek yasağı tabusuna karşı aşılmaz bir ön yargıyı oluşmuştu. Ön ittifaklar da aşılmaz gibi olan bu totemdi ön yargıyı; ön ittifaklı tevhit içinde aşmak zorundaydılar. Âdemle Hava Türü ilk söylemlerdeki bu totemi öz; bu totemdi ön yargının aşılmasını sembolize edip; bu ilk ön yargıyı, ön ittifaklı sosyo toplumun dışına atmaktı. Bu tür anlatımlar, hem totem yapı içinde çıkılmış olmaya (kovulmaya) bir gerekçe oluyordu. Hem de yeni bir yapı içinde olmayı karşı yine sosyal hafızalara hazmedilir bir mana anlayışı olmaya gerekçe yapılıyordu. Bir totem gurup, diğer totem gruba ait yasak totem yiyeceğine eğilim etmezdi. Eğilim etmemesine karşın; bu eğilim etmezliğin o totem hafıza üzerinde de groteski oluşmalı bir anlam karşılığı vardı. Yani böylesi bir grup bağıntılı tabu yasağının, grup bağıntılı vicdanlarda sorumluluk gerektirir groteski dediğim şimdiki anlamla günah oluşu vardı. Tabu yasağının işlenmesi karşısında totemi de ne türden fetişti duygu ve düşüncelere mal olacağına ilişkin groteski bir bellek vardır. Groteskti bakışla kirlenmiş olmanı, günahtı durumun; totemi üzerinde tabu sal hafızalı anlam olmasından ötürü bu groteskti mana totemimiz üzerinde çekinme, sakınma türünde büyüleyici bir mana etkisine neden olmaktadır. İşte totemi gruplar ön ittifaklı teması yapmakla; aşılacak olan ön yargının travma yapar olan hafızası, buydu. Yasak yiyeceğin travma yapma nedeni; bir totem gruba ait totem yiyeceğinin; ön ittifak içinde diğer totem gruba; gruplar üzerinde ortaklaşan bağıntılı bir anlamla, meşru bir yiyecek olmasıdır. Groteski oluşla sakınan, kaçınan kişi hafızalı sosyal bellekli günah; her bir totem yiyeceğini karşılıklı yemekle aşılıyordu. Yeni olan gruplar arası ortaklaşma; Enkidum, Dumuzi sunulu İnannaca seçme ayıklama içinde yiyecekler grup temsilcili kişiler, elinde alınıp yenmekle ya da yenmemekle ön ittifakın ilahi yasaları ortaya konuyordu. Kişi sel sosyal bellek için bu seremoni bu yönüyle (günah olur yönü ile aşılmakla) ön ittifaklı edimler, totemi ortaklaşmadan ayrılırlar. Ön ittifakların, totem yiyecek yasağından oluşan sosyal travmayı aşmayı seremoniye eden yöntemleri; köleci dönem içindedeki köleci travmayı aşmak için de kullanılacaktılar. Ön ittifaklar, totem yiyecek yasağı karşısında; totem grupların her bir kendi totem yiyeceğini; birbirleri için karşılıklı takas etmeleri üzerinde birbirleri için karşılıklı üretim yapmaları içinde nesnelce aşmışlardı. Ürünlerin birbirleri için karşılıklı üretilmesi demek; günahın aşılmasında gruplar emeğine, gruplar alın terine değin vurgu yapılması vardı. Bu nesnellik sosyal hafıza anlamında da manaca söylenip aşılması gerekiyordu. Aşhan Lahar, Dumuzi Enkidum, Emeş Enten gibi anlatımlar bu sembolik kurguların söylenmesiydiler. Elbette bu ilk örneklerin içine köleci dönem ruhuna uygun, başka başka zamanlara ve gruplara göre olur söylemlerin içine, özgün soslar da katılıyordu. Katılan soslar bir yandan aslına sadık kalışla, sadık kalınan kalıp aslını ifade eden oylumun içine iyi silinmeden konan yeni ifadeler olduklarından ötürü soslarda; görüntü üstüne görüntü, anlam üstüne anlam binen şeytani bir, çoklu belirmeleriyle anlam bozulması olan anlaşılmazlıklarını da oluşuyordu. Futbol bir ekip işidir. Ekipteki herkes durum ya da pozisyonuna göre en iyi emeğini verir. Veya kişi en iyi emeğini, ekipçe olur ortam sorumluluğuyla veya başka mana anlayışı içinde olmakla en iyi emeğini, rekabetle de göstermek zorundadır. Futbol bir ekip işi olduğu halde gol atmak kişilerin sahipliği, üzerine havale edilir! Oysa golcü, o ekip işi içinde gol atma donanımıyla donatılmıştır. Sözgelimi ekip işi içinde gol atıcılar hücumdakiler gibi sahanın her tarafında koşup, yorulmazlar. Ekip golcü pozisyonunu, diğer pozisyonlar gibi ekip içinde özel tutar. Bu pozisyonda görev alacak kişiler, bu bilinçle bu davranışla olmak zorundadır. Asla attığı gol, o pozisyonda tutulduğu kadarla onun değildir. Ve kendi özel gayretli değerlendirme çabası kadarla da atılan gol, onundur. Ekibin kazandırdığı donanımla golcümüz, eline geçen topla kendisini (ekip ruhunu) birden bire çok süratle atağa kaldırır. Onun ekip içindeki işi de budur. Ekip onu yormaz. O da bunun karşılığında ilk fırsatı göle çevirir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |