Şiir, duyguların dilidir. -W. Winter |
|
||||||||||
|
Mamon’dan zimmetli olanlar, aynı zamanda himmet edenlerdi. Mamon kimi kez ezen ezilen çatışması karşısında öfkeye gelip kızıyordu. "Bunca himmetimiz rağmen mi, hala mı şükretmiyorlar?" diyordu. Gazaba ve öfkeye gelip; “nankörler” bile demekle sövecekti. Neden nankördüler? Mamon’un mal mülk dağıtma iradesine ve bu irade yüzünden köle olmaya; sadakaya, dilenciliğe mahkûm olmaya karşı çıkıp; çalışmalarının karşılığını istedikleri için! Mamon nedense şükredilmesini pek istiyordu! Ezilen isyankârlara; "siz hala şükredenlerden, (köleci düstura) iman edenlerden olmayacak mısınız?" diyordu. Mamon bu dediklerini Utnapiştim aracılığıyla yapıyordu. Utnapiştim Mamon’du iradenin temsilcisiydi. Ut napiştim şimdi ezilenleri tevekkül içinde olmak kaydıyla, mamondu irade içinde olmanın imanın birliğine çağırıyordu ezdiklerini. Utnapiştim, namı diğer Ziusudra köleci birlik çağrısı nedenle Şuruppak'ta yollara düşmüştü. Şükredilmesini istemek yetmemiş olacaktı ki bu kez de isyancı ezilmişlere; "bana dua edin ki hemen karşılık vereyim (icabet edeyim, size de mal mülk vereyim)" diyordu. 6000 senedir açlığa şükür edildiği ve yokluğa alçak gönüllülükle boyun eğilip dua edildiği halde Mamon; ezilenler de mal mülk olacak zimmet kılmanın icabetine, bir türlü gelmiyordu. İlk totemdik olan bizler arası gruplar tevhidinin, “biz” deklarasyonu; gruplar arası birliğin sentezi olmuştu. Bu tevhit içinde totem meslekli grup emekleri takası yapılıyordu. Takas yapabilmek için ilk kez grubu haricindeki başka gruba ait kişiler için de üretim yapıyordu. Tüm bunlar ve totem gruplar arası işbirliği dahilinde ve ortak yararlanım içinde tüm bunların düzenli kullanımını oluşturmak, çoklukta teklik görünümüydü. Köleci yapı; ilk kes biz deklarasyonu dediğimiz "biz bildirgesi olan ortaklaşan ilahi hitabı” parçalamıştı. Köleci yapı ortaklaşmayı, ortaklık kabul etmeyen mana anlamasına dönüştürmekle; biz deklarasyonlu ortaklığa savaş açtı. Emekler arası değişme olan ortaklığa (şirke) savaş açmakla işe koyuldu. Şirk dediğimiz ortak oluşun karşıt anlamlarını ve süreç içi boşluk devinmeli yeni mana anlamalarını üretti. Ortaklaştıran ön ittifaklı çoklu tevhit; keyfine göre kişilere mal mülk zimmetlemenin ayrıcalıklı olan çokluğuyla, yani birçok mamonlar arasının tevhidi olmuştu. Yeni ve köleci patentli "biz manifestosu" eşitsiz eylemli, keyfi ve rast gele dağıtılmış mal mülk zilliyetli irade olan anlayıştı. Şirk kabul etmezdi. Fireni tutmuyordu. Şirksiz olmak frensiz olmaktı. Frensiz olmak istediği gibi istediği şekilde dağıtıp sorgu sual vermez oluşudur. Yani kimi kişilere özel mülkü olmanın himayesi ve keyfi dağıtmanın mülkü tesisin iradesiydi. Ortaklaşan grup ya da kişiler emeği üzerine çıkış yapan, yüksek gerilimli potansiyeldi. Karşı potansiyel olan düşük gerilimli alan üzerine himmet, dua etme, şükretme gibi rabıtalarını koymakla, süreç kontrolünü ele alıyordu. Sürecin şirk tanımaz mamondu kontrol işleyişi içinde olan şükür ettirme, dua ettirme; himmet, sadaka gibi değiştirici dönüştürücüler; aynı zamanda da mal ve mülk tasarrufuyla zimmetli olanların yüksek potansiyelli basınçlarının da kontrolüydü. Bir diğer Mamondu iradeli kontrol etme olan merhamet etme, acıma mağfiret adı altında beliren bu mamondu iradenin, himmet, şükretme dua türü kontrol ediciler sistem içinde meşru edilmişlerdi. Zilliyetli meşruluk; himmete uğrama, sadakaya nail olma, şükretme, dua etme gibi meşru dirençlerini oluşan mana anlaması karşısında; az, çok; iyi, kötü bir fren etkisi olan sürtünme direncini ortaya koyuyordu. Himmete uğrama, sadakaya mazhar olma, duanın sonucunu umma, durumuna şükretme gibi meşruluklar; ezilmişler nezdinde de alçak gerilimli potansiyeli durumdan, yüksek gerilimli potansiyeli duruma doğru olan akışla iletime olurdu. Bu ezilenden ezene doğru iletimin direnciyle, yüksek potansiyelli gerilimin şiddeti kısmen azaltılıyordu. Bu ilişki sömürü ilişkisinin sürmesi için gerekli olan bir ilişkiydi. Daha açığı himmet ettirme, duaya icabet ettirme, sükrettirme, sadakayla müşerref ettirme, köleci sistemin kendi üzerine bir başka türden kendi yansımasıydı. Köleci sistem olmasa bunlar olmayacaktı. Köleci sistem olmasa bunlar yansıyamayacak olmakla hep soyut olanaklı durumla olumsal içinde kalacaklardı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |