Düþmekten yükselme doðar. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Tarih derslerinde derse konu oluþuyla iþlenen Sümerler ve çaðdaþlarý, köleci ittifaklý Sümer devletleri olan köleci ve örgütlü yapýlardýr. Ve de köleci sürecin zirvesinde olan imparatorluklardý. Sümer devleti ve Sümer dili önceleri Sümer sözlü edebiyatý içinde aktarýlýr. Bu süreç içinde anlatýlan yaþam, ilk köleci dönemden daha çok adeta köleci olmayan bir dönemi anlatýyordu. Bu döneme iliþkin anlatýlanlar içinde mitoloji denen materyaller çoktu. Buna raðmen bu materyaller içinde olunan ve arabeske baðlanan köleci dönem ile erken dönem hiç anlaþýlmýyordu. Köleci dönem mantýðýyla, köleci dönem öncesini anlatan pazýlýn parçalarýný açýklayýp söylemeye sanki hiç izin yoktu. Köleci mana anlayýþýna ters geldiði için köleci dönemin kýzýp, eleþtirdiði; köleci dönemin kutsal sayýp ta kutsallýkla korunan kendi söylemleri olmasaydý ön ittifaký döneme ait olup bitenleri ortaya koymaktan da, hayli zorlanacaktýk. Köleci sistemin kýzýp, küfür saydýðý kutsal söylemler neydi? Bunlardan biri; “El olan ilahýnýzýn ortaklarý yoktur” söylemidir. “El’iniz, ortaðý benzeri olmayandýr” denmesiydi. El’e neden ortaðý olmayan denme gereði duyuluyordu acaba? El’den önceki sürecin ortaklarý mý vardý? Demekten kendinizi alamazsýnýz. Köleci mana anlayýþý ortaklýða neden bu denli takmýþtý? Denebilir ki, insanlar birçok tanrýlara tapmýþtý! Bu nedenle de birçok tanrý olmadýðýna söylemle, birçok ortak iradi kararlar olmadýðýna atýfla; bir tek iradi kararýn olduðuna istinaden süreçte; ortaklýk kavramý üzerinde þiddetle duruluyordu, diyebilirsiniz! Oysa tarihi gerçeðin karþýsýnda bunlarda birer yanýlmadýr. Sosyal dilin; sosyal anlayýþla tarihi ilah üzerinde anlatmasý baþkaydý. Ýlahýn tarihsel rolü baþkaydý. Tarihsel insan sapýklýkla birçok ilaha tapmamýþtý. Aksine insan birçok ittifaký ilah karþýsýnda insan olmuþtu. Bu ortak ilahi takdirle tarihte uygarlýk rolü oynamaya baþlamýþtý. Birçok ilah; her biri bir totem mesleði bilir olan; bir totem grup tüzel liginin bir araya geldiði konsorsiyumdu. Bakýn insan yazýsý dizim. Ýttifaklar yazýsý dizim. Kültür, uygarlýk yazýsý dizim. Siz tarihi bilmezseniz; tarihi süreci çarpýtýrsanýz; insanlar birçok ilaha taparlar. Tarih kiþi anlayýþlý, kiþi tapýmla bir öz deðildir. Tarihin bilinci unutmaz. Tarih kesikli sürekli olmakla; sürekli olanýn deðiþme dönüþme içindeki geliþmesidir. Ve tarih hiç bir zaman insan tapýmla seleksiyonu olan bir seçilimler tarihi olmaz. Tarih kurbaðanýn sineði yemesiyle oluþmaz. Tarih kiþi insanýn, tapým eylemleriyle asla tarih olmaz. Tarih inþa olmadýðý için tapýmdan bahsetmez. Aksine üreten iliþki biçimli anlayýþ ve öðretiler; deðiþen zarfý içinde, gelenekçi tutum oluþuyla ve kutsanan korunmalarýyla; geleceðe aktarýlan tarih bilinci olmakla tarihtir. Ýnsanlýk tarihi bir inþa ve bir uygarlýk içinde olmakla; teknik, teknolojik dönüþümleri içinde inþacý sýnýf mücadeleleri tarihidir. Yine köleci mana süreci “ortaklýða bu denli neden takmýþtý?” Bu ortaklýk söyleminin altýnda yatan, paylaþýlamayan neydi? Burada þu denebilir. “El evreni yaratýrken yaratma iþinde kimseye ihtiyaç duymadan, her þeye gücü yeten olduðunu tarifle; kendisine ortaklarý yoktur” deniyor denebileceðidir. Ýyi de El’ düþüncesi ilk ortaya çýkarken Evreni ya da insaný yaratma gibi bir söylem düþünceyle ortaya konmamýþtý ki. Bu söylem daha sonrasýnýn köleci El anlayýþlý söylemidirler. “Daha yoktu hiçbir þeyin adý”; “Ne yerin, ne de göðün”. “Ne demet edilmiþti buðday”; “ne demet edilmiþti kamýþ” diye baþlayan ilk yazýlý Sümer destan olan Enuma Eliþ’teki bu söyleme dikkat edersek, hiçbir þeyin yokluðundan ya da hiçbir þeyin yaratýlmasýndan söz etmiyordu. Bakýnýz; bu anlatýlara göre aþaðýda da kýsaca deðineceðim gibi tufanla batýp ta, bir avuç kurtulan kimse de yoktu. Tufan anlatýlarý El ittifkýyla yapýlan anlaþma ve birleþmelerin geleceðe bir milat (doðum) oluþuydu. Batan eski ön ittifaklý süreçti. Doðan da köleci süreçti. Tufandan sonra beþ þehir kuruluyor. Tufandan býrakýn beþ þehir kurmayý; bir çadýrý doldurmayacak kadar kurtulan kiþilere nazaran hemen sonra beþ þehir kurulmasý üzerinde kafa yormaða deðer bir süreçtir. “Kutsanmýþ yerde beþ kent kurdu Onlara ad verdi Ýbadet merkezlerini aralarýnda bölüþtürdü Bu kentlerden birincisi, Eridu'ydu Eridu’yu Nudimmud öndere verdi Ýkincisi, Badtibira'yý, Badtibira’ya verdi. Üçüncüsü, Larak'ý, Endurbilhursag'a verdi. Dördüncüsü, Sippar'ý, yiðit Utu'ya verdi. Beþincisi, Þuruppak'ý, Sud'a verdi. Kentlere de adlarýný verdi” “Yerin göðün sahibi kim? Söylemi içindeki anlatýmlarda býrakýn evreni yeniden yaratma fikrini ifade etmeyi; aksine yer ve gök kavramýyla anlatýlan þey köleci dönem öncesinden beri var olan, ön ittifaklý anlamlarla söylenen sözcüklerdi. Ön ittifaklý yaþam alaný yukarý yer topraðý olan “göðün” ve göðe göre aþaðý topraklar olan kara parçasý olan“yer” söyleniyordu. Yine ön ittifak içinde bir gruba ait, totem mesleði olan “buðdayýn”, “kamýþýn” isimlerinin; gruplara göre gruplarýn yaþam yeri ve gruplarýn totem mesleði uhdesinde olan iþ ve uðraþ mesleklerin adca bilinmediði bu Enuma Eliþ’teki bu söylemle vurgulanýyordu. Enuma Eliþte yoktan, hiçlikten yaratma söylenmez. Ön ittifaktan önce gruplar yer ve yön olarak isim-isim ayrýþmamýþtý. El, üreten iliþkiye dayalý olan ve ortaklarý ve benzerlerinin takdirce ortaklýðýnýn olduðu bir dönemin içinde çýkýyordu. El; bu ortaklara karþý isyan bayraðý açýyordu. El, “Dilemesi yanýnda (takdiri yanýnda), takdir eden bir benzeri ve ortaðý olmayan” diye kendisini lanse ediyordu. Yeni El kendisini ön ittifaklý sürecin seyreden akýþýnýn aksine, bir akýþla olmak kaydýyla kendisini, ön ittifak içinde vizyona sokuyordu. Böylece süre gelen ortaklaþmacý kolektif yapýya meydan okuyordu. Ortaklaþa olana karþý, ortaklaþa olmayaný söylüyordu. Üstelik bu haliyle El, üreten iliþkilere takdirde bulunmuyordu! Sadece üretilen “mala, mülke, avadan olan aletlere “benim” diyordu. “Malýn mülkün sahibi benim”. Mülkü olmayan (ilah) El’lerin yanýnda; “hangi El?” diye sormanýz da gerekmez. Açýktan: “mülkün ve sizin sahibiniz olan El’im, ben” diyordu. Üstelik El sahiplik vizyonunu deklare ederken malik oluþ söylemini çevresine, yeryüzü olan âleme ve suna buna da söylemiyordu. Sadece kendi süreçli, kendi ön ittifakýnýn içine söylüyordu. Mülkü olan El; mülkü olmayan El’lere (ilahlara) karþý çýkýp; ilahlarýn sözlerinin dinlenmez olduðunu söylüyordu. Mülkü olmayanýn, hiçbir sahipliði bulunmazdý. Baldýrý çýplaðýn teki olmakla size mülkten vermeyenin size ne sözü olurdu ki? Bu nedenle El’in sözü de, tam bu noktada, buraya; sahiplikle hükmediþi ancak kendi ön ittifaký içine geçerliydi. Baþka ittifaklara sözünün geçmesi, bu aþama itibarýyla olasý deðildi. Bu tarzdan söylemlerine kendi inanýcýlarýný oluþturmakla, köleci inþacý süreç içine geçilecekti. El kendi El fikrini ortaya koyarken kendisini takdirde ortaðý ve benzeri olmayan; tek takdir edici olan diye ortaya çýkýyordu. El bulucu, icat edici de deðildi. Bulunaný, icat edileni sahiplenmekle; bulunanýn, icat olanýn üzerine baðdaþ kurup oturmakla; özel sahip olucu yapýlarýn, inþacýsýydý. Bu nedenle köleci dönem öncesi köleci döneme göre yok sayýlmýþtý (keenlem yekün sayýlmýþtý). El tufanlarý ön ittifaklý bilinç ve hafýzlarýn silinmesini oluþan ilk travmalarýn yaþanmasýydý. Ýlahi dönem doðrudan etkilerle anlaþýlmaz olmuþtu. Köleci dönemin dini kutsallýklarý içindeki arabesk söylemler bu tarz arabeski mana vurgularýyla olan anlatýlanlardan ön ittifaklý dönem ortaya çýkmýyordu. Bu söylem ancak köleci dönem öncesinin bir “kara delik” etkileriyle köleci dönemi çevresine inþa ettiðini sezmek olasý oluyordu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |