..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsandaki gerçek güzelliği ancak yaşlandıkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




4 Temmuz 2017
Tarihi Kulluk Sözleşmesi 13  
Bayram Kaya
Gebelik anonim olanı (ilahi ortaklık olanı), anonim olmayana (ortaklık olmayan-tekil takdir ve tekil sahipliğe) dönüşme olandı. Limited olacak olanı dölleme, gübreleme ve sulama yapmanın gebeliği olan süreçti. Doğum, anonim olmayanla eylem, söylem ve anonim olmayan anlamıyla biçimlendi. El bu öznel anlayışının güdümle; üzerine transfer edilen El toprağını kişi toprağı yapmasının doğumuydu.


:HFG:
El mana anlayışı geçiş dönemi başında ve içinde, bir yerde İnanna ise; mülk iktisabı olan kişi İnanna adamıydı. Köleler de, İnanna’ya bağlı kölelerdi. Ya da mal mülk sahipleri Dumuzi veya Gılgamış olan El’in adamı, ya da kuluydu. Bir zamanlar anonim oluşun ön ittifak temsilcisi olan İnanna ve Dumuzi’ler şimdi de bay erki durumundaki Nemrut’ların İnanna ve dumuzi’leriydiler.

Roller değişmiş eski bağ dokulu devinme içindeki mana anlayışı (yazılım) değişmişti. Kolektif olanı ortaya çıkaran mana gücü şimdi özel mülkiyetli zihniyeti üretip meşru ediyordu. Yeni mana anlayışlı inana ve Dumuzi tipi El anlayışları özel mal mülk sahipliğinin ittifak sentezi içindeydiler. Bu yepyeni ufuk inşasıyla oligarşinin temsilcileri de olacaktılar. Bu oligarşi içinde silinip gidecek olan İnanna ve Dumuzi’ler Lu gal El Lu gal olacaktılar.

Anonim olana göre, limitet olan ikinci İnanna ve Dumuzi tipi; önce mutlak bay erki olacaktı. Sonra da meşruti bir oligarşi oluşmasının temsilcisi olacaklardı. Süt emziren, kolektif ligi ortaya koyan malı ve mülkü olamamakla; mal, mülk sahibi rızk veren El karşısında silinecektiler. Süreç mutlak (bay erki) ve meşruti (oligarşi-takım erki) olanlar arasında keçeci mengenesi gibi bir süreliğine gidip gelecekti.

İnanna’lar, Gılgamış’lar bir zamanlar anonim oluşla sentez olan ön ittifakların, anonim temsilcisiydiler. Müşterekliğin kurumları olan somut İnanna, Dumuzi türü çoban ya da tarımcı temsilcilikler; şimdi de bıraktıkları boşluk alan devinmesiyle kişisel iyelik temsilciliğin öznel meşruiyet kaynağını oluşuyorlardı.

El anonim olmayandı. Anonim olanın, karşıtıydı. Ama El fikrini oluşurken henüz belli bir kişi de değildi.

İnanna karşıtı düşüncelerin nemalandığı bu süreç anonimlerin, özel mülkiyet olmaya geçiş şekliydi. Özel mülk fantezisi; İnanna ağzıyla konuşuyordu. Ama zihnini, El üzerinde El fikri ile yatkın kılacak düşüncelere; zihnen alışmaydı da. Bu alışma aşaması içinde kişi anonim olana göz dikseler de kişiler kamusal olan ortak mala ve mülke sahip çıkacak gibi bir yaklaşımları, henüz gösteremiyorlardı.

Bu tür El zikri içinde yapılıp, söylenen alışma ve temrinler içindeki kişiler anonim olanları El'in olmakla söylüyorlardı. Özel sahipli söyleyişin zikri var eylemi somutu yoktu. Bu nedenle olası karşı tepkisi de Söylemi de, eylemi de, olduk ta; eylemsizde gösterilen tepkisizlik buraya transfer edilmekle; olup biten bir bakıma seyrediliyordu. Böyle-böyle anonime sahip çıkmayıp, anonim olandan uzaklaşıyordu.

Böylece anonim olan üzerindeki izin ve meşruiyetle; yeni olan El icazetli duruma meşruiyete geçişin hamur mayası yoğruluyordu. El mana anlayışının fikri oluşması, fiili oluşmasına göre biraz uzunsa da; izole olukla fiili eylemi kısaydı. Fikri oluşma adata katalizör görevi görmüştü. Fikir oluşma fiili oluşmayı başlattı. Olup bitenler sonunda fikri oluşmaya katılanların hepsi etkilenmişti. Mal mülk sahipliği olan bu kısa dönem; “Tek sahip olan, rızkı veren El” diye zikredilen bu süreç; daima El toprağını anan söz ve eylemlerin figürlerini ritüel etmenin, şartlanma dönemiydi.

Bu sadece El toprağı, El mülkü diye anılan kısa fiili bay erk olan süreçti. İlahi süreç üzerine inşaydı. İlahi süreç üzerine inşa olsa da daima El ismiyle birlikte anıldı. İşte günümüz süreci bu köleci başlangıcı kendisine referans alır. Bu sorgulaması yapılmayan köleci süreç; şimdimize de ilk geri bağlanım yasası olmanın sanal bir ahit yasası olacaktı.

El yeni durumla, unutmamasını tekrarlar gibi El toprağı; El toprağı; diye anma ve zikir etmekteydi. Bu süreç anonimi (ilahi olanı) dışlama ve giderek anonim olandan uzaklaşılmaya yatkınlıktı. Bu yatkınlıkta anonim olana (ortaklığa) küfretme; anonim olana tükürme tarzı söz ve eylem ritleriyle oluşmaktaydı. Anonim olanı nefretle anma süreciydi.

Anonim olanı, El zihniyetli olan sosyo toplumsal yapının dışına atma süreci olacaktı. El toprağı oluşla söylenen kısa süreç köleci yapı için bir milattı. Yeni referansıyla eski olanı dışlama, yeniyi kabullenme süreciydi.

Köleci sürecin kendisi de, yeniyi sahiplenmekle yeni olmuştu. Sürü dönemden bu yana yeniyi sahiplenen yenileşme ve ilerleme köleci dönemle tersine dönüp yeni olana bidattir deyip hep karşı olacakla gerici eşecekti. Gelişme sadece mal mülk sahipleri üzerinde olacaktı.

Bay erki süreci diğer bay erkleriyle sentez süreçlerine girmeye başladı. Bu köleci ittifak isteyerek ya da istemeyerek zorla oluyordu. Zorla olan süreç Elin zalim olanların zalim olanı olmasıydı. El’in öç alan El olma süreçlerine girmesiydi.

Oligarşi olan sentez birçok El olan mana gücünün bir araya gelmesiydi. Sentezin bir kuralı vardı. Kararlar bu birçok olanlar arasında görüşülür, tartışılır, danışılır (meşveret edilir) bir karara bağlanır. Varılan ortak karar da bir tek irade gibi söylenir. Bu ön ittifaklarda da böyleydi. Bundan sonra da böyle olacaktı.

Oligarşi söylemce ya da irade beyanınca tek olmak zorundaydı. Bu nedenle Lu gal El Lu gal ortaya konmuştu. Bu yüzden bu çoklu olmakla tekil olan irade karşısında Oligarşinin baş El’i (Lugal el lugali); “benim yanımda benim irademe karşı El’ini” anma diyordu. Benim yanımda başka Ellerin adını zikretme” diyordu.

Böylece köleci yapının içten dışa doğru yayılmacı olmasıyla sentez yaptı. Ve sentez içindeki El’ler tekleşti (Lu gal El Lu gal oldu). Tevhide karşı olan El grubuna ya da diğer sentezi köleci yapılara kan dökülmesine neden olacakları için kendisine göre onlara zalim dedi.

Kendisi de zalime karşı zalim oldu! Bazen kendinin zülüm görmesi nedenle; bazen de kendi zalimliği ile kendine merhameti ve kendisinin merhametini bildi. Bu hal merhametlilerin de en merhametlisi olmasıydı. Süreç köleci arızalara göre yaşantıları yeni anlamalar ortaya koydu. Bu anlamları El üzerinde kendisine yansıtıp anladı. Madem rızkı o veriyordu. Her şeyi o diliyordu. Öyleyse ayağına değen taşı da El’dendi Bunu da Elden biliyordu. Maden göçüğünü de; şehit olmasını dahi El’den biliyordu. Süreç bir inşa süreciydi. Karşı zalimin en zalimi, karşısındaki merhametlinin en merhametlisi olmaya başladı.

El anonim oluştan koptu. Kendisini El anlayışlı monarşi içinde yalıttı. El açmazlarıyla birlikte monarşi, mutlaklık, meşruiyet ve giderek demokrasi ve laiklik gelecekti. Kendisini bu süreçler içinde konum eden El, bu süreçlere göre de kendisine anlamlar, sıfatlar veriyordu. Yeni sürecin nasıl gelişeceğini, El de tam bilmiyordu. Bu geçiş dönemi bilinmezi; bilinmenin söz ve davranışlarına dönüşmenin deneyim kazanma süreci de olmuştu.

El anlayışlı sürecin doğumu birden pat diye olmuyordu. Uzun zamandır kuvvede (düşünce de-tasarı da- niyet te) oluşan söylemler, eyleme dönüşüyordu. Bir öğrenme ve alışma süreci olan bu gebelik deneyimi, gerçekten de bir gebelik kadar kısa çekene göre de uzun sürecek bir deneyimdi.

Gebelik anonim olanı (ilahi ortaklık olanı), anonim olmayana (ortaklık olmayan-tekil takdir ve tekil sahipliğe) dönüşme olandı. Limited olacak olanı dölleme, gübreleme ve sulama yapmanın gebeliği olan süreçti. Doğum, anonim olmayanla eylem, söylem ve anonim olmayan anlamıyla biçimlendi. El bu öznel anlayışının güdümle; üzerine transfer edilen El toprağını kişi toprağı yapmasının doğumuydu.

Doğum öncesi koşullarda sadece El mana anlayışının adamı olmakla, konuşanlar; ortamı tartıştıranlar, yeni sistemin vaatlerini söyleyenler; henüz ne olduğu belirsiz bir El'in, adamı olan kişilerdi. Bu kişileri dinleyenler bu eğilime yatkın olanlardı. Bu vaatleri hep kendi üzerlerine döndürme niyetindeydiler. Bunlar sürecin hararetli bir savunucusu oluyorlardı. Henüz El söylediği vaadi eylemli değil düşünce olmakla kuvve olan bir durumdu.

Kişiler böyle muğlak ya da belirsiz olan bir El düşünce adına konuşacaktı. Ortamı oluşacaktı. El adına bu süreci yönetip, umudu söyleyen vaat olacaktı. Bu dönem vaat ve vaatleri oluşan dönemdi. Vaatler kendi üzerine gerçekleşecek olmanın iştahıyla vaatleri bekleme yapmanın dönemiydi.

Bu beklenti daha çekiciydi. Kandırılmayı bilmediği için bilinmez olan cazipti. Böyle olması nedenle yeni sürecin belirsizlikleri olabilecekler üzerine; kimse fazla bir akıl yormuyordu. Yorulanı da "hele o gün bir gelsin de" deyip durumu şöyle bir geçiştiriyorlardı.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.