"Ýnsan - iþte tüm sýr burada. Bu sýr üzerinde çalýþýyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Böylece güya seçimler kazanmakla; cehaleti, yoksulluðu, sömürüyü; hukuksuzluðun hukukuyla süreci yönetirler. Bu minval üzerine muhtaçlýðý olanýn iradesi olmadýðýný iyi bilirler. Cehalete seçtirirler. Buna sömürü de demezler. Diller ve anlamlar baþkadýr. Cehaleti milli irade diye kutsarlar. Cehaletiler milli iradeyi alkýþlarken; sistem dýþý olanlar milli irade olanla olacak olanlara el ovuþtururlar. Seçme ve seçilir olmanýn daha çok kýsmýnýn sömürü olduðunu bildikle içten içe sevinirler. Sembolik olarak her sektör bir kiþiydi. Bin sektör de bin kiþidir. Daha önce bin kiþinin en az bin kiþilik fazla üretim yapabileceðini söylemiþtik. Bunu gören kiþilerden, yüzde onluk yüz kiþi; üretim yapmadan bedavadan geçinmeyi fark etmekle, sistem dýþýna çýkýp; üretim yapmayacaktý. Birinci kandýrýlýþýnýz. Kâr dediði o beþ yüz birimlik sanal deðeri size, yani paranýn “deðiþtirme deðeri ve paranýn saymaca olan” yanýný size sanki gerçek bir üretim gücüymüþ gibi kandýrýþla para adamlýðýný vaz geçilmezle sunacaklar. Bu ikinci kandýrýlýþýnýzdý. Siz böylece “parasýz hayatýn olmayacaðýný” söyleme afyonuyla parayý kutsar. Parayý; üreten kolektif emek gücü yerine korsunuz. Para tarlaya gidip üretim yapmayacaðýna göre para, üreten güç deðildi. Ki zaten de öyledir. Bu durum muhaceresi ile bin sektör, yine bin kiþi için üretir. Yüz kiþi üretime katýlmazken sektör yine bin tanedir. Ama sektörlerde çalýþan kiþilerin sayýsý 100 kiþi azalmýþtýr. Yani üreten kiþi sayýsý 900 kiþiye düþmüþtür. Bin sektörde bin kiþi çalýþýrken þimdi bin sektörde 900 kiþi çalýþmaya baþlamýþtýr. Bu kez 900 kiþi 1000 kiþi için üretmeye baþlamýþtýr. Üretilen ürün 900 kiþi üzerinde yine 1000 birimdir. Yani önceden sektör baþýna her bir sektör bir birim üretirken, þimdi de sektörler yine bir birim üretiyorlardý. Ama sektör içinde olmasý ve üretmesi gerekirken; sektörler içinde olmazla üretmeyip te; “sanki onlar da üreten bir tüketici gibi tüketmeye devam ediyorlardý”. Bu durumda sektör yine bin tane olacak. Ama sektörlerde çalýþan kiþi dokuz yüz kiþi olacak. Bin sektörde 900 kiþi olmasý çeþitlenen tüketim ihtiyacýnýn üretim yapan tüketicilerden daha fazlasý olmakla süreç üretime yoðunlaþma olukla karþýmýza çýkar. Kiþi kendi üretimi içinde tüketim yaparken kolektif toplum baðýntýsý olmuyordu. Aksine kiþi (sektör) kendi üretimi içinde tüketeceðinden fazlasý olaný karþýsýndaki 999 kiþiye tükettiren olmakla ve her bir tüketeni; kendi dýþýndaki diðer 999 kiþinin üreteni yapmakla süreç toplumsal polar bað enerjisi ortaya koyuyordu. Baþlangýç ta kolektif (sektör) içinde üretenlerin kendisi, ayný zamanda tüketenlerdi. Böyle olunca üreten sektörler kadar olan tüketen sektör sayýlarý da denkti. Sektör içindeki (totem meslekli grup içindeki) kiþi sayýlarý denk deðildi. Üretim karþý sektörün saðlamasýna göre olukla, eþitlik sektörün ihtiyacýný saðlamakla bir birimdi. Farklý kullaným deðeri üreten sektörler kadar bir sayý, tüketen sektörlerin de sayýsý olmakla denklikler bu denge üzerinde itibariydiler. Sorun karmaþýk. Üretim-tüketim; üreten ve tüketen ayný sayýdaki sektörler sayýsý denkliðiyle dengedeydi. Bir sektör içi; totem grup sayýsý kadar kiþiler organizesi olmakla sektör hareketiydi. Sistem dýþý hukuksuz kiþiler oluþmasý ile üretim tüketim dengesi sarsýlýr. Bir sektör içinde üretim araçlarýnda bir yenilik olmadan üretenlerin sayýsý azalýr. Oysaki artan sektör sayýsý nedenle büyüyen üretim sahasý nedenle, sektör içinde üretenlerin sayýsýný artýrmasý gerekirdi. Sistem dýþý hukuksuz oluþlar nedeniyle daha az sayýda üretici, daha çok sayýda tüketici için uðraþmakla sistem dengesizleþir. Üretimin hýzý yüz kiþilik kayýp nedenle, yüz kiþi yerin yapýlacak üretim yüzünden yapýlacak üretimle; üreticilik sýfatýyla tüketici olanlarýn denge koþullarý önüne geçecektir. Üretenler yüz kiþi azalýr iken tüketici olanlar yine bin kiþi kalacaktýr. Sistem dýþý olanlar üretmeden tüketenlerdi. Üretmeden tüketmeye bir kýlýf bulacaklardý. Ýlk baþlarda para olmadýðý için kýlýf, para adamlýðý deðildi. Tarla, bað, bahçe, koyun sürüsü, araç gereç gibi mal mülk sahipliði ile maldan mülkten yoksun kiþiler baðýntýlý giriþmeye döndürülen süreç; El mana anlayýþýydý. Her sektörde hukuksuz olarak bir kiþi sektör dýþýna çýkmakla bin sektörde, bin kiþi sektör dýþýna çýkar. Sektörler “n” kadar olan deðiþken kiþi sayýsýnda oluþurlar. Sektörler içinde azalan üretici sayýsý kadar kiþi sayýsý üretimde el çekmekle üretimde el çekenlerin sayýsý kadar eksiklik; diðer yandan sýrf tüketici olmalarý nedenle, tüketicilerin çalýþma ve tüketecek olmalarý yükü sýrf sektörler üzerinde ters etki olarak üretim yapanlar üzerinde yoðunlaþacaktý. Eðer sektörler eþit sayýda onar kiþiden oluþuyorsa; bin sektörde on bin kiþi var demektir. On bin kiþi içinde, bin kiþi sistem dýþý hukuksuz olmakla; bin kiþi, on bin kiþinin yüzde onudur. Þu halde bin sektörümüz olmakla bin sektörün yüzde onu da yüz kiþi olur. Þu halde yüz kiþi sistem dýþýna çýkmakla üretim hareketine katýlmayacak olan kiþidir. Sistem kiþilere göre deðil sektöre göre bin birim denklikle üretir. Böyle olunca hukuksuzlarýn bire alýp beþe sattým dediði süreç te oluþamaz. Bire alýp beþe satmak ta olmaz. Zaten siz bin sektör içinde üreten ve ürettiði karþýlýðýnda kiþisi yaþamlý karþýlanmalarý yapanlarsýnýz. Her sektör kendi üretimini kendisi tüketmek için kendi içine ulaþtýrýr. Bu nedenle A sektörüne ait malý B sektörüne; B sektöründe üretilen bir malý A sektörüne ulaþtýrýrken sektörler zaten birbirleri için ekmek, kundura vs. üretirler. Ve zaten ulaþtýrmanýn karþýlýðý sektör karþýlanmasý içinde size verilir. Bunun dýþýnda ulaþtýrma üzerinde “kazanan” bir baðýntýnýz yoktur. Yani “ulaþtýrma üzerinde kazanmak için üretim yapýlmaz”. Aksine “üretim yapýlmakla ulaþtýrma sorunu, üretim ve tüketme baðlý bir zorunluluktur”. Ulaþtýrma üretimin bir organizasyon þeklidir. Yani ulaþtýrma kâr yapma için organizasyon deðildir. Bu illüzyondur. Sektör sel baðýntý içinde a sektörü malýný B ye ulaþtýrýr. B de malýný a’ ya ulaþtýrýr. Deðil se ulaþtýrma salt baþýna üreten bir hareket olmamakla biri iki yapýp çoðalmaz yani kazanamaz. Sektörler baðýntýlý toplam deðerin durduk yerde kâr diye bin beþ yüz birim olmasý yoktur. Kazanç diye; kâr diye “sanal bir beþ yüz birim deðiþtirme deðerinin” size çalýþmadan bedava hayat sunmasý da yoktur. Olaný da baþlangýç koþullarýna göre hukuksuzluktur. Ýnsanýn kendisine toplumuna emeðine yabancýlaþmadýr. Sömürüdür. Para durduk yerde üretim yapmadan; üretimi artýrmada saymaca deðeri ile faiz, kira, kâr, komisyon, rüþvet vs. adý altýnda artar. Ama beþ kundura üretmiþseniz kundura durduk yerde sabaha kadar altý kundura olmaz. Altý kundura altý lira ise ve altý kundura sabaha kadar on iki lira olmaz. Siz altý lira olan altý kundura ile altý kiþiyi giydirirsiniz. Sabaha kadar sanal ve illüzyonla on iki lira olan kundurayla siz, yine altý kiþi giydirirsiniz. Sabaha kadar hiç bir emek gücü üretilmemiþtir. Kunduranýn saklanmasý, ulaþým ya da nakliyesi zaten kundura üretimi içinde ya da sektör hareketi olukla karþýlýðý olan bir üretim hareketi formasyon kýlýnmasýdýr. Altý liralýk gerçek deðiþtirme deðeri olan kundura illüzyonla kâr kazanç ile on iki yirmi iki lira oluyorsa dokuz liralýk fýndýk 69 lira oluyorsa 9 ile atmýþ dokuz arasýndaki asalak yaþamlarý bir düþünün. Bu asalak lýðýn adý da “onlar taþ mý yiyecek” oluyor. Üretim hareketi içinde taþ yiyip yememe gibi bir baþlangýç yok ve olamazda. Taþ yememek için de üretim hareketi yapýlmýyor. Zorunluluk üretimi kapsar. Ama taþ, yiyip yememe mazereti nedeniyle; insanýn insaný sömürmesini haklý kýlmaz. Zaten de insan taþ yememek için toplum içinde kazanç, kâr adý altýnda sömürme hukuku olmamakla istisnasýz organizedir. Ýlk üretim hareketi baþladýðýnda sebebi ne olursa olsun hareket grup (sektör) hareketi olukla; zorunlu bir grup (sektör) mesleklidir. Hiçbir kiþinin de aklýnda ”bunlar taþ mý yiyecekler” diye bir sorun sal söylem geçmemiþti. Bu sömürüyü haklý kýlma mantýðýdýr.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |