"Yumuþak olma ezilirsin, sert olma kýrýlýrsýn." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Kiþi bir deðiþmeyi bir dönüþmeyi yaþamadýkça bunun hep öyle oluþunu ya da olmayýþýný düþünmez. Bundan hareketle standart tutumlu eylemlere yönelirler. Kiþi elindeki bu bilinirliðe göre olan süreç giriþmelerini kaybederse, kiþi “kaybettiðinin farkýnda olur”. Ön ittifaklý üreten iliþkiler ve bu iliþkilerin giriþme tarzý da, o dönemler içinde kiþi ömrüne göre salt olan bir algýydý. Ve bu algýyla algýda seçicilik içindedirler. Kiþi ve kiþiler bu salt olaný kaybetmekle sürecin farkýna varacaktýr. Sürecin geri baðlaným yasalarý, bu sürece endekslenir. Ýþte köleci düzen içindeki adalet duygusu geri baðlanýma atýfla; kendisiyle beraber saðduyulu temel salt davranýþlardaki sapmalarýna, zorunlu olarak bir nebze yaklaþmak isteyen düþünceleriyle; ütopyayý oluþacaktýr. Önce olan, sonra olana; bir neden ve salt oluþ ideali içinde bulunur. Önce olan, sonrakine geri baðlaným yasasýný olmayý da belirler. Referans deðeri olma, böyle çalýþýp iþlev eþir. Sonra olan önce olana kýyaslanýr. Sonra olandaki fark; deðiþme, geliþme olmakla; salt olana geri baðlaným yapmakla doðru ve meþru olmanýn tutum ve davranýþlarýný ortaya koyacaktýr. Ön ittifaklý üreten iliþkiler içindeki teknik, teknolojik dönüþümler; baþlangýç koþullarýna denk gelen saðlamalar olmakla saltýn içinde nesnel kavranýrlar. Oysa köleci mal mülk sahipliði içindeki deðiþme ve dönüþmeler baþlangýç koþullarýndaki nesnelliðe karþýn (salt olandaki nesnel olmayan) öznel sapmadýrlar. Öznel sapma, nesnel olanýn üzerini örter. Öznel sapma iþleyiþte nesnele göre davranýr. Ama iþleyiþ sonrasý paylaþým ve sahiplikte nesneli yok sayar. Kendisine göre fatalist bir eksen çevrimini skaler eder. Böylece etkin, takdir eden öznenin kendisine geri baðlaným yapacaðý deðiþmez bir skaler deðer yargýsý ortaya koyar. Ýþte köleci sistemdeki bu kaderlere baðlý skaler deðer yargýsýna, “adalet” denir. Adalet, öznel olanýn; önce olana; ya da öznel olanýn neden olan zorunluluða veya salt olana yaklaþma yapmasý içindeki sapmalarý karýn tokluðu gibi zorunluluklara göre kýsmen düzeltmenin gayretidirler. Köleci adalet; baþta salt olanýn dinamiklerine göre veya baþtaki meþrutun (þartlý gerektirmenin) rengi ruhsarý gibi meþru olma eðiliminden metaforlardan ötürü kaderci mana anlayýþý içinde olmakla ortaya çýkar. Demek ki adalet salt olandan sapýþtý. Fatalist ve öznel olan içinde de olabildiðince en az salt olanýn aranmasýydý. Ya da köleler nezdinde elde olanýn (salt olanýn) yitirilmesiyle, kaybedileni yeniden ele geçirme arayýþ ve mücadelesi olmakla ortaya çýkar. Bu El baðlamlý adaletti. Sözü metaforla söyler. El özelindeki adalet arayýþýnýn yol ve yöntemi ilk baþta rýzký olanlarla, rýzk sýz olanlarýn sürece salt öz edilmesiydi. Yani salt olan baþlangýç koþulu içinde hiç bulunmayan rýzýkla olma ve rýzýk sýz olma algýsý köleci sürece baþlangýç edildi. El, geri baðlanýmýn rengi ruhsalýný metaforik olarak buradan almayý arayacaktý. Kurulu olmakla buradan alýnan metaforlar benzeme ve benzememe olurla dile getirilecekti. Adalet olarak benzemeye çalýþýrken; kimi benzeyiþten de ayrýþýp kendisinin söyleyecekti. Bu nedenle “elinin altýnda bulunan efendilerle (köle sahipleriyle), el altýndakiler (köleler) bir olmazdý”. Köleci sistem salt olanla göre efendi köle düzlemindeki temel benzemezlerle ayrýþacaktý. Buradan anlýyoruz ki salt olanda “bir olmak” varmýþ. Köle efendinin elinin altýna mal olarak rýzýk, nasip olarak El tarafýndan verilmiþti. Efendi ve köleden ötürü El olan düzen bir olamýyor tevhit edemiyordu. Kul kendi efendisinin sahipliði içindeydi. Ve köle bir El tarafýndan bir efendiye verilirdi. Ýlk baþlarda El olanlarýn irade ayrýlýðý vardý. Bir köle baþka bir efendinin takdiri ve kölesi olamazdý. Bir takdirli El süreci kendisini ihsas edip çevreye yayýlmaya baþlamakla El’lerin irade birliði zorunlu olukla söylenmeye baþladý. Bu köleci El takdirli, öznel ikameni geri baðlaným yasasý: günümüzün dahi meþruiyet kaynaðýdýr. Süreç rýzýkla olan mal mülk sahipleri ile rýzký olmayan malsýz mülksüz kiþilerin, giriþmesi ile “adalet ekseni” oluþla ortaya konacaktý. Mal sahipliði ile mülksüz oluþu tartýþamazdýnýz TABUYDU. Kölecilik öznelliðine raðmen bu durumlar içinde olabildiðince nesneldi koþullarý da gözetmeyi; kendi mantýðý gibi sunmakla kararlý duruma gitmek isteyecektir. El, nesnel olaný; kendi mantýðý gibi sunacaktýr. Çünkü El, kendi takdirinin üzerine nesnel oluþ gibi bir takdir tanýmamakla; oluþumun yasasýný da tanýmaz. Bu gizleyiþle birlikte El, öznel takdirini saltýn oluþ durumu içinde olmasý gerektiðini bilir. Zorunluluða ”Bizim emrimizle oluyor der. Bu nedenle El saltýn ekseninde olmayacaksa da olabildiðince zorunlu olarak saltýn alanýnda kalacaktý. Ama saltýn alanýnda kalan bu yaklaþým 4f orbitinde olmaktan öte gitmeyecekti. Köleci sistem herkese göre olmayan özel mülk sahipliðinin öznel deðer yargýlarýna göreydi. Bu yolun yol ve araçlarýný mal sahipliði anlayýþýna odaklayacaktý. Siz zýtlarýn birliði ve birbirine dönüþme yasasýný anlayamazsanýz; El’in mantýðýný da anlayamazsýnýz. Bu nedenle El’in her malsýz mülksüz olan sahipliði olmayanlara karþý yaptýðý adaletsizliði; mal sahiplerine adalet olacaktý. Yoksun kýlýnmanýn adaletsizliði; ters yönde mal sahipleri üzerinde varlýk zenginlik olmakla adalete dönüþecekti. El ; “siz bilmezsiniz adalet bu” diyecekti. “Bunda sizin için bir hikmet var” diyecekti. Kolektif sahipliðin kiþi sahipliðine verilmesi sonrasý her yol mal sahiplerine; nasip, kader, rýzký verilen, kâr eden, ticaret yapan, komisyon alan, ihale veren, faiz getirisi olan, geçiþ (iþletme) garantisi olan vs. kapsamýnda; adalet olarak efendilere dönecekti. Ters taraftan da adalet; çalýþan, üreten, emek gücünü satan; satýn alýnan; üretim aracý sahipliðinden yoksun kýlýnan; emek güçleri üzerinde kârlar yapýlan, faiz, komisyon, karaborsa, geçiþ ücreti, hasta garantisi vs. verilmekle ödemeler yapan güçsüzlere adaletsizlik olukla dönecekti. Burada, kiþilerin otomobil, ev sahibi olup olmamasýn; üretim araçlarý sahipliðiyle karýþtýrmamak gerekir. Sömürüsüz lük otomobil ya da ev sahibi olup olmamanýz deðildir. Bunlar bir sonuçtur. Sýtma ve kiþinin sýtma olmasý adalet te, adaletsizlik te deðildir. Sýtma sonuçtur. Anofel kan emmeyle hayat buluyorsa. Anofel bataklýkta barýnýyorsa. Anofel ile kan emme arasýndaki boþluk devinmesi süreci mikro organizmalar için diðer organizmalara geçiþen bir yaþama yolu olmakla; sýtma size kaçýnýlmazdýr. Sýtma size ölümdür. Ters yönde mikro organizmaya da hayattýr, yaþamaktýr. Salt olan süre durum, böyle durumlarla iþleri eþiyordu. Ýnþanýn temeli içinde salt olan kolektif takdir dediðimiz ortaklýðý El tanýmayacaktý. “O’nun (El’in) ortaklarý yoktur”. Diye ittifak ortaklaþmasýnýý tu kaka edip; ortaklýðý yýkarsanýz. “O’na (El’e) ortaklar tanýmak þirktir” diyeceksiniz. “Þirk yüzünden arþ titredi” deyip; kolektifin sahipliðini; kolektiften alýp; ortaklýðý olmayan tek takdiri olan o’dur demekle El’in üzerine El Mülkül Malik liði tescil edersiniz. Böylece El Mülkü Malik te sizden aldýðý bu sahiplik tesciline dayanarak kendi mülküm diye tasarruf ettiði kolektifin mülkünü ve kolektifin gücünü kafasýna göre seçilmiþ kiþilere verecekti. “ Seni yoksul bulup zengin etmedi mi?” diye birde baþa kakýp, umutsuzluða taviz vermeyecekti. Tarih bilinci olanlar için “Yoksulluk kader deðildir” diye haykýran slogan, boþuna denmiyordu. Siz El takdiriyle; kiþisi sahipliklere köleler, yoksulluklar var ediyorsunuz. El takdiriyle, kimi kiþileri üretim araçlarýnýn sahibi kýlýyorsunuz. Aktif çalýþan emek gücü üzerindeki sömürü ile mütekabiliyet olmayan kârý, ticareti yaptýrýp; sonra da “seni zengin etmedi mi?” diye tanýnmayla kendisini var ediyordunuz. Tüm bu sudan gerekçelerle kolektif ligi zengin harcý yapýyordunuz. Zengin harcý üretim nesnesi üzerinde üretim araçlarýyla çalýþýyordunuz. Emek gücünü karýn tokluðuna efendilere sunan kulluk varsa; adalet-adaletsizlik; zengin-yoksul; iþli-iþsiz; sömüren-sömürülen; ezen-ezilen de vardýr. Acýma, merhamet, sadaka –zekât vs. de kaçýnýlmazdýr. Baþlangýç koþulu olmakla sizin dýþýnýzda salt olanlar vardý. Salt olanýn kendisini duyurtan çekim gücü de ister istemez köleci sistem içinde adalet ve adaletsizliðiyle ütopya olmak (cennet-cehennem tasýmý olmak) zorundadýr. Önce olan kolektif sahiplik kendisini size duyurtur. Salt olan gerçeklik içinde kolektif sahiplik vardý. Bunun üzerinize olan baský ve basýncý vardý. Kolektif irade sizden yok edildi. Sizde yok edilenler sizin yokluðunu duyduðunuz zorunluluklardý. Kolektif sahiplikten yoksun kýlýnan mülksüzler, kolektif olaný zenginlik diye verilen efendilere sorgusuz sualsiz, biat ediyordu. Mülk sahipleri kendisine çalýþýlan, kendisine, sýðýnýlan kiþiydi. Sürecin yeni ekseni; malý, mülkü, sahiplerin takdir hakký olmakla ortaya koydu. Yani mal mülk sahibi efendiler de sizin rýzk vereninizdi. Rýzk verme iþi El’den vekâlet yoluyla efendilere geçmiþti! Sýðýnma, biat etme, teslim oluþ; elde olan kolektif sahipliði kaybetmenin, çaresizliðine kapýlýþtý. Mal mülk sahipliði olan maliklerin de size lütuf edeceklerdi. Size ihsan vereceði, size acýma edeceði iaþe; sizin yarýn yine çalýþmanýz içindi Yani harcanan enerjiyi yerine koyacaðýnýz yiyeceklerin size karýn tokluðu olarak verilmesi Lütuf altýnda gizleniyordu. Ve siz efendilerinize yarýn yine kulluk, etmeniz için efendileriniz de sizlerin, koruyup esirgeyeniniz olan çok merhamet edicilerinizdi. Kader aðlarýný yavaþ yavaþ bu tür acýma merhamet, ihsanda bulunma gibi minnet duygularý üzerine ördü. Mesajlar bu tür yoksunluklar üzerine modüle edildi. Mesajlar minnet duygulu köleci mana anlayýþlarý üzerinde oluþturuldu. El, iletime olmayý burasý ile yapýyordu. Yani El yoksulluðunuzu ve tarih bilinciniz olmamakla da cehaletinizi yönetiyordu. Bu yönetme iþi sosyal bellekte köleci tarihle birlikte dini imanýn gücüydü. Hâlbuki siz çalýþýp üretiyordunuz. Ama siz ne çalýþýp ürettiðinizin; ne de üretim yapmak için giriþme yapacaðýnýz nesnelerinin sahibi deðildiniz. Ýlk salt oluþu elden kaçýrmýþtýnýz. Þimdi siz elden kaçanýn peþine; rýzk olanla düþüyordunuz. Ýnþanýn temelinde rýzk ve rýzk kavramý yoktur. Bu cehaletten deðildi.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |