..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İçine koyabileceğin bir karanlığın olmadan, bir ışığın olamaz. -Arlo Guthrie
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




29 Mart 2018
Muvazaa 1  
Bayram Kaya
Genel bağıntının, özel bağıntıya oranı; öznel dünya içinde algı değişmesi ve dönüşmesi olmakla oluş; az öncesi ile az sonrası arasındaki farkın algısıydı. Biz çevrede olup biteni buna göre algılıyorduk. Toplumsal üretim hareketi gerçekleşmesi genel bağıntıydı. Genel bağıntıyla gerçekleşen üretimin kişisi emek gücüne göre olan paylaşımı da özel bağıntıydı. Özel bağıntıyı, bu farktan anlıyoruz.


:GBH:
Konumuz tüm doğada değil de doğanın sosyo toplum gibi özel bir bağıntı durumu içinde olup bitene danışık olmayı içermektedir. Doğa temel düzlem belirleyeni olmakla, doğada insan özneli bakışlarla belirlenen bir danışıklı (muvazaalı) olma durumu yoktur. Doğa her duruma karşı olumsaldır. Olumsalın girişmesi başlar başlamaz süreçler zıtlaşır. Sosyo toplum içinde özneli danışık ve danışıklı olma vardır.

Özellikle de köleci sosyo toplumda tek yanlı bir muvazaa ve muvazaalı olma vardır. Bu da sistemin meşruiyet olma ya da meşruiyet siz olma durumudur. Üretim araçları üzerinde, sahipliği olmayana göre sömürülme ve belirsizlik vardır. Sahiplerce; egemenliğin, varlığın, zenginliğin kişisel kullanımı olur iken yoksullarca; yokluğun, sefaletin, ezilmenin, halk olmanın kişisel kullanımını içerir.

Sahiplik kolektif oluşa göre bir danışık belirme ve onaylayım olmakla meşruiyettir. Kolektif oluşun sonucuna göre bir tüketim ve kişisel kullanım olmakla özel sahipliktir. Herkese göredir dalgalı bir muvazaa yoktur. Köleci sisteme göre muvazaa mal sahipliği oluşa göre bir beliriştir. Çok dalgalı en dip sefillikle en zirve ezen egemenliktir. Birinin sefilliği ve yoksulluğu diğerinin sefahati, mutluluğu ve zenginliğidir; iş bilirliğidir; iş bitiriciliğidir. yatırımcılığıdır; hamiyetli oluşudur!

Üretim hareketinin temeli kişi benci; sosyal sağlama ilişkili, nesnel totemi tabu yasalardır. Kolektiftir. Buradan üretim hareketi totem meslekli totem grup içindedir. Totem grup içinde kişi emeklerinin “üretim ilişkisi bağıntısıyla” totem grup üzerinde kolektif olur. Yani; üretim hareketi de gruplar arası grup sahipliği olmakla kolektiftir.

Üretim hareketinin sonucu tüketimdir. Kolektif oluş kişiye de, topluma da garantidir. Garanti için kolektif olma dışında kişisel birikim yoktur. Tüketilmeyen kısım, kolektif güvence olmayan kısım; üretilmez. Tüketim ya da kullanım emekler sahipliği üzerinde; emek gücüne göre pay edilmekle; “kişisi sahipliktir” .

Sağlatım hareketi; doğada avcı, toplayıcı olan; savunmacı ortaklaşmacı kolektif iliktir. Üretim ilişkisi totemi sağlatma içinde artan zaman ve kolektif akıl birikimli bilinçle ortaya kondu. Toprak, hayvan, bitki, hayvan gücü, maden ocağı, araç gereç, birikmiş kolektif bilinç (bilgi), süre ve kolektif insan gücü bağıntılı kolektif süreçler girişmelidir.

Avcılığa toplayıcı sürece ayrılan kolektif bilinçli gayretler sağlatım nesnelerini üretmeye; kullanım nesneleri olan araç gereçleri işletmeye dönüşmekle üretim ilişkisi başladı. Bilgi, araç gereç, maden ocağı, toprak, hayvan, emek gücü; buluş ortaklaşmanın üretim gücü ve üretim nesnesidirler. Buluşu kişide yapsa o buluşun alt yapısı kolektiftir. Öznel anlayışın dayandığı muvazaanın mihenk taşı budur.

Kolektifin sağlatması üzerindeki envanterler, kişilerin emek harcama ihtiyacına göre paylaştırılanlar, ancak kişisi sahiplik ve özel tüketim olurlar. Kolektif bilinç bunu belirler. Bu meşruiyet ve muvazaadır.

El de kolektif ürettirir. Kendi sahipliği üzerindeki mal mülk üzerindeki tasarrufla kolektif ürettirir. İşte hile buradadır. Ta ki Üretim hareketi El mantıklı sürece gelene kadar ortaklaşan kolektif temel düzlem içinde kişinin kendi sahipliği diye bir kişisi sahipliği hiç bir zaman olmadı. Olamazdı da...

El mantığının uyanışı; ancak kolektif nefse rağmen kişisi nefsine uyanların hilesiyle olasıydı. El mantığı ancak kolektif üretimden sonradır. Kolektif üretim; paylaşma aşamasına gelip te; üretime emek veren kişilerine sağlatma paylaşımı olacakken; emek gücü belirleyiciliği görmezden bilmezden gelinecekti.

Emek gücünün belirleyiciliği yerine “El'in mülk sahipliği” geçecekti. Mülk nerden gelmişti? Milyarlarca yıldır temel düzlem içinde durup durmaktadır. Kimsenin değildir. Kolektif güç mülkü işleyip, mülkü işlemeyi kişi düzeyinde nitelikli emeğe dönüştüren bağıtlamasıyla tüm girişenler kolektifin mülkü olmuştu.

Paylaşım olacak hak edişin üreten emek gücü olması yerine El'in sanal bir mülk sahipliği geçti. Böylece Elin mülk sahipliği üzerinde El’in keyfi iradesi geçmekle mülk sahipliği pay alma ve paylaştırma iradeli takdir egemenliği oldu. El’in mülkünü paylaştırması keyfi takdirine göre ve pay alma da kişinin mal mülk sahipliği olmakla, üzeri örtülen kolektif emek gücü "rızk takdiri" oldu. El’in üreten süreci bu gibi hileler üzerinde paylaştırılma müdahalesi sürecin muvazaa oluşu değil muvazaalı oluşudur.

Danışık (Muvazaa) olma kendisinden önceyle belirlenmedir. Kendisinden önceye göre durum ortaya koymaktır. El’in kendisinden önce; kolektif bilinç, kolektif üretim ve kolektif sahiplik vardır. Kolektif oluştan önce de yine ortaklaşan sağlama ve sağlatma oluşla güvende oluşun ortak savunması olan yine bir kolektif oluş vardır.

Kendisinden önceye göre referansla durum ortaya koyuş; meşru ise sorun yok. Yok, eğer ortaya konan durum meşruiyet değilse bu durum temel referansa göre düzeltilmesi gerekişle tartışma, istifham ortaya koymakla muvazaalı olur.

Genel bağıntının, özel bağıntıya oranı; öznel dünya içinde algı değişmesi ve dönüşmesi olmakla oluş; az öncesi ile az sonrası arasındaki farkın algısıydı. Biz çevrede olup biteni buna göre algılıyorduk. Toplumsal üretim hareketi gerçekleşmesi genel bağıntıydı. Genel bağıntıyla gerçekleşen üretimin kişisi emek gücüne göre olan paylaşımı da özel bağıntıydı. Özel bağıntıyı, bu farktan anlıyoruz.

Evren, Dünya, çevre, sosyo toplum ve vücudumuz genel bağıntı dediğimiz genel salt olanı oluşuyordu. Vücudumuz içindeki organların işleyiş hızı ve yenilenme süreci vs. vücudumuza göre özel bağıntılı özel salt durum olmakla; gelip geçici değişmezlikti (salttı).

Sosyo toplumların üretim hareketi de, kişileri de, yaşanıl aşmaları da sosyo topluma göre hızlı değişmekle salt değildiler. Ama bunlar bizim idrak süremize göre de uzun ömür olmakla özel bağıntılı saltı oluşuyorlardı.

El'in ilk mana oluş ihdasının içinde (bir şey yaparak ortaya çıkma-kurması içinde), hayatın önemine ve yaşamın kutsallığına; ya da "benim verdiğim canı ancak ben alırım" türünden savlarına dair söylem iddiası ve önem verişi yoktur. Yoktur neden? Çünkü El'in ihsas (üstü örtülü anlatıp sezdirme) amacı bunlar değildi de ondan.

El mana anlayışlı söylemlerin o ilk aşamadaki “sahip olmayı söyleyen” iddiacı oluş içindeki söylemleri; yaratma, bilim sahibi olma, hayatı kutsama, ontoloji, mahiyet ayrılığı hakkında bilgi verme türü mesajlar değildi. El’in sahiplik genel söylemleri karşısında El’i yapı dışı bir mana gücü olmakla; şimdiki El’in ontoloji ve bizim mahiyet ayrılığımızın algılanması ve algılatılması içinde olmasıyla; kendisinin bilinmesi de değildir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.