..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Eðer bir kelebeði sevebiliyorsak, týrtýllara da deðer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




27 Nisan 2018
Müruru Zaman 16  
Bayram Kaya
Ne var ki günceldeki deðiþen þartlar içinde eski yaþantýdan eser kalmaz. Eser kalmayan eski yaþantýlarý destekleyip anlatan sözlerin karþýlýðý olan mana devinmesi içinde ki anlamlar þimdinin yaþantý iliþkileri ile anlaþýlmaz olurlar. Böylece eski yaþam içinde kullanýlan anlam dili olmakla aktarýlan eskinin gerçek manalý düþünceleri; þimdinin anlam dili içinde anlaþýlýr olmamakla; eski dil kendilikten þifreli oluyordu.


:EEH:
Ayný sözcüklerin müruru zaman öncesi anlam ve anlatýmlarý baþka; müruru zaman sonrasý anlama anlatým dili bambaþkadýr. Tufanýn da, kurbanýn da, tapýnaðýn da, ilahýn da, El’in de, kardeþliðin de, babanýn da, dayý gibi her bir sözcüðün de ön ittifaklar içinde bir müruru zamana göre bir dili vardýr.

Sözcüklerin ilk anýlma dili olarak ortaya konup, gruplar arasý ittifak dili olmasý; ön ittifaklarladýr. Bu dilin köleci dile göre anlamlar deðiþtirmesi hem normaldi, hem de sözcüklerin anlaþýlmaz olmasýydý. Köleci dile göre anlaþýlmaz olan ön ittifaklý dil ve bu dilin ahit olan aktarýmlarýnýn anlaþýlmaz olmasýydý.

Yazý öncesi müruru zaman dilinin anlatýmlarýný bilmeyen oligarþi dili; ön ittifaklý müruru zaman sonrasýnýn dili olmasý nedenle; oligarþi dilinde gök yukarý yer topraðý deðil, yýldýzlý semadýr. Eski gök kavramý anlatýmý içinde yukarý gök topraklarýndan inen Akadlar zaten; þimdi ittifakýn tümden kendisi olmuþtu. Anlatýcý da kendileriydi. Gökten yere gelenler de Akadlardý. Sümer’i (yeri) de fethetmekle zaten birleþmiþ olan gök ve yer þimdi Akad’dý, Ortada gökle yer kalmamýþtý. Anlatanlar da Akadlardý.

Akad dili de yazýlý bir oligarþi diliydi. Akad, Sümer gibi isimlerin olmadýðý bir dönemin söylemi içinde kendilerine aktarým yoluyla söylene gelen “gökten yere indiler” denen kutsal bir söylem vardýr. O zamanki söylemler dili ifadeleri þöyleydi. “Bir zamanlar ilahlar yerden göðe çýkarlardý. Gökteki ilahlar da yere inerlerdi. Beðendiði insanlarla evlenirlerdi”.

Bakýnýz yerden göðe çýkýp, gökten yere inen ilahlar birden insan olurlar. Eðer siz ön ittifakýnýn ilahýný bilmezseniz. Ön ittifaklý dilin gök ve yer kavramýný ve insaný bilmezseniz. Gökten yere inmeyi ve yerden göðe çýkmayý (gitmeyi) de bilemezsiniz. Oligarþi birliði olan Akad söylemi olan dil sýrasýnda ortada eski söylemle gök ve yer yoktur.

Ama oligarþi dili içinde üzerinde yaþanan, gezilip koþulan, ekilip dikilen topraklar olmakla; Akad diye, Sümer diye, Babil diye vs. söylenen yerler vardýr. Yýldýzlý, yaðmurlu, Güneþ’le, rüzgârlý vs. olmakla baþucu üstünde “gök” dediði bir yer tanýmý vardýr.

O halde; “Bir zamanlar ilahlar yerden göðe çýkarlardý. Gökteki ilahlar da yere inerlerdi” tarzý eski müruru zaman öncesi kutsal aktarýmlý söylemlere göre gökte anlatýcý olan þimdiki Akadlar ya da Sümerler veya Babil’iler ya da Asurlar inecek deðillerdi ya. Gökte inse inse yýldýz inerdi. Yýldýzlar kaymakla yere inerlerdi. O halde; þimdiki köleci oligarþi dilende bu anlatýmlar: "indiði zaman necme (yýldýza) ant olsun ki" , veya “ yýldýzýn yerine ant olsun ki…” ye dönüþen dil ve mana oluyordular.

"Yýldýzlarýn yerine yemin" ediliyordu. Yukarý yer oligarþi dilinde gök olunca; gökteki oturanlarýn yeri de unutulan; bek raundu olmayan hafýzayla, yýldýzlarýn yeri olmuþtu! Adý saný olmayan Akad yurdunda oturanlarla, aþaðý yer de oturanlar ittifaký; "insandan kurbanlar vermekle tufanlarýn olduðu yerlerdi. Ýlah kurbanlarýn yenildiði ilahlarýn canýndan kanýnda olunmakla; aidiyeti, ait eþ olunan; kardeþ olunan seremonilerdi. Seremoniler o eski AHÝD ittifaklý yerlerdeki bu kabil hafýzalarýn dehþetini içeren “yýldýz yerleri” olmakla; yýldýzlarýn yerleriydiler".

Oligarþi ahitçe olan tevhit dili; eskiye göre neyin ne olduðu belli olmayan sözel aktarmalý bir hafýzayý da depo ediyordu. Bu hafýzayý hikâye ediyor, öðüt diliyle söylüyordu. Diðer yandan da devamý olduðu köleci monarþin ittifaký olan ilk El ittifaklarýna vurgu yapmakla kendisine pay çýkarýyordu. Ön ittifaklar kolektif dil ve kolektif anlatýmlardý. Ön ittifaklý kolektif dil; köleci ittifak içinde köleci dilin anlam ve anlatým ifadelerine göre açý sal bir momentum içinde kýrýným ve sapmalarýný yaptý.

Ýþte o zaman “daha adý olmayan gökler ile daha adý olmayan yerlerin “ gök ve yer tanýmlarý bambaþka oluþla gök ve yerdi. Yer ve gök; hem yön, hem yer, hem de ittifak yapan toplum sal gruplarýnýn adýydý. Ön ittifaklý anlam ve anlatýmlar köleci durumla yer ve grup adlarýna göre bir müruru zaman süreçli dil durumuna düþtüler.

Oligarþi sadece köleci El ittifaklý eski ahitçe kelimelerle, güncel söyleyiþler içindeki anmalar yapýyordu. Hem müruru zaman öncesi ön ittifaklý ahitleri ve hem de monarþin El ahitlerini tanýmakla oligarþi; kendisinin tanýnýr olacaðý zemini hazýrlýyordu. Oligarþi dili köleci olmayan ön ittifaklý eski ahitçe antlar içinde kendisine doðru taþýnan gök kavramýndaki hafýzaya, kendi dilindeki gök anlamýný söyleyiþle; "Yýldýzlarýn yerlerine yemin ederim ki, eðer bilseniz bu gerçekten çok büyük bir yemindir" diyordu.

Oligarþi dili doðu, batý ittifaklý toplumlardan tutun da çok þeye yemin eden bir hülle içinde olmasýyla oligarþi mana anlamasýnýn yeni anlatýmlý tarih dili oluyordu. Bugün bizim anlayýp anlattýðýmýz tarih dili müruru zaman dili deðil, köleci müruru zaman dili olmakla buydu.

Oligarþi dili o eski Ahit beldelerine Ur, Uruk, Erden, Uruffak, Eridu gibi kutsal þehirlerine izafeten "El beled" diye ant içiyordu. Ve yine "yemin olsun, tanýnmak için gönderilenlere" diye görevlendirilen, ya da gönderilen, uyarýcý ve sakýndýrýcý türündeki apilular ile köleci oligarþi tevhitçisi olmuþ propagandacý sözcülerin meþruiyetine yemin ediliyordu. Oligarþi tevhidi olan mana gücü: yeni hülle üzerinde nelere yemin etmiyordu ki...

Monark El, þimdiki sýnýrlý sorumlu kooperatiflerdeki geçici divan oluþmasý gibi kendi kendine sýnýrlý sorumlu bir yetkilenme ve yetkilendirmeydi. Bu nedenle Tur'un sahipliðini veren ile o sahipliði alan El aynýydý. Yani ayný El hem yetkilenme olan El’di. Hem yetkilendiren El’di. El’in mülk sahibi olduðunu söylemesi, kendi kendisine yetkilenmesiydi. Mülkünü keyfine göre daðýtmasý da yetkilenmeden ötürü kendisini yetkilendirmeydi.

Kendi yetkilenmeli; kendi sahipliðine ve kendi iradesine itaat ve taat eden inanýcýlarýyla ahit eden de El’di. Ýlahlar kendi totem meslekli ürünleriyle özdeþleþmiþlerdi. Ýlahlar ve ilahi gruplar o ürün adý ile anýlýyordu. El de sahibi olduðu ürün adý ile özdeþleþen isimle anýldý. Oligarþinin dili tümden bu monarþi diline vurguydu.

Eski hafýzadaki eski ilahi tarým topluluklarý; ilahi çoban topluluklarý düzenli anlayýþlar þimdide El ahdi ile “incir”, “zeytin”, “hurma” gibi ürünler üzerindeki; totem meslek sahipliðin isim özdeþleþmeleriydi. Ýncir de hurma da zeytin de ittifak eden gerçek birer tarýmcý El topluluklarýydý.

Oligarþi dili; monarþi içinde El ile iman ittifaký yapan tarýmcý köleler inanýcýnla incir ve zeytin gruplarýyla her bir El’in kendi özel köleci ittifakýydý. Oligarþi baþta bu ittifaklarý iyi biliyordu. Oligarþi her iki eski El ahitlerine baðlýlýk vurgusu yapacaktý. Oligarþi tevhidi geçen zaman içinde kendisini öne çýkaran vurgularý yapmakla Eski El ahitleri de oligarþinin þirki olacaktý.

Yani monarþin El ahitleri de sonraki oligarþiye göre müruru zamandý. Oligarþi, zeytin ve incirdeki referans anlamý unutacaktý. Ýncir zeytin gibi kavramalardaki incir ve zeytinden eski El ahitle olan köleci inanç gruplarý deðil; incir ve zeytin bitkisi anlaþýlacaktý. Böyle olunca süreç anlaþýlmaz olmakla sanki gaipten verilen haber gibi söylenip anlaþýlýr olacaktý. Köleci El dili kolektif ittifakýn gaipten haberciliði olmuþtu. Oligarþi dili de hem kolektif dilin hem monarþin El ahitle olan dilin gaip, habercisi olmuþtu.

Yani oligarþi kendisinin sentez parçasý olan bu türden eski tarýmcý El sahipliklerdeki; El ahit namelerine hitap etmeyi de unutmuyordu. Oligarþi öncesi El sahipli tarýmcý yapýlar içinde “tin El sahiplik ahdi” ile “incir sahipli köleci ittifak üzerinde baþka bir El sahiplik ahdi” vardý. Oligarþinin kutsalý olan söylem, bu nedenle; kendi ittifakýnýn parçasý olan "Tine (incire) ve zeytine ant olsun ki..." diyordu.

Þimdiki ulus yapýsý içinde oligarþinin bir benzeri olan yeni bir tevhit dli vardýr. Bu dil emek üzerinde ve kolektif yatýrýmlý dil üzerinde; iþçi, iþveren, emek, ücret, finans, kar vs. olukla anlam ve anlatýmdý. Kolektif üzerindeki enfeksiyonla; kolektif yatýrýmlar “iþveren sahipli yatýrýmý diye tarif edilince; iþveren yatýrýmýna göre olan süreç içinde “emek gücüne göre olmasý gereken anlam ve anlatýmlar” kayboldu. Gaip duruma düþtüler.

Bu emek gücü üzerindeki gaipçe durum içinde oluþan çeliþme ve sýnýf mücadeleleri ortaya çýkacaktý. Emek gücü üzerinde sorun çýktýkça oligarþin burjuva ideolojinler ile iþbirlikçi aydýn ve siyasetçileri de; "yemin ederim ki, ben de bir Arap kadar Arabým, bir Laz kadar Lazým. Bir Çerkez kadarda Çerkezim" diye yemin edecekti.

Bunlar sorunu, çeliþki olan ve sorunun kaybolduðu yerde deðil de baþka yerde arama yapan hüllece söylemlerdi. Kolektifin olanla; kolektifin olmayan arasýndaki enfekte edilen çeliþkin olaylýmalar da ayný müruru zamanla hüllece hafýzalý olmanýn mantýðý olan söylemlerdir. Bu mantýk, günümüzü yeni hülle üzerinde meþrulaþma ve sahiplenmedir.

Emek asal ekseninde meþrulaþýp mahsuplaþma (sabit dönen) sahiplenmesini bilmeyen; bilmezden gelen kasýtlý dil; böylesi bir dille yanýltýcý olmak zorundadýr. Tarihin El mantýklý hülle dili þimdilerin de ayný mantýðýdýrlar. Ve ayný hülle dilin sosyolojik kültür içindeki enfeksiyonuyla olmanýn hafýzasýdýrlar. Yeni olan üniter ligin saðlam olmayan eksen sahipliði nedenle, bu söylemler de burada "Laz, Arap, Çerkez gibi eski ahit taraflýlarýný anmakla" güya kendilerine yeni üniterlik içinde güven ve tanýnma meþruiyeti iliðini kazanýyordular.

Kolektif bilinç; kolektif güç; kolektif sahiplik ve kolektif miraslý emek gücü üzerinde, mahsupla olan kiþisi sahipliklerle egemenlik hakký olmayan her ahit; ya da her ahitçe üniterlik; hülle ve hülle dilinin mana dili olmaktan kurtulamazlar. Hülle diline kayan aldatma þuydu. Kolektif olan kolektif sahipliklerin oligarþiye verilmesiydi. Oysa:

Mütekabiliyet mahsuplaþmalý esasýn, kendi deðiþtiricilerine ve kendi dönüþtürücülerine baðýntýlý olmakla giriþme; mütekabiliyet mahsuplaþmalý sahipliklerin deðiþkenliklerini ortaya koyacaktý. Mütekabiliyet mahsuplaþmalý süreçlerin biri gruplar arasý üretim hareketi içinde grup veya sektörün emek gücü farklýlýðý olmasýyla, mütekabiliyeti mahsuplaþma esasýnýn ortaya konacaðý, bir ayarlayýcý deðiþkenliklerdi.

Ýkinci mütekabiliyet mahsuplaþmalý grup iliþkileri içinde de kiþisi emek gücü farklýlýklarýný ortaya koyan nitelik ve niceliðe göre kiþilerin sahiplikleri; bu mütekabiliyeti mahsuplaþma esasýnýn deðiþtiricisi ve dönüþtürücüsü olmasýyla, kolektif süreç giriþmesinin reosta ayarýný oluþacaktý. Demek ki sektörler arasý emek gücü üzerinde yansýyan mütekabiliyeti mahsuplaþma vardý. Bu kiþinin kendi emek gücü olan durumlardý. Bunla, mütekabiliyeti mahsuplaþmayý ayarlayan kiþisi sahipliðin belirleyicisiydiler

Yeni oligarþinizle ulus devlet içinde güven ve tanýnma kazananlar da El Ahit’lelerdir. Ulus devlet oligarþinle burjuvaziyi tanýma üzerinde ulus devlet oldu. Kolektife ait olan tüketilecek mütekabiliyeti mahsuplaþma olacaklarýn sahipliklerini sahiplenen oligarþinle burjuvanýn ulus devletiydi. Geçmiþ ile arasýnda hayli fark vardý. Ýþverenle masaya oturup emekten gelen gücünüzle kölelik sözleþmesinde iradeyi müzakere eden beyanlarda bulunuyordunuz. Ortak tanýmayan El karþýsýnda üreten ortak olarak masaya oturup iradeye taraf oluyordunuz. Az þey mi?

Ulus devlet içindeki oligarþinle burjuvazi tevhidi içinde kendisine eski El ahit eþmesi içinde meþruiyet eþme bulanlar da; eski El Ahit’lelerdir. Eski ahit te El’e taat, itaat ve ibadet olan kurbiyete itaat vardý. Ama El’e karþý olmakla, El’e yaklaþmayýp, uzaklaþma masiyeti içinde taraf olanlara taat ve itaat yoktu.

Önce oligarþiye yaklaþmayana; oligarþiye karþý masiyet içinde olana taat ve itaat yoktu. Ki El’in kendisi de eðer oligarþiye girmemiþse, oligarþiye yakýnlaþmamýþsa; El de masiyet olan itaatsizle oluþa dâhildi. Oligarþi içinde oligarþiye taat ve itaatle olduktan sonra tinden zeytinden olan kendi efendinize taat ve itaatle olacaktýnýz ama masiyetle olmayacaktýnýz.

Oligarþi içinde kendisine yer bulan El’ler böylece yeni ahde taat, itaat ibadet ve masiyet (yasaklananý yapmamakla) ile oligarþiye yaklaþmalý durumla birleþme içinde olacaklardý. Þimdi oligarþi dili; eski ahit taraflýsý olan tekil El'lere ve El ahdine atýfla oligarþinin sözü bu nedenle "Biz" demekle baþlýyordu.

Bu nedenle oligarþi içinde oligarþi de tevhidi olan El, diðer El'leri de hesaba katarak; yeni olan güncel tevhit hükmünü biz diye söylüyordu. Buradan da cevap bulunmasý gereken yeni bir temel çeliþki ortaya çýkmýþtý. Monarþin olan El, “benim hükmüm deðiþmez” diyordu. “Ben mutlak olaným” diyordu. Oysa Monarþi olan El’in oligarþiye katýlmasý demek; El’in mutlak olmamasý demekti. Mutlaklýðýndan feragat demekti. Oligarþi mutlak olan El’in irade, karar ve hükmünün deðiþmesiydi.

Ýþte bu nedenle güncel hüküm (oligarþi hükmü), eski olan El hükmünü ne kadar tanýrsa tanýsýndý; Ne El tekildi. Ne hükmü tekildi. Oligarþi diliyle, oligarþiye hitap eden oligarþinin ahit hükmü bile biz der iken bile; mutlak olan, ben diyen El’lere göre deðiþen ve ortaklarý olan hükümler olacaktý. Oligarþi ve oligarþi içindeki El’ler bu çeliþmeyi görmüþ olmakla; "Biz bir hükmü kaldýrýrsak yahut ta bir hükmü (ahdi) unutturursak, yerine daha iyisini getirmek için bunu yaparýz" diye çoðul hülleyle konuþuyordu.

Kýsaca El; ön ittifaklý ilahýn kolektif gücüne ve kolektif sahipliðine, kolektif hafýzasý olan tarih bilincine karþý bir hülle yaptý. El bu hülle ile kolektif oluþun kendi özelliðini; kendi gücü gibi; kendi takdiriymiþ gibi kendi üzerine aldý. Böylece nesnel ve inþacý kolektif tarih bilinci El'in irade hükmü olma yanýlsamasýný ortaya koymuþtu. Ýþte bu tam bir hülleydi.

Hülleci El bu kez de Oligarþin monarþi içindeki El'ler üzerinde hülle yapmakla her bir El’e atfedilen yeminle; “yemin ederim ki... (kasem ederim ki...)” diyen sözleriyle; yeni vaat ve vaazla olan sözlerle konuþmasýna baþlýyordu. Yemin hülle olanýn, doðru olmayanýn iknacý ve sahte olucu metoduydu.

Oligarþinin tevhitçi dilinde "yemin etme" yeni bir hülle þekliydi. Oligarþin içindeki yeni tevhitçi El'in, eski ahit üzerine olan El ahitlerini tanýmasýydý. Eski ahdi tanýyacaksa yeni ahde ne gerek vardý? Vardý çünkü eski ahitler üzerinde oligarþi kendisini tanýnma ediyordu. Kullandýðýnýz sürece eski vardý. Yeni bir hülle olmakla bu da oligarþinin hüllesiydi.

Oligarþinin hüllesi bu nedenle eski ve ilk ortaya konan El ait El’in hülle ve oyunlarýydý. El’in bu anlayýþý kolektif dönemdeki totem meslekli süreçlerine atýfla meslekler þimdi El imanýnýn kendi adlarýydý. Ýlahi sürecin totem meslekli kolektif patenleri þimdi monarþin El’in patenti olmuþtu. El iradesi kolektif sahipli patenti monarþin olan El’in üzerine bu patenti döndürmenin, hüllesiydi. Totem meslekli grup süreçlerini El, kendisine El’in sahipliði yapmýþtý. Ve bu ilk hülleydi. Ve ilk hüllece olan da El’di.

Totem grup mesleði olan köþkerler, hallaçlar bu hülle ile þimdi El mesleði olan El iman öðretileriydi. Oligarþiler de bu totem meslekli sahipliklere; “ incire, zeytine ant olsun ki…” demekle El sahipliði dediler. Bu sahipliði demekle kalmadýlar. El’e ait bu eski El ahitlerini andý ve kutsadýlar. Eski ahitler oligarþin sürecin baþlanýþ doðrularýný oluþturmakla, þimdi de oligarþinin deðiþmez gerçeði oldular.

Ve þimdi de tine, zeytine ant içmenin yanýnda “ âlemlerin (oligarþiye katýlanlarýn) rabbine ant olsun ki…” demekle de oligarþinin dili oligarþiye yemin üzerinde referans oldu. Yeminler aslýnda eski ahitlere baðlýlýðýn özel ahdi baðsan oluþ çekimiydi. Þimdi de oligarþiye baðlýlýðýn genel bað çekimiydi.

Yeminli atýflar kutsandý. Kutsamalar, hüllelerin doðru olma mana anlayýþlarýný kuþku duyulmaz kýldý. Hülleleri þiddetlendiren taat ve itaatlere, çekim ekseni yapýldý. Oligarþinin, eski ahdi anýcý atýfla yemin etmesi; eski ahdi kendi hüllesine eþletmesiydi. Oligarþi eski ahitle kendisini aynýlaþtýrdý. Oligarþi eski ahitle meþru olan yeni tip sahipliðin âleme (yeryüzüne) yayýlma oligarþisiydi.

Oligarþi eski El sahipli meslekleri oligarþi entegrasyonu içinde kendi tevhidine irade yaptý. Böylece oligarþi eski ahdi kendi meþruiyet ligine hülle yapýyordu. Böylece El; oligarþi tevhitle þimdi oligarþin ahit üzerinde yeni bir hülle geliþme ile yeni imanýn yeni inanç ahdini oluþturuyordu.

Rab yeryüzü (âlem ) sahipliðine soyunan oligarþi mana anlayýþýnýn, oligarþi sahipliðine göre anlam ve izah edilmesiydi. El olan ahit durumlara göre oligarþinin kendisi hidayetti. “Rabbine an olsun ki onlar (panteon birliði içindeki oligarþini olan farklý farklý El inanýcýlarý) aralarýnda çýkan çekiþmeli iþlerde seni hakem yaparlar”. “Fe ve rabbike. Rabbine ant olsun ki…” diyerek “biz onlarý da (farklý El sahipliði çekiþmeli Ýnanýrlarýný da) (mesiyeti olan) þeytaný da dirilteceðiz” der. Eski El ahdine kapýlýþ þeytanlýktý.

Ve yine “fevebirabbike”; “ ant olsun ki, hepsini sorguya çekeceðiz” Hepsi kim? Bir önceki oligarþiye göre yeni oligarþi içinde oligarþiye karþý çekiþmeli olan El inanýcýlarý. Sorguya çekecek olan kim? “ sorguya Çekeceðiz” demekle “biz” diyen oligarþi müttefikliðidir (oligarþi sentezidir).

Böylece eski ahitler üzerinde oligarþi giriþmeli yeni ahitle güncel durum, doðmuþtu. Bu güncel durum içinde hak olan; doðru olan, gerçek olan; oligarþiydi. Oligarþin oluþun tevhidiydi. Doðru olan ahit te, yeni ahit olmuþtu. Güncel olan, doðru olan “hak geldi”; eski olan, yanlýþ olan, “batýl olan ahit zail (yok) oldu" deniyordu. Eski olan önceki, gerçek toplumlarýn gerçek yaþamlarý ile süreci anlatmanýn mana kavramlarýydý. Bunlar kýyasý kabil ile tarihin geçmiþten geleceðe aktarýlmasýna, her zaman hafýza ola gelmiþlerdir.

Ne var ki günceldeki deðiþen þartlar içinde eski yaþantýdan eser kalmaz. Eser kalmayan eski yaþantýlarý destekleyip anlatan sözlerin karþýlýðý olan mana devinmesi içinde ki anlamlar, þimdinin yaþantý iliþkileri ile anlaþýlmaz olurlar. Böylece eski yaþam içinde kullanýlan anlam dili olmakla aktarýlan eskinin gerçek manalý düþünceleri; þimdinin anlam dili içinde anlaþýlýr olmamakla; eski dil kendilikten hem þifreli hem de batýl oluyordu.

Onlarca örnekler gibi ön ittifaklarý anlatan yer-gök kavramý da bu tür ön ittifaklý eski yaþam gerçekliði olan anlamýyla iki kavramdýr. Gök ve yer sözcükleri þimdiki oligarþi içindeki anlamýyla ve anlatým dili ile bulutlu ve yýldýzlý semayý anlam eder. Yer de artýk ön ittifaklý dönemdeki gibi aþaðý toprak deðildi; müruru zamanla oligarþi içinde sadece topraðý, yeryüzüne doðru olan âlemle dünyayý anlatýr olmuþtu.

Bu tarz erken döneme ait söylemlerdeki mana ve bilinç, þimdiki söylemle anlatýlýp þimdiki söylem sel ifadesiyle anlaþýlýnca; yoruma muhtaçtý. “Gökten yere inmek gibi”; “Ýnanna’nýn gök gezmelerine çýkmasý” gibi; Dumuzi’nin yeri turlamasý” gibi ifadeler akýl almaz çeliþkiler ve anlaþýlmazlýklarý ortaya konuyordu. Dumuzi’nin yer gezmesi nedenle Akad yurdu Gök’ü boþ koymasý ile ittifaký görüþmelere inen Dumuzi gezmesi ile boþalan bu boþ yer olan ittifaký günleri anma; oligarþi dilinde “yýldýzýn yerine yemin eden” anlamýyla oligarþi ahdi içinde hiç bir þey anlamak olasý bile olmuyordu.

Eskinin dilinde Akad yurdu olan gök ile gök yerlerde oturan Akatlýlarla gök; Akad’ýn yurduydu ( gök Akad’ýn yeriydi). Þimdiki anlamýyla Akad’ýn yerinde El Sargon sahipliði olan bir Akad oligarþisi vardý. Oligarþi de sadece Akad’ýn yerinde oturanlar deðildi. Ýlk ön ittifaklý gruplarýn hafýzasýnda kazýnmýþ bir Akad yeri olan gök vardý. Þimdiki oligarþi, Akad’ýn yerinde daha büyük, daha geniþ olmakla fazla bir alandý. Oligarþi içinde Akad sarayý merkezli yönetimin oluþmasýyla; Akad yöneten bir merkez olmuþtu.

Erken dönemde ittifaka gelen totem meslekli gruplarýn bulunduklarý yer, gök tarifli iki yerden gelenler bu iki bölgenin kesim yerlerine gelip, buluþurlardý. Yerdeki karabaþlýlarýn yurdu da boþ kalýyordu. Böylece yerdeki ve gökteki bu iki grup buluþmasý ilk kes temas edenler olmakla; büyük bir tarihi kýrýlma günü anmasýydý.

Boþ kalan “yýldýzýn yerine yemin” bu travma günlerini anmaydý. Travma, tarihte ilk kes totem yaslara aykýrý olmakla ilk kes ahit sözleþmelerini yapmanýn da ilkiydi. Ýlkler önemliydi. Bu nedenle aþaðý yer olan Sinear denen yerdekiler; yer denilen yerlerinden kalkanlar Sümerlerdi. Sümerliler, aþaðý toprak yerle, yukarý toprak gök arasýndaki bir buluþma noktasý olan kesim alan içine Akadlarla buluþmaða geliyorlardý.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn felsefe kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
Ýrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluþun Felsefesi (Açký 2)
Sosyal Ýliþki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Müruru Zaman 14
Sahiplik Ýmaný 1
Hatýrlama 1
Mal mý, Ýnsan mý?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bað Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aslýna Yüz [Þiir]
Vah ki Vah [Þiir]
Ýsis Dersem Çýk Ereþkigal Dersem... [Þiir]
Görmez Þey [Þiir]
Tekil Tikel Tükel [Þiir]
ve Leddâllîn, Amin [Þiir]
Mavi Yare [Þiir]
Mevsimsel [Þiir]
Yýkýlýþa Direniþ Direniþe Yýkýlýþ [Þiir]
Meþrep 3 [Þiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayý yaþantýlaþan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payý giderek azalmaktadýr. Sosyo toplum bazlý, genel bir açýlýmla baþlayan çalýþmalarým da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazýlarýn tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doða bilim verileri güdülü çalýþma olmasýna gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok baðýntýsýyla söylüyorsanýz, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.