Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Bir gerçeğin ilişkin sanal anlamı içinde olmayan enerji düzenleri o gerçekliğin asalak var oluşudur. Sömürü böylesi sanal ilişki tipi olmakla üreten emek üzerinde asalaklığa dönüşür. Yani sömürü üretim hareketinin nedeni değildir. Sömürü üretim hareketi üzerine çöreklenen insan mantığının sömürü yönünden akış veren sürecin sömürü düzen ilişkisi kılınmasıdır. Üretim hareketi ne kâr yapmak için ne sömürü için var değildir. Sömürüyü de kârı da üretim hareketi içinde sonunda çekip alsanız; lav etseniz dahi insan yarın yemek için buğdayı, giymek için kundurayı, hastalığını tedavi için ilacı vs. üretmek zorundadır. Görüyorsunuz ne kâr ne ticaret (tüccar), ne sömürü, üretimi üretim yapan neden ve asıl olan olması gereken hiç değildir. Takasla ticareti karıştırmayınız lütfen. Bilgiyi ve süreci öldürür, geleceği karartırsınız. “Takas” ticaret değildir. Ticaret kâr amaçlıdır. Takas sizin ve grubunuzun (sektörün) dışındaki üreten sektör veya gruba göre mütekabiliyeti esasla buğday gibi bir kullanım ve tüketim değeri üretmenize karşılık; kundura, dokuma gibi başka bir kullanım ve tüketim değerini ürettirip, kendi ürününüzle değişmektir. Olan gerçeklik (üretim) olmayan sanal asalak ve ilinek enerji çevrimi üzerinde kâr amacıyla yapılıyor gibi gösterilmiştir. Olumlu olanda olumsuz olanda yani zıtlık aynı durumun aynı anda beliren yanıdır. Farklı enerji düzenli bağ enerjisi ile ve öznel insan beyni düşünmeli ilinekti enerji düzeniyle olumlu ya da olumsuz yansıtılabilmesidir. Sömürü efendi için olumlu iken köle için olumsuzdur. Sömürüye karşı durma köle için olumlu iken efendi için olumsuzdur. Sömürünün sanal ilineği El mana anlayışıdır. Sömürüye karşı oluşun ilinek enerji düzeni gerçek olan kolektif ilişki ve kolektif üretim hareketidir. Kolektif gücü, kolektif hareketi, kolektif bilinci ve kolektif bilinci insan sosyo toplum inşası içinde çekin her şey paldır küldür yıkılır. Bir ceylanın yaşamıyla sizin yaşamınız arasında pek bir fark kalmaz. Gelişmesi asla bu günkü seviyeyi hayal bile edemez. Zıtlığın aynı şey üzerinde birlikte oluşunu açıklamayı bir kes de şu klasik deyimle belirteyim. Koşuluna uygun bir ısı, belli süreler boyunca yumurtayla ilişkilersen bir girişme yapar. Beli süre boyunca belli değerler etrafındaki nicelik diyalektiğiyle ısı; asıl olan yumurtanın özünün civciv eşmesine katkın olan bir iş, bir oluş ortaya kor. Bu fiil, öz ile dıştaki bahane etkili (nedenli) inşaca enerji ile girişmeler çevrimidirler. Düşen ya da yuvarlanan bir kaya veya yumurta üzerine baskı koyan bir taş da bir ısı enerjisi ortaya koyar. Ama bu ısı belli sıkalar değerlerle söz gelimi 21 derece sıcaklıkta ve belli süre boyunca düzenli ve devamlı ısı girişmesi olmamakla, bu ısı yumurtayı civciv eştiremez. Ama bu ısı enerjisi bu bağıntı şartıyla değil yumurtayı civciv oluşması düzenine getirmek; civciv eşecek süreci de yok eder. “Yani her enerji”, olumlu ya da olumsuz, “bir sonuç ortaya kor”. Eğer siz o ilişkiyi yok edecek düzen içindeki enerjiyi ortaya korsanız süreç yok olur. Veya bambaşka bir süreç ortaya konur. Birbirine karşılık gelen her bir niceli durumlar, her bir niceli durumla girişen enerjiler bağıntılı yansıma ile bir olanaktır. Bu olanak istendik yönde de olabilir, istenmedik yönde de olabilir. Doğa içinde olumlu olumsuz belirme seçenek “duygusu” yoktur. Sadece ortam belirmeli o an için verili denebilecek zorunluklara göre denk gelişle belirme ve belirebilme vardır. Unutmayın ki belirme de (var olan da) beliremeyen de (yok olan da başka türle zıttı ile) bir belirme şeklidir. Ancak Dünyamıza göre yalıtımlı özel bağıntıların dışta bıraktıklarına olumsuz, kısıtlı olarak içe aldıklarına olumludur denebilir. Dünyayı evrene göre yalıtımlı bir ortam sayarsak ki öyle; aynı kıstas evrensel belirmenin dünyaya yapacağı bir düzen ilişkisine yalıtımın bilinci ya da korunum yasasıyla oluşan duyumuna olumlu ya da olumsuz denebilir. Bu bağlamla organik, inorganik her enerji düzeni duyarlı, duyumdur. Bugün yalıtımlı yumurta olayı için istemediğimiz olumsuz ısı değerleri (niceli durumla oluşu) yarın demiri ergitmek, demire şekil vermek gibi bir başka olay için istenen pırıl pırıl bir olanak durum belirmesi ile olumlu bir durum olduğu görülecektir. Siz yumurtayı 21 derecelik ısıyla karşılaştırıp civciv yapmak istiyorsanız, bu kabil özü; düzenli enerjiyi, yumurta hücresi gibi yalıtıp ısıyı da o yalıtımın dışta her niceli durumuyla beliren ısının denk gelme standart girişme olayları (tavuğun vücut ısısı) haline getireceksiniz. Magma dünyamız için böylesine bir yalıtım ortam korumasıdır. Dünyayı magmadan parçalayacak bir göktaşı çarpmasındaki olumsuzluk felaketi diğer yandan yeni bir başlangıca olumlu hal olacaktır. Olumlu ve olumsuz olan aynı belirme üzerinde zıtlığıyla aynı anda olan bir belirme biçimidir. Anlama enerjisi de zihin enerjisi de sanal enerjiye dönüşmekle bir sonuç ortaya koyar. Üreten ilişki içindeki sanal manalı enerji üreten ilişkiyi alan yönüne göre yapabildiği gibi sömürme, sömürülme gibi El manalı sanal enerji, köleye göre zıt yönde süreci enfekte de edebilir. Enfeksiyon sömüren ilişkinin efendiye, bakteriye göre iş oluş olan olumlu sonucunu ortaya koyar. El ilinekti mana anlayışı bu sömürü sürecinin en büyük destekçisi ve sürdürücüsüydü. “Mülk benim, ben mülkümü dilediğime verdim” demekle Eli; sömürüyü, gücün hakkı kılıyordu. Sömürü diğer uç olan köle tarafına sefalet olarak yansıyan bir belirme vermesi El’i bu kez de kölelere karşı ilinekti mana anlayışlı enerji ile konuşturacaktı. “Köleler sefalet karşısında sabrı denenenelerdi! Kötü duruma katlanmakla başa gelene sabretmenin sınavını veriyorlardı”. Ve “Sabredenler için altında ırmaklar akan cennet vardır” diyecekti Bu tür sanal enerji belirmesi sömüren efendiler tarafından istenen ve desteklenen El manalı sanal bir enerji biçimiydi. Üreten değil mülk ya da güç sahipliği ile yaptıran, irade eden, yöneten ilinekti söylemle sanal bir enerjiydi. Ama bu sanal enerji sömürülenler tarafında istenen desteklenen bir şey olmamakla hem ahlaksızlıktır. Hem karşı reaksiyonla bertaraf edilir illetti. İnsan sosyo toplumlu bir devinme içinde kolektif sahiplidir. Kişi kolektif alan etkili sağlatan ya da üretim ilişkili kolektif bir üretim hareketli enerji düzeni olan organik bir toplumsal enerji alanı içindedir. Alan içi ve alan yönü nehir içinde sürüklenmek gibi bu ilk bilinmezlik içinde en kolay akış olan kişinin emek güçlerini biçimsel olarak denkleştiren bir denkleşme içinde olacaklardı. İlk mütekabiliyeti tip enerji düzenli alanın inşası içindeki bu denklik; inşacı kolektif emek gücünün nesnel yasalarına uygunluktu. Bu uygun oluş doğaya ve genel yasalara uygun olmak şartıyla en az enerji tüketimiyle akışta olmaktı. Bu mütekabiliyeti denklikle olan akış içindeki kolektiflik te (toplum da), bu enerji düzeniyle bir izolasyondu (yalıtımdı). Eşyanın tabiatı yasası gereği kolektif ya da toplumsal yalıtım içinde kolektif öznel gücün karşıtı olan kolektif olmayan kimi kişiler sahipli ilinekti bir enfeksiyonu siz bilmeseniz bile, enfeksiyon beklenen olacaktı. Efendiler enfeksiyonlarıyla var olurlarken, kölelerin de enfeksiyon yapanı yok etme, baskılama bilinci, irade ve eylemle olan özgürlük gücü az da olsa ve tarihsel kolektif güç ve kolektif bilinç sayesinde hep var olacaktı. Şu hal de sömürü, kolektif akışlı üretim hareketi içinde; sömürülenlerce istenmeyen, yok edilmesi gereken bir durumdur. Bir kez ortaya çıkan yolu bilinç eden özneler dünyasında üreten emek ortaya konana kadar “rızkları ben verdim” diyeni de yoktu. Kendisi üreten olmayan ve üreten emeğin kişiler üzerinde nelere kadir olduğunu gören akıl oyunları vardı. Bu akıl oyunları kadir olucu biçimde “mülkün sahibi benim. Ben mülküm olandan rızkı da rızkları da keyfime göre size verdim. Benim verdiğim geçimliğinizdir. Ve takdir ettiğim geçimlikleriniz verdiğim ve vermediğim şekliyle sizin rızkınızdır” demekle sürece kadir olucu şekilde El koyuyordu. Zıddıyla beliren yasalar bizim bilincimizde ve bizden bağımsızdılar. Üretim hareketi ve tüketim bu yasaya göre zorunlu bir var oluştular. Enfeksiyon üretmeden paylaşım aşamasına çöreklenecekti. Çöreklenmesini meşru kılmak içinde kolektif sahipliğin karşısında El marifetli söylem enerji ile kişi sahipliğini dikecekti. Kolektif etkili üretim içinde kişi sahipli emek gücünün tüketen pay alması yerine, mal sahipliğinin takdir ve lütfu olan akıl oyunları ortaya kondu. Bu sübjektif ve ilinekti bir mana söylemli bir enerji akışının etki alanının ortaya konmasıydı. Bu alan, üretmeden önce paylaşmayı öne alan akıl oyunlarıydı. Bu anlayışa göre daha üretim ortada yokken ama üretim içinde deney edip öğrendiği aklı, üretimden önce, üretim varmış gibi bir öncesiz zamanlardan beri yaptığı bir takdirle paylaştırmayı rızk vermeyi her şeyden önce olan iradeni bir durum kılmıştı. Böylece bu ilinekti öncel takdir; üreten ilişkili sürece ve üretime, üreten bir üretim hareketi olan emeklere, kölelere, bu üretim içindeki mütekabiliyeti oluşan kolektif alan yönüne göre hep zıttı. El mana anlayışlı, ilinekti, enerji alanlı mana söylem; her gerçeğin yanında onun illüzyonu oldu. Eğriliği gözeterek hükmetme gücü elde etmeyi göz önüne alan El ahdîleri bu illüzyonu baş tacı yaptılar. Baş tacı ilinek söylemler süreç içi anlam ve söylemiyle, sanki üretimin ve sürecin ana amacı ve gerçekleşmesi oldular. İlinekti mana gerçek yaptıran yerine geçen bir eşleşme olmakla sürecin yaptıran meşruiyeti oldu. Yeni mana anlaması karşısında sizin eylemlerinizin, düşünmelerinizin hükmü yoktu. Ve sizi de kul olmakla; hiçbir şeydiniz. Yansımalar olumluluk kadarla en az olumluluk kadar da olumsuzluk yansımalarını ortaya koymakla, kaçınılmaz bir var oluşla, düşünme ve mantıktı eylemle, öznel enerjili ilinekti bir akıl oyunuydular.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |