Aðlamak da bir zevktir. -Ovidius |
|
||||||||||
|
Biliyorum bu söylemle çok kiþinin kafasý karýþacak. Ama zihinsel durulmanýz için de bu tarzdan sorgulamalarla kafanýzýn karýþmasý da önemdir. Köleci sistemin esasý kolektif sahipliði, kolektif iradeyi ve kolektif bilinci yok edip; seçilmiþ üstün kiþi dediðimiz, “kendisine nimet verilenlerin” mal mülk sahibi yapma karþýsýnda maldan, mülkten, iradeden yoksunluðu; fakirliði, yoksulluðu ve "sen aða, ben aða inekleri kim saða" düþüncelerini ikame etmektir. Köleci dönem içinde bu ikamelerle birlikte toplumsal çalkantý patladý. Ve artýk bu tedirginlikler içindeki insanlar, ne yapýlýrsa yapýlsýndý bir türlü ahlaklý ve adaletli olamýyorlardý. Þu tarz söyleyeceðim aforizmalarý unutmamak gerekir. Sistemin dengeye gitmesi için ortada bir dengesizlik olmasý gerekir. Yani adaletin olmasý içinde sistemin adaletsiz olmasý gerekir. Ýþte köleci sistem adaletsizliðin müsebbibi olmakla hep adaleti savunur. Adaleti savunmak kötü bir þey mi? Adaletsizliði sistemin sahiplik ekseni yapmakla dengeleri bozup ortama hep adaletsizliði pompalayýp ta adaleti arýyorsanýz düþünmek gerekmez mi? Sistem neye göre adaletsiz oluyordu? Çalýþmaya göre mi? Zengine fakire göre mi? Hayýr. Çalýþýp çalýþmamaya göre mi? Hayýr! Akýllý akýlsýz oluþa göre mi? Hayýr! Vs. Sistem kolektif çýkýþ noktasýna göre sapmakla adaletsiz oluyordu. Eðer adaletiniz, adaleti saðlarsa; sistem çýkýþ noktasý olan kolektif dengelere döner! Ki ahlakçý ve adaletli sistemlerin istemediði de zaten budur. Bunu isteselerdi 6000 yýldýr köleci sistemi niye ihya etsinlerdi ki? Bu nedenle insaný ahlaksýz olarak tanýmlamak, iþin en kolayýydý. Oysa hiç kimse bilmediði bir ahlaksýzlýkla doðmuyordu. Her toplum içinde deðil sadece köleci, kapitalist toplum içinde ahlaksýz oluyordu. Yani bu adalet, bugünkü sistemlerin adaleti, adaletsiz olmanýn adaletidir. Aksi halde sistem çevrimle yemezsiniz. Örneðin kamu kaynaklarýnýn peþkeþ çekilmesi ile kolektif gücün kiþilere sahiplik imtiyazý olmasýnýn kendisi baþlý baþýna adaletsizlik kaynaðýdýr. Köleci bidayetinden beri kamu kaynaklarý kime ihale ya da özelleþtirme yapýlýrsa yapýlsýn; isterse size veya bana yapýlsýn. Bu tutum adaletsizliktir sömürüdür. Yapýlan kârlý ihale size veya bana fark etmez kendisi adaletsizlik, zulüm olan özelleþtirme, ihale, yine bir kolektif güç sahipliði olan üretim araçlarý sahipliklerinin hepsi ayný kapýya çýkar. Hepsi kolektif sahipliði bu kabilden adaletsiz ilikleriyle dengesiz kýlýp, kolektif gücü; seçilmiþ üstünlerden olan özel mülk sahibinin baský ve basýncý altýna teslim etmektir. Kendisi adaletsizlik olan bu yol ve yöntemler sistemin iþleyiþ dengelerini bozar. Sömürüyü, boyun eðmeyi oluþturur. Bunlar vatan millet yararý diyen aldatmalar adýna; ekonomi ve verimlilik kandýrmasý adýna bilinçli yapýlan, organize ve komisyonlu sömürmenin rant iþidirler. Organize iþler karþýsýnda ihale etmeyi, özelleþtirmeyi; köprüden geçiþe, hastanede yatýþa, uçakta yolcuya garanti vermeyi; verilen garanti türü katakullileri öyle deðil de böyle; böyle deðil de þöyle türü düzenleme iþini ne yaparsanýz yapýn; hakkaniyet adýna nasýl yaparsanýz yapýn; bunlar sonunda yine bir adaletsizlik olmaktan hiçbir zaman kurtulmayacaklardýr. Köleci kapitalist süreçlerle ahlaklý ve adaletli olduðunuz zaman, özgecil ve kolektif oluyordunuz. Yani sömürmekten vaz geçiyordunuz. Bu da köleci ve kapitalist düzenlerde hiçbir zaman istenmeyen bir durumdur. Yani bu özel mülk sahipliðinin, efendiliðin, hükmetmenin ve El ‘in sonu demektir. Bu nedenle köleci dönemden bu güne ahlak hep baþ edilmesi gereken yapay sorunsaldý. Analar ahlaklý veya ahlaksýz doðmuyordu. Kolektif süreç içinde farkýnda bile olmadýðýnýz kolektif miras size pay olarak kalýyordu. Þimdi internette okuduðum gibi "miras yüzünden beþ kiþi aðýr yaralanýp üç kiþi birbirini öldürmüyordu”. Köleci sistemde sizler, size rýzk verene, nafaka, iaþe, nimet, mal mülk verene boyun eðiyordunuz. Þükrediyordunuz. Bunun Türkçesi “bana dua edin ki ben size þunu yaptým (kayýrdým-iltimas ettim)” demektir. Bu þu demekti. Günümüz koþullarýnda kolektifin mülkünü sahiplenen iþverenlerin iþ yerinde boyun büken çalýþmanýz karþýlýðý maaþ alýyordunuz. Dinsel söylemle iþveren olan velinimetiniz sizin rýzkýnýzý, nafakanýzý, iaþe ve geçimliðiniz olan gelirinizi size veriyorlardý. Lütfediyorlardý. En taze bilgi olarak hatýrlayýnýz bir cumhurbaþkaný “bizim lütfumuzla yürüyorsunuz!” diyordu. Bunlarý çoðu kez açýktan söylemezler. Ama bu tür egemence üstün seçilmiþ olmanýn kibir gurur ve snopluðu budur. Sizin açýnýzdan nafakanýzýn iþverenlerce size verilmesi demek iþverenin size velinimet olmasý ve sizin velinimetinize boyun eðmenizdi. Dinsel baðlamla sürece iþveren açýsýndan bakarsak, siz köleydiniz Yani kiþi çalýþsa bile kiþi nafakasý verilen nafakasý saðlanan acizlikti. Neden bu böyleydi? Çünkü kolektifin zenginliklerini “yaðma Hasan’ýn böreði” yapan anlayýþ kolektif gücü ve kolektif emek gücünü yani çalýþmayý angarya veya vesile neden sayýyordu. Vesile neden bir iþ için o olsa da olur. Olmasa da olur demektir. Daha açýðý El’in takdir ve iradesi karþýsýnda sizin çalýþmanýz da ne oluyor demektir. Nimetlerin vericisi biziz diyordu. Nimeti veren biziz çalýþmayý size vesile kýlýyoruz. Çalýþsan ne yazar çalýþmasanýz ne yazar. Kýsmeti olanýn kaþýðýnda çýkar diyordu. El ’in nimet vermesi karþýsýnda çalýþma ve gayretin vesile neden sayýlmasý þundandý. El ‘in daðýtmasý için El ‘in eline nimet olan insanýn emek gücüydü. Sömürünün kaynaðý için asýl olup biten, bitmez tükenmez kaynak yine insanýn emek gücüydü. Ýþte bu nedenle insanýn, kolektif emek gücünün deðersizleþtirilip, gözden düþürülmesi amaçlanýyordu. Bu hedef nedenle çevrim ekseni olan insanýn kolektif emek gücü yerine nimet, nafaka, lütuf, ihsan, baðýþ, rýzk, kýsmet, nasip kader gibi aldatan put söylemleri ortaya konuyordu. Bu gözlere illüzyon düþünceye büyülenme demekti. Bu unutturma asýl olaný, kutup olaný, eksen olaný gözlerden gizleyip, sömürüye, adaletsiz oluþa karþý koymayý engelleyici boyun eðdirmenin hilesi olmakla ortaya çýkmýþtý. Elbette El emekten vaz geçemiyordu. Geçemezdi de. Sadece emeðin asýl belirleyen olmasýný yok sayýp emeði olsa da olur, olmasa da olur deniþle vesile neden olmasý yerine rýzklarýn verilmesi konunca rýzk veren size iþveren velinimet, hamiyetli bir lütufkâr oluyordu. Sizde bu lütfa karþý nankör olmak yerine boyun eðen tevekkül sahibi iyi bir kul oluyordunuz! Kolektif süreci yaðmalayan El, gözlerden gizlemek istediði kolektif emek gücü yerine “rýzk, nimet takdirini çevrim ekseni yapmak istemesi sonunda kulluk, kölelik velinimet, lütuf, ihsan, nafaka, iaþe vs. doðmuþtu. Siz de size nafaka saðlayan kiþiye; veli nimetinize kul kurbandýnýz, cariyeydiniz. Biraz daha yumuþatarak söylersek, bu durumda iþvereniniz sizi kapý dýþarý ettiði gibi siz de artýk iþverenlerinizin nafakanýzý saðlayan kiþi olmasýný, garanti edemezdiniz.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |