..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




3 Ekim 2019
Nasıl Yaşar Nasıl Ölürüz 56  
Bayram Kaya
Taş da aynı birkaç zamanla birlikte sizden kat kat daha fazla sürelerle var olup parçalar halinde kaya olmanın iç enerji düzenini, entropiye karşı korurlar. Üstelik te taş dıştan hemen hemen hiçbir takviye enerji almadan bu işi yapar.


:FAF:

Oysa var oluş ya da hayat, geçmişi ile sonsuz olan ilişkin iliğin içinde geçmişin ansal aktif ve pasif tezahürleri, şimdi ile vardır. Şimdiki durum geçmişin milyonlrca yıl iinde adım adım yavaş tavaş briken kendi somutu içinde bir ilişkinliktir.

İşte bu somut ilişkinliği içindeki kulağı kopararak ya da ilişknliğine bağıntılı kılarak şu hayattır şu hayat değildir diye ilişkinliği ile veya ilişkinsizlii ile ortaya koyabiliriz. Ölümü, hayatı, doğumu ve kelıtsal ve evrimsel transferini bağsan süreklilikle görmemiz gerekir.

Eğer hayatın da süreklilik ve çeşitlilik içnde kesin olmayan gelip geçici durumlarla ancak belirdiğini kavrayamazsak hayatı hiçbir zaman görüp anlayamayız. Böylece metafizik kaygılar içinde debelenir dururuz.

Sürekliliğe ve süreklilik içinde kesikli sürekli olup bitenlerin cümlesini görmemiz gerekir. Sadece kendimizi değil de bize bakıp, bizle olup bitene hayat dememeliyiz. Bu kesde biz, bizde olmayan hayat belirtisi içinde olan semenderin rejenerasyon aktivitesine ne diyecektik?

Re jenerasyon bizde yok diye re jenerasyona, hayatla ya da var oluşla kavranan bir faaliyet değil mi diyecektik? Yok re jenerasyon hayatın faaliyeti ise, bizlerde re jenerasyon yok diye biz hayat değil miydik?

Laf aramızda burada hayatın bir anlam sıçramasına daha değinelim. Bizler kolektif yapı gibi yokuş aşağı bir süre durumu öylesine yüksek enerji tüketerek inşa ederiz ki; bu inşanın kazancı da yine bizim dışımızdaki bir süreklilikle vardır.

Hem de bu kazanç akıl almaz denli bir kolektif yeteneğe, kolektif akla, kolektif yaşama dönüşürler. Ki bizde olmayan re jenerasyon eksikliğini biz dışımızdaki kolektif güç ile tamamlarız.

Kolektif gücün içinde kolektif hafıza vardır. Kolektif aklı vardır. Teknik teknolojik ve bilimsel teorili uygulamalar vardır. Ki kolektif donanımlı yetenekle eksikliğin üstesinde geliriz.

Hayatsal olukla eksiği tamamlama gibi bunları yapan yani hayat bağlamında eksiği tamamlayan güç asla kişisi akıl değildir. Kolektif hafızalı klektif akıldır.

Aksi durum olası olsaydı, tüm bu üreten ikameler teknik ve teknolojik süreçler kolektif süreçten önce 12 000 yıl öncesine kadar beklemez süreçler milyonlarca yıl önceden beri kişisel akılla çoktan ortaya konup, olup bitmesi gerekirdi.

İşte bu sosyo kolektif tutum da ve sosyo kolektif akıl da onca hayatlar gibi sadece dıştaki, yeni bir hayat türü oluştur. Semenderin kendi yaptığını bizler de şimdilik TOPLUMSAL VE KOLEKTİF HAYATLA Protez olarak OLASI KILIYORDUK.

Kısaca okur hayatı veya var oluşu anlamak için olanı olmayana erg etmemek kaydıyla; belirsizliğin belirlenmişine bakar iken yani neden olanın, sonucuna bakarken; belirlenenin de belirsiz iliğine hep bakmalıdır. Yani kesikli süreklilik içinde sonucun zıddıyla yeni bir neden olacağını hep bilmelidir.

Her şeyin hudayinabit olmadığı yokuş aşağı olan süre durumlar içinde bir taş dahi belli enerji düzenini bayağı bir korur. Ve taş; yağmura, sıcağa, soğuğa, yuvarlanıp sürtünmenin, buzul, erezyon sel gibi sürüklenmelerin darbesine karşı aşınmaya direnci vardır.

Enerji düzenini korumanın ilk basamağı pasif tepki ile karşı koymaktır. Böylece bir taş enerji düzenli bütünlüğünü az ya da çok şöyle ya da böyle koruyorsa, bu bir içsel organize olmuşluktur.

Siz bu yokuş yukarı olmanın çok yüksek maliyet tüketimine karşı kendi enerji düzeniniz içinde onca takviyelere karşın bu çevrimle birkaç zaman içinde 50, 100 yıl kadar yaşarsınız.

Taş da aynı birkaç zamanla birlikte sizden kat kat daha fazla sürelerle var olup parçalar halinde kaya olmanın iç enerji düzenini, entropiye karşı korurlar. Üstelik te taş dıştan hemen hemen hiçbir takviye enerji almadan bu işi yapar.

Belki de taş, taş olmakla sizin gibi çok aktif olmamayı göz önüne alıp; henüz bizler gibi organizasyonlar içinde birden ve hızlı enerji tüketememekle bu momentumunu koruyup, daha uzun süre var oluşun hayatını gözüne kestirmişti. Kim bilir.

Biliyorsunuz üzerinde pasif ya da aktif oluşumlarla enerji tutmak (şarjla olmak-dolmak) ve bu enerjin doluluğu ve enerjin boşluğu olan deşarjlarıyla var olmak, hayatın ve var oluşun temel sorunlarından biriydi.

İnorganik süreçlerden bugünkü hayata geiyorduk. Bir gün şu veya bu nedenle her bakımdan hayat yok olursa unutmayın ki yeni bir hayat bu temel düzlemli inorganik süreçlerde başlayacaktır. Başlayacak olan yeni şartlarda yeni durumla yüksek düzen ilişkilerini koyacak olan bir muhafaza ediş rezervidirler.

Tüm enerji düzenleri ister inorgank ister organik düzlemle olsun, yokuş yukarı olan niceli organizen enerji düzenli süreçleriyle, gerisin geri iniş aşağı olmak zorundadır. Bu süreç evrensel yasadır. Bu evrensel olanın da veya yasa olan da inşanın da teori olarak açıklanmasıdır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Anlamak Gerek 26
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Sistem 15
Bağ Enerjisi 1
Anlamak Gerek 38

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]
Değmeyin İşte [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Bayram Kaya, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.