..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanların arasında yaşadığımız sürece, onları sevelim. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




15 Ekim 2019
Teslimiyet 5  
Bayram Kaya
Beklentiyi oluşan kişiyi (İbrahim-i-Nemrut-u) beklentinin kendisi gibi görüyorlardı. El gibi sanallık izafesi, Firavun gibi Yakup gibi somutluğa dönüp; beklenti, beklentiyi müjdeleyenle, beklentiyi mesaj kılanla somutun kendisine izafe oluyordu


:DFE:
Mülkünden pay vereceğini vaat eden El karşısında ahitçilere pay verilene kadar bir pay da verilse, beş pay da dağıtılsa; dağılana kadar herkesin şansı eşitti. İşte süreç gerçekleşene kadar herkes bu eşit şansa oynuyordu.

Tamahın, bencilliğe çağrının ve iç ses ile "sen pay sahibi olacaksın. En büyük pay sahibi olan şanslı kişi sensin" gibi beklentileri oluşan vaadin geciktikçe artan yoğunluğu kişilerde algı çarpılması ortaya koyuyordu. Algı yanılsaması El adamını El gibi görmelerine neden oluyordu.

Beklentiyi oluşan kişiyi (İbrahim-i-Nemrut-u) beklentinin kendisi gibi görüyorlardı. El gibi sanallık izafesi, Firavun gibi Yakup gibi somutluğa dönüp; beklenti, beklentiyi müjdeleyenle, beklentiyi mesaj kılanla somutun kendisine izafe oluyordu

El malı ve El mülkü vekaleten birinin olmalıydı ki o da mülkü pay olarak kişilere versindi. Bu saik ve beklentilerle El adamını El yapmaya hazırdılar. Ve şu anda pay olarak dağıtılacağı düşünülen topluluk malı onun yediemininde emanetten görülmekle bu algı pekişiyordu.

Bu algı bozulmasıyla artık El adamı ne derse ahitti. Ve kolektife ait güçler mal mülk El adına iradesi olan El sözcüsü olan El adamınındı. Bu beklenti ile El adamı zaten mal mülk sahibi olmuştu. İşte bu süreç diğer tüm ilahi ittifaklardan, inançlardan, bu özellikleri nedenle tamamen ayrılır iman ahdiydi.

Keldani'lerin Ur kentinde ayrılan bir çoban kült İbrahim üzerinde, İbrahim tanıklığında İbrahim'in El 'i ile ahit yaparak Ur'dan ayrılmışlardı. "Beni tanıyana ahdimdir (sözümdür) mülkümden ahitlere pay vereceğim" diyen

İbrahim'in El 'i Ahililerini de bulup göç ettikten sonra yavaş yavaş ağız değişir. İbrahim'in El 'i artık başka türlü konuşuyordu.

"Seni büyük bir topluluk yapacağım. Seni kutsayıp sana ün kazandıracağım. Bolluk bereket kaynağı olacaksın. Seni lanetleyecek olanı lanetleyeceğim" diyordu. Övgü vaat tehdit hepsi bir aradaydı. Vesselam böylece kolektif yapılar türlü öykü, hikâye ve tecrübelerle özeleşip özel mülk sahiplerinin eline geçiyordu. Epey bir gürültü toz duman oluşuyordu.

Ortalığın tozu dumanı yatıştıktan sonra, mülkü olanlarla mülkü olmayanlar eş deyişle mülkü olanlarla mülkü olanlara muhtaç mülkü olana çalışmaya ve emrine girmeye amade yapılar ortaya çıkmıştı. Artık huzur bozulmuş mal mülk kavgaları; mal mülk yüzünde ilk cinayetler, hırsızlıklar gasp darp başlamıştı.

Malı mülkü olan zengin maldan mülkten yoksunlar fakirdi. Böylece kolektiften özelleşen mülk sahipliği ve mülkten yoksunlukla tarih ilk zengin ve fakirleriyle tanışmıştı. Ne mülk sahibinde huzur kalmıştı. Ne mülksüzlerde açlık eksik oluyordu.

Bunca çelişki karşısında mal mülk sahibinin mülkü elinde tutması dahi zora girmişti. Mülk sahibi mülkü elinde tutmak köleyi çalıştırmak için yaptığı ahidin yetmediği yerde adaleti zülüm ile sağlayıp mülkünü koruyordu. Herkes şaşırmıştı bunca kötülükler nereden geliyordu? Kolektif sistemden dönüşen özel mülkiyetçi sistem zenginliği fakirliği iyi kötü çatışmasını tarihe armağan etmişti.

El ahdinin temeli teslimiyettir. İbrahim'in peşine düşenler El 'e ahitle teslim olanlar olmakla El adına El sözcüsü olup El gibi konuşan İbrahim'e teslimdiler. İbrahim'in razı olduğu El 'in de razı olduğu kişilerdi.

El kendisine teslim olanlar için ecir (sevap) olduğunu; kendisine teslim olanlar için korku olmadığını müjdeleyip vaat ediyordu. Teslim olmanın alameti neydi? Taat, itaat, biat ve ibadet olucu uysallık içindeki kişilerin boyun eğici tevekkül içinde olmaları alametti.

İlk mukavele ahitleri içinde El ona "Teslim ol" diyordu. Kime diyordu? El 'in iradesini duyup dinleyenlere diyordu. Kime teslim olacaklardı? Mülk sahibine. Neden?

Çünkü El onlara ait kolektif mülkü ele geçirmiş, olanların muhtaçlıklarını eline almıştı. Yani kişilere eşeği (mülkü) kaybettirip vaat üzerinde yitikleri bulduracak olmanın muktedirliğini kazanmıştı.

El kişilerin bu muhtaçlıkları üzerinde muhtaçlıklarına göre onları; mamur ederek, hayatın en temel can noktası olan açlık ve korku üzerinden vuruyordu.

Örneğin; El teslim olanlara teslim olanların iş ve mesleklerini garanti edip; iş ve meslekleri üzerinde en gerekli üretim verimliliği olan teknik ve teknolojilerin ayrıntılarına kadar öğretmiyordu.

Kişileri doğaya muhtaçlıktan uzak tutmak için ekme, dikme, uğraşlarını bilecekle herkese o topluma ait meslekleri, işleri gereği ve layığı gibi yapmalarına vesile olmuyordu. Teslim olanları meslek erbabı yapmayıp teslim olanların bolluk içinde yaşayacaklarının müjdesini verip, vadini yapmıyordu.

Ya ne yapıyordu? El 'in mülk hakkını ve sahipliğini tanımanızı istiyordu. Bu sahiplik içinde, sahiplerden acıma, merhamet, ihsan, lütuf ummanızı, bu durum olan kadere katlanıp sabretmenizi istiyordu.

El işine geldiği gibi mülkünden rızk paylaştırıyordu. El 'in sahipliği ve paylaştırma işi El'e yaptırım gücü veriyordu. Dahası "yeryüzünü El ahdi içinde El' e teslim olanlarla, yeryüzünü El mülkü (El toprakları) yapana kadar size çapul ve öldürüşüme şart oldu" diyordu.

El doymuyordu. İnsanın kendi emek ürünü olan inşa ve ürünlerle, insanın malı mülkünü, çapul geliri olan ganimet ve fey diye önce zavallılara yetimlere yolda kalmışlara verip pay edeceğim diye duyguları okşama üzerinde kendisine ve El adamına paylaştırıyordu. Kutsal yerlerin gelirini ve idaresini paylaştırırdı nedendi acaba?

Öyle ki El 'in kişileri rızk tehdidiyle köle kıldığı yetmez gibi, birde soylarını da köle yapmağa göz dikmişti. Ahitlerine duasında diyordu ki; "şanı yüce El 'imiz, soyumu da sana teslim olan Salih kullardan et", Yani ; " Ey El soyumuzdan sana teslim olmuş Salihler çıkar" diye dua ediniz demeye getiriyordu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.