Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Neden özgüvenimizin elimizden alınması için çalışılıyor? Sevgili okurlarım, Bu yazımda sizler için elimizdeki en önemli şeyimiz olan özgüvenimizin elimizden alınıp yok edilmek istenmesi konusunu ele alacağım elimin yettiğince dilimin döndüğünce. İnsanlara anlatmak istediğim engellilere ne kadar yanlış gözle bakarsanız kayba uğrayan sizler olursunuz. Sizlerden istediğimiz bizim de bu yaşamın bir parçası olduğumuzu fark edip kabullenmenizdir. Bilinmelidir ki özgüvenin olmadığı hiçbir işin başarı ile sonuçlanmasının imkanı yoktur. Erişmek istenilen başarının yolunun kapatılması için engeller her zaman olmuştur. Özgüvenleri yok etmek için bahsi geçen engellere de hayatımızın merkezinde yer verilmiştir. Başarılarımızın yok olması için yollarımızı kapatmak isteyenlerin emellerine ulaşmalarının yolunu kapatmak ta bizim elimizdedir. Bizler bunu bildiğimiz ve bunun önemini kavrayabildiğimiz için daima girdiğimiz her işte özgüvenli olduk ve başarılar elde etme gayretine girdik. Fakat önümüze bir yerlerden bir şekilde engeller çıkarılarak başarılı olmamamız için canla başla çalışıldı ve çalışmalarımız sonuçsuz bırakılmak istendi, ama bizler her şeye rağmen pes etmeden çalışmalarımızı sürdürerek büyük olmasa da kendi çapımızda başarılara imza atmanın yolunda yürümeye devam ettik. Eğer biz bu yola girmeyi reddetmeyi seçsek ömrümüz boyunca pasif kalmanın yoluna itilmekten geri bırakılmayacağız. İnsanlara da gittikleri yolun yol olmadığını anlatabilmenin tek yolu da başarılarımıza her an yenilerini ekleyebilmektir. Bizler her daim başarıya ulaşmanın yeni bir yolunu keşfedelim ki özgüvenimizi elimizden alma çabalarını da sonuçsuz bırakmak için kat etmekte olduğumuz yolların sonunun boş olmadığını görmelerini sağlayalım. Bizler özgüvenimizin elimizden alınması için verilen çabalara sessiz kaldığımız anda büyük haksızlıklara uğramamız an meselesidir. Bu düşünceme hak verilmeli akıllardan hiçbir zaman çıkarılmamalıdır. Ben her zaman şuna dikkat çekmek istemişimdir. Özgüvenin olmadığı hiçbir yerde başarının bizi bulması imkansız, pasif duruma getirilmemiz ise an meselesidir. Yapılması lazım gelen bir tek şey var. Bizi pasif duruma getirmelerine müsaade edilmemelidir. Karanlıklara sürüklenmememiz için elimizdeki tek güç olan özgüvenimizden feragat etmemeli, bizim de hayat boyunca büyük başarılara ulaşacağımız varlığımızı kabullenemeyen insanlara gösterilmelidir. Elimizde bulundurmakta olduğumuz tek kuvvetimize sahip çıkmadığımız taktirde başımıza gelecekleri göz önünde bulundurmalıyız. Başarısızlığın bizim kapımızdan giremeyeceğine ilk önce kendimizi inandıralım sonra da elimizdeki özgüveni yok etmek isteyenlerin görmelerini sağlayalım. Bizi özgüvenimizle elde etmekte olduğumuz başarılarımız yüzünden hiç kimsenin suçlamasına izin vermemeli, kendimizi başarılarımızla beraber karanlıklarda kaybolup gitmekte olan insanlığa gösterebilmek için en güzel işlere imza atmalıyız. Planlarımızın projelerimizin hiçe sayılmasına engel olunması için gösterilmesi gereken en büyük gayret ne ise onu göstermekten çekinilmemelidir. Bizler işe yaramaz bir takım varlıklar değiliz. Bunu anlatabilmek için ne gerekiyorsa yapmak bizim üzerimize düşen en büyük vazifedir. İnsanların görmek istemedikleri büyük önem arz eden bir olayda engellilere fırsat verildiği taktirde ellerindeki özgüvenle daha aktif olabilecekler ve bu sayede insanlar büyük başarılarla tanışacaklardır. Evet benim her zaman anlatmak istediğim engellilerin bu hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğu ve bizleri özgüvenimizden mahrum bırakma yolunda yürümek yerine üzerimizden desteklerini çekmemeleri gerektiğidir. Desteklerini esirgedikleri taktirde elimizden yaşama hevesimizi alacakları, bizim hayata küsmemizde en büyük etken olacakları bilinmelidir. Bizim başarımızda en büyük paya sahip olan hayatın her şeye rağmen devam ettiğinin göstergesi olan özgüvenimizdir. Buda akılların bir köşesinde bulundurulmalıdır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |