Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin |
|
||||||||||
|
Üstü örtülen temel gerçekli zorunluklardan birisi de şuydu. Kolektif alan içinde kolektif birim zamanla olma gerçekliğiydi. Kolektif alan içinde paydaşlı kolektif birim zaman yerine, özelleştiren paylaşımla olunuyordu. Kolektif birim zamanlı paydaşlık kolektif kapasiteyi ve kolektif yükü ortaya koymuştu. İşte kolektif paydaşlı kolektif birim zamanlı zorunluluklar, kolektif kapasiteli ve kolektif yükü olan kolektifi ortaya koymuştu. Özelleştiren bencil paydaşlı kolektif alan nedenle, kolektif alanın alan yükü ile kölelik ve zenginlik kişilerin ve ailelerin omuzuna yıkılıyordu. İşte kolektif alanlı kolektif yükün algısı üzerine, transferi yapılan algı; kolektif sistemli müktesebat içindeki sonucu başlangıç, başlangıcı da sonuç yapan köleci öğretiydi. Bu tür köleci öğreti içinde Kolektif yapı kişisi temel referansları kolektif kapasiteli kolektif yükün içinde kolektif kapasiteye dayalı kolektif paydaşlı kolektif miraslı kolektif sağlatma yapmıştı. Köleci öğreti kolektif olan yük değer içinde ne varsa bunları “mülk benim. Ben mülkümü dilediğime veririm“diyen özelleştirme adı altında kolektif yükü doğuran doğurtan birlikteliği üzerinde kişiler, omzuna yıkmıştı. Kişiler omuzuna yıkılan kolektif yük nedenle mal mülk, zenginlik, yoksul oluş kölelik mirası kendilerinde olana miras olarak geçsin diye doğuranla doğurtanları; aile adı altında kolektif alan içinde izole ettiler. Aile artık özelleştiren mantığın kurumuydu. Kolektif yükü ve kolektif kapasiteyi ortaya koyacak sağlatmayı oluşan maldan eksiltilen tutum içinde kolektif yükü yüklenmiş, kolektif kapasite gibi davranması beklenen zenginliğin ve yoksulluğun mirasçısı olan, köleci bir kurumdu. Köleci öğreti doğuranı, doğurtanı aile gibi bir yalıtma alan içinde hem kendisinde hem kolektif nimetleri paylaşmada kaderci bakılı anlayışlarla uzak tutuyordu. Yani aile köleci öğretili bir doğma yapılmıştı. Zaten çocuk yapabilme temel referansı içinde olan karşı cins kişilerin, illa birlikte olmalarını ortaya koymuştu. İlla doğan çocuğu doğuran-doğurtan olarak sahipli kılmakla; zenginliği ve köleliği aile gibi zorlayıcı bir anlam izolasyonu içine monte ediyorlardı. İşte bu izolasyon içinde sürsün istenen köleci aile kavramla rol model kavramlardan biri de anne olarak söylenen algılatmalar içinde köleci sistem, kişiler üzerinde sosyal baskıya dönüşmüştü. Kolektif kapasiteli yükleri sırtlanmış köleci bir sosyal birlik içinde aslında kolektif oluşun bir sonucu olan feda oluşla özgecilik vs. Sistemin üzerine yani sistemin kendi üzerine kendi etkime (efekti) ile başlangıç koşullarına etki ediyordu. Sistemin başlangıç koşulları içinde olmayan ve gelişmeleri içinde ön görülemeyen özelleştirme mantığı, şimdi sistemin başına konmuştu. Sistemin başına konan vesile sonuç nedenlerden ötürü yatırımcı, iş bitirici, finansmancı mülk sahibi olunmadan. Ve mülk sahibine muhtaç kişiler oluşmadan, sistem işlemiyordu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |