..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




14 Kasım 2019
Anlamak Gerek 6  
Bayram Kaya
Mülke sahip olmak işi ilk sistemle birlikte belli bir arazi mülkiyeti ile feodal oluşu belirlemişti. Mülkü olanın otlağı hayvanı da oluyordu. Veya mülk sahibine pay vererek göçer hayvan sahiplikleri de oluyordu.


:FCG:
Mülke sahip olma işi ilk sistemle birlikte belli bir arazi mülkiyeti ile feodal oluşu belirlemişti. Mülkü olanın otlağı hayvanı da oluyordu. Veya mülk sahibine pay vererek göçer hayvan sahiplikleri de oluyordu.

Zaman içinde buna para sahipliği olan finans sahipliği de eklenmekle sistemin işlemesi için illa mülk sahibi olan yatırımcı da oluyordu. Mülkü olduğu halde mülk sahibi parası olmamakla mülk sahibi faize tefeci eline düşebiliyordu.

Yani efendi de efendinin eline düşüyordu. Bankerlikle beraber devlet eliyle kişilerin finanse edilmesi ve bu finanse edişe bağlı sistem hileleri ortaya konmuştu. Özelleştiren sistem de bir türlü değildi. Köleci sistem de özelleştiren mülkiyetin kendi çeşitliliği içindeydi.

Finansör olan ya da finanse edilen sahipli efendilerin iş yatırımları(!) içinde çalışmaya amade yığınlar olmadan, sistem finanse de edilse; sistem kendi kendisine işlemiyordu.

Bu sistemin içine doğanlar ister istemez bu sistemi saltık olarak algılayan bir sosyal mirasın yanılsatması içinde oluyordular. Köleci öğreti içindeki sade kişiler içinde mutlaka bir "çalıştıranla", "çalışanı" olan bir sistemin gördüklerinden; sistemin başka türlü de olabileceğini, hiçbir biçimde düşünemiyordular.

Enerji sağlayıcı nedenle, kişilerin beslenmesi; beslenmek için kişilerin birlikte doğaya yönelmesi, kişilerin birlikte savunma yapması gibi kişilerin temel referanslı tutumlar içinde olmasını düzenleyen ilk kolektif süreçlerin içinde ne fedakârlık vardır.

Ne de özgecilik vardır. Yine ilk kolektif yapının ortaya konması içinde ne analık fedakarlığı vardır. Ne babalık fedakarlığı vardır. Ne bile de cennet anaların ayağının altına konan bir düşüncedir.

Aksine kolektif yapı doğuranın, doğuran üzerindeki yavru bakımını da kolektif gücün üzerine yüklemiştir. Kolektif yapı yavru bakımını organize oluş süreci içine aldı. Yani kolektif yapı, kolektif içindeki organize oluş yardımlaşması ve organize oluş dayanışması ile bir akışın içindeydi.

Bu iş bölüşmesi yapan akış kendilikten bir hız ve kendilikten bir hızlanma ortaya koyuyordu. Kişilerde bu hız ve hızlanmadaki zorlamaya göre bir etki içindeki kavrayışla akıl ortaya koyup akıllanıyordu.

Yani iş bölüşümündeki hız ve hızlanma "kolektif birim zamanın" ortaya çıkmasıydı. Kolektif sürecin hızlanması için ortaya konan akıl da doğuranın elini serbest kılmaktı.

Yapı içinde altı doğuran varsa, doğuranların altısının da yavru ile meşgul olması yerine; bu zorlanma karşısında birinin veya ikisinin yavruyla meşgul olması akıl edilmişti.

Sıkıştırırsan patlar. Hızlanan nedenle düşünceyi ve eylemi sıkıştırırsanız düşünce ve eylem akıllanırdı. İşte dört birimi istihdam edici nedenle geriye kalan 4 kişiyi de savunma, av yapma, ot-kök toplama; ateş yakma, yiyecek hazırlama gibi istihdama tahsis edilmişti.

Hızlanan eylem, iş bölüşümü içinde doğuran 4 insanı savunmada börtü böcek toplama işinde istihdamla iş tahsisi olan akıl etmeyi ortaya koydu. Böylece akıl edinici düzenlemeler de kolektif hızlanmayı ortaya koyan bir diyalektiğe dönüşmüştü.

Kısaca kolektif yardımlı dayanışma ve iş paylaşımı doğuranını şimdiki gibi analığa değil de sistemi hızlandırıcı işlere transfer etmekle, yavru bakım işini kolektif eştirilmişti. Yavru bakımı toplumsal kapasite içinde hızlanan kolektif birim zamanlı nedenle toplumsal yükümlü bir işti.

Yani kolektif ligin sonucu olan fedakâr oluş, özgecilik; sistemin başlangıcı içinde yoktu. Sistem başlangıcının ilk adımı şuydu. Temel referansları içindeki kişi beslenmek için avcı toplayıcıydı.

Av yapmanın zorlukları vardı. Av yapmanın zorlukları olan bilinç, kişileri aynı ortak özellikler içinde buluşturmuştu. Kişinin bu tür zorlukları kişiyi diğer kişilerle yan yana getirmişti. Sürü içindeki kimi öbekler bu kabil yan yana gelişlerle oluşabilmişti.

Ortak özellikleri oluşan kimi anlayışların düşünme şekli kişilerde, kişilerin birbirini anlamasındaki rezonans biçimi olmakla, bu tür eğimleri birlikte kristalize edebilen kişilerin bu türden olan tutumları, kişilerin kısmen empati yapmalarıydı.

Empati denilen bu tür ortak tabanlı benzer düşüncenin duyguları içinde oluş ta bu yan yana gelişlerde kişileri bir araya getirecek ve bir araya gelişi kolay kılacak eğilim ve yaklaşımlardı.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.