..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Roman yazmanın üç kuralı vardır. Ne yazık kimse bu kuralların neler olduğunu bilmiyor. -Somerset Maugham
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




16 Aralık 2019
Anlamak Gerek39  
Bayram Kaya
İşte bu örneklerde de olduğu gibi ilahlar üreten ilişkilerin bir sonucuydu. Grup eğiliminin dışa dönük iradesiydi. Üreten ilişkilerin grup iradesiydi. İlah ön ittifakın yapılmasını belirten grup kararını almaktan doğuyordu. İlah, grup içinde üreten ilişki sonucu kazanılan bir özellik olmak dışında sistem dışı bir güç ve anlama hiç değildi.


:FGE:
39
İşte bu örneklerde de olduğu gibi ilahlar üreten ilişkilerin bir sonucuydu. Grup eğiliminin dışa dönük iradesiydi. Üreten ilişkilerin grup iradesiydi. İlah ön ittifakın yapılmasını belirten grup kararını almaktan doğuyordu. İlah, grup içinde üreten ilişki sonucu kazanılan bir özellik olmak dışında sistem dışı bir güç ve anlama hiç değildi.

İlah ne totem dönemin başında beri vardı. Ne de totem dönemden önce vardı. İlahın hiçbir tarihi meşruiyeti ve geçmişi yoktu. İlah üreten ilişki gücü ile birlikte grubun kendi kendisine meşruiyetiydi. İlah, kolektif birim zamanlı artık sürecin, üreten ilişkiye dönüşmesi ile kazanılan alan içinde grubun irade kararı olarak ortaya çıkan bir sonuçtu. Hiçbir zaman hiçbir şeye ilk neden değildi. Gruplar arası meslek sahipliği belirleyeniydi.

Köleci sistem ilahın karar alıcı, takdirde bulunan özelliğini El e mal ettiler. Bununla kalmadılar El i sistemin en başına aldılar. Ve insanlık tarihini El in bu takdiri le başlattılar. Bunula kalmadılar günümüze gelen süreç içinde giderek dünyayı, evreni ve hayatı El in bu takdiri ile başlattılar.

Demek istemem şu. Köleci sistem sonuç olan bir durumu sistemin en başına koyup süreci anlatılan bu hikâyeye göre iman edilen bir söylem akdi yapıyordu. İçinde olunan gelişmişlik süreci, sonda olanı başa, başta olanı da sona hikâye etmeye uygun somutlukta ve soyutluktaydı.

İlah kolektif paydaşlı grup tüzel ligiydi. El mülk sahibi olan tekil bir tüzel oluştu. Milyonlarca yıl mülk sahibi olmamasına rağmen El, sanki baştan beri hem mülk sahibiydi hem de mülkü keyfine göre dağıtıyordu.

Köleci sistemin inşacıları tuzakları eni konu düşünmüşlerdi. Köleci inşacılar, ilahi sistemin içinde yaşayan canlı kanlı tanıklardı. Tanığı olunan durumu manaca ve zihni tasarımlarla kişisi mülk sahibine dönüşüyorlardı.

Kişisi mülk sahibi olacak mana seçkinciydi. Yani seçkinci mana kendisini tasarlayanı seçecekti. Kendisini ortaya koyan kişiye malından mülkünden gani gani mal mülk verecekti. Üreten ilahın karar alıcı tutumu ve yöneten ilahi özellikleri şimdi El ’in özellikleriydi.

İlah gruba göre karar veriyordu. El kişi sahipli ve kişileri zengin fakir diye ayrılık içinde birbirine düşürüp, kişilere göre takdirde bulunuyordu. İlahi sistem içinde sonuç olarak ortaya konan ilah gibi herhangi bir söylem ve eylemi köleci sistem içinde başa alıp, başa alınanın hikâyelerini anlatabilirdiniz.

Köleci sistem, üreten ilişkinin sonucu olan kolektif mülk sahipliğini, El ’in mülk sahipliği diye söylemekle en başa almıştı. Üreten ilişkiden hiç bahsetmez. Mülkü dağıtır. El mülkü kimine verir kimine vermez. Ki kendilerine mülk verilmeyenler, mülk verilenlerin mülkü içinde kendi rızklarını arayacaktılar. Çalışacaktılar. Bu bir takdirdi. Kimler takdire uyuyor kimler takdire uymuyor diye rızk verilmeyen kişiler sınava çekiliyordu

Kolektif tüzel oluş üzerinde mülk sahibi olan kişilerin birdenbire mülksüz kalması ancak böyle uçuk bir biçimde açıklanırdı. İşte bu süreç ilk başa alınmıştı. Hayat böyle başlamıştı. Hayata böyle bir yazgı ile gelinmişti.

Hemcinsler milyonlarca yıl ne avcılık ne toplayıcılık yapmıştı. Ne totem dönem yaşanmıştı. Ne üreten ilişki başlatılmıştı. Ne ittifaklar oluşmuş uygarlık başlatılmıştı. Ne ateş ne taş silah, araç, gereç bulunmuştu. Köleci mantık tüm bunları kırpıp karanlıkta bırakmakla, geçmişin sürekliliği içinde olan bu alanı karartıyordu.

Üreten ilişki gibi paylaşan bir süreç sel nedeni El ’in keyfi takdiri gibi bir rızk dağıtma inanmasına kişileri ahit ettiriyordu. İnanmanın ortaya konması için bencilliğe hitap vardı. Herkesin bencil duygularını, rekabeti bencil dürtülerini harekete geçirmekle El, kişisi sahipliği çok çekici kılıyordu.

Çekicilik te akla değil bencilliğe, bencilliğin sorgulamadan, düşünmeden inanmasına çok uygundu. İnanmanın başladığı yerde akıl gider. İnancı tutacak, inancı öğrenecek kadar bir akıl kalır. İşte tüm düşünmeyi üretecek ve aklı işletecek olan akıl, inanç kadar olan akıldı.

İnanç kadar olan akıl da her şeyi inanca göre düşünüp, inanca göre kıyasa vuracaktı. İnanca göre düşünme, inanca göre kıyasa vurma olan her tür söylem inanıcı olan aklın seçme ayıklaması içinde kolayca inanıcı aklın içine geçecekti. İnanıcı aklın im ve imgesel imajlarıyla uyuşacaktı.

İmajla uyuşan söylem üzerine korku, tehdit, vaat te bindirilmekle inanca dek imajın duyguları coşturulacak veya sindirilecekti. Kişi bunları kendisinden biliyordu. Kişi kendisine bakıyordu. Akıllı ve kurnaz kişi sistemi iyi yorumlayıp, bunu içten içe kendisine göre dönüşüp; tuzaklı söylemleri tuzağa göre değil de kolektif sisteme göre düşünme yapan kişiler arasında tartıştırıyordu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.