..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kendi görüşlerim var -sağlam görüşler-, yine de her zaman onlara katılmıyorum. -G. Bush
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




25 Aralık 2019
Anlamak Gerek 46  
Bayram Kaya
Binlerce yıl kolektif yapının iyi analık, iyi babalık, hayırlı evlat gibi anlayışı ve algısı yoktu. Yine dul, yetim, öksüz kalan kişileri, yoktu. Miras kavgası nedenle, ana babanın evladı; evladın ana babayı öldürmesi yoktu. Bana harçlık vermedi diye torunun ebeveyni öldürmesi yoktu. Ve bile bunlara dek psikolojik takıntılar ve ruh çökkünlükleri yoktu.


:FBB:
46
Binlerce yıl kolektif yapının iyi analık, iyi babalık, hayırlı evlat gibi anlayışı ve algısı yoktu. Yine dul, yetim, öksüz kalan kişileri, yoktu. Miras kavgası nedenle, ana babanın evladı; evladın ana babayı öldürmesi yoktu. Bana harçlık vermedi diye torunun ebeveyni öldürmesi yoktu. Ve bile bunlara dek psikolojik takıntılar ve ruh çökkünlükleri yoktu.

Oysa, köleci sistem yapının kucağına miras kavgasını bıraktı. Mülksüz kişileri toplumsal garantiden yoksun kaldı. Gelecek kaygısı nedenle çatışmalar bıraktı. İşsizlik bıraktı. Ezme ezilme bıraktı. Gemisini kurtaran kaptandır, diyordu ama sistemin kendi üzerine kendi etkisi nedenle, dul yetim öksüz, kimsesiz üzerinde olumsuzluklar sisteme yansıyordu.

Köleci sistem az, çok, dul yetim ve öksüzleri ile ilgilenmek zorundaydı. Köleci sistem ne kadar bana ne dese de az biraz kolektif olmak zorundaydı. Kısaca özelleştirilen mülk ve mülksüz lük yüzünden köleci sitem ile birlikte şimdi kucağımızda nur topu gibi en iyi anne baba olmayı bulmuştuk. Sadaka vererek ömür artırmanın erdemini bulmuştuk.

Teşvik yapıcı, ödülün verici, prim yapan söylemlerle; ayağı altında cennet olan ana figürlü öğretileri sistemin olmazsa olmazları yapmıştık. Kişileri ne tür bir kolektif birim zamanlı, kolektif artık zaman kazanımları olan üreten paydaşlı oluştan, kolektif güvenceden, inşaca geri beslenin referanslarında yoksun kılmışsak; şimdi onları, insanlık, ahlak, bahşiş, lütuf, hamiyetli oluş, hizmet eri, müşteri, teşvik, hayır sever iş adamı gibi onlarca telaffuzlarla öğreniyor kendimize iyilik meleği olma şiarını Roben Hud oluşu bayrak ediniyorduk!

Tüm bu aksamalar, kolektif inşa başlangıç koşulu içinde olan sorumluluk, yükümlülük, karşılıklı taahhüt yüklenmesi olan bağ enerjisini; kolektif yapı ile ve kolektif birimli mücbir nedenleri; sahipliği olan kişilerin vicdanına ve iradesine bırakmakla yaşananlardı. Siz isteseniz de istemeseniz de nasipleri dağıtan anlayışa göre yapılanan sistemin zorunlu yansıma kusurları olukla ortaya çıkmıştı.

Çünkü özelleştirmesi yapılan ortam içinde kolektif üretim gücü ve kolektif artık zamanı elinde alınan kişiler artık bir saniyelik süre içinde ne milyarlarca eylemli olabilirdi. Ne milyarlarca söylemi olabilirdi. Ne milyarlarca düşünce üreten durumla işi ortaya koyabilirdi.

Bunlardan bir habersizdi. Tarih bilincinden yoksun olmakla yitirdiklerini bulmaya uğraşmıyor kaderine küsüyordu. Ki işte bu tarihsel nedenle, sistemin kendi üzerine kendi etkisi nedenle yapı, zorunlu olarak özel değil, kolektif birim zamanlıydı.

Ortaya çıkan temel aksamlı kusurlardan biri de kolektif kapasiteye karşı kişisi kapasiteydi. Kolektif kapasite yeti olanak ve sorumlulukları kişisi kapasiteye yüklenmişti. Toplumsal kapasiteyi şarj eden süre durumlarla baş başa kılınan kişi; ne de bir saniye gibi bir kolektif birim zamanı yüzlerce binlerce kuant durum kılıp üreten ilişkinin parçalı durumu olarak ortaya koyabilirdi.

Ne bir gün gibi birim zaman içinde ortaya konan milyarlarca sonuç ile kişinin şarj olacak kapasite yüklenmesi vardı. Ne de bu üretim koşullarının sahibiydi. Özel mülk sahipleri kolektif şarj üzerindeki, şarj deşarjlarla beslenmenin sahibiydi. Bu şarj-deşarj süreci kolektif kapasiteli olduğu için bitmez tükenmez bir şarj ve deşarjın sömürü kaynağıydı.

Oysa kolektif güçten yoksun kılınan kişiler: efendilerin lütfettikleri kadar iş bulmakla, efendilerin irade ettikleri kadar asgari ücretle; efendilerin takdiri olan yoksulluk, açlık sınırı ile bunlara bağlı kişinin kendi kolektif beslenin ile olan emek şarj ve deşarjlarıyla, sağlama yapıyordular.

Sahipliği olmayan kişilerin kolektif şarj ve kolektif deşarjlardan beslenme damarları büzülebildiği kadar büzülmüştü. Kişinin yarın çalışacak kadar olan emeği, kişinin emek gücü çalışmasından çıkarılıp kişiye asgari ücret olarak verildi. Emeği çıktıktan sonra kişiden geriye kalan emek gücü refahı olan üretilmiş enerji kolektif şarj üzerinde türlü oyunlarla ceza, vergi olarak tutulmakla; mülk sahiplerine teşvik pirimi, finans, kâr garantisi yatırım garantisi deşarjları olarak dönüyordu.

Halbuki üretim için yatan da yatırılan da finansman olan da finanse edilen de tümü kolektif güç ve kolektif zenginlik olmakla kuantum durumlu parçalı kolektif birim zaman ürünü şarj ve deşarjlardı. İşte bu nedenle kişi tekil değil kolektif üretiyordu. Kişi; kişisi donanımla değil, kolektif donanımla uzay bilgisini, ilacı, zamanı tüketiyordu.

Kişi bir sistemin eklemi olukla üretiyor o sistemin deşarjları üzerinde kolektif paydaşlı kişi olukla özgün yaşanıla sıyordu. Üreten ilişki kadar kolektif. Tüketen paydaşlı oluş kadar bağımsız özgürdü. Kolektif güç üzerinde bağımsız ve özgürdü. Kolektif güç üzerinde düşüncesini ifade etmekte özgürdü.

Kişinin bilgisi becerisi, düşünmesi, aklı, üretmesi kolektif kapasiteli olmakla kolektif kapasiteyledir. Kişi kolektif sürecin ürünüydü. Kişi kolektif şarj ve kolektif deşarjları nedenlerle; kişi kolektif birimli, kolektif zamanın kendi üzerine kendi etkisi içinde, toplumsal kapasite ve toplumsal bir yükümdü.

Yani kişi kolektif birim zaman ve kolektif yükümlülükleydi. Kolektifi ilik te kişi ve kişiler parça zamanlı entegreyle kümülatifti. Kolektif oluş ta yani sağlatan, üreten ilişki de kişisi şarjlarla kolektifti. ve kolektif deşarjlarla kişi sel özgün ve özgürdü. Tüketim kolektif olandan deşarjlarla bağ kırılması, bağ enerjisi açığa çıkarmaydı.

Üretim kolektif olan, kolektör olan kolektif yeteneğe yapılacak parça şarjlarla bağ enerjisi, depo enerjisi oluşturmaktı. Kendisine olan kişinin sorumluluğu yoktur. Bencilliği vardır. Sorumluluk ortaya konan ortak bağ enerjisi nedenle oluşan kolektif bir bilinç durumdur. Kişiler kolektif olduğu zamanlar içinde sorumlulukla vardır. Kolektif durumla kolektif sorumluluğu yüklenmek te zorunludur. Kolektifi oluşlar, bizim isteğimiz dışında, bizden bağımsız; doğal ve temel referanslar girişmesi nedenle ortaya konan KOLEKTİFLİKTİ.

Kolektiflik, temel referans içindeki bencilliği; kolektif lige kaydıran süre durumlarla özgecilikti. Köleci yapı bu gerçeği ortadan kaldıramaz. Ama şans kader kısmet, rızk öğretisi ile bunların üzerini örter sizi düşünemez kılar. Kolektif odaklı düşünme merkezine, inancı kor. Ortadan kaldıramadığı kolektif lige ve sömürü aracı kıldığı özelleştirmelere uygun olarak türlü türlü anlamlar yükler.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
İrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluşun Felsefesi (Açkı 2)
Sosyal İlişki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Müruru Zaman 14
Sahiplik İmanı 1
Hatırlama 1
Mal mı, İnsan mı?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bağ Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aslına Yüz [Şiir]
Vah ki Vah [Şiir]
İsis Dersem Çık Ereşkigal Dersem... [Şiir]
Görmez Şey [Şiir]
Tekil Tikel Tükel [Şiir]
ve Leddâllîn, Amin [Şiir]
Mavi Yare [Şiir]
Mevsimsel [Şiir]
Yıkılışa Direniş Direnişe Yıkılış [Şiir]
Meşrep 3 [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayı yaşantılaşan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payı giderek azalmaktadır. Sosyo toplum bazlı, genel bir açılımla başlayan çalışmalarım da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazıların tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doğa bilim verileri güdülü çalışma olmasına gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok bağıntısıyla söylüyorsanız, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.