OZLEM
Guzel bir kelime degil mi: "ozledim..." belki icinde
burukluk var, ya da ayrılıligın acısı.. ama bunu
duyumsamak ve duymak da guzel.
Hani bazen ne oldugunun
farkına varmayız da, uzak kaldıktan sonra daha fazla
aramaya baslarız, iste o gormek isteme, onda olmak
isteme demek olan "ozlem", ozleyen icin de ozlenen
icin de bir cok yasanası gereken duyguların habercisi
gibidir.
Birinden ozlendigimizi duyunca, icimizi aheste
aheste hos bir duygu kaplamaya baslar; guzel,
oksayıcı.. duygu selinin coskunlugunu baslatacak
birikim sanki.. sessiz ve hos bir urperti bırakan.
Yazmak istedigim oyle cok harikalıklar var ki.. hani
her biri ozlemin bambaska seklinin aynı tur
duygularıyla bezeli durumu... ama nedense dogru yerde
dogru kelimeyi kuramam kaygısı tasıyorum. Belki de en
buyuk eksiklik; bu duyguları yasatan, ve caglamasına
ramak bırakan guzel yureklerin, simdilerde uzaklarda,
bilinmez dunyaların goklerine asılı yıldızları
toplamakla mesgul olmaları, ya da henuz mecrama
akmamıs olmaları.
Inanıyorum ki boylesi bir coskunlugu en derin
yasasaydım siirlerimde yepyeni ve benim bile daha once
kesfetmedigim savrulmalar olacaktı. Yine de umudum
var.. Belki de bir coklarını kıskandıran dizeler cok
yakında benimle birlikte kagıtlara dokulecekler. Beni
anlatan ancak, sevdanın bendeki izinin bana
yasattıklarını anlatan olacak. Boylesi bir durum
sanırım ulasmak isteyen yureklerin en onunde, onlardan
once kesfin tadını yasatmıs olacak.
Eski bir zaman
sehrinin acılan kapılarının ardında bekleyen
duyguların, ne denli etkileyici, ve ne kadar sarsıcı
oldugunu dusunmeye basladıgım zaman, belki bir gun
yarınlardaki eski zaman sehirlerine oylesi -tıpkı
duslerimde oldugu gibi- duyguları serpecegimize
inanıyorum. Kah topragın kokusunda, kah küflü bir
odanın cürümüs duvarlarında bizleri hissettiren bir
seyler olacak. dusuncesi bile guzel.
Aslında
paylasımlardan sonra ozlemek, ozletmek isterdim.
yazdıklarım okundugu zaman suretim gorunur gibi olsun
isterdim. Duygularımın, beni ele veren mimiklerimden
okunmasını isterdim. Hatta kelimeleri sayfadan
okuyarak degil de, dudaklarımdan cıkıyor seklinde
duyumsanmasını isterdim. Ya da her kelimenin
okuyucunun gozlerinde yarattıgı iz' in yansımasıyla
ısınmak isterdim.
Diyorum ya; yasanacaklar bizleri,
biz insan yurekleri bekliyor. Bir devinim belki,
belki bir suregenlik, yine de bekliyor iste.. Belki
bir kac ay sonra, belki de bir kaç yıl sonra ama
mutlaka o bilmedigimiz, gormedigimiz muazzam dünyanın
kutsal insanlarının sevgiyle ısıltan gozleriyle
aydınlanacagımı ve umuda ucurtma ucurur gibi cocuk
yureklerle sarmalanacagımızı biliyorum.
Yakındır;
yıldızları yakalamaya calısan salıncaklarda,
duslerimin cocuk gulusleri..