..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuştuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Modern > Mehmet Ulaş ORAL




17 Kasım 2003
Sis  
sobelendim, yumuyorum...

Mehmet Ulaş ORAL



:BEJB:
Sis
 
 
 
Sis perdesinin gölgelendirdiği pencere görüntüsünün
Arka cephesinden geçiyor flu, sakin bir gece
Krizantem parçacıkları dağılmış uçurumlar
Şimdi, görünmeyen bir deniz var
Tüm sabıka defterlerimde – kimse bilmiyor
Kayıtlarda, mazbatalarda, belgelerde
Silik pencereden bir tuval var
Her baktığında öncekinin ağırlığından kurtulan
Savrulmuş bir kağıt gibi gidiyorum sisin içinde
Sis içimde, alıngan, aşağılayıcı bir dışavurum
Gecenin kınına girmesi sancının damarlarla köprüsü
Konuşan bir soğuk kulaklarımda uğuldayan
Tüm şehrin çığlıklarını duyamaz sarhoşlar, belki biraz
Belki hiç, belki çoktan seçmeli bir zaman içindeyim,
Bildiğimi sanıyorum, Sis içinde diz çökmüş bir çocuk sobesi
Saklanmış bir kağıt gibi çıkarıldım naftalinlerin arasından
sıram geldi,
Yumuyorum.
 
 
 
Sandıklar açılıyor, garip bir koku vuruyor boşa
Yayılıyor, derin, ağır atıl bir şey bu naftalin...
Geçmişin kokusu yapıştığı yerden çıkmıyor,
Sokak lambalarının altında barınağın külliyatı
Sorgusuz, şimdi yarı görünür bir deniz var
Tüm sabıka defterlerimde – bazıları biliyor
Çakmak taşlarında, rızlalarda, kükürtte
Silik pencereden loş bir tiyatro var
Her oynandığında bir öncekiyle aynı duran
Uçurumdan düşen bir çakıl taşı gibi gidiyorum sisin içinde
Sis içimde, soluksuz, son sürat bir metropol maskaralığı
Kibir gibi bir duvar örüyorlar ruhbanlar önüme
Kaçıyorum, kovalıyor, önümde duruyor sis – sağol
Tüm şehrin aşklarını nasıl hisseder ki orospular?
Belki biraz, belki hiç, belki çoktan seçmeli bir yalnızlığın içindeyim,
Biliyor muyum? Sis elinde tabanca bir rus ruleti
Sıkıştırılmış bir barut gibi çıkmalıyım demirin mayasından
Sıram geldi,
Yumuyorum.
 
 
 
 
 
 
Kabzasından kavrıyorum – ne kadar ağır bir külfet sorgusuzluk
Park simsarlarıyla dost oldum, sağır kaldım meteliğin şıngırtısına
Duruşuna, pahasına duyarganın.
Sokak lambalarının altında bir şehir krokisi
Eskiyen, yaşlanan, gözlerinin altı kırışmış
Seyir defterini yakmış bir kaptan çıkageliyor denizden.
Denizi anlatıyor bin usul,
Denizden bir tutam tuz koyuyor yaralarının üstüne
Deniz kokuyor, tuzlu, karanlık, sisli bir gece dümende
Şekilsiz, şimdi apaydınlık bir deniz var
Tüm sabıka defterlerimde – herkesler biliyor
Pusulalarda, limanlarda, iskele babalarında
Kamara penceresinden yarım kalmış bir sinema var
Oynadığında şiir gibi ağır, hiçliğe bağlı
fırtınada sürüklenen bir şilep gibi gidiyorum sisin içinde
sis içimde, damarlarımda, bedenimi kaplamış,
göstermiyor mu yoksa beni?
Sis içimde, sessiz, derin, kifayetsiz bir sorumluluk kaçaklığı
Kibirden bir korsan düşürmüşler ruhbanlar peşime
Yüzüyorum, yüzüyor, yüzbin yıllık yüzüşlerde
Önümden çekiliveriyor sis – nereye gittin?
Tüm şehrin hayatlarını bilir miyim sanıyor bunlar?
Belki biraz, belki hiç, belki çoktan seçmeli bir sınavın arefesindeyim,
Artık biliyorum, sis gelip geçici bir paravan eskizi
Açıldığında yine herşey aydın, yine hergün aynı
biliyorum, Saklanan bir çocuğum sobenin içinde ben
Sisim kalktı, zaman doldu, ucunda yine sobeci olmak var.
O halde çıkıyorum!
 
 
 

 



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın modern kümesinde bulunan diğer yazıları...
Orta Kat - Peri Masaları
Peri II
"Peri"
Ara Nağmeler Çarşısı
ikinci şiir
amfora

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yalnızlık Resimleri
Şehirlik Rubai
Mabrahar -IV-
l y d i a
Dantes
Mabrahar -II-
Tek Kişilik bir Aşk İçin Düş Markizine Gece Fanzinleri
Ayarı Düşük Yalnızlıklar
İris II
Mabrahar -I-

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
kardiyoloji [Öykü]
Ağır Roman(tik) – 2001 [Öykü]
Sigara - 2 [Öykü]
(Gar)dolap [Öykü]
Şifreli Konuşkan [Öykü]
Yalnızlığın Aleni Tarihi [Öykü]
Uzun İnce Bir Yol Gibi [Öykü]
Aziz [Öykü]
Ölümsek [Öykü]
Zamansız Pencereler [Öykü]


Mehmet Ulaş ORAL kimdir?

garip bir adamdır. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Cemal Süreya, Küçük İskender, Murathan Mungan, Edip Cansever, Can Yücel, Ferhan Şensoy, Ece Ayhan vs vs vs...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Ulaş ORAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.