Aþkýn aldý benden beni. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Fakat savaþ bu bahane ile çýkmýþ olsa da iþin içinde baþka hesaplar vardý. Vietnam neresi, Amerika neresi? Oradan oraya kim kimi tehdit edebilirdi? Nitekim savaþ sona erdiðinde öyle bir tablo çýktý ki Amerika bu iþten hiç de zarara uðramadý. Þimdi Vietnam’ýn bombalanmýþ yollarýný kimler yapýyor? A..B..D. Þimdi A.B.D. mallarý orada serbestçe satýlýyor mu? Evet. Amerika’nýn bu iþten bir kazancý daha oldu. O dönemde yeni geliþtirdiði silahlarý deneme fýrsatý buldu. Örneðin insanýn vücuduna yapýþýp yanmaya devam eden napalm bombasý. Kuzey Vietnamlýlar da bütün Vietnam’a güya sahip oldular. Peki olan kime oldu? Bu iþten kim zarar gördü? Vietnam’dan ve Amerika’dan savaþta ölen zavallý insanlar. Hair yapýldýðýnda savaþýn üzerinden henüz 10 yýl geçmemiþti. Yaralar tazeydi ve yukarýdaki sonuç bu kadar belli deðildi. Biz o dönemde olan þiddeti daha farklý bir þekilde yaþadýðýmýz için belki hippileri tam olarak anlayamadýk. Türkiye’nin 68 kuþaðý, Amerika’nýn çiçek çocuklarý diye aþaðýladýklarý hippileriyle aslýnda ayný þeye karþý idiler. Ancak iki ülkede birbirinden farklý þekilde geliþtiler. Hippi gençlik Vietnam savaþýnýn bitmesinde çok önemli rol oynadý. Özgürlük arzusu içinde bu tür davranýþ onlara özgü bir davranýþtý. Ýþte Hair müzikali neredeyse tam da bunu dile getiriyor. Hair müzikali de diðer birçok müzikal gibi sahne oyunu olarak baþladý. Yanýlmýyorsam Türkiye’de de bir örneði yapýldý. Ben onlarý izleyemedim. Ancak filmi yapýldýðý zaman izleyebildim ve müziklerini dinleyebildim. Filmde yalnýz müzik deðil danslar çok önemli yer tutuyordu. Amerika’da Orijinal sahne oyununu izleyen bir arkadaþým bu konuya dikkatimi çekti. Gerçekten de filmde zaman zaman konu anlatýlacak, olay gösterilecek diye danslar biraz ihmale uðruyor. Birçok görüntü de kameranýn çektiði karenin içine giremiyor, yani birkaç kez izleseniz de doyamýyorsunuz. Polonya asýllý saf ve temiz bir Amerikalý taþra çocuðu Vietnam’a savaþa gönderilmek üzere askere çaðrýlýr. Geri planda ‘Aquarius’ (Kova Burcu) çalarken memleketi Oklahoma’dan New York’a doðru yola çýkar. Yolda otobüsü bir tünele girdiðinde tünelin karanlýðýnda dans eden ateþler görünür. Ateþlerin peþinden sýrayla filmin 4 kahramaný tanýtýlýr. 3 erkek bir kýz olan gençlerin hepsinin saçlarý uzundur. New York Central Park’ta güle oynaya Adýnýn sonradan Berger olduðunu öðrendiðimiz genç adama gelen askere çaðrý belgesini yakmakla meþguldürler. Belgenin üzerinde, “Bu belgeyi yýrtan, karalayan, herhangi bir þekilde tahrip eden kiþi 10bin dolardan az olmamak üzere para veya 5 yýldan az olmamak üzere hapisle cezalandýrýlýr. Ya da her ikisi birden” yazýlýdýr. Gençler bu kaðýdý yakar, üstelik bir de ateþinde ýsýnýrlar. Bu sýrada iki atlý polis görünür, hemen oradan kaçarlar. Biraz ileride hippiler dans etmektedirler ve saçýna çiçekler takmýþ çikolata renkli, güzel bir genç kadýn Aquarius’ý söylemektedir. Saf ve temiz Polonya asýllý Amerikalý genç Claude Bukowski New York’a gelmiþ, o da Central Park’ta vakit öldürmektedir. Atlý polisler görününce iki kiþi dýþýnda herkes çil yavrusu gibi daðýlýr. Bukowski olanlarý izlemektedir. O iki kiþi polislerin atlarý ile senkronize olarak unutulmaz bir gösteri sunarlar. Atlarla insanlar birbirlerini taklit ederler. Bu arada filmin son kahramaný dostlarý ile birlikte at üstünde geçerler. (Central Park’ta at sürmek için bir yol vardýr. Ya iþte böyle) Bukowski adýnýn sonradan ‘Shiela’ olduðunu öðrendiðimiz kýza çarpýlýr. Askere çaðrý belgesinin ateþinde ýsýnan Berger ve arkadaþlarý kýzlara askýntý olur, onlardan para dilenirler. Alman asýllý olduðunu sandýðým bir tanesi de onlarýn atýna binmek ister. Tabi kýzlar atlarý topuklayýp uzaklaþýrlar. Gençler Bukowski’den de para isterler. Böylece saf ve temiz, saçlarý týraþlý, taþralý Amerikalý ile kaþarlanmýþ, saçlarý uzun, New Yorklu hippiler tanýþmýþ olurlar. Bukowski’nin 1 gün için bile olsa kalacak yeri yoktur. Hippiler onu aralarýna alarak sözüm ona yardým ederler. Hepsi parkta uyumaktadýr. O gece ona uyuþturucu içirirler, þarký söyletirler Bukowski söylediði þarkýda kendisini tarif etmektedir. Her söyleneni yapan, geleneklere uyan, buyrulanlarýn dýþýna hiç çýkmayan bir kiþidir. Hippiler de tam tersi bir karakterdedirler. Sonra‘yoklar’ý söyler ve dans ederler. “Evim yok, param yok, ayakkabým yok,” yok, yok, yok. Hiçbir þeyim yok. Sonra yorgun düþüp sersefil bir þekilde her biri bir köþeye kývrýlýp uyur. Ertesi gün Bukowski gidecekken Sheila’nýn gazetede resmini görürler. O gün evlerinde bir parti verilmektedir. 4 Hippi ve Bukowski davetli olmadýklarý halde partiye Sheila’yý görmeye giderler. Yemek yeneceði sýrada ev sahibi onlarý dýþarý çýkarmak ister. Berger direnir ve bu kez ‘varlar’ý söylerken masaya çýkar ve ortalýðý daðýtýr. “Hayatým var, gülüþüm var, baþ aðrým, diþ aðrým var, iyi zamaným, kötü zamaným var, elim, kolum, bacaklarým, kýçým var.” Yani ben de sizin gibi biriyim. Hiçbir þeyim sizden farklý deðil. Polisler gelir, kaçýnýlmaz olarak hapishanenin yolu görünür. Hapiste saçlarý kesilecektir. Alman asýllý olan saçlarýnýn kesilmesine þiddetle karþý çýkar. Çünkü saç özgürlüðün simgesidir. Kadýn Psikolog “Erkekler ha? Erkekler?” þeklinde soru sorarak onun homoseksüel olduðunu ima eder. Alman asýllý genç düþünür: “Bana neden uzun saçlý olduðumu soruyor. Bilmiyorum, sevgilim.” Farklý yerlerde bulunan arkadaþlar birlikte müzikale adýný veren müziði söylerler. “Uzun güzel saçlar, rüzgarda dalgalanan saçlar, Eðer gözlerim görünüyorsa saçlarým çok kýsadýr. Polonya asýllý Bukowski Berger ve arkadaþlarýnýn kendisine yaptýklarý eþek þakasýný hazmedemez. Önceden kararlaþtýrdýðý iþi yapar, yani askerlik þubesine gider. Zorlu askerlik eðitimi sýrasýnda söylenen melodiler ve sözler, özellikle Vietnamlý kýzýn melodisi oldukça etkileyicidir. Her bir karesi izlenmeye deðer filmin trajik bir sonu var. Berger ve arkadaþlarý uzun bir yolculuktan sonra Bukowski’yi ziyarete giderler. Kýþlaya alýnmayýnca Berger Bukowski’nin yerine geçer. O sýrada seferberlik kararý gelir. Çavuþlara Bukowski olmadýðýný anlatamaz (E artýk bu kadar kusuru hoþ görün). Birçok askerle birlikte sýra sýra ve uygun adýmla taþýyýcý uçaklarýn karanlýðýna girerek kaybolur. Vietnam’a gider ve orada ölür. Filmin sonunda 1 milyon amerikalý hippi beyaz sarayýn bahçesinde savaþý protesto ederler. “Let The Sun Shine In”. Býrak güneþ içeri girsin. Yani artýk savaþ olmasýn, barýþ olsun, insanlar ölmesinler. Nasýl günümüze bazý þeyler bazý hareketlerin sembolü ise, o zaman da HAIR yani saç özellikle amerikalýlar için özgürlüðün ve baþkaldýrýnýn sembolü idi. Ýyi ki varsýn Hair.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |