"Yumuþak olma ezilirsin, sert olma kýrýlýrsýn." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Kadýnýn bütün yaþamý acýlar içinde geçer. Ýlk kez cinsel iliþkiye girdiði zaman acý çeker. Bekâret zarý yýrtýlýr. Kanlar akar, acý verir, bu yüzden bazen ruhsal çöküntüler yaþanýr, kan akmazsa bizim gibi toplumlarda cinayetler iþlenir. Diyelim, bu durum yaþamýnda yalnýz bir kez olur. Çocuk doðururken acý çeker. Acý çekmeden doðurmanýn bir yolu bulunamamýþtýr. Bazý yöntemlerle biraz hafifler diye duymuþtum. Üstelik çocuk doðsun diye yapýlan iðneler acýyý daha da artýrýr. Haydi, bu acý da tüm yaþamýnda yalnýzca 2-3 kez olur diyelim. (Bazý kadýnlar 20-25 kez doðurabiliyor) Ya kadýnýn her ay düþürmesi gerektiði bir hücre sýrasýnda çektiði acýlar? Her ayýn 4-5 günü kanamalar içinde geçer, içinden kanlar akar, güçten düþer. Nedir? Olgunlaþan hücre düþüyor. Bunun daha kolay bir yolu bulunamaz mýydý? Bu hücre her ay düþmek zorunda mýydý? Bildiðiniz gibi yumurta hücreleri her kadýnda doðumundan itibaren 300bin kadar mevcuttur. Bu sayý artmaz. Kadýn ergen olduktan sonra her ay bir tanesi olgunlaþýr. Eðer erkek tarafýndan döllenirse vücutta kalýr, yeni bir canlý olur. Döllenmezse dýþarý atýlýr. Halbuki yalnýzca döllendiði zaman bir hücre ortaya çýksaydý veya bu iþ kontrol edilebilseydi hiç böyle her ay karþýlaþýlan bir sorun olmazdý. Ama erkek spermi de çok nazik olduðu için kadýnýn vücuduna girdiði anda hemen yumurta hücresini bulmasý gerekiyor. Yoksa kadýnýn savunma sistemi sperm hücresini yok ediyor. Yani tavþana kaç, tazýya tut konusu. Niye vücut spermi yok ettiði gibi yumurta hücresini de yok etmiyor? Çünkü vücut “sperm hücresi yabancý, yumurta hücresi benden, onu yok etmemeliyim” diye düþünüyor. Peki, her ay atýlsýn onu kabul edelim. Yani bu iþ ille de kanlý mý olmalý? Yok, hücre olgunlaþýp rahme düþünce ve bir süre rahim çeperinde tutunmak zorunda kalýyor, hani belki bir sperm hücresi gelir de döller diye. E bu arada beslenmek zorunda tabi hemen birkaç kan damarý çoðalýp, geliþip, çevresini sarýp hücreyi beslemeye baþlýyor. Yumurta döllenmeyip gitme vakti gelince hepsi birden yerinden çýkýyor. Damarlar kopuyor, kan, ucu açýk damarlardan rahme akýyor. Ne kadar kötü bir durum. Yani bunun da kolay bir yolu bulunamaz mýydý? Parmak oluþumu gibi bir çözüm bulunabilirdi. Parmak oluþumu nedir derseniz söyleyeyim. Ýnsan anne karnýndayken, eli önce bir bütün olarak oluþur. Parmaklarý olmayan bir eldiven düþünün, öyle. Sonra parmaklar arasýndaki hücreler toplanmaya ve ölmeye baþlarlar. Böylece parmaklar ortaya çýkar. Ýþte yumurta hücresi de döllenmeyince bu þekilde içerde hiçbir tahribata yol açmadan düþebilirdi. Burada da üretimin hatalý olduðunu açýkça görüyoruz. Bu kadarla kalsa, hatalý üretim yalnýz kadýnlarý ilgilendiren sýnýrlý bir sorun olurdu. Bu kanlý yaþam kadýný tümüyle etkisi altýna alýyor. Kýsaca ve kibarca adet dönemi dediðimiz kan dökme dönemi sýrasýnda, öncesinde ve sonrasýnda kadýn içinde yaþadýðý travma ile iliþkili olarak normalden sinirli oluyor. Bunun için erkeklerin anlayýþ göstermesi gerekir tabi, bu doðru ama deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki anlayýþlý olmak yeterli olmuyor. Bu dönemde ne söylerseniz söyleyin ters bir cevap alabilirsiniz. Hiçbir þey söylememek de çözüm deðildir. Herkes sabýrlý da olmaz. Belki bu sebepten bir çok yuva yýkýlmýþtýr. Hatta sabýrlý olmak bile çözüm deðil. Çünkü hormonlar iþin içinde. Yumurta hücresi atýlacak diye bir sürü hormon salgýlanýyor. Bu durum kadýný sinirli yapýyor, baþý aðrýyor, kasýklarý aðrýyor. Kadýnýn hatalý üretildiðinin bir göstergesi daha. Atýlsýn, peki tamam da bu yumurta hücresinin atýlmasý iþini mutluluk hormonu üstlenemez miydi? O zaman her 25 günde bir yüzünde güller açardý. O kötü dönem hem kadýn hem erkek için güle oynaya geçerdi. Cinsel istek duyduðunda kasýklarý aðrýr ve kadýn bunu her gün duyar. Bazý kadýnlar mý demeliyim, yoksa hepsi mi bilmiyorum, (aslýnda bu lafý ayýp olmasýn diye söyledim) cinsel isteði doyurulmazsa bir baþ aðrýsý saplanýr. Hele bu yolda biraz ilerleyip yarým kalýrsa sonuç tam bir felakettir. Artýk o günden hayýr gelmez. Konuþabileceðiniz veya konuþmayacaðýnýz her konu bir kavga konusudur. Burada baraj sorusuna geliyoruz. Birinci baraj sorusu: “Beni öpmek hoþuna gidiyor mu?” Bu soru tam öpüþürken sorulursa etkisi daha da yüksek olur. Haydi bu geçti diyelim. Ýkinci baraj sorusu geliyor: “Beni seviyor musun?” Bu soru da aranýzýn çok iyi olduðunu geceyi birbirinize sarýlýp geçirdiðiniz günün sabahýnda, aranýzda hiçbir sorun olmadýðýný düþündüðünüz bir anda sorulunca etkisi çok güçlü oluyor. Kuru bir “evet” demek yeterli deðil. Zaten bu soru birlikte geçirdiðiniz kýsa süre içinde onlarca kez sorulmuþ. Her seferinde hep ayný heyecan ve istekle yanýtlamalýsýnýz. Yoksa iliþkiniz bugün olmazsa yarýn biter. Ýþte kadýnýn teknik arýzalý olarak üretilmesinin böyle bir sonucu vardýr. O yüzden “Kadýnýn karnýndan sýpasýný, sýrtýndan sopasýný eksik etmemek gerek.” Diye bir atasözü üretmiþiz. Bunu gerçekleþtirebilirseniz ne hatalý üretimin ne baraj sorusunun bir önemi kalýr. (Sakýn yanlýþ anlamayýn, þaka yaptým ha!) Bu kadarla da bitmiyor. 40-50 yaþlarýnda bu hücrelerin vücutta bitmesiyle menopoz dönemi baþlýyor. Bazý hormonlarýn eksikliði kemik erimesine neden oluyor. Deminki durum gibi ne alaka deðil mi? Hücre bitiyor, kemikler erimeye baþlýyor. Sonra gelsin eklem aðrýlarý, sýrt aðrýlarý... Bu hata deðil de nedir? Diyeceksiniz ki erkeklerin hiç mi hatalý üretim yaný yok. Bilmem. Belki vardýr belki yoktur ama burada konumuz baraj sorusu ve kadýnlardý. O da belki baþka bir sefere. 2. Ocak.2007
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |