Kitabının bir kopyasını gönderdiğin için sağol. Onu okumakla hiç zaman yitirmeyeceğim. -Moses Hadas |
|
||||||||||
|
gitgide içinden çıkılmaz bir batağın kahramanı olduk,olacağız...Sürgit bir dünyanın takasçısı olarak gündoğumlarında,gün batımlarında...daima!!!! En çok kiminle konuşur insan,demiştim yazmaya başlarken. Şimdi konudan uzaklaştığımı söyleyebilirim size. Zaten ben atlamalı zekaya sahip biriyim,itiraf etmeliyim.Dikkatimi hiçbir zaman aynı konu üzerinde toplayamıyorum...Hangi koyakta bir çiçek kokusu duysam,oradayım...Hırsız bir rüzgarım,alır kaçarım nektarını,kokusunu çiçeklerin...Petek petek bal yapmaya...”Arılardan izin almak benim neyime!..Onlar da kim oluyor?Boş ver kardeşim,sen işine bak!..Aldırma böyle şeylere...” der demez geceye düşen başımı kaldırıp bakıyorum, sabah sabah uçan kuşlara...Nasıl telaş içindeler...Nasıl cıvıl cıvıllar bir görseniz!..şaşarsınız!..Onlara karışmıyor hiç kimseler,karışamıyorlar.Özgürlüğün,başına buyrukluğun tadını çıkarıyorlar,ne güzel!..Devletler hukuku,sınır boylarına gömülen mayınlar,sıra dağlar,ovalar,denizler,okyanuslar sed çekemiyor onlara...Hiç bıkmadan,usanmadan uçuyorlar uçuyorlar bir o ülkeye, bir bu ülkeye...Var mıdır acep onlara göç yollarında “dur!” diyecek bir güç?Hiç sanmıyorum!Turnaları,leylekleri,kırlangıçları,kelaynakları düşünüyorum sonra...Sürüler halinde gelip konuyorlar gönlümün çayırlarına...Ne kadar böcek,yılan kurbağa,solucan,ekin,darı varsa silip süpürüyorlar...Dasdazlak kalıyorum ortada...Ne Havva’nın yaprağı kalıyor oramda,ne de Yunus’un diktiği hırka...Anadan üryanım!..Aldırmıyorum,utanmıyorum çıplaklığımdan...Çünkü ben doğarken böyle doğdum!..Öyle bir arınıyorum ki,tertemizim şimdi!..Kurbağalarım viraklıyor ya akan derede yanı başımda “susun “ diyorum onlara “sokun başınızı batağın içine,yaşamaktan vazgeçmeyin!..Sakın yem olmayın birilerine!..”Bir tel kopuyor,sızısında artıyor pişmanlığım...Hoyrat bir elin varlığını hissediyorum yüreğimde...Durmadan bir şeyler yolup yolup değiştiriyor beni!Saçımın karasını ak’a çeviren yıllarımı,tuzuyla yanağımı yakan gözyaşlarımı,tavanı gözleyen bakışlarımı,penceremde asılı kalan özlemlerimi,yüreğimde boy atan gizli bir sevdanın çağrısını,hep duran şeylere mahkum bir bedenin uçmakta olan bir ruhla çekişmelerini...ve daha neleri neleri geçiriyorum zamandan...Zaman denen bu hoyrat elekte eleniyorum adeta!..”Alta geçenler,üstte kalanlar nedir” diye sorduğumda,verecek yanıtım olmuyor inanın!..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |