Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
ve kendi adını koyarsa, Fırtına Tanrısı Haldi ve Güneş Tanrısı onu yok etsin. Urartu Kralı Rusa (M.Ö. 645-643) Ayanis Kalesi Yazıtından" Ömer AKŞAHAN Van müzesinden içeri adım atar atmaz, kitaplardan izlediğim Urartu uygarlığı yapıtlarıyla karşılaşınca sevinç doldu içime. Çünkü, bulunduğumuz yer Tuşba (Van), bu uygarlığın başkentiydi. Tüm bölgeden toplanan eserler burada topluca sergilenmekteydi. Cam bölmelerde sergilenen maden, toprak ve cam işçiliklerine hayran olmamak elde değil. Özellikle saray hazinelerinden çıkan kadın makyaj malzemeleri, ayna ve cımbızlar, ister istemez günümüzdeki makyaj endüstrisinin geldiği noktayı bize anımsatıyor. Öte yandan Hakkari bölgesinden çıkarılan steller de çok etkileyiciydi doğrusu. Bir Asur yazıtında, Kral Sargon’un, Urartuların büyük tanrısı Haldi ve eşi tanrıça Bagbartu’ya ait tapınaktan yağmaladığı eşyanın listesi verilimiş: Dokuz altın kalkan, bir büyük altın kama, 96 gümüş mızrak, 12 kalkan, 33 araba, 393 bardak, dört broz heykel, Kral Rusa’nın arabası ve heykeli, 130 renkli elbise, dokuz altın işlemeli elbise... Yolu bir gün Van'a düşenler, bu tarih zenginliği ile tanışmalı, diye düşünürken, müzede beni etkileyecek bir şeye henüz rastlamamıştım. Ne zaman ki, yazıtları okumaya yöneldim, o anda, yukarıdaki metinle karşılaştım. "Ah, işte aradığım bu!" diye, haykırdım içimden. Tarih imdadıma yetişmişti sonunda. Bu denli zengin bir uygarlığı yaratan insanların günün birinde yarattıkları eserlerle anılmayı istemesinden daha doğal ne olabilirdi ki? Günümüzde hırsızlık salt ekonomik amaçlarla yapılmamakta; yazın ve akademik alanlarda kopyala, yapıştır yöntemiyle zahmetsizce kendi eseriymiş gibi basılmaktadır. Bu kişilere en iyi dilek, Kral Rusa'nın yukardaki yalın ifadesi olsa gerek! Kral Rusa'nın bu dileğini ciddi edebiyat siteleri baş sayfalarına koyarsa sanırım çok anlamlı olur. Bu işten utanması gereken fikir hırsızlarına yeterince etkili olmasa da, düşünce aşamasında olanları belki kazanabiliriz. 5846 sayılı yasa, telif eserlerin korunmasına yönelik çok ağır yaptırımlar içermesine karşın, görevlilerce yeterince denetlenemediğinden herkes bildiğini okumaya devam ediyor. Merak ettiğim bir konu da şu: Kral Rusa'yı tanrıların lanetini dileyecek kadar, kim öfkelendirdi acaba? Sonuçta ben de Kral Rusa gibi diyorum ki:" Her kim ki, benim adımı, yazdığım eserlerimden kazıyıp siler ve kendi adını koyarsa; Fırtına Tanrısı Haldi ve Güneş Tanrısı onu yok etsin! ../..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ömer akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |