..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İnternet > ömer akşahan




8 Ocak 2005
Her Şey Yaşanmış Olmak Zorunda Mıydı!  
ömer akşahan
Özellikle saray hazinelerinden çıkan kadın makyaj malzemeleri, ayna ve cımbızlar, ister istemez günümüzdeki makyaj endüstrisinin geldiği noktayı bize anımsatıyor.


:BGGF:
"Her kim ki, benim adımı kazıyıp silerse
ve kendi adını koyarsa,
Fırtına Tanrısı Haldi ve
Güneş Tanrısı onu yok etsin.
Urartu Kralı Rusa (M.Ö. 645-643)
Ayanis Kalesi Yazıtından"


Ömer AKŞAHAN

Van müzesinden içeri adım atar atmaz, kitaplardan izlediğim Urartu uygarlığı yapıtlarıyla karşılaşınca sevinç doldu içime. Çünkü, bulunduğumuz yer Tuşba (Van), bu uygarlığın başkentiydi. Tüm bölgeden toplanan eserler burada topluca sergilenmekteydi.

Cam bölmelerde sergilenen maden, toprak ve cam işçiliklerine hayran olmamak elde değil. Özellikle saray hazinelerinden çıkan kadın makyaj malzemeleri, ayna ve cımbızlar, ister istemez günümüzdeki makyaj endüstrisinin geldiği noktayı bize anımsatıyor. Öte yandan Hakkari bölgesinden çıkarılan steller de çok etkileyiciydi doğrusu.

Bir Asur yazıtında, Kral Sargon’un, Urartuların büyük tanrısı Haldi ve eşi tanrıça Bagbartu’ya ait tapınaktan yağmaladığı eşyanın listesi verilimiş: Dokuz altın kalkan, bir büyük altın kama, 96 gümüş mızrak, 12 kalkan, 33 araba, 393 bardak, dört broz heykel, Kral Rusa’nın arabası ve heykeli, 130 renkli elbise, dokuz altın işlemeli elbise...

Yolu bir gün Van'a düşenler, bu tarih zenginliği ile tanışmalı, diye düşünürken, müzede beni etkileyecek bir şeye henüz rastlamamıştım. Ne zaman ki, yazıtları okumaya yöneldim, o anda, yukarıdaki metinle karşılaştım. "Ah, işte aradığım bu!" diye, haykırdım içimden. Tarih imdadıma yetişmişti sonunda. Bu denli zengin bir uygarlığı yaratan insanların günün birinde yarattıkları eserlerle anılmayı istemesinden daha doğal ne olabilirdi ki?

Günümüzde hırsızlık salt ekonomik amaçlarla yapılmamakta; yazın ve akademik alanlarda kopyala, yapıştır yöntemiyle zahmetsizce kendi eseriymiş gibi basılmaktadır. Bu kişilere en iyi dilek, Kral Rusa'nın yukardaki yalın ifadesi olsa gerek!

Kral Rusa'nın bu dileğini ciddi edebiyat siteleri baş sayfalarına koyarsa sanırım çok anlamlı olur. Bu işten utanması gereken fikir hırsızlarına yeterince etkili olmasa da, düşünce aşamasında olanları belki kazanabiliriz.

5846 sayılı yasa, telif eserlerin korunmasına yönelik çok ağır yaptırımlar içermesine karşın, görevlilerce yeterince denetlenemediğinden herkes bildiğini okumaya devam ediyor.

Merak ettiğim bir konu da şu: Kral Rusa'yı tanrıların lanetini dileyecek kadar, kim öfkelendirdi acaba?

Sonuçta ben de Kral Rusa gibi diyorum ki:" Her kim ki, benim adımı, yazdığım eserlerimden kazıyıp siler ve kendi adını koyarsa; Fırtına Tanrısı Haldi ve Güneş Tanrısı onu yok etsin!

../..

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Ben de ben de
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
9 Ocak 2005
Sevgili Ömer Akşahan; Son cümlenizi ben de yürekten söyledim.Çünkü izedebiyat'taki bir yazımı Takvim Gazetesi'nden Gülden Örnek Cıncık, aylar önce kendi adıyla köşesinde yayımladı .Aynı yazıyı Günaydın Gazetesi'nde Sema Kumbaracı da, adımı vermeden yayımladı.........Teşekkürler......Sevgiyle kalın.....Kâmuran ESEN




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İnternet kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sokrat Chat Yaparsa...
İnternet, Şiirde Bir Alternatif Olabilir mi?
Trende Ne Uygun?
Kaç Ölçek Alacaksınız Bu Şiirden?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonbahar Soloları
Köşe Yazarlığı
Efeler, Yörükler, Türkmenler
Sözlence
Aynı Dili Konuşmak
İsimsizler
Okumadığım Her Şey, Bir Şenliktir!
Kum Tanesi İle Yosun
Velad'la Mariya...
Okumaz Yazarlar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hiçliğe Övgü [Şiir]
Kayıtdışı Şiir [Şiir]
Gece Dokunuşları [Şiir]
kalem [Şiir]
Meğer [Şiir]
Güz Yağmurları [Şiir]
Küçük Mariya İçin Kar Senfonisi [Şiir]
Giderken Düşürdünüz 'Ben'i Çantanızdan [Şiir]
Issız Sokak [Şiir]
ayrılıklar [Şiir]


ömer akşahan kimdir?

Kendini nasıl anlatır ki insan… Oturup yazılmaya kalkılsa, her edebiyat işçisinin yaşamı kalın bir roman olur. Ben bunu zaman zaman yazdığım denemelerde ve şiirlerimde yansıtmaya çalışıyorum. Yapıtlarımı izleyenlere küçük birer ipucudur; söylenen her bir sözcüğümüz, tümcemiz. . Kendimi şiirde ilk keşfedişim beni aynı zamanda büyük bir hayal kırıklığı yaşattı ve düzene yenik düştüm. Yol göstericim de yoktu yanımda; düzene isyan edeceğime, şiire küsüp öyküye yöneldim. Bütün bu yaşananlar ortaokul dönemime rastlar. Yine bir gün düzen beni aldı, bir sonbahar yaprağı gibi Aydın Dağlarının zirvesine fırlattı. Yıl 1981. Ve beni yeniden hayata bağlayan sihirli gücün şiir olduğunu orada anladım. O gün bugündür, can yoldaşım, arkadaşım, sırdaşım ve en büyük sığınağımdır ŞİİR! İnanıyor ve haykırıyorum; şiir mabedinde yanmayan hiç kimse, ben buyum, ben şuyum diyemez. Tek inancım, ömrüm oldukça yazmaya, gerekirse yazdırarak da olsa şiire ihanet etmeyeceğim. Aydın’ın İncirliova ilçesinde, ‘53 yılının Ocak ayında, bir Kova erkeği ve sevgili annemin tek eşinden 14. yavrusu olarak dünyaya gelmişim. Babam ve annem ümmiydi. Okul yüzü görmemiş bir ailenin ilk üniversite mezunu olarak kutsal öğretmenlik uğraşımı resmi düzeyde ‘99 yılına dek sürdürdüm. Halen özel sektörde işimden arta kalan zamanlarda, öğrencilere Türkiye’nin hemen her noktasında şiir dersleri veriyorum, gönüllü. Yeni Türk şiirini mevcut Türkçe ve Edebiyat kitaplarından öğrenemeyen gençlere yeni Türk şiirinin kapısını aralamaya çalışıyorum. İnanın bu çalışmalarda şiir adına öyle ilginç olaylara tanık oluyorum ki, gözyaşlarınızı inanın tutamazsınız. Tüm uğraşlarımdan edindiğim çok önemli bir gerçeğin altını kalınca çizmek istiyorum: ŞİİR ÖYLESİNE SİHİRLİ BİR ANAHTAR Kİ, AÇMADIĞI BİR KAPIYI GÖSTEREN HENÜZ ÇIKMAMIŞTIR! Bugüne dek, bir çok edebiyat dergilerinde şiir, deneme, öykü, inceleme, gezi , anı yazılarımla yer aldım. ‘90’da Ödemiş EFE dergisi yöneticiliği, Almanya’da Almanca yayımlanan GEMEİNSAM adlı yayının sorumluluğunu yaptım. Almanca şiir, öykü denemelerinin yanı sıra yurda döndükten sonra da Almancadan Türkçeye şiir kazandırma çalışmalarımı yayımladım. ‘90’da “Nasıl Çalışalım? Nasıl başaralım?” adlı çalışmam M. E. B. ca tavsiye edildi. Egebank tarafından 3000 adet basıldı. ‘98’de ilk şiir kitabımı Sivas’ta yakılan 37 güzel insana adadığım için yalnızca 37 şiir içermektedir. Evliyim. Eşim de emekli sınıf öğretmeni olup, bir oğlum ve bir kızımla beraber yaşamımızı renklendirmeye çalışmaktayız.

Etkilendiği Yazarlar:
Mayakovski, Cemal Süreya, Sabahattin Ali, Cahit Tanyol


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ömer akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.