..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşam kısa, sanat uzun, fırsat aceleci, deney aldatıcıdır. -Hippokrates
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Feray Korkmaz




22 Ağustos 2005
Eyvah! Beynime Giriyorlar  
Feray Korkmaz
...evet, şimdi çocukluğunuza dönüyoruz, yok yok biz en iyisi önceki hayatınıza dönelim. Bakalım siz nerenin prensesisiniz...


:BGJG:



Doktorun kapısında, hemşireyle galoşlar yüzünden tartışıyoruz. Aslında O, sevimli sevimli bana galoşları uzatıyor, bense bir o kadar sinirli, sırf bunları giymemek için hastaneye bile gitmediğimi söyleyip duruyorum. Zafer hemşirenin oluyor. Hışır hışır bir sesle doktorun odasına atıyorum kendimi: ben çok kilo almışım kurtarın beni! Bütün sinir hücrelerinin alındığına emin olduğum sevgili doktorum bana dönüp, az önce hemşirenin yüzünde gördüğüm o gülümsemeyle: bütün bayanların daima birkaç kilo fazlası vardır nedense, önce çıkalım şu tartıya diyor.
- Bakın bakın gördünüz mü size demiştim
- Bende daha önce boyunuza göre ideal kilodasınız demiştim...

Doktorum beni kandırıyordu ama odanın içindeki rehabilitasyon müziğinin etkisiyle ben zaten buna hazırdım çoktan. Aslında benim kafamda oluşturduğum o gerçeği, kendine has cümlelerle bana anlatıyordu – kimse manken olmak zorunda değil ki Feray hanım! Hele ki sağlık, böyle bile bile yitirilecek kadar önemsiz olur mu hiç?

Ne diyebilirdim ki, haklıydı. Sırf çok sevdiğim bir eteğin fermuarıyla sorun yaşadım diye bu kadar evhamlanıp, soluğu doktorun yanında aldığıma inanamamıştım o an. Mahcup bir pembeliğin yanaklarımda yer değiştirmesine izin verirken doktorum sesini biraz daha kısarak bir şey söyledi. Bence sizin hipnoza ihtiyacınız var!!! Oturduğum koltuktan nasıl ayağa kalktığımı hatırlamıyorum. Korku filmlerindeki hani o başlarına bir şey geleceğini bile bile girilen karanlık odalarda mahsur kalmış gibiydim. Sanki şimdi dışardan iri yarı birkaç adam gelecek, zorla beni bir sürü elektrikli cihaza bağlayıp beynime gireceklerdi. Gitgide sesini daha çok işittiğim müzikse, bir Türk filminin ilaçlı kolası gibi tehlike arz ediyordu. Nihayet, doktorcuğumun adımı söylemesiyle kurtulmuştum kendi kendime saçmalamaktan. Masadan suyu alıp geri yerime oturdum usulca. Sonra bunu bana neden söylediğini daha önce yaptığımız sohbetten yola çıkarak uzun uzun anlattı. Geç uyuyormuşum, son bir yıldır çok daha sinirliymişim vs. vs...

Sonuç olarak nazikçe hayır dedim. İnsanın bazen, kendi kendine bile itiraf etmekten zorlandığı sırları vardır. Beynimizin alt sınırı dediğimiz yani su üstünde olmayan her istediğimizde hafızamıza sıçramayan ama var olan gerçeklerin, içimizdeki o kilitli çekmecede sürekli kalmasını isteriz. Bazı alışkanlıklarımız, çevresel ya da ailesel etkenlerle yönlendirilebilir. Hatta oturduğunu düşündüğümüz karakterimizden, fedakârlık yaptığımız anlarda olabilir. Ama beynimizi koşulsuz teslim etmek, ipleri daima elinde tutmak isteyen bizler için gerçekten zor iş. Yoga yaparım, pozitif enerjinin olumlu geri dönüşlerine binlerce kez şahit oldum, mucizelere ve evrenin olağanüstü görkemine de inanırım ama hayır, kontrolüm altında olmayan bir beyni kendi ağzımla dillendiremem. Aslına bakarsanız, televizyon programlarında şov amaçlı yapılan bu tür gösterilerin ticari yanlarını, en azından çocukluğuna dönüyoruz yok yok biz önceki hayatına dönelim bakalım sen nerenin prensesisin gibi tuhaf diyalogların insan saflığı üzerine yazılacak bir tez konusu olabileceğini, doktorum anlatmadan da biliyordum ben. Çünkü enerji uygulayarak ablamın baş ağrısını ya da arkadaşımın bel ağrısını geçirebilmemi sadece odaklanmalarına ve kendi beyinlerine verdikleri komutlara bağlamıştım her zaman. Aynı zamanda hipnoz uzmanı olan doktorumla bazı konularda hem fikir olmamız bana yetti de arttı bile. Bu durumun hiç de düşündüğüm gibi bir şey olmadığına beni ikna etme çabasına gelince, kaygılarım daha baskın çıktılar. Üstelik akupunktur yapması için onu ben ikna ettim. Şimdi kulağımda görmek istediğim birkaç tane akupunktur iğnesiyle ve galoşlardan kurtulmuş ayaklarımla mutlu mesut yolumuza devam ediyoruz.

Sırlarımı beynimde, beynimi de bedenimde tutarak hem de...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: konuşur gibi
Gönderen: Murat M. UĞURLU / İstanbul/Türkiye
29 Ağustos 2005
Anlık, ağızdan çıktığı gibi şıkır şıkır ilerliyor okuma... Merak;bir kerede mi yazıldı, üzerinde çalışıldı mı?

:: Mutlu Yolcuklar.
Gönderen: harun küpeli / Gaziantep/Türkiye
26 Ağustos 2005
''Sırlarımı beynimde, beynimi de bedenimde tutarak hem de... '' en güzelini yapmışsın bir kalenin surları gibi yıkık kapısı olmasa bile halen ayakta olmanın anlatılmaz tarifi ile.Neme lazım iyi olayım derken birden geriye tepmek namluyu kendimize çevirip nişan bile almadan sıkmak hem de ıskalamadan en iyisi namluyu hayata çevirmek ki öyle yapmışsın zaten yolun açık olsun dost.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Unutmakta Gömülesi Birşey mi?
Boş Vaktiniz Var mı Acaba?
Raftan Düşen Günlükleri Yazmamak Lazım

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Değildim Giden
Bağ-ı İrem'de Sevmek Seni...
Hoşça Kal Ne Demekti?
Selamın Yoktur Bende
Neden Çekip Gider ki İnsan?
Kal Benimle Sevgili
Nevresim Çiçekleri
Islak Mektuplar
Ruhsal Labirentimde Kayboluyorum
Sende Bedeni Cahil Eden Bir Şey Var

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ben Seni Boş Anımda Sevmedim [Şiir]
Her Şeyim Ol Ama Özlenen Olma [Şiir]
Ferfecir [Şiir]
Sesin Yok Artık [Şiir]
Yarama Tuzdur Deniz [Şiir]
Takvimsiz İklimler [Şiir]
Sepya Adımlar [Şiir]
Tarifi Olmayan Elâm İçin... [Şiir]
Yüzünün Beti Benzi Düşmüş Sazım Üstüne [Şiir]
Hayta Köprüsü [Şiir]


Feray Korkmaz kimdir?

Kelimeler düşüyor ellerimden. Anlatmayı beceremeyen, anlaşılmayı beklemeyen şiirler yazıyor. İçimde küçücük bir sığınak buluyorum da, sığınamayacak kadar büyüdüğümü öğreniyorum. İnsanın, bir gün kendi açıklarını ortalığa salıvermesi ne kadar acı. Kendi acılarımla yüzleşiyorum. Öyle anlarla çarpışıyor ki ruhum, hani o an aynaya gidip baksam, ömrümün baharında saçlarımı bembeyaz bulacağım, gözlerimin ışıksız kahveleri minicik kalacak ve ellerimden düşürdüğüm kelimelerin ne anlama geldiğini o zaman anlayacağım. Çok geç olacak. . .

Etkilendiği Yazarlar:
her insan başka bir dünya ise ve bazı dünyaların içinde kendi gezegeninizin atmosferiyle karşılaşıyorsanız etki alanınıza hoşgeldiniz demektir!


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Feray Korkmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.