..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Popüler Kültür > Mehmet Sinan Gür




9 Mayıs 2006
Barış Dansları  
Mehmet Sinan Gür
...Ama dönem sonunda gösteriye çıktıklarında, yüzlerinde ‘Yaptım işte, size inat, herkese inat, her şeye inat yaptım; çıktım, işte oynuyorum’ ifadesi okunurdu.


:BGBE:
Barış Dansları

6 Mayıs 2006 gecesi Maltepe Yayla Sanat Merkezi’nde İstanbul Kafkas Halk Dansları ekibini bir kez daha zevkle izledim. İzlediğim son gösterilerinin üzerinden dört yıl geçmiş. Grup yanılmıyorsam 16 yılını doldurdu. Bu benim beşinci izleyişim oldu. Aradaki gösterileri kaçırmışım ama bunda benim bir süreyi yurt dışında geçirmiş olmamın etkisi var. Yoksa kaçırmazdım.
Her zaman olduğu gibi ‘güzel bir gösteri’ izleyeceğimi düşünürken pek öyle olmadı. Harika bir gösteri izledim.

Salon tek boş koltuk kalmamacasına doluydu. Bu ekip dans etmeye başladığında henüz ‘Anadolu Ateşi’ yoktu. Yalnız İrlandalıların ‘RiverDance’i vardı. Ancak daha önce söylediğim gibi İstanbul Kafkas dans ekibinin onlardan aşağı kalır hiçbir yanları yok. En az onlar kadar başarılılar. Peki neden madem bu kadar iyilerde bu işten yaşamlarını kazanamıyorlar? Yani neden profesyonel değiller? Çünkü hepsinin başka bir işi var. Bu nedenle Türkiye içinde bile turneye çıkamıyorlar. Düşünün, aynı anda yüzden fazla kişi işyerlerinden iki-üç ay izin alacak (Bir Türkiye turnesi bundan aşağı sürede olmaz.), Anadolu’da gitmedik yer bırakmayacaklar, sonra hiçbir şey olmamış gibi eski işlerine dönecekler. Bu Türkiye şartlarında mümkün değil. Şimdi yaptıkları çalışmayı bile ne özverilerle gerçekleştirdiklerini onlara sorun. Haftada üç gün işten çıkıp Kadıköy Halk Eğitim Merkezinin bodrumunda toplanıp, saatlerce tepinip ertesi gün işe gidip verimli olmak kolay bir şey değil. Belki çoğu suç işliyormuş gibi bu çalışmaları ailesinden, patronundan gizliyordur. Gerçi geçen yıl ekip bir Japonya turnesi yaptı ama çoğu üye izin alamadığı için katılamadı. Hayal kırıklığının düzeyini ölçebiliyor musunuz?

Üniversite yıllarında okulun halk oyunları ekinde bulunan arkadaşlar benzer sıkıntıları çekmişlerdi. Ders çalışmak gereken bir zamanda sene kaybetmeyi (şimdi işten çıkarılmayı) göze alarak çalışmalara katılırlardı. Pazar günleri bizim Mimarlık Fakültesi’nin geniş iç alanları davul zurna sesleri ile gümbürder, kızlı erkekli çığlıklarla çınlardı. Ama dönem sonunda gösteriye çıktıklarında, yüzlerinde ‘Yaptım işte, size inat, herkese inat, her şeye inat yaptım; çıktım, işte oynuyorum’ ifadesi okunurdu.

Ancak ben profesyonelliğe bir atılım yapmak için artık zamanın geldiğini düşünüyorum. Bu nasıl bir atılım olur? Sevgili arkadaşlar, siz de düşünüyorsunuzdur ama izninizle ben de aklıma gelenleri sıralamak istiyorum.

-     Türkiye turnesi olmuyor mu, peki zamana yayılmış olarak İstanbul ve yakın çevresi turnesine ne dersiniz? Bunların bir kısmı günübirlik olur. Sabah gider gösteriyi yapar, ertesi gün dönersiniz. Seyirci olmaz diye korkmayın. Biraz tanıtım yeter. Unutmayın ki ilk başladığınız zamanlarda YSM bile tümüyle dolmuyordu. Arka koltuklarda boşluklar oluyordu.
-     Anadolu turnesi olmuyor. Hele yurt dışı turnesi hayal. Ancak şu kadarını söyleyeyim, Rusya’da turneye çıkabilseniz dönene kadar emekli olursunuz. Başka ülkeleri, Kafkas ülkelerini saymıyorum. Rusya’nın neresine gidilmez ki? Bir tek Moskova kenti yeter. Bütün sorun ilişki kurmakta. Ama bunu da yapabilecek duruma geldiğinizi sanıyorum.
-     Peki bir DVD yapmaya ne dersiniz? Riverdance ve Anadolu Ateşinin DVDleri ne kadar satılmış? Bunları yapanlar sizi kaçırırlar mı sanıyorsunuz?
-     Türkiye’den olmuyorsa (bu hata sizin değil, onların hatası) yabancı bir sponsor neden olmasın?
-     Bir iş yapıp para kazanmak ayıp değil. Şimdi elimde ‘Anadolu Ateşi’ imleci taşıyan bir kitap ayıracı var. Ne demek istediğimi anladınız mı? Ama ‘Biz bu kadarıyla mutlu oluyoruz’ diye düşünüyorsanız kusura bakmayın, bu biraz bencillik oluyor. Başladığınız bir işi yürütmeniz gerekir.

Yazıya başka şeyler eklemek istiyorum. Onlar zaman alacağı için bu kadarla yetindim. Çünkü 27 Mayıs günü aynı yerde yine bir gösteri olacak. Ona yetiştirmek istedim bu yazıyı.

Ekibin artık oldukça iyi yapılmış bir web sitesi var: Adresi: www.istanbulkafkas.com
Meraklı olan buradan daha geniş bilgi alabilir.

İlgili yazı: Rüya Gibi - Kafkas Halk Dansları Gösterisi

7.Mayıs.2006



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın popüler kültür kümesinde bulunan diğer yazıları...
Rüya Gibi - Kafkas Halk Dansları Gösterisi
Müzik - Abba Efsanesi

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yemen Türküsü
Kitap - Sevdalinka - Ayşe Kulin
Erbil (Kuzey Irak) 1
Kitap - Karl Marx 32inci Dereceden Masonmuş
Empati Kelimesinin Anlamını Hrant Dink'ten Öğrendim
Sezen Aksu Konserinin Düşündürdükleri
Film Kitap - Turyetski Gambit ve Plevne Savaşı
Boykot Bütün Dünyada Yayılıyor
İngilizce Eğitim I, ODTÜ ve Oktay Sinanoğlu
Cola Turka Üzerine

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Mehmet Sinan Gür, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.