..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sanat hem bir coşma, hem bir yadsıma işidir. -Camus
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye > Mehmet Sinan Gür




8 Nisan 2002
İngilizce Eğitim I, ODTÜ ve Oktay Sinanoğlu  
Mehmet Sinan Gür
İngilizce eğitimin Türkiyeliler üzerindeki etkileri. ODTÜ hiç umulmadığı gibi Türkiyenin yurtseverlerinin yetiştiği bir kurum olmuştur. Hiç umulmadık başka bir yerde, ABD'de Oktay Sinanoğlu kendi kendisini yetiştirebilmiştir.


:EIGI:
ODTÜ 1956 yılında Ankara’da kuruldu. Kuruluş amacı, Amerikalıların Türkiye ile yapacakları işlerde onların dilinden anlayan kaliteli elemanlar yetiştirmekti. Kısaca onlara hizmet edecek fakat Türkiyeli olan elemanlar. Bu düşüncenin altında bir de Türkiye’nin ABD’ye bağımlılaştırılması yatıyordu.

Ancak tam olarak umulduğu gibi olmadı. ODTÜ’den yetişen kişiler tam tersine ABD’ye cephe aldılar. Üniversiteye ziyarete gelen amerikan elçisi Commerce’in arabası ters çevrilip yakıldı. 47 doğumlulardan oluşan 68 kuşağı denen bir gençlik hareketi başladı. ODTÜ öğrencileri bu harekette öncü rol oynadılar.

Sonra herkesin bildiği, 12 Mart muhtırası ile bir 1972 sonrası dönemi yaşandı. CHP’nin ve Bülent Ecevit’in başbakanlığından sonra hapse atılanlar çıktılar. ABD’ye karşı yeni bir dalga hareketi oldu. ODTÜ öğrencileri yine öncü idiler. Bunun da sonunda 12 Eylül 1980 darbesi geldi. Ondan sonra günümüze kadar her şey Türkiye’yi bağımlılaştırmak için çaba sarf eden kişilerin istediği gibi yürüdü.

İngilizce eğitim yapan kurumlar çoğaldı. İngilizce bilmek sanki çok önemli imiş gibi bir hava yaratıldı.

Bütün bu olaylar olurken Oktay Sinanoğlu isimli bir bilim adamımız ABD’de yetişmiş ve orada çalışıyordu. Yakın bir zamanda Türkiye’ye döndü. Şu anda Yıldız Üniversitesinde öğretim üyeliği yapmakta. Onunla ilgili yazılmış bir kitap ve kendisinin iki kitabı var. Kitaplarından birinin adı Bye Bye Türkçe. Özet olarak savunduğu görüş: Bir ülkeyi bağımlı kılmanın ilk şartı o ülkenin dilini kullanılmaz hale getirmektir. Onun için eğitim dilini bağımlı olacağı ülkenin diliyle yani İngilizce ile yapmalıdır. Eğitim kurumlarının dilinin İngilizceleştirilmesi bu amaca hizmet etmektedir. Dil gidince kültür onu takip eder.(Buna kültür emperyalizmi diyoruz) Peşinden yurtseverlik duyguları yok olur. Sonuçta ülkemiz kendisini savunamaz duruma gelir ve önce esir olur, sonra yok olur.

Oktay Sinanoğlu’nun düşüncelerine büyük ölçüde katılıyorum. Ancak birkaç düşüncemi eklemek istiyorum. Ben ODTÜlüyüm ancak gördüğünüz gibi onun söylediği gibi bir kişi değilim. Kaldı ki o da bütün eğitimini İngilizce yapmış ABD’de yıllarca yaşamış bir kişidir. Ona rağmen ABD’nin egemenliğine girmemiştir. Aksine, en büyük yurtseverler bu kişiler arasından çıkmıştır. Daha da çıkacağa benziyor. İşin başlangıcında da Türkiye’de yabancı dilde eğitim veren herhangi bir eğitim kurumu yok iken başlayabilmiştir. Yani ana kriter İngilizce değil, şüphesiz onun çok büyük etkisi vardır, daha başka bir şeydir. Düşüncemi pekiştiren başka bir veri daha var. Şu andaki ve bugüne kadarki devlet yöneticileri içinde İngilizce bilen, akıcı İngilizce konuşan çok kişi yoktur. Mecliste de İngilizce konuşan çok az sayıda kişi vardır ama bu durumu yapan, yasaları bu yönde çıkaran onlardır. Demek ki dilin Türkçe olması, üniversitelerin Türkçe eğitime dönmesi, sorunu çözücü bir etki yapmaz. Bu bana göre de gereklidir ancak hem yeterli değildir hem de sorunun asıl nedeni değil, yalnızca bir yansımadır.

Asıl neden kişisel çıkarlar ve paradır. Esas olarak bu sorun çözülmelidir. Yoksa dil sorunu da çözülmez; korkarım ülkemiz de elden gider.

Bugünlerde ODTÜ öğrencilerinin yine bazı eylemler yaptıklarını duyuyorum. Gelenek sürüyor.
8.Nisan.2002



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın türkiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tohum Yasası - Bu Ne Biçim Yasa
Kitap - Meraklısına Metal Fırtına
Türk ve Kürt Aydınların Dikkatine
Yapmamalıydınız Komutanım
Film - İki Film Birden
İngilizce Eğitim II, Tarihte Yabancı Dil

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yemen Türküsü
Kitap - Sevdalinka - Ayşe Kulin
Erbil (Kuzey Irak) 1
Kitap - Karl Marx 32inci Dereceden Masonmuş
Rüya Gibi - Kafkas Halk Dansları Gösterisi
Sezen Aksu Konserinin Düşündürdükleri
Film Kitap - Turyetski Gambit ve Plevne Savaşı
Boykot Bütün Dünyada Yayılıyor
Cola Turka Üzerine
Yavuz Zırhlısının Yazgısı ve Tarih Bilinci

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Mehmet Sinan Gür, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.