..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Kent > Hardal Biber




19 Mart 2007
Bu Şehir  
Bu şehir, düşlerime geçit vermiyor. Oysa her şey ne kadar da şiirsel.

Hardal Biber


Bizden daha biz kalmış bir yabancı kent.


:BHCC:
Bu şehir, düşlerime geçit vermiyor. Oysa her şey ne kadar da şiirsel. Boş zamanlarımda altı kollu bir bulvarın etrafında dönüp duruyorum. Vitrinlerde başı bağlı cansız mankenler, başı açık olanlarının kafaları, saçlarının başladığı yerden kesilmiş. Dekolte gecelikler giydirilmiş mankenlerin de başı özenle bağlanmış. Tam karşıda Amerikan özentisi hamburgerci. Vitrinlerde neon ışıklar… İki adımda bir pizzacılar… Bulvar kaldırımlarının fırdolayı dönen kanallardan akan sular donmuş. Oysa bulvarın göbeğine, baharı özendirmek için, dallarında bahar çiçekleri açmış sahte ağaçlar daha dün dikilmişti.

Vitrinlerde hiç yabancı olmadığım markalar… Gösterişli çerçeveler içindeki ipek halılar, bulvarın en göz alıcı köşesinde, paraya kıyacak alıcısını bekliyor...
Altı koldan birinin başında İstanbul Baklavacısı… Kırmızı neonlarla yazılmış adı. Cama dayalı kırmızı tezgahında boş baklava kutuları, birkaç kutu yere düşmüş. Duvarı arşınlayan tozlu boş raflar. İstanbul Baklavacısı günlerdir kapalı. Diğer uçta müşterisi dışarıya dek taşmış kuruyemişçi, buradaki adı: “kurumeyveci”. Bu adı hak ettiğini gösteren rengarenk meyve kuruları vitrininde çiçek açmış. Kivi, elma, portakal, trabzonhurması, ananas, çilek dilimleri capcanlı renklerde. Azıcık renkleri koyuca düşmüş, hepsi o kadar. Hasır tepsilere özenle dizilmişler. Tepsinin en dışında karınları iç içe gelecek şekilde iç cevizler… Hemen yanında kabuksuz antepfıstıkları… Kabuklu, kabuksuz bademler onlara komşu… Göbekte, incir kurularıyla etrafı çevrilmiş kehribar sarısı kuru üzümler… Her biri özele seçilmiş gibi iri, parlak renklerde. Üstünü örten jelatin yorganın altında güzellik uykusuna dalmışlar.
     
Bulvar, yeni canlanmaya başladı. Az önce tüm dükkanlar kapalıydı. İkiyle beş arasında esnaf kepenk kapatıp evlerine gidiyor. Dukkanlar gunde iki kez kepenk aciyor. Gecenin bereketi bir baska. Karanlikla birlikte bulvara alti koldan insan seli akiyor.
     
Tüm kadınlar izledikleri moda ne olursa olsun başlarını bağlamış, eteklerinin altına giydikleri pantolonlar rengarenk. Sanılanın tersine son derece sıcak kanlılar. Akşamüstleri uğradığım büfede taze sıkılmış nar suyumu içerken bir genç kız, cebimden çıkardığım paralara yabanıl yabanıl baktığımdan olacak, kenarları özenle sürmelenmiş gözlerini süzerek:” Yabancı mısınıız?”, diye sordu. Geldiğim yeri söylediğimde gözlerinin içi güldü: “Ah… sizin oralar ne kadar gözel olar. Men, TV’de görmüşem.”, dedi. Gülümseyerek baş örtüsünün ucunu çözdü, bağladı.
     
Nar suyumu içtikten sonra öğlesine bir ‘Cafe’ ye daldım.Yüksek bankonun ardındaki genç, ne içeceğimi sordu. “İstersem, müşabe de varmış.” Soğuk içeceklerin burada genel adı, müşabe. Bir sütsüz kahve istedim. Canım öğlesine sigara istedi ki. Burada yeme içme yerlerinde sigara içilmiyor. Cebimin üstünden sigara paketini okşamakla yetindim. ‘Cafe’ in tüm masaları dolu. Çoğunlukla oturanlar, oğlanlı, kızlı gençler. Tek başıma oturmaktan sıkıldım. Cebimden koca bir topar para çıkarıp hesabı ödedim. Ben, bol sıfırlı paralardan bankonun üzerine üç beşi tanesini koyarken. Bankonun arkasındakiler, sözcüğün sonunu uzatarak: “Kassın, istemez.”, dedi. Ilk baslarda her alış verişte kazıklanıyorum gibi geliyordu, bana. Sonra bizim paramıza çevirdiğimde ödediğim paranın üç otuz para olduğunu anladım.
     
Kim bilir kaç kez bulvarı dolanmıştım ki. Mihenk taşı edindiğim bakkal ilişti gözüme. Eve giden yolu şaşırdığım ilk günlerde bu bakkalı kestirmiştim gözüme. Bakkalın karşındaki dar yoldan indiğimde oturduğum sitenin bulunduğu caddeye çıkıyordum. Bir şey alıp almamak kafamda yokken bakkaldan içeri girdim. Aklıma evde peynirin bitmek üzere olduğu geldi. İyi peyniri olup olmadığını sordum.
Gözlerinin içi gülen bakkal:”Yok”, dedi. “Bendekiler kabuklu peynir. Kabaktan sağa döndün mü bir bakkal var sen ordan al. Onun peyniri yahşi olar. Maşinin varsa, hemen aparsın.” Burada “kabakta” dedikleri az ilerisi, “maşin” dedikleri araba.”Maşinimi almadım.” Dedim. Raflara göz gezdirdim. Bir şey almış olmak için bir sigara istedim. “Kassın” , dedi. Bakkal. Bir gün sırf merakımdan para ödemeden çıkıp; gideceğim.
     
Kaldırımda çim ekilmiş, yemyeşil minik hasır sepetler… Kırmızı minik süs balıkları leğenlerde evlerine bahar müjdesi götürmek isteyen alıcılarını bekliyor. Köşeyi döndüğümde yer tezgahına döktüğü mallarını satmaya çabalayan satıcı bağırıyor: ”Üç kilo hıyar min tümen, üç kilo tomador min
tümen…”
     
Issız eve it girer gibi usul usul bir kar yağıyor. Bizim takvime göre martın 20’si, onların takvimine göre yılın son günü. Kar kaplı sokaklarıyla Tebriz, kendi Noel’ini kutlamaya hazırlanıyor.
     
Elbet bir gün, böylesine bizden kalmanın diyetini başı bağlı kadınlarıyla ödeyen bu şehir, kendi düşsel sokaklarını benim düşlerime de açacak.
     
20.Mart.2007 /TEBRİZ

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Yazım dışında her şey çok güzel
Gönderen: özgür yenigün / Kırıkkale/Türkiye
15 Nisan 2007
Merhaba, Öykünüzü çok beğendim. Bol benzetmeli ve tasvirli, güzel bir durum öyküsü olmuş. Özellikle şu iki cümleyi beğendim. "Vitrinlerde başı bağlı cansız mankenler, başı açık olanlarının kafaları, saçlarının başladığı yerden kesilmiş." "Üstünü örten jelatin yorganın altında güzellik uykusuna dalmışlar." "Jelatin yorgan" benzetmesi güzel gitmiş. "Firdolayı" kelimesinin ne manaya geldiğini merak ettim. Ufak tefek yazım hataları var. "trabzonhurması" kelimesini "Trabzon hurması" şeklinde yazmak daha uygun olur. "özele" kelimesi sanırım "özenle" olacak. "Dukkanlar, gunde, aciyor, baska, Karanlikla" gibi kelimelerde noktalı harfler noktasız, noktasızlar noktalı yazılmış. Bu bilgisayarla ilgili bir sorun da olabilir. Yazım dışında bir eksiklik göremedim. Yazılarınızın devam etmesini dilerim. Benim yazılarıma da bakarsanız sevinirim. Saygılar...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın kent kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şehir, Dağ ve Çocuk…

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Karşılıksız Aşk
Bankamı Boynuzladılar
Obur Öküzler
Güldemdekiler 2
Türk Nikahlı Kuvvetleri Yönetime Elkoydu.

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sevme Organı [Deneme]
Savaşın Gerçek Tadı [Deneme]
Köşeli Karpuz [Deneme]
Geç Kalmış Bir Bayram İlanı [Deneme]
80'ler Okan Bayülgen Hakkı Devrim ve Ötekiler [Eleştiri]
Güldemdekiler 1 [Eleştiri]
28 Yıl Önce 28 Yıl Sonra [Eleştiri]
Aziz Nesin Vakfina Yapılan Saldırılar İlk Değil [Eleştiri]
28 Yıl Önce 28 Yıl Sonra [Eleştiri]
28 Yıl Önce 28 Yıl Sonra [Eleştiri]


Hardal Biber kimdir?

Ferrari'si Olmadan Bilge Olmaya Soyunan Taksi Şöförü.

Etkilendiği Yazarlar:
Voltaire, V.Hugo, K.Marks, Netekim Kenan


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hardal Biber, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.