Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton |
|
||||||||||
|
Bir yerlerimden sızı akageliyor sonra ağaçlar; yeşil sürmeli devasa ağaçlar, kuru ellerinde kuşlarıyla üzerime geliyor kırıntı kırılıdı yapraklar süpürüyor zannediyorum sokakları; hiç rüzgarsız.. sonra güneşten çatma bir şemsiye gibi olmadık yerde açıp duran sızı bir yerlerimde; gürültülü bir bozukluk;kapanmak bilmez; her yerime bata bata kapanmak bilmez sızı... Güneşten çatılmış bir kaş gibi sıcacık ve buz buz kırılgan dallarıyla açılıp kalmasa; tek gayem... Hep yürüken açılan sızı, konuşurken açılan sızı hep, ağaçları tekmelerken ve kuşları çivilerken dallarına dallarımdaki şu sızı. sonra evimin yalnızlığı, dipdiri yalnızlığı neredeyse boyu değecek boyuma uzamış duvarları neredeyse değmiş gelmiş yalnızlığı yanıbaşıma ... Dallanır gider miyim dersin??Azala, açıla, kuruya ve kapana elbette gider miydim... sonra ıslak kokan ağaç ve ağacın kokusuna değen ıslak. Hemen sonra aynaları resmediyorum odalarına evin; güzel olsaydım keşke her türlüsünden de güzel içimde sızlamaktan su kaçıran, menekşe kokusunu yayıp yayılmaksa ; maksat olsaydım keşke bir güzel kadar ... Geniş çizgileri içinde koşup duran bir şeyler gibi hür olsa güzelliğim; sınırsız ve ipin ucunu kaçırmışcasına... Bir şeyler gibi olsa? Neler gibi?? Evet işte; olabilseydim keşke; --neler neler- gibi olabilseydim ... ... sonra sızıyı en huysuz tarafından boğazını yakalayarak kolaylıyorum huysuz başını sarmalayıp sakinleşene kadar sıkıyorum nefesini nefes.. nefesini sayıyorum. Ağaçlar kuşları yemler zannediyorum. Güneşten bozma şemsiye, altın rengi sızım iri dallarıyla kuru bir şeyler atıyor sokaklara; hep rüzgarlı hep avcı... Evimin boy boy uzamış topuklarını kırıyorum; çat sesi gelene dek... çat ; çatı sayıyorum çatıları sayarak ve kırarak .. Islak kokan şarkıcı, yağmur yemiş balıkçı, deniz kıyısı yemiş balıkçı, yağmur kusmuş inatçı, sandal sandal ıslak kokan balıkçı, kayıkçısı suların, avcısı; her biri ıslak kokuyor... Sokak kokuyor her biri yer kokuyor yaprak ve toprak kokuyor Hatırladım , kalbime gömülü kuşlar uçuştu gibi hatırladım, aklımın renkleri açmış, içim dışım menekşe, neler olduğunu hatırladım. Bebeğin ellerinde dua yatar, pembe sıcak ve terli avuçlarca dua. Yatağımda aynı kadın yatar, sıcacık bizsiz ve tek yatar.. Yıldız yatar kayana dek yatar, ve biz ; kol kol yatağımıza uzayana dek ırmak yatarız. Ağlamak yatarız, ağlamamak yatarız, ayrı ayrı bizsiz, tek. Sarhoş kaldım, ayıp kaldım, birike birike kaldım... Aynı oda hala, duvarları yalnızlığıma geldi, geçti duvarlarım boyumu da geçti... Senden kalan bu sızı kalan bu koku, ıslak değen avuçlarım, ağaçlarım, kayıkçılarım, balıklarımın kokusu. Kapanmayan güneşten bozma şemsiyenin altında ezilen aynı kadın tenlerce aşık kadın, susamış, sus bırakılmış. sonra güzelliğim gizli her yüzün içinde kalan hep güzel olan güzelliğim ipin ucu kaçmış ıslak kaygan ve hür kalbimden uçuşan, kaçışan ipin ucu_-hür-_güzelliğim ; sonunu getiremiyorum; bitsin ...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © iLkEsU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |