Yanlış sayısız şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Türkiye tabiki laîk… demeyi çok isterdim ancak, mutlaka laîk olacak diyorum. Ne zaman ? Önce biz bireyler laîk olacağız, sonra Başbakan ve Cumhurbaşkanı da laîk olmak zorunda kalacaklar, ya da laîk olanlar bu makamlarda çalışacaklar. Sosyal insanlar, sosyal bir ülke kurarlar. Demokrat insanlar, demokratik yönetimleri kurarlar. Evrensel hukuk’a inananlar, hukuk devleti kurarlar. Laîk olanlar da, Laîk bir ülke kurarlar. Laîklik ise, devletin her inanca aynı mesafede durmasıdır. Bütün bu saydığımız özellikler, günümüz dünyasında ve bilgi çağında insani ve toplumsal birer ihtiyaçtır. Gerekliliği ve doğruluğu ise bugün itibariyle tartışma kaldırmaz. Bir insanın yaşamı için su, hava, yemek, sevmek… ne kadar ihtiyaçsa, toplumsal huzur ve mutluluk için de bu yönetim biçimleri şarttır. Buzdağının, yedide biri su yüzünde, yedide altısı ise suyun altındadır. Görünen kısmının daima altı kat daha fazlası olan, görünmeyen su altındaki gövdesi üzerinde durur o gördüğümüz buz dağı. Bugünkü başbakanı ve ekibini başüstünde taşıyan Türkiye insanı ne kadar sosyal, demokrat, evrensel değerleri önemsiyor ve laîk ? Bugünkü Türkiye’nin faturasını bugünkü başbakana ve ekibine kesersek yanılırız. Bunlar birer sonuçturlar. Ekilen tohumların doğal ürünüdürler. Taşıdıkları renk, yaydıkları koku doğalarına uygun. Ya biz ? Demokratlar, aydınlar, sanatçılar, hukukçular, inkar edilen aleviler ve kürtler, çevreciler, eşcinseller, sosyalistler, Atatürkçüler… Bu gidişattan en çok endişede olan bizler, neyi bekliyoruz ? İşaret parmaklarımızın ucunu üzerlerine yönelterek, gözlerinin içine keskin ve kararlı bakışlarımızla bakarak, bu sonucu yaratanları her fırsatta açığa çıkarmak birinci görevimiz olmalıdır. İkinci görev ise, Tükiye coğrafyasındaki insan toprağına alternatif tohumları ekmeyi ve sulamayı, filizlerini korumayı ve yaşatmayı öğrenmemiz gerekir. Ortak noktalarımız olan her kişi ve kurum ile mutlaka uzlaşabilecek ortak bir yanımızın olduğunu kavramalıyız. Uzlaşmaktan korkutan zayıf yanlarımızı güçlendirmeliyiz. Her an her kesim ile uzlaşmaktan korkmadan ve ne istediğimizi bilerek hedefimizden sapmadan yaşamayı öğrenmeliyiz. Bu yaşam tarzına kendi iç dünyamızda başlamalıyız. En yakınımızdakilerle devam etmeliyiz bu yaşamı paylaşmaya. Kendimizi, az daha uzaktakilerle de bu yaşamı paylaşmaya hazırlanmalıyız. En uzaktakilerle ise, en azından hiç bir zeminde asla uzlaşmama yemini etmemeliyiz. Sabırlı, kararlı ve kendimizden emin olmalıyız. Ancak böyle başarmamız mümkün gözüküyor. Suçlayan, kötü dediğinden medet uman, hep eleştiren ve beğenmeyen tutum ve davranışlardan kurtulmalıyız. Gündem yaratan, kendi yarattığı gündemi kamuoyunda tartıştıran, planı ve projesi olan bir dinamiğe dönüşmeliyiz. Yanlış anlaşılmasın. Tek tipçi, kafatasçı, şeriatçı, ırkçı, darbeci, emperyalizm ile işbirliği içinde olanlar için geçerli değil bu sözler. Çünkü onlar derslerinde başarılı, hedeflerinde kararlı ve aldıkları sonuçlarda kârlılar. Bu sözlerim, sadece ve sadece demokrasiye, laîkliğe, hukuk’un üstünlüğüne, halkların kardeşliğine, inançların eşitliğine inanan ve sosyal bir devlette yaşamayı arzu edenler içindir. Tekrar başa dönersek « Türkiye laîktir, laîk kalacak » sloganı içi boş ve gerçeğe terstir. İtalyan bir mimar’ın « Bir şeyi yeterki siz yürekten isteyin, bütün evren onun gerçekleşmesi için seferber olacaktır » dediği gibi ; Biz istersek, Türkiye tabiki laîk… olacaktır. Ama yürekten istersek ! Durak Arslan, 17 Ağustos 2007, Fransa
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © David Durak ARSLAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |