Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
Bu duruma üzülenler olmuþ. Ýnsanlýðýn eski günlerde daha mutlu olduklarýný düþünmüþ bazýlarý. Onlar, düþünüp baþlattýklarýný ne olursa olsun sonuçlandýranlarmýþ. Düþünüp taþýnarak, insanlarýn yeniden mutlu olmasýný saðlamaya karar vermiþler… Mutluluðun tek nedeni olarak dünyanýn küresel olduðu gerçeðinin, insanlýða yeterince anlatýlamadýðýný düþünmüþler… Yapýlanlar yetersiz amaçlanan hedeflerin uzaðýndayken, yakýn bir çözüm bulunmalý, bulunabilmeliymiþ. Uzuuun uzuuun düþünürken, insanlarýn dönüm noktalarýnda mutlu olabildikleri gelmiþ akýllarýna. Doðum günü, bayramlar, yýlbaþý benzeri günler, insanlar ve toplumlarýn çoðunluðu için mutluluk nedeni olabiliyor; gerçekleþeceðini düþündükleri dileklerini neden olarak görüp, umutla bekleyebiliyorlarmýþ. Þans onlardan yanaymýþ, bir kez daha… Bu kez yýl deðil, yüzlerce yýlýn dönümü bin yýl yaklaþýyormuþ. “Bundan büyük umut kaynaðý, nedeni olabilir mi?” diye coþkuyla sormuþ, aralarýndan birisi. Umut kaynaðý arayanlarý umutlandýrýrken: “Bin yýlda bir gelen yýldönümünü yaþamak, her insana kýsmet de olmaz” demiþ, ardýndan. Saðlam kaynaða dayandýrýlan geçerli neden bulunmuþ. Þimdi sýra, o nedenin insanlara anlatýlmasýndaymýþ. Bin yýlda bir gelen yýldönümü için yýlbaþý benzeri, kutlayanlarýn az-çok yapýlacaklar konusunda anlaþtýðý bir anlayýþ da yokmuþ. Genel hazýrlýklara katýlmaya hazýrlanýyormuþ insanlar, hepsi oymuþ. Yine de zaman durdurulamayýp, bin yýlýn hemen öncesi ve sonrasý, bir anda gelip geçecekmiþ. Ýnsanlarýn coþkusu yarým kalmamalý, umutlarý gerçekleþmeyenler bir kez daha umutsuzluða düþmemeliymiþ. Huzurlarý kaçarken yüzleri ve davranýþlarýna yansýmamalý, sayýlý huzurlu insanýn huzurunu da bozmamalýymýþ... Yeni bin yýlýn coþkusu bin yýl sürecekmiþ gibi hareketlendirip, umutlandýrmalýymýþ insanlarý ve insanlýðý… Ýnsanlara dünyanýn küresel bir bütün olduðu gerçeði, bu þanslý nedene dayandýrýlarak bir kez daha anlatýlacakmýþ. Küresel dünya herkesi içine alacak, huzurlu insanlar mutluluktan mutluluða uçacakmýþ, kanatsýz… Bu düþüncelerle eski uygulamalarýn yeni yaklaþýmýyla birlikte, kesintisiz sürdürülmesinin itici gücü de bulunmuþ. Yeni bin yýlýn öncesi ve özellikle sonrasýnda insanlarýn birey olarak özgür, toplumlarýn varlýklarýyla huzurlu olacaðý anlatýlýrken; bütün bu güzelliklerin ancak liberalizmle gerçekleþebileceði anlatýlmýþ dünyaya. Liberalizm, gerçek anlamýna yeni anlamlar eklenerek dünyayý kuþatýrken; insanlarýn önemli bölümü kaybetmedikleri eþeklerini yeniden bulmanýn sevinciyle yetinmeyip, coþtukça coþmuþtu. Coþkular bedenlere sýðmayýp, taþarak sel olup sürüklemiþti önüne çýkanlarý, dünyanýn sekiz bir yanýnda. Gözleri daha bir parlayýp, ellerini ovuþturmaktan yorulmayan egemenler; azalan kaynaklarýný yenilemekle yetinmeyip yenilerini elde etmenin coþkusunu yaþamýþlar kendi aralarýnda sessizce, insanlar ve toplumlara duyurmamaya çalýþarak. Olup biten her þey, görmek için bakan gözlerin önündeyken… *** Ýþte yaþadýðýmýz günlere uzayan, geçmiþte farklý adlarla yaþatýlmaya çalýþýlan süreç, bu kez böyle anlatýlarak bir kez daha yenilik olarak sunuldu; yeniliklerin ardýndan koþulsuz koþmaya hazýr kitlelere. Milenyumdan çok önce baþlamýþtý, “küresel dünya” söylemleri. Milenyum’a on yýllar varken, insanlarý alýþtýrmak için erken baþlatýldý yeni yaklaþýmýn anlatým, uygulama ve karþýlama þenlikleri. Ne de olsa alýnacak çok yol, yapýlacak çok iþ, satýlacak eski-yeni ürünler ve özellikle de paylaþýlacak çokkk deðer vardý… Ancak deðerleri kimlerin nasýl paylaþacaðý görülmek istenmiyordu, gözkapaklarý kapalý bakýþlarca… Ne de olsa, “orada piþer, bana da düþer” diye düþünenlerin zamaný gelmiþti artýk… Paylaþýlacaklarýn ardýna takýldý, çok bazý insanlar. Durup düþünenlerin uyarýlarýna aldýrmadan soluksuz bir koþuya, nerede sonlanacaðý belirsiz bir maratona katýlmýþlardý sanki… Nerelerde sonlanacaðýný anlatýp-uyaranlara kulak bile asmadýlar. Onlar maratona katýlmaya niyetli olmayýp, cesaret edemeyenlerdi… Kim dinlerdi ki onlarý! Koþturmalar hýzlandýkça sesleri zayýflýyor, gerilerde kalýyorlardý zaten, günün de gerisinde kalmýþlar… Geçmiþ günler-yýllar-on yýllara ait düþünceleri de tarihin tozlu sayfalarýnda çoktan yerini almýþken onlarý dinlemek, zaman yitirip, gerilemekti… Oysa þimdi ilerleme, koþtururken çaðý yakalama ve atlama zamanýydý… Bir koþudur baþlamýþtý. Dünya anlamýnda evrensel koþu, sýnýr tanýmýyordu. Kurallar gereksiz, fren benzeriydi. Frene basýlarak ilerlenemezdi. Þimdi hýzlanma, gaza basma zamanýydý. Artýk dünyanýn küre olduðunu kanýtlamak adýna sürekli batýya gidip doðuya, doðuya gidip batýya ulaþmaya gerek de yoktu. Hangi yöne gidilse, küresel dünyayla karþýlaþýlýyordu. Bu gerçek, nasýl olup da önceden anlaþýlamamýþtý? Hayret doðrusu! Ayrýca yaþasýn! Dünyanýn küre olduðu sonunda anlaþýlmýþ, insanlar sekiz bir yanýný kanatsýz, uçarak dolaþabiliyordu o güzel günlerde… Uçamayanlar da kürenin yapýsý gereði yuvarlanýyordu doðudan-batýya, kuzeyden-güneye ve her yöne… “Dünya eskiden, sanki küp ya da silindir miydi?” ve benzeri sorulara da aldýrmadýlar. Onlarý kýskançlýklarýyla baþ baþa býrakýp, soluksuz koþularýný sürdürdüler. Güzel dünyanýn güzellikleri taþýmaya baþladýlar yaþamlarýna, birer-beþer. Zaman koþtururken yorulup yavaþlayanlar çevrelerine baktýlar, öylesine. Kazançlar arttýkça her zaman kendilerinin olanlarýn birer-beþer yok olduðunu gördüler. Þaþýrdýlar önce. Sorular sordular sonra: “Nereye gitmiþti o deðerler?” Yorulanlara eklenenlerle yok olanlarý, artýk kendilerinin olmayanlarý aramaya baþladýlar. Buldular da aradýklarýný. Bulup-görmek istemediklerine aitti artýk, kendilerinin olmayanlar. Bir yerlerde hata, belki yanlýþlar olabileceðini düþünmeye baþlayanlar çýktý aralarýndan. Ne de olsa bir yandan kazanýp, kazanýyor görünürken; hep kendilerine ait olduðunu sandýklarý deðerleri yitirmiþlerdi. Kýzdýlar önce. Kýzgýnlýklar öfkeyle karýþýp haykýrýþlara, suçluyu ve suçlularý arayýþlara dönüþtü. Yine uzaklara gittiler ararken, aynalara bakmayý unutarak. Oysa Milenyum, yalnýzca on yýl önceydi. O da gerilerde kalýrken, ilerlemeyi unutmuþ görünüyor, bazýlarý için gerilere de dönüyordu sanki… Dün-bugünle, yarýný da unutmayarak karýþýrken, biçimsel olarak geliþiyordu görünüþte. Ancak geliþim, daha çok karmaþa olarak algýlanýp-yaþanýyordu, þaþkýnlýklar arasýnda zaman akýp giderken… Ama olsundu! Karýþýklýklar da yaþamýn ayrýlmaz bir parçasý deðil miydi, gerçekte? Ýnsanlar var oldukça var olacak umudun zamaný da boldu, nasýl olsa… Yeni Milenyum’a dokuz yüz doksan yýl varken, daha çok yaþanacaklar vardý insan ve insanlýk için; artýk ve sonunda küresel olduðu kesinlikle anlaþýlan güzel dünyada… Eskiden, örneðin küp, silindir ve benzeri olmayan; insanlýðýn þimdilik yaþayabileceði tek büyük evi dünyada, her biri ayrý deðer olan milyonlar-milyarlarca bireyleri de vardý, nasýl olsa… *** Bir varmýþ, binler-milyonlar-milyarlar yok, on milyarlar yoldaymýþ… Dünya insan, uzay dünya doluymuþ… Galaksinin sarmal kollarýndan birinde dönüp duran tek dünyanýn içinde, dönüp duran milyonlar, milyarlar da varmýþ… Milyarlarca yýl sonra ölecekmiþ dünya… Küresel dünya öldüðünde, ölmeyecekmiþ de insanlar… Mart 2010, Ýstanbul E. Asým Öztürk
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © E. Asým Öztürk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |