Zeka her zaman kafada bulunmaz. Zeka bazen elde, bazen ayakta, bazen de sırtta bulunur. Sırtını dönebilmek, elinin tersiyle itebilmek, ayaklanmak bazen çok zekice hareketler olabilir. Yazarların ve enstrüman kullananların zekası ise parmak uçlarında bulunur. Parmak ucumla seni gösteriyorsam bil ki, ya bir şiir kadar zarifsin ya da bir keman kadar etkileyecisin. Yani tam bir zeka örneğisin. Boynuna notalar takıyorsam eğer, boynundan şarkılar söylemek isteğimdendir. Seni parmak uçlarımda hissetmek, aklımdan hiç çıkarmamak olsa gerek. O kadar kafamın içindesin ki, başıma gelen en güzel şey gibisin. Ne zaman başımı alıp bir yerlere gitmeye çalışsam, aşk rüzgarın saçlarımı darmadağın eder. Düşüncelerim en renkli resimleri yaparken, duygularım yüreğimi bir boya tablasına çevirirken, sana dokunamamanın hüznüyle ellerim kan rengine dönüşür. Bir çiçeğin en kırık yerinden gözyaşlarım bir yaprak gibi dökülür. Durdun bir göle düşen koca bir kaya gibisin, hem de ruhumda gürültüler koparacak kadar büyüksün. Fakat unutma sevgili, ruhum da bir kez dalganırsa, sahilime ilk atacağım da sen olursun. O yüzden huzurumda, huzurla dur. Huzurumu kaçırdığın an, ben de kaçarım. Çünkü ruhum ne sertliği ne kabalığı ne de büyüklüğü taşır. Ruhumun durgun sularında bir tüy gibi yüz. İçimi okşa letafetinle.