Karanlığında yıldız yap beni. aydınlığında gölgen olayım. Her gün geçtiğin yol olayım. Eteğinin ucunda dantel, ellerinde eldiven olayım. Hep seninle olma isteğidir bu. Göz kapaklarında kirpik, bakışlarında manzara olayım. Olayım olayım sevgilin olayım. Şiirlerinde ahenk, kaleminin ucunda yazı... En mutsuz anında yüzündeki gamzende gül olarak biteyim. Burnunun dibinde hep olma isteğidir bu. Lütfen burun kıvırma bu isteklerime. Dualarındaki amin olayım. Senin de hep dualarında olayım. Öpemediğim yüzünde bir ben olayım. Saçlarının diplerinde tarak izi olayım. Bir duygu anıdır bu. Sen hiç duygudan anlamaz mısın? Senin başka kapılarda ne işin var? Ellerinde tokmak ben olayım. Vur yüreğimin kapıları sana ardına kadar açılsın. Yüreğimde sen yoksan, nabzım durmuştur. Bir sevgi çığlığıdır bu? Sen hiç sevgiden anlamaz mısın? Hiç yankılanmaz mı, coğrafyanda sesim. Yüce dağlarında bir eşkiyayım. Silahımın namlusu zirvelerindedir, sesim bir kurşun çınlamasıdır. Sesimle çığ düşür ayak dibime. Gel bana yeter ki... İster kar olarak gel, ister çığ olarak gel, ister ölüm olarak gel. Ne olursan gel, bu beden soğuğuna da, karına da razıdır. Helaldir sana yüreğimdeki her kan. Gel dök kanımı. Belki öldüğümde canımı ne kadar yaktığını anlarsın. Bütün sinir uçlarımdasın. Tenime damla damla düşmekte aşkın. Beni çıldırdığının farkında mısın? Hiç çocuk oyununda kaçar bilyeler bir baba gibi geri döner mi? Benimle oynama bu kadar. Bir gidersem, dağların büyüklüğüne bakmam. Salarım kendimi yokuş aşağı. İşte o zaman ellerin bomboş kalır. Parmakların karanlığı yırtar sonra. Bir kelebek misin yoksa, ne bu gül gülüşlerine tutkunluk. En çok karanlıktan kelebekler korkar. Çünkü karanlığın yalnızlığında, kelebekler gülleri ararlar. Gülleri göremeyince de yalnız ağlarlar. Gel öyleyse kelebeğim, gel yanıma. Yüreğimi gül bahçesi yapayım sana. Ne renk istersen o renge bürüneyim. Acılarınla mor olayım. Mutluğunla sarı olayım. Senin yanında rengarenk olayım. Lütfen sevgilin olayım.