Zarif bir çiçeğin renklerinde kırmızı dudakların vardır. Bahar dudaklarında şen şakrak kahkahadır. Güldüğün kadar mutlusundur, ağladığın kadar esir. Bırak koyuver gözyaşlarını, sevgilinin adı silinip gitsin. Seni güneşe muhtaç eden, gece karanlığında yıldızlara esir eden sevgili tüm yağmurları yüreğine doldurup da, sana üşüme bırakırsa, uzattığın ellerini geri çek. Çünkü ıslaklık çarşaf çarşaf yatağına sızarsa, sevişmeler sıcaklığını bırakmıştır. Öyleyse sen neden hala sevgilinin kucağındasın? Rutubetli duvarın kopan sıvalarından bir ömür boyu dizdiğin tuğlalar ortaya çıkmışsa, o duvarda sarmaşık güllerine benzeme. Kop sen de o duvardan sıvalar gibi. Çünkü aşkın rengini yitirmiştir. Mutluluk oysa gökkuşağı gibidir. Hiç gökkuşağında siyah gördün mü? Bırak öyleyse sana yağmurlardan sonra güneş olmayanı. Islandığın kadar aşıksın sanma. Sazan gibi çalkantılarda yaşama ve hemen oltaya takılma. Acıdan korkan mutluluğu bulamaz. Fazla acı ise ayarı bozuk saat gibidir. Beklediğin her saat başında dakikalar gelip yanı başından gider. Sonra bakarsın ki saatin ilk beklemeye başladığın dakikadadır. O zaman anlarsın ki ayarı bozuk olan aşkındır. Beklemek ve gitmek yüreğinde bir karanfildir; ya koparır atarsın yüreğindeki tüm karanfilleri ya da gözyaşların benzin olur dökülür ayaklarına da sevgilinin seni cayır cayır yakmasını beklemeye devam edersin. Yanıp tutuşmalarını da aşk sanırsın. Ne zaman aşkın kül olur da dökülür avuçlarına o zaman anlarsın ki aşk cehenneminde yanan sadece sensin. Böyle bir durumda kimi günahkar ilan edebilirsin ki? O cennetinde mutluyken sen o cennetten kovulan iblis gibi böğürürsün. Bu dünyada fazlalık gibi yaşamaya başlarsın. Ses verdiğin kulaklarda başka aşk şarkıları çalmaktaysa, kimseye aşkını duyuramazsın. Sevgili başka tenlerde bornoz iken, su iken, sabun iken, sen sadece perde olarak durabilir misin? Aşkını sen saklarken sevgili kendini sevişmelerle açığa vurursa, sevgini namuslu sayar mısın? O sevişirken başkalarıyla sen yanından eğik gidersin. İşte en kötüsü budur. Sen giderken sevgiliyi sevişirken bırakmak. Sen sevgiliden bir gözyaşı beklerken, onun gözlerinde başkalarının mutlu silüetleri sana el sallar. Senin görmek istediğini o görmezse bakışlarda ayrılık başlar. Sen giderken tüm aynalarda sana bakan onun gözleri yoksa, çık aynaların karşısına saçını tara ve kendine gülümseyerek bir haber vermeden oradan ayrıl. Sana yakışan da budur. Senin kaliten kadar, aşkın da kalitelidir. Senin değerini bilmeyenin yanından etiketini söküp ayrıl. Başkasına kollarını açandan çek ellerini. Başkasına sarılanın elleri hayatında fazlalıktır.