Aşka Aşık Olmak
Farkında olmasak da herbirimiz bir şeylere karşı mutlaka bir aşk besliyoruz ve bu aşk yaşamımızın temel taşı. Peki ama biz esasında neye aşığız acaba?
"Bir yazarın en büyük başarısı, okunmamış kitap yığınlarının altında ezilmeden ayakta kalmaktır." ― Franz Kafka"
"Bir yazarın en büyük başarısı, okunmamış kitap yığınlarının altında ezilmeden ayakta kalmaktır." ― Franz Kafka"
Farkında olmasak da herbirimiz bir şeylere karşı mutlaka bir aşk besliyoruz ve bu aşk yaşamımızın temel taşı. Peki ama biz esasında neye aşığız acaba?
eteklerinde akşamları özlüyorum anne...dualarında gücünü özlüyorum,buklelerinde ayazları....bir gece vaktinde ellerini özlüyorum anne...
günlerdir beklediğim an gelmiş, sonunda onu görebilmiştim...
Hadi yarım bıraktığın işi tamamla. Beni can çekişmekten kurtar. Sık son kurşunu da kalbime ÖLDÜR BENİ.
Aşkladır göğün döndüğü; aşkladır yerin durduğu. Aşktır çarha koyan feleği; aşktır temcit okutan meleği. Aşktır yıldızları seyrettiren; aşktır ay ve günü devrettiren: Aşktır nebatatı bitiren; aşktır çiçekleri getiren. Aşktır kaşları keman ettiren; aşktır gamzelere kasd-ı can ettiren Dişlerimi kırdım onun aşkından; aşkla durdum namaza ki, çıkarsınlar mızrağı ayağımdan;
Hiç düşünmemiştim, yorgun nefesimde seni hissedemeyeceğimi. Oysa ki kayıp bir şehri keşfetmek gibiydin sen. Her basamağın yepyeniydi benim için. Sormuştum seni dağlara, sonra nehirler söylemişti selamını bana. Çiçeklerde arıyordum seni
Olmayanlar olması gerekenlermiş... Tek telli bir saz gibiydim ve akorsuzca çalınıyordu hayatım!
İstemesemde zorla dinletiliyordu bana;
Acı bir gülümsemeyle alkışlanıyordu olmayanlar, küçümseniyordu olması gerekenler. Bana göre ise; hiçbirşey olmuyordu.
Uyku gözlerimden akıyordu. Kulağımda, yine seslerin en güzeli, düşe(yazdım) kendimi... Gecenin, garip bir türküsü var. Duymak denilen eylemin, hakkından gelenlerin kulağına çalınıyor. Uyku, düşe sarılmış; gecenin ninnisi ile seyrediyor.
Her savaşın ve her kazanımın yüreğinin işlevselliğini azalttı senin sen dingin denizlerin gülüsün boşver ağlama ha geçer...
(Yüreğinde kanayan yara asla dinmesede)
Hasretlerimiz düğüm düğüm selamlarda gizlenir ve seher yelleriyle gönderilir yar olan uzak diyarlara.
Selamların en güzeli ile başlar ve selam ile sona erer bütün mektuplar.
Heyhat!.. Ne selamlar ile rahmet dilediğimiz dualarımız, ne de satırlarında sevgi çiçekleri açan mektuplarımız kaldı.
Nasıl yani bir kayboluşsa aşk ben neden kendimi hiç bulamadım... Kayboluyorum kusursuz bir fırtına gibi...
Safına gecipte arkasına sıgındıgımız olgu sevgi degil miydi? Pekii ne kazandırdı bize... Acı da olsa bir tecrubeydi demekten baska..! Biliyorum ki uzerimize dogan her yeni gun; yeni bir acı tecrübenin habercisi... Neden mi? Cunki biz sevgiden vazgecmiyoru
Geçenlerde bir yazı okudum, bir araştırma sonucu. Diyor ki: “Anadili İngilizce olan,olmayan bilmem ne kadar memlekette yapılan araştırmaya göre İngilizce’deki en güzel sözcük Mother(Anne) imiş.”
Güneş batarken ortaya çıkan o eşsiz ahengi ve muhteşemliği başınızı omzuna koyarak anlatabileceğiniz bir dostunuz olmasaydı, o muhteşem gün batımından ne haz duyardınız? Dostunuzla gökyüzüne bakarken gördüğünüz kuşa, umutlarınızı yükleseniz ve beraberce u
“bir yanım seviyorsan gitme tehdidin de,
seviyorsan kal diyemiyor dilsiz yüreğim...”
Yasamak sevmekse eger, sevmek bir tutkuysa, tutku bir amaç, amaç paylaşmaksa eger, her zaman yüreğimde ve her zaman dualarımdasın..Ayrılıp veda edenlere; yani herkese....